• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Hacivat: Bakalım, bu resfebeyi çözebilecek misin, Karagöz Ağa

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Hacivat: Bakalım, bu resfebeyi çözebilecek misin, Karagöz Ağa? "Ne hep başında, ama hiç saçı olmaz?"

Karagöz: (Kaşlarını çatarak) Hmm, hep başında… ama saçı yok… Bu ne biçim bilmece böyle? Kafam karıştı vallahi! Acaba… bir şapka mı? Yok, şapkaların saçı olabilir. Bir taç mı? Kralların tacı başında olur, ama tacın saçı olmaz. Ama bir taç mı dedim? Olmaz, olmaz… Bu soruda bir tuzak var kesin!

Hacivat: (Nargilesini tüttürerek) Hemen pes etme Karagöz Ağa! Biraz daha düşün. "Başında" kelimesi, sadece kafanın üstünde anlamına gelmeyebilir. Daha geniş bir anlamda düşünebilirsin.

Karagöz: Daha geniş mi? Yani… bir evin başında, bir tepenin başında… yok, yok… bu da değil. Belki… bir mektubun başında? Ama mektubun saçı olmaz! Benim aklım iyice karıştı. Bu sorunun cevabını bulamayacağım galiba. Beynim yandı!

Hacivat: (Gülümser) Sakin ol Karagöz Ağa, henüz pes etme zamanı değil. "Başında" kelimesinin farklı anlamlarını düşün. Mesela, bir şeyin başlangıcında, en önünde… ne olabilir?

Karagöz: Başlangıcı mı? Bir cümlenin başı… ama cümlenin saçı olmaz! Bir kitabın başı… Yok, yok… Bu çok zor! Beni iyice şaşırttın Hacıvat Ağa!

Hacivat: (Hafifçe ipucu verir) Daha somut düşün. Günlük hayatta sıkça kullandığımız bir şey… hep başında… ama saçı olmaz…

Karagöz: (Gözleri fal taşı gibi açılır) İğne! İğnenin başı hep iğnenin başında olur! Ama iğnenin saçı olmaz! Bulduuum!

Hacivat: (Başını sallar) Aferin Karagöz Ağa! İşte bu! "İğne" kelimesi, bu resfebenin cevabı. "Hep başında, ama hiç saçı olmaz" ifadesi, iğnenin ucuna dikkat çekiyor. Senin mantığını kırmak için bu soruyu sormamıştım. Bu resfebe sorusu, kelimelerin farklı anlamlarına odaklanmayı gerektirir. Gayet zekice bir çözüm buldun. Sıra sende, bana bir resfebe sor bakalım!
 
Karagöz:: Karagöz Ağa, seni biraz zorlayacağım ama çok da değil. "Bir odada bir sürü insan var, ama kimse konuşmuyor. Ne oluyor olabilir?"

Hacivat : (Başını kaşıyarak) Bir odada bir sürü insan... kimse konuşmuyor... Hmm, ilginç! Bir cenaze mi? Yok, cenazelerde ağlayanlar olur. Bir kütüphanede olabilir, insanlar kitap okuyorlar, sessizce... Ama herkes kitap okuyor diye kimse konuşmuyor diyemeyiz ki! Belki bir sinema salonu? Film gösteriliyordur, herkes sessizce izliyordur. Olabilir! Ama "kimse konuşmuyor" demişsin kesin bir şey değil bu.

Karagöz(Nargilesinden bir nefes alarak) Düşünmeye devam et Karagöz Ağa, daha farklı bir bakış açısıyla düşünmelisin. "Konuşmuyor" kelimesi üzerine odaklan. Sessizlik, her zaman konuşmamanın anlamına gelmez. Başka nedenlerle de sessizlik olabilir.

Hacivat: Başka nedenlerle sessizlik mi? Yani… korkudan mı? Bir soygun mu oluyor? Hayır, soyguncular konuşurlar genelde. Bir sınav mı yapılıyor? Olabilr. Sınavda kimse konuşmaz. Ama bu da kesin değil.

Karagöz Yaklaştın ama henüz tam olarak değil. Bu durum, sessizliğin zorunlu olduğu bir durum değil, sessizliğin doğal olduğu bir durum. Düşün, bir odada bir sürü insan, hep birlikte ama… sessizce…

Hacivat: (Gözleri fal taşı gibi açılır) Bir fotoğraf çekimi! Bir fotoğrafçı bir sürü insanı bir araya toplamış, hepsi poz veriyor, kimse konuşmuyor! İşte bu! Bulduuum!

Karagöz: (Başını sallayarak) Aferin Karagöz Ağa! İşte tam olarak bu! Bir fotoğraf çekimi sırasında, bir sürü insan bir arada olur, ama genellikle kimse konuşmaz. Soru, sessizliğin nedenini düşünmeyi gerektiriyordu. Zekice bir cevap, tebrikler! Sıra sende, bana bir resfebe sor bakalım!
 
Geri
Top