Hayat Sigortaları

KıRMıZı

TeK BaşıNa CUMHURİYET
V.I.P
Hayat Sigortası Nedir?


Hayat Sigortaları, konusu insan hayatı olan ve insanın yaşamı boyunca karşı karşıya gelebileceği rizokoları için önlem almayı sağlayan ve bu nedenle de çok çeşitli türleri içeren bir sigorta dalıdır.

Hayat sigortalarında amaç , kişinin ufak tasarruflarını prim adı altında değerlendirerek , yaşamında meydana gelebilecek bazı olaylarda (örneğin ölüm gibi), ailesine maddi destek sağlamaktır. Bu nedenle hayat sigortalarının hiçbir zaman bir zenginleşme aracı veya bir borsa olayı gibi görülmemesi gerekir.Ayrıca gerek teknik, gerekse yasal olarak hayat sigortalarının bunu sağlaması mümkün değildir.

Hayat sigortalarının banka mevduatı ile de kıyaslanmaması gerekir zira, bankaya mevduat yatıran bir kişi hayatını kaybettiğinde ailesi ancak bu mevduat tutarını alabilir. Halbuki, hayat sigortası yaptırmış bir kişi, ilk sigorta primini ödedikten sonra bile vefat etse ailesi, ödenen primin kat ve kat fazlası olan sigorta teminatını almaya hak kazanacaktır.

Ülkemizde banka olayının sigorta olayına kıyasla çok daha yaygın olması ve daha iyi bilinmesi nedeniyle hayat sigortaları, hatalı bir biçimde ve sürekli olarak, banka mevduatı ile kıyaslanmaktadır. Tüm sigorta türlerinde olduğunda olduğu gibi hayat sigortalarında da amaç rizikoyu karşılamaktır. Dolayısıyla riziko olmadığı hallerde hayat sigortasından bahsetmekte mümkün değildir.

Hayat sigortalarında prim hesaplayabilmek için her yaştaki kişiler için yaşama ve ölme ihtimallerini gösteren tablolar kullanılır. Bu tablolardaki ihtimaller ile tarifede yer alan teminatlar göz önüne alınarak tarifeye ait hayat sigorta formülleri oluşturulur ve bu formüller yardımıyla da tarifenin primi hesaplanır. Hayat sigortalarında süre unsuru yer aldığı için formüllere faiz faktörünün de eklenmesi gerekmektedir. Ancak hayat sigortaları uzun süreli (20-30 yıl gibi) taahhütleri kapsadığından , söz konusu formüllerde kullanılan teknik faizin çok düşük olması gerekmektedir. Enflasyonun düşük olduğu ülkelerde hayat sigortalarında kullanılan teknik faiz %2,5 - %3 civarındadır. Ülkemizde ise yasal olarak en yüksek yıllık %9 teknik faizin kullanılmasına izin verilmektedir.

Görüldüğü gibi, içerdiği faiz oranı bakımından da hayat sigortalarının bir banka mevduat hesabı ile kıyaslanması mümkün değildir.

Ülkemizde, enflasyon oranındaki değişmeleri önceden tahmin etmek son derece güçtür. Hayat sigortalarında kullanılmasına izin verilen yıllık faiz oranı %9’u geçemeyeceğinden birikimin piyasa faizine göre çok düşük kalacağı aşikardır.

Sigorta şirketleri bu açığı bir ölüde kapatabilmek amacı ile sigortalılarına kar payı adı altında bir meblağ vermektedir. Ancak, genelde düşünüldüğünün aksine , verilen kar payı şirket karı olmayıp bir yatırım karından ibarettir.

Hayat branşında karşılığında, tarifenin özelliğine göre farklı formüllerle hesaplanan, ancak her poliçe için ne tutarda olacağı önceden bilinen ve riyazı ihtiyat adı verilen bir ihtiyat payı ayırmak ve bu ihtiyat payını bilanço yılını takip eden yılın en geç Mayıs ayı sonuna kadar Bakanlık-Hazine emrine bloke etmek zorundadır. Sigortalıların haklarını korumak üzere bunu zorunlu tutan yasa, riyazı ihtiyat karşılıklarının hangi değerlere yatırılabileceğini de tanımlamış bulunmaktadır. Yasaya göre şirketler, bloke etmek kaydı ile riyazı ihtiyatlarını, yine yasa tarafından belirlenmiş oranlar dahilinde menkul, gayri menkul veya nakit (döviz veya TL ) olarak tutabilmektedirler.

