Hava taşıtları --- Tarihçe

Suskun

V.I.P
V.I.P
Tarihin en eski çağlarından beri uçabilmek insanoğlunun en büyük hayallerinden biri olmuştur. Uçurtmanın ana vatanı kesin olarak bilinmemekle birlikte 3000 yıl önce Çin'de yaygın olarak kullanılmaktaydı. Tarihi boyunca insanoğlu uçurtmayı insan ve malzeme nakli için kullanmaya çalıştı.

İlk kullanılabilir/işe yarar hava taşıtı, 1783'te icat edilen sıcak hava hidrojen balonu oldu.

19. yüzyılda Britanyalı bilimadamı George Cayley, yay tipi uçurtmalardan bir hava taşıtı üretti. 1853'te ise ilk insanlı planör (İng: glider) uçuşu kayıtlara geçti. İtme ve kaldırma kuvvetlerini anlaşılması, insanoğlunun tarih öncesi çağlardan beri saplanıp kaldığı kanat çırpma düşüncesinden sıyrılmasını sağladı. 1890'larda Alman Otto Lilienthal, bugünkü yelken kanata benzer bir uçurtma ile ilk süzülen insan oldu.

Başarısız bir kaç denemeden sonra ilk başarılı zeplin 1852 yılında FransızHenri Giffard tarafından üretildi. Birçok başarılı uçuşa rağmen zeplinler masraflı, yavaş ve hava şartlarından çok etkilenen bir taşıt olması nedeniyle 1930'larda terkedilmeye başlandı. 1937'deki Hindenburg faciası gibi önemli bazı kazalardan sonra ticari kullanımı 1940'larda tamamen durduruldu.
17 Aralık1903'te Wilbur ve Orville Wright kardeşler, ilk motorlu ve kontrol edilebilir uçakla uçuşu gerçekleştirdiler.

Hava taşıtı uçma yeteneğine ve taşıma kapasitesine sahip her nevi insanlı ya da insansız hava aracı. Bunlar

1. Balon
2. Zeplin
3. Planör
4. Yelken kanat
5. Helikopter
6. Uçak
 

Balon​

Isıtılmış hava ya da hafif bir gazla (helyum , hidrojen) doldurulan atmosferde uçabilen küredir.

200px-Jacques_Charles_Luftschiff.jpg

Uçma prensibi​

Balonun havada yükselmesi, suya atılan bir cismin yüzmesiyle aynı ilke olan Arşimet'in kaldırma prensibine dayanır. Bir balon yerini kapladığı havanın ağırlığı kendi ağırlığına eşit oluncaya kadar yükselir. Yükseklik arttığında havanın yoğunluğu azaldığından ağırlık dengelenir ve balon daha yükseğe çıkamaz. Eğer daha yükseğe çıkmak isteniyorsa ağırlığın azaltılması, alçalmak isteniyorsa da balonun içindeki havanın azaltılması gerekmektedir.

Kumanda etme​

Balonlar bir yerden bir yere ulaşmak için elverişli araçlar değildirler, sadece dikey hareket kontrolü vardır ve rüzgarla sürüklendiklerinden yatay yönlendirme imkânları yoktur. Ulaşım aracı olarak kullanılan güdümlü balonlar olan zeplinlerin sürüklenerek değil itme kuvvetiyle yol almalarını sağlayan motorları ve havada yönlenmesini sağlayan dümenleri vardır.

Balonun parçaları​

Bir balon; zarf, gondol (ya da sepet) denilen iki bölümden oluşur. Zarf balonun havayla doldurulan yeri olduğundan yüksek iç basınca dayanıklı, küçük yırtıkların büyümesini önleyecek, gözenekli olmayan esnek ve hafif malzemelerden yapılmaktadır. Bu malzemeler "peş" denilen parçalara göre yatay, dikey veya diagonal olarak birbirine eklenmektedir. Sepeti ve yükleri taşıyan bir ağ balonu çevreler. Balonun tepesinde alçalmak veya inişten sonra balonu söndürmek için ayrı bir iple çekilerek açılan hava boşaltma deliği vardır.

İlk uçuş​

Balon fikri ilk kez 1766 yılında hidrojeni bulan Henry Cavendish’in bu gazın havadan hafif olduğunu görmesi ve 1767’de Joseph Black’ın hafif bir aracın hidrojenle doldurulduğu zaman uçabileceğini öne sürmesiyle doğdu. Ancak ilk balon hidrojenle değil sıcak havayla doldurularak uçtu. İlk uçuş 5 Haziran1783 tarihinde Fransız Joseph Michel Montgolfier (1740-1810) ve Jacques Etienne Montgolfier (1745-1799) kardeşler tarafından Annonay köyünde çapı 10,5 metre olan ketenden bir torbayı sıcak havayla doldurarak olmuştur. Balon 450 metre kadar yükselerek 10 dakikada 1,5 millik mesafe katetmiştir.

