Hayallerini çaldılar...

DELİBALTA Muharrem

Öyle bir geçer zaman ki!
V.I.P
Arslan bir evin bir oğlu, anne babasının gözbebeğiydi. Beşinci sınıfa giden çok başarılı bir öğrenciydi. Aynı zamanda atletizme çok meraklı koşmayı çok seven bir çocuktu. Öğretmeninde dikkatini çekmiş, koşuya merakı. Anne ve babasını okula çağırtmıştı öğretmeni. Arslanın çok yetenekli bir çocuk olduğundan bahsetti koşuya olan merakını dile getirdi. Bu çocuğa yazık olmasın. Merakı ve yeteneği var, değerlendirmek lazım dedi, anne ve babasına... Anne ve babasıda öğretmeninde desteğiyle, çocuklarını okul atletizm takımına yazdırdılar. Arslan derslerinide ihmal etmeden idman zamanlarında spor yapıyordu. Okul turnuvalarında boy gösterecek kadar azimliydi... Dönem sonu yapılan turnuvalarda başarı göstererek, rakiplerine uzak ara fark apmıştı. İyi bir dereceyle kazanmıştı. Birinci olmuştu. Hem okul birincisi, hem anne baba birincisiydi o artık... Artık altıncı sınıf öğrencisiydi. O kadar yıldızı parlak bir öğrenciydiki o idmanlarına devam ederken asla derslerini ihmal etmiyordu. Okulunda tatınan bilinen bir öğrenciydi. Başarısı hem derslerinde hem koşu hayatında dillere destandı. Çok azimliydi çok. Onun bu azmini gören öğretmenleri onunla gurur duyuyor ve elllerinden geleni yapmak istiyorlardı. İller arası okul turnuvaları vardı, bu turnuvalarda birinci gelen öğrenci ülkeler arası turnuvalara katılmaya hak kazanacaktı. Bir gün, okuldan çıkmış evinin yolunu tutmuştu. Neşeli neşeli oynaya oynaya yürürken, karşı yoldan hızla gelen arabayı fark etti. Ama maalesf çok geçti, araç arslana çarpmıştı. Oysa arslan kaldırımdan yürüyordu. Araç şöförünün alkollü olduğu yapılan incelemeler sonucunda ortaya çıktı. Arslan otuz gün hastanede yattı. Tabi ona arpan kişide tutuklanarak cezaevine kondu. Arslan gördüğü tedavi sonucunda tüm müdahalelere rağmen bacaklarından olmuştu. Maalesf çarpmanın şiddetiyle bacakları çok büyük hasar görmüştü. Bu duruma alışmnak elbet çok zordu. Belkide imkansızdı. Ama hayat devam ediyordu. Bir şekilde alışmak ve yaşamak zorundaydı. Yarım kalan eğitimini tamamlamak için can atıyordu. Kim bilir belkide kendini böyle avutacaktı. Anne, babası, öğretmenleri ve tüm sevenleri onun bu durumuna çok üzülmüştü. Ama yaşam azmide onlara ayrıca teselli veriyordu... Hayelleri çalınmıştı onun, o okulunu temsil edecek ve birinci gelebilmek için elinden geleni yapacaktı turnuvalarda. Hayalleri yarım kalmıştı onun, daha okulunu bitirecekti. Hayalleri artık bir hayalden öte gidemiyecekti. Hayallerini gerçekleştirme ihtimalini çaldılar/elinden aldılar. Oysa ne büyük hayalleri vardı... (Elbet yaşamda her türlü kazalar, hastalıklar, ölümler var. Ama bilinçsiz olarak yapılan o kadar çok şeyler varki, kastetmek gibi) Hiç kimsenin hayalleri çalınmasın, hiç kimsenin hayalleri yarım kalmasın... Sen ve şen kalın. EMİ... M.D.B. (Tamamen hayal ürünüdür. Tüm bu durumları farklı yaşayan hayalleri çalınan, yarım kalan canlara adfen)
 
Geri
Top