Şirketlerini, bloke edildikten sonra bu değerleri kullanabilmeleri mümkün değilse de yatırımlarından istifade etmeleri mümkündür. Sigortalılara kar payı adı altında verilen tutar ise riyazı ihtiyat yatırımından elde edilen bu gelirin bir yüzdesidir. (%90 veya %95 gibi)

Yukarıda belirtilen hususlar nedeniyle hayat sigortalarının kişileri birden bire veya belirli bir süre sonunda zengin etmesi beklenemeyeceği gibi, bir yatırım aracı olarak kullanılmasının da istenen sonucu vermeyeceği açıktır.

Günümüzde sigorta şirketleri, ilerideki yıllarda yatırım gelirlerinden ne elde edeceklerini kesin olarak tahmin edemediklerinden sigortalılarına muhtemel olarak vasıflandırdıkları bazı taahhütlerde bulunmaktadırlar. Her şirketinde prim tahsilatı ve yatırım politikalarına göre elde edecekleri yatırırım karları birbirinden farklı olacaktır.

Bu nedenle birikimli hayat sigorta tarifelerinde riziko ne kadar büyükse sigortalının o kadar yararına olmaktadır.

 
Vergi İndirimi Nedir?
Ücretlinin, kendisi, eşi ve/veya küçük çocukları için, Sigorta Şirketlerine ödediği primlerin bir kısmını ücreti üzerinden ödeyeceği vergi tutarından düşebilmesine Vergi İndirimi adı verilir. Yatırım araçları içinde sadece sigorta ve bireysel emeklilik ürünlerine tanınmış bu avantajla, kişinin ödeyeceği vergi tutarı azalmakta ve eline geçecek net kazanç artmaktadır.

Vergi İndiriminden Kimler Yararlanabilir?
Ücretliler ile gelirlerini yıllık gelir vergisi beyannamesi ile bildirmeye mecbur olan mükellefler aşağıda yer verilen şartlarla ödemiş oldukları sigorta primlerini gelir vergisi matrahından indirebilmektedirler.

Ücretliler İçin Vergi İndiriminin Şartları Nelerdir?
Ücretlinin kendisine, eşine ve/veya küçük çocuklarına ait olarak ödemiş olduğu şahıs sigorta primlerinin ücretin gayrisafi tutarından indirilebilmesi için;

Sigorta şirketinin Türkiye'de kurulu ve merkezinin Türkiye'de olması,
Sigorta mukavelesinin bu nitelikteki şirketlerle yapılması
Sigorta priminin ödenmiş olduğunun, sigorta şirketi tarafından verilen fatura veya makbuzla belgelendirilmesi, gerekmektedir.

Ücretliler Tarafından Ödenen Sigorta Primleri Vergi Matrahından Nasıl İndirilir?
10.07.2001 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 4697 sayılı Kanunla, Gelir Vergisi Kanunu’nun 63. maddesinde yapılan değişiklik ile, madde metnine, bir taraftan, bireysel emeklilik sistemine ödenen katkı payları dahil edilirken, diğer taraftan da, 07.10.2001 tarihinden itibaren düzenlenmiş şahıs sigorta poliçeleri ile ilgili olarak ödenen ve indirim konusu yapılabilecek prim toplamının üst sınırı, ödendiği aydaki brüt ücretin % 5’i olarak belirlenmiştir. Metnin yeni şeklinde, indirim konusu yapılacak primlerin üst sınırı konusunda ikinci bir belirleme daha yapılmış ve primlerin yıllık toplam tutarının, asgari ücretin yıllık tutarını da aşmaması hükme bağlanmıştır. Özetle, yukarıda yer verilen şartlar kapsamında ödenip, ücretlinin vergi matrahının hesabında indirim konusu yapılabilecek şahıs sigortası primi;

İndirim konusu yapılacak prim ve aidatların ödendiği ayda elde edilen ücretin % 5’ini aşmaması,
İndirim konusu yapılacak prim ve aidatların yıllık toplam tutarının, asgari ücretin yıllık brüt tutarını aşmaması,
koşuluyla, ücretlilerin vergi matrahlarının hesaplanmasında, indirim konusu yapılabilecektir. İndirim konusu yapılacak prim tutarının tespitinde esas alınacak ücret işveren tarafından çalışana hizmeti karşılığında ödenen aylık (maaş), prim, ikramiye, sosyal yardımlar ve zamlar gibi sürekli nitelikteki ödemelerin brüt tutarlarının toplamı olacaktır. Gider karşılığı olarak ödenen tutarlar (yapılan gerçek bir giderin karşılığı olsun olmasın) dikkate alınmayacaktır. Bir takvim yılı içerisinde ödenen şahıs sigorta primleri ile ilgili olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamama koşulu bulunmakta olup, asgari ücret karşılaştırması yıllık bazda yapılacaktır. Bu nedenle yıl içinde asgari ücret tutarında meydana gelebilecek değişiklikler, indirim yapılacak tutarların hesabında dikkate alınacaktır.

