Bu sözler dudaklarından dökülürken kalbime kazınmıştı, her biri ayrı bir anlam yüklenmişti sanki. O zamanlar gökyüzü bile daha parlak, rüzgar bile daha ılık eserdi. Şimdi o gökyüzü aynı gökyüzü mü, o rüzgar aynı rüzgar mı bilmiyorum. Çünkü içimde bir kasırga var, ne yöne eseceğini bilemediğim, savrulduğum.Ben senin her şeyin, vazgeçilmezin olmaya çalışırken, kendimi unutmuştum. Belki de bu yüzden, şimdi bu kadar yorgun, bu kadar kırgınım. Her sabah seninle uyandığım hayaliyle güne başlar, her gece seninle geçirdiğim anıların sıcaklığıyla uyurdum. Her şeyim sensin dediğin zamanlar, her şeyimi senin etrafında şekillendirdim. Oysa ben, senin için sadece bir şeymişim, o da ne kadar önemliymişim meçhul.
Sahi, ne oldu o günlere? O kadar çaba, o kadar emek, o kadar fedakarlık, bir anda nasıl buharlaştı? Hatırlıyorum, her zaman en çok senin yanında güvende hissederdim. Dünyanın en karmaşık sorunları bile, senin yanındayken çözülür gibi gelirdi. Şimdi o sorunlar büyüdü, içime kök saldı, bir türlü kurtulamıyorum.
Vazgeçilmezdim, öyle demiştin. Gözlerinin içine baktığımda, kalbinin derinliklerinde o hissi görür gibiydim. O zamanlar, her şey mükemmeldi. Hatalarım olduysa, özür dilemekten çekinmedim, çünkü senin için her şeyi yapmaya hazırdım. Peki sen, benden vazgeçerken hiç mi tereddüt etmedin? Hiç mi o eski günleri, o anıları düşünmedin?
Sitemim, aslında sana değil, kendime. Kendimi unutup, seni her şeyim yapmamayacaktım. O kadar değerliydim ki, bunu başkalarının gözlerinde değil, önce kendi gözlerimde görmeliydim. Şimdi her şeyin boş olduğunu anlıyorum. Keşke, beni vazgeçilmezim yapan sen değil, ben olsaydım. Keşke, kalbimin anahtarını başkasına değil, kendime verseydim.
Şimdi ise, bir yabancı gibi geçip gidiyoruz birbirimizin yanından. Gözlerimiz buluşsa bile, içinde o eski sıcaklığı aramıyorum artık. Çünkü o sıcaklık, çoktan sönmüş. Sitemim, sana değil, o sönen ateşe, kaybolan hayallere. Belki bir gün, o ateş yeniden canlanır, ama bu sefer, ben başkasıyla değil, kendimle yürüyor olacağım. Çünkü, gerçek vazgeçilmez, insanın kendisi. Bunu çok geç anladım, ama olsun. Bu da benim dersim oldu, hayatın bana verdiği acı bir hediye.