İlk insanlı uçuş​

Montgolfier Kardeşler sonraki uçuşlarını 19 Eylül1783 tarihinde, aralarında Benjamin Franklin’in de bulunduğu kalabalık karşısında Paris’te yapmışlardır. 6 millik uçuşta balonun sepetine bir horoz, bir ördek ve bir koyun koymuşlardır.
20 Kasım1793 yılında sıcak hava balonu Fransız fizikçi Jean François Pilatre de Rozier (1756-1783) ve bir arkadaşını da taşımış tarihte balon kullanan ilk pilotlar olmuşlardır.

Hidrojen Balonu​

Fransız Fizikçi Jacques Charles (1746-1823) sıcak havanın kısmen az bir havada yüzme etkisi yarattığını ve soğudukça bu özelliğini yitirdiğini farketti. Sepette yakılan ateş havayı bir müddet daha ısıtmakta idi. Ancak Hidrojen gazı daha hafif ve havada yüzme kabiliyeti kalıcı idi. 27 Ağustos1783 tarihinde Jacques Cesar Charles ilk hidrojen balonunu yaptı ve uçurmayı başardı.

Bilimsel amaçlı uçuşlar​

Fransız fizikçi Jean Baptiste Biot (1774-1862) ve Joseph Louis Gay-Lussac (1778-1850), 1804 yılında 6,5 km yüksekliğe çıkarak bu yükseklikteki havanın bileşimini sınadılar ve dünyanın manyetik alanının doğasını incelediler. Bu bilimsel amaçlı olarak yapılan ilk uçuştu.
1902 yılında Fransız Meteorolog Leon Philippe Teisserenc de Bort (1855-1913) insanların çıkamadığı yükseklikler için ölçüm aletleri yerleştirilmiş insansız balonlar uçurmuştur. Bu yöntemle atmosfer sıcaklığının 11 km yüksekliğe kadar düzenli olarak düştüğünü tespit etmiş ulaşabildiği daha yükseklerde ise sıcaklığın sabit kaldığını tespit etmiştir.

1931 yılında ise İsviçreli fizikçi Auguste Piccard (1884-1962) kapalı bir vagon yaptırarak iyonosfer ve kozmik ışınları inceleyebilmek için 16 km'ye kadar balonla çıkmayı başarmıştır.
 

Zeplin​

bir tür hava gemisi olup, ulaşım aracı olarak kullanılan itme kuvvetiyle yol almalarını sağlayan motorları ve havada yönlenmesini sağlayan dümenleri olan puro biçiminde ve altında yolcu kabini bulunan güdümlü balonların genel adıdır. Omurgalı güdümlü balonların en başarılı yapımcısı olan Kont Ferdinand von Zeppelin adlı Alman güdümlü balonların isim babasıdır. İlk zamanlar hidrojen ile dolu olmasına karşın 1937'de Hindenburg faciası üzerine içine hidrojen yerine helyum kullanılmaya başlanmıştır.

İlk uçuş​

Başarılı olmuş ilk uçuş Fransız mühendis Henri Giffard tarafından 24 Kasım1852 yılında gerçekleştirilmiştir. Giffard 160 kg ağırlığındaki ve 3 BG’ndeki buhar makinasını 43 metre uzunluğunda ve 12 metre çapındaki , hidrojenle dolu bir torbanın altına takarak Paris’ten havalanıp 30 km uzaklıktaki Trappes’e uçarak gerçekleştirilmiştir.

İlk zeplin 128 metre uzunluğunda ve 11 metre çapındaydı. Alüminyumdan oluşan iskeleti, pamuklu bir bezle kaplıydı. İskeletin içinde hidrojen taşıyan gaz baloncukları vardı. 2 Temmuz1900’de havalandırılan zeplin, 400 metre yükseklikten uçarak 6 kilometrelik bir yolu 17 dakika 30 saniyede aldı.

Bu ilk zeplinin başarısı üzerine yenileri de üretildi. Özellikle Alman Savaş Bakanlığı zeplin üretimini destekledi. I. Dünya Savaşı sırasında Paris ve Londra zeplinlerle bombalandı.

Atlas aşırı uçuşlara başlayan zeplinler, 52.000 kişiyi Atlas Okyanusu'nun iki kıyısı arasında taşıdıktan sonra, yeni yolcu uçaklarının geliştirilmesi ve büyük kazalar nedeniyle 1950’lere gelmeden üretimden kaldırıldı. Günümüzde sadece ABD’de reklam amaçlı olarak kısıtlı sayıda üretilmektedirler.

