Bilinmeyenim,
Bugün, 40 yılın ardından sana sesleniyorum. Belki bu mektup hiçbir zaman eline ulaşmayacak, belki de bir gün tesadüfen karşılaşıp bu satırları okuyacaksın. Ama ne olursa olsun, içimde birikenleri kelimelere dökme ihtiyacı duyuyorum. 40 yıl... Bir ömür gibi, değil mi? Bir insanın hayatında ne kadar çok şey değişebilir, ne kadar çok anı birikir? Ama tüm bu yıllar boyunca, içimde hiç solmayan bir umut ve sana duyduğum derin bir merak kaldı.
Hatırlıyor musun, o ilk karşılaşmamızı? Belki sen hatırlamıyorsun bile, ama benim için o an, hayatımın dönüm noktasıydı. Gözlerindeki ışıltı, gülüşündeki o sıcaklık, kalbimi öyle bir titretmişti ki, o günden sonra her gün seninle ilgili bir hayal kurdum. O günden sonra, sana bir mektup yazma düşüncesi hiç aklımdan çıkmadı. Her an, parmaklarımın kağıda dokunduğu o anı, o kelimelerin kalbinden geçeceği o büyülü anı hayal ettim.
Yıllar geçti, mevsimler değişti, hayat akıp gitti. Ben büyüdüm, yaşlandım, hayatın zorluklarıyla mücadele ettim. Ama tüm bu süreçte, içimdeki o ilk heyecan, o ilk umut hiç sönmedi. Belki de bu yüzden, 40 yıl boyunca bekledim. Beklerken, bir yandan hayatın acımasızlığıyla yüzleştim, bir yandan da senin hayalinle avundum. Belki de bir gün, kalbinin sesini duyabilirsin ve bu mektup senin eline ulaşır diye umut ettim.
Bu mektubu yazarken, ellerim titriyor. Sanki o ilk karşılaşmamızdaki gibi, kalbim yine heyecanla çarpıyor. 40 yıl boyunca kurduğum tüm o hayalleri, tüm o duyguları bu satırlara sığdırmak istiyorum. Seni nasıl merak ettiğimi, sana ne kadar değer verdiğimi, seni ne kadar çok özlediğimi anlatmak istiyorum.
Belki de hayat seni farklı yollara sürükledi, belki de çoktan unutuldum. Ama unutma ki, bir yerlerde, 40 yıl boyunca seni bekleyen bir kalp vardı. Bu mektup, o kalbin bir fısıltısı, bir haykırışı. Eğer bu satırları okuyorsan, bil ki, bir zamanlar, senin için deli gibi atan bir kalp vardı.
Bu mektubu bitirirken, sana bir kez daha sesleniyorum. Neredeysen, ne yapıyorsan, umarım iyisindir. Ve eğer bir gün, kader bizi tekrar bir araya getirirse, o zaman sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki...
40 yıllık bekleyişin ardından, umutla...
Sonsuz sevgilerimle,
Bugün, 40 yılın ardından sana sesleniyorum. Belki bu mektup hiçbir zaman eline ulaşmayacak, belki de bir gün tesadüfen karşılaşıp bu satırları okuyacaksın. Ama ne olursa olsun, içimde birikenleri kelimelere dökme ihtiyacı duyuyorum. 40 yıl... Bir ömür gibi, değil mi? Bir insanın hayatında ne kadar çok şey değişebilir, ne kadar çok anı birikir? Ama tüm bu yıllar boyunca, içimde hiç solmayan bir umut ve sana duyduğum derin bir merak kaldı.
Hatırlıyor musun, o ilk karşılaşmamızı? Belki sen hatırlamıyorsun bile, ama benim için o an, hayatımın dönüm noktasıydı. Gözlerindeki ışıltı, gülüşündeki o sıcaklık, kalbimi öyle bir titretmişti ki, o günden sonra her gün seninle ilgili bir hayal kurdum. O günden sonra, sana bir mektup yazma düşüncesi hiç aklımdan çıkmadı. Her an, parmaklarımın kağıda dokunduğu o anı, o kelimelerin kalbinden geçeceği o büyülü anı hayal ettim.
Yıllar geçti, mevsimler değişti, hayat akıp gitti. Ben büyüdüm, yaşlandım, hayatın zorluklarıyla mücadele ettim. Ama tüm bu süreçte, içimdeki o ilk heyecan, o ilk umut hiç sönmedi. Belki de bu yüzden, 40 yıl boyunca bekledim. Beklerken, bir yandan hayatın acımasızlığıyla yüzleştim, bir yandan da senin hayalinle avundum. Belki de bir gün, kalbinin sesini duyabilirsin ve bu mektup senin eline ulaşır diye umut ettim.
Bu mektubu yazarken, ellerim titriyor. Sanki o ilk karşılaşmamızdaki gibi, kalbim yine heyecanla çarpıyor. 40 yıl boyunca kurduğum tüm o hayalleri, tüm o duyguları bu satırlara sığdırmak istiyorum. Seni nasıl merak ettiğimi, sana ne kadar değer verdiğimi, seni ne kadar çok özlediğimi anlatmak istiyorum.
Belki de hayat seni farklı yollara sürükledi, belki de çoktan unutuldum. Ama unutma ki, bir yerlerde, 40 yıl boyunca seni bekleyen bir kalp vardı. Bu mektup, o kalbin bir fısıltısı, bir haykırışı. Eğer bu satırları okuyorsan, bil ki, bir zamanlar, senin için deli gibi atan bir kalp vardı.
Bu mektubu bitirirken, sana bir kez daha sesleniyorum. Neredeysen, ne yapıyorsan, umarım iyisindir. Ve eğer bir gün, kader bizi tekrar bir araya getirirse, o zaman sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki...
40 yıllık bekleyişin ardından, umutla...
Sonsuz sevgilerimle,