Hava sanki Yanliz Yatmis :)))

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Gökyüzü, her zamanki gibi, pırıl pırıl ve maviydi. Bulutlar, pamuk şekerinden yapılmış gibi, salına salına geziyorlardı. Ama bir gariplik vardı. O gün, hava sanki bir küvetin içinde unutulmuş bir buz kalıbı gibiydi; buz gibi, dondurucu ve hiç de alışıldık değildi.

Güneş, her zamanki gibi yerinden çıkmış, tembel tembel gülümsüyordu. "Neler oluyor burada?" diye mırıldandı kendi kendine. "Gökyüzüne bir haller olmuş."

Ay, o gece nöbetini devraldığında, durumu daha da garip buldu. "Hava bu kadar soğukken yıldızlar bile ürperiyor," dedi. "Galiba havaya bir şeyler oldu." Yıldızlar da aynı fikirdeydi. Gökyüzünde göz kırpışları bile yavaşlamıştı, sanki soğuktan donmuş gibi.

Ama asıl olay, Bulut Hanım'ın başına gelmişti. Bulut Hanım, gökyüzünün en şık, en havalı bulutuydu. Her zaman beyaz, kabarık ve pofuduktu. O gün ise, birden bire donmuş bir pamuk şeker yığınına dönüşmüştü. Her yeri buz tutmuştu ve sanki hareket edemiyordu.

"Aman Allah'ım!" diye bağırdı, sesi bile donmuş gibiydi. "Buz tuttum! Ne yapacağım şimdi?"

Güneş, olayı duyunca kahkahayı bastı. "Hahaha, Bulut Hanım! Sen de mi donanlardan oldun?"

Bulut Hanım, bu şakaya hiç de gülmedi. "Güneş Efendi, bu hiç komik değil! Beni buzdolabına atmışlar sanki!" diye söylendi.

Ay da bu duruma katılmadan edemedi. "Hahaha, Bulut Hanım! Pamuk şekerinden buz heykelcik olmuşsun!"

Yıldızlar da kıkır kıkır gülmeye başladılar. Ama sonra vicdan yaptılar. "Belki de biz biraz abarttık," dediler. "Bulut Hanım'a yardım etmeliyiz."

Bunun üzerine Ay, Güneş'e seslendi. "Güneş Efendi, bir de sen ısıtmayı dene. Belki Bulut Hanım'ın buzları çözülür."

Güneş, seve seve kabul etti. "Hemen geliyorum!" dedi ve bütün gücünü kullanarak Bulut Hanım'ı ısıtmaya başladı.

Yıldızlar da, minicik ışıklarıyla Bulut Hanım'ı ısıtmaya çalıştılar. O an, gökyüzünde görülmemiş bir dayanışma vardı.

Ve sonunda, yavaş yavaş, Bulut Hanım'ın buzları çözülmeye başladı. Kendini tekrar kabarık, beyaz ve pofuduk hissetmeye başladı.

"Oh, çok teşekkür ederim," dedi. "Sanırım bir daha bu kadar soğuk havada yalnız kalmayacağım."

Güneş, Ay ve Yıldızlar hep birlikte güldüler. O gün, gökyüzü bir kez daha şenlenmişti. Hava da normale dönmüştü. Ama o günden sonra, herkes havaya daha dikkatli davranmaya başladı ve Bulut Hanım'ı bir daha yalnız bırakmadılar. Her zaman hatırladılar ki, gökyüzü, tıpkı bir aile gibi, birbirine destek olmalıydı.
 
O olaydan sonra, gökyüzünde hayat biraz daha renklendi. Bulut Hanım, buz tutma travmasını atlatır atlatmaz, kendine yeni hobiler edindi. Bunlardan en ilginci, "Bulut Tiyatrosu" adını verdiği bir oyun grubuydu. Her gece, farklı şekiller alıp, komik hikayeler canlandırıyordu. Bazen koca bir ejderha oluyor, bazen sevimli bir kedi, bazen de patlayan mısır taneleri gibi zıplayan bir grup bulutçuğa dönüşüyordu.

Güneş, bu tiyatro gösterilerine bayılıyordu. Her seferinde kahkahalarıyla gökyüzünü çınlatıyor, bazen o kadar çok gülüyordu ki, ışınları titreyip duruyordu. Ay ise daha sakindi ama her gösterinin sonunda minik bir gülümsemeyle Bulut Hanım’ı takdir ediyordu. Yıldızlar da izleyiciler arasındaydı. Bazen o kadar dalıyorlardı ki, göz kırpmayı bile unutuyorlardı.

Bir gün, Bulut Hanım, "Gökyüzünün En Komik Olayı" adlı bir gösteri yapmaya karar verdi. Bu gösteride, o soğuk gecede yaşadıklarını, abartarak ve komik bir dille anlatacaktı. Hazırlıklara günler öncesinden başladı. Diğer bulutları da oyuna dahil etti. Bir bulut, koca bir buz kalıbını canlandırırken, başka bir bulut da tir tir titreyen bir yıldızı oynuyordu.

Gösteri günü geldiğinde, gökyüzü tıklım tıklım doluydu. Hatta, uzaktaki galaksilerden bile meraklı gözler gösteriyi izlemeye gelmişti. Bulut Hanım, sahneye çıktığında, herkes nefesini tuttu. O soğuk geceyi anlatmaya başladığında, herkes gülmekten yerlere yattı. Özellikle, Güneş'in kahkahaları, tüm gökyüzünü salladı.

Gösterinin en komik anlarından biri, Bulut Hanım’ın, donmuş haldeyken, kardan adam gibi hareket etmeye çalışmasını canlandırmasıydı. Diğer bulutlar, buz gibi sesler çıkarıp, komik taklitler yaptılar. Yıldızlar, bu kadar güleceklerini tahmin etmedikleri için, şaşkınlıkla gözlerini açıp kapattılar.

Ay, her zamanki sakinliğiyle, bu komik gösteriyi izlerken, birden aklına bir fikir geldi. "Neden bu gösteriyi her ay yapmıyoruz?" diye sordu.

Bu fikir herkesin hoşuna gitti. O günden sonra, her ay bir kere, gökyüzünde "Gökyüzü Komedi Gecesi" düzenlenmeye başlandı. Her ay, farklı bulutlar sahneye çıkıp, komik hikayeler anlatıyor, birbirinden eğlenceli gösteriler yapıyorlardı.

Güneş, bu gösterilere bayılıyor, her seferinde daha da çok gülüyordu. Ay ise, bu gösteriler sayesinde biraz daha neşelenmişti. Yıldızlar ise, artık her gece güle oynaya göz kırpıyorlardı.

Bir gün, küçük bir yıldız, Bulut Hanım'a bir soru sordu: "Bulut Hanım, o soğuk gece gerçekten çok korkmuş muydunuz?"

Bulut Hanım, gülümsedi. "Evet, biraz korkmuştum. Ama o gece, gökyüzünün ne kadar büyük bir aile olduğunu anladım. Hepimiz birbirimize destek olursak, her zorluğun üstesinden gelebiliriz."

O günden sonra, gökyüzü daha da neşeli ve daha da komik bir yer oldu. Herkes, o soğuk geceyi hatırlayıp gülüyor, birlikte gülmenin ve birbirine destek olmanın önemini anlıyordu. Ve Bulut Hanım, o kadar soğuk bir günde bile, tüm gökyüzünü güldürmeyi başarmıştı.
 
Geri
Top