Bugün dünya da en yaygın zeplin kullanım amacıdır. Dünyanın birçok ülkesinde Zeplinler alternatif etkin bir reklâm mecrası olarak kullanılır. Bu konuda Good Year dünya da öncüdür. Goodyear II. Dünya Savaşında kendi zeplinleri üretmekteydi. Fakat bir süre sonra Goodyear kendi zeplin üretimini durdurdu. Bugün Kuzey Amerika da ise 3 Goodyear Zeplin birden uçurmaktadır. Zeplinlerin Goodyear`ın bir dünya markası olmasında önemli rol oynadığı söylenir.

Dünyanın birçok büyük (Fortune 500 dâhil) Firmaları bugün bile Zeplin Reklâm kullanmaktadır. Bunlardan biri olan BMW, 2004 senesinde BMW 1 serisinin tanıtımı amaçlı Avrupa turunda (Transeuropean Tour) 1 haftalığına İstanbul’a da gelmiştir. Türkiye zeplinle ilk 1929 yılında Graf Zeppelin, yani D- LZ 127 Türkiye üzerinden geçerek Orta Doğu'ya gitmesi ile tanışmıştır[2]. 1998 yılında Koç Zeplin kullanmaya başlamıştır. Koç Zeplin Amerikan menşeli imalatçı firma American Blimp Corporation (ABC) tarafından imal edilmişti. Modeli A-150 modeliydi, 50m uzunluğundaydı ve Ekim 1998`de Koç`a teslim edilmişti.

Zeplin Reklâmların daha yaygın kullanılmamalarının tek sebebi ise yüksek yatırım maliyeti ve aylık operasyon giderleridir. Zeplinler hangar gerektirir. Helyum ise pahalı bir gazdır. Buna alternatif olarak uzaktan kumandalı zeplinler geliştirilmiştir. Bunlar daha ufak ebatlarda fakat yere daha yakın hava da seyredip reklam verenlerin markalarını teşhir ederler. Radyo kontrollü bu zeplinler de dünya da birçok ülke de hem iç mekân (spor salonları, fuarlar vs) hem de dış mekânlarda (Açıkhava reklâmı) uçurulmaktadır.

Zeplin Reklam amaçlı dünyanın en büyük kumandalı reklam zeplinini Skywork-Media adında bir şirket Türkiye'ye getirmiştir ve 2008 Guinness Dünya Rekorlar Kitabına girmiştir. Yine aynı firma Türkiye'de ilk ve tek kumandalı-zeplin reklam izinlerini almıştır.
 

Planör​

(Fransızca: Planeur, süzülerek uçmak) üzerinde hiçbir güç kaynağı olmadan uçabilen hava taşıtıdır.

250px-Dg800.jpg


Kokpititekveyaçiftkişilikolabilir, vinçsistemiyle ya da Vilga modeli bir uçağın çekmesiyle havalanırlar. Belli bir yükseklikte Vilga’yla bağlantısını koparıp atmosferdekihava akımlarından yararlanarak uçabilirler. Özellikle düzenlenen yarışmalarda amaç, enkısa zamanda en uzun yolu katetmektir. Planör yarışmaları mesafe (en uzun mesafeye gidebilmek), zaman (en kısa sürede gidebilmek), irtifa (en yükseğe çıkabilmek) ve akrobasi (planörde yapılan çeşitli gösteriler) olarak düzenlenir.

Dünyada ilk planörün mucidinin 1886 yılında bir deneme uçuşu esnasında düşerek ölen Otto Lilienthal olduğu bilinmektedir. Bugün planörcülük birçok ülkede sevilerek yapılan hava sporlarının başında gelmektedir. Türkiye'de de en eski hava sporlarından olup, Planör Uçuş Okulu1935 yılında açılmıştır.

Günümüzde kullanılmakta olan planörler kontrplak ve fiberglas gibi çok hafif malzemelerden yapılmaktadır. Dar gövdesi planörün havayı kolayca yarmasını sağlar, kanatları ise kaldırma kuvvetinden daha fazla faydalanabilmek için ince ve uzun olarak tasarlanmıştır. Planörün motoru olmadığından kanat şekilleri havada kalmasına yardım etmelidir.
 

Yelken kanat​

300px-Hg_Donnersberg_Wald_1993.jpg


Diğer adıyla Delta kanat bir hava sporudur. Bu spor, diğer hava sporlarından yamaç paraşütü ve planörcülüğün bir karışımıdır, ancak her ikisindeen de daha kolay ve daha ucuz bir hava taşıtına ihtiyaç duyar. Daha çok alüminyum ya da kompozitten yapılmış bir iskeletinin bir kumaş ile kaplanmasıyla yapılmış bir kanattan ve onun altına pilotun binmesi için asılı biçimde bağlanmış bir tutunma düzeneğinden oluşur. Kanat şekli delta (Yunan harfi Δ)biçiminde olduğu için çoğu zaman yelken kanat yerine delta kanat olarak anılır.
Yelken kanat, süzülme prensibi ile çalışan bir serbest uçuş hava taşıtıdır. Ağırlığı 15 ile 35 kg, hızı 25 ile 140 km/sa. arasında değişir. Dünya mesafe rekoru 700,6 km ile Manfred Ruhmer'e ait'dir.

Yelken kanat ile biraz yüksekçe bir tepeden koşarak kalkış yapıp saatlerce havada kalınabilir. Araç planörler gibi motorsuz uçmasına rağmen yerden yükselen sıcak hava akımlarını ve tepeye çarparak yükselen hava akımlarını yakalayarak binlerce metre yükselebilir. Böylece bulut tabanına ulaşıp buluttan buluta atlayarak uzun mesafeler uçabilir. Rüzgârlı bir günde rüzgarı karşılayan bir yamaçta uzun süre havada kalabilir.
 

Helikopter​

Dikey kalkış ve iniş yapabilen döner kanatlı bir hava taşıtıdır. 1907 yılında Fransız Paul Cornu ilk motorlu helikopteri uçurdu.

250px-Helicopter_rescue_sancy_takeoff.jpg


Çalışma Prensibi​

Helikopterler dikey olarak kalkış ve iniş yapabilir ve havada sabit olarak tutunabilirler. Helikopter ve uçakların uçma prensipleri aslında aynıdır. Uçaklarda tutunma kuvveti elde edebilmek için uçak hava içinde hareket ettirilir. Ancak kanat, uçak gövdesine bağlı olduğu için sabit bir yapıdadır. Fakat helikopterlerde kanat sabit değil, hareketlidir. Yani helikopterlerde taşıma kuvveti elde edebilmek için döner kanat yani pervane kullanılır.

Pervane iki ya da daha fazla palden meydana gelir. Pervane palinin profili uçak kanadının profili ile aynıdır. Helikopterin motoru palleri döndürür. Paller hava içinde hareket ettikleri için üst yüzeylerinde alçak basınç, alt yüzeylerinde ise, yüksek basınç oluşur. Bu basınç farkı taşıma kuvvetini meydana getirir. Pallerin devir sayısının ve hücum açısının (pallerin havayı karşılama açısı) artması ile bu taşıma kuvvetinin büyüklüğü de artar. Tersi bir durumda ise azalır. Taşıma kuvveti helikopterin ağırlığına eşit olduğunda helikopter havada sabit olarak tutunur. Büyük olduğunda dikey olarak yükselir. Daha az olduğunda ise, dikey olarak alçalır.

Pervanenin dönme düzlemi eğildiğinde, yani pervanenin oluşturduğu taşıma kuvvetinin yönü değiştirildiğinde, helikopter ileri - geri ve sağa - sola doğru hareket eder. Böylece helikopterin hava içinde hareket etmesi sağlanır. Pervane sürekli döndüğü için (gövde üzerinde yarattığı moment nedeniyle) helikopterin gövdesini de döndürmeye çalışır. Bunu engellemek için helikopterin kuyruğunda daha küçük olan bir pervane daha kullanılır. Kuyruktaki pervane gövde üzerindeki dönme momentini sönümler. Ayrıca sönümleme miktarı değiştirilerek gövdenin dönüşü de sağlanabilir.
 

Uçak​

Sabit kanatlı uçak veya kısaca uçak, hava akımının kanatların altında basınç oluşturması yardımı ile havada tutunarak yükselip ilerleyebilen motorlu bir hava taşıtıdır. Eski kullanımı tayyare (Arapça kökenli) (bazı ağızlarda teyyare) şeklindedir.

İlk uçuşlarda sadece saatte 20-25 km hıza ulaşabilen uçaklar,1935'lerden sonra yüzlerce km hıza ulaşmaya başladılar . Uçağın havada kat edebildiği mesafe, yani menzil ve çıkabildiği maksimum yükseklik, yani irtifa ilk zamanlarda çok düşüktü. Gelişen teknolojiye paralel olarak menzil yirmi bin kmnin üstüne, irtifa ise on bin metreye kadar çıktı. Bunlara paralel olarak uçakların ağırlığı da süratle arttı. İlk zamanlar kgla ifâde edilirken artık tonlarla ifade edilmektedir.

Alt bölümün bir başka özelliği ise uçağın kalkmasına ve çalışmasına yardımcı olmasıdır.Pilot uçağı çalıştırdığı an borular yoluyla giden kopustlar uçağın alt sistemine gider ve uçağın çalışmasına ve kalkmasında katkı sağlar.
 
Geri
Top