Sigorta Priminin İşveren Aracı Kılınmak Suretiyle Ödenmesi: Bu primlerin personel adına işveren aracı kılınmak sureti ile ödenmesi durumunda yine yukarıda yer verilen sınırlar (% 5 ve asgari ücret) geçerli bulunmaktadır. Personeli adına işveren tarafından yukarıda yer verilen sınırlar içerisinde yapılan prim ödemelerinin damga vergisi yönünden brüt tutarının personelin bordrosunda brüt ücrete ilave edilmesi gerekmektedir. Brüt ücretten vergi matrahına ulaşılması sırasında ise söz konusu tutar indirim olarak dikkate alınacaktır. Dolayısıyla yukarıdaki sınırlar çerçevesinde işveren tarafından ödenen şahıs sigorta primleri üzerinden sadece damga vergisi hesaplanması söz konusu olacak ayrıca gelir vergisi ödenmeyecektir. Yukarıda yer alan sınırları aşan bir prim ödemesinin söz konusu olması durumunda ise, sınır dahilindeki kısım için yukarıda yer verilen açıklamalarımıza göre hareket edilecek olup, aşan kısmın damga vergisi ve gelir vergisi yönünden brüt tutarının bordroya ilave edilmesi gerekmektedir. Bunun sonucunda sınırları aşan kısım üzerinden damga vergisi yanında gelir vergisi de ödenmiş olacaktır. Aşağıdaki örneklerde 01.01.2004 - 31.12.2004 dönemi için yaptırılan sağlık sigortaları için, primlerin aylık olarak ödendiği kabul edilmiş olup, örnek olarak Kasım ayında yapılan ödemelerin vergilendirilmesi ele alınmıştır.

Örnek 1: Personel Tarafından Sınırlar İçerisinde Prim Ödemesi. Bir ücretlinin Kasım 2004 döneminde ücret matrahının tespitinde indirim konusu yapabileceği prim ödemelerine ilişkin bilgiler aşağıdaki gibidir.

Aylık Brüt Ücret 1.000,00 YTL
Sağlık Sigortası Primi Ödemesi 40,00 YTL
Önceki Dönemlerde (Ocak-Ekim/2004) İndirim Konusu Yapılmış Toplam Tutar
(40,00 * 10) 400,00 YTL
Asgari Ücretin Yıllık Tutarı 5.202,90 YTL
Bu Dönem İndirim Konusu Yapılabilecek Maksimum Tutar
(5.202,90 – 400,00) 4.802,90 YTL
Brüt Ücretin %5’i 50,00 YTL

Bu bilgilere göre, ücretlinin, sağlık sigortası ile ilgili olarak ödediği 40 YTL primin tamamı, personelin bordrosunda gelir vergisi matrahından indirim olarak dikkate alınabilecektir.

Örnek 2: Personel Tarafından Sınırları Aşan Prim Ödemesi Bir ücretlinin Kasım 2004 döneminde ücret matrahının tespitinde indirim konusu yapılabileceği prim ödemelerine ilişkin bilgileri aşağıdaki gibidir.

Aylık Brüt Ücret 1.000,00 YTL
Sağlık Sigortası Primi Ödemesi 75,00 YTL
Önceki Dönemlerde (Ocak-Ekim/2004) İndirim Konusu Yapılmış Toplam Tutar
(40,00 * 10) 750,00 YTL
Asgari Ücretin Yıllık Tutarı 5.202,90 YTL
Bu Dönem İndirim Konusu Yapılabilecek Maksimum Tutar
(5.202,90 – 400,00) 4.452,90 YTL
Brüt Ücretin %5’i 50,00 YTL

Ücretli tarafından ödenen şahıs sigorta primi asgari ücret sınırının altında olmakla beraber brüt ücretin %5 ‘i olan 50,00 YTL‘den fazla olduğundan bordroda sadece 50 YTL ‘lik kısım gelir vergisi matrahından indirim olarak dikkate alınabilecektir.

Örnek 3: İşveren Tarafından Sınırlar İçerisinde Prim Ödemesi:
(A) A.Ş. 2004/Kasım döneminde bir personeli için 60 YTL’lik sağlık sigortası primi ödemiştir.Sözkonusu dönemde personelin brüt ücreti 1.300 YTL ve yıllık asgari ücret 5.202,90 YTL’dir.

Aylık Brüt Ücret 1.300,00 YTL
Sağlık Sigortası Primi Ödemesi 60,00 YTL
Önceki Dönemlerde (Ocak-Ekim/2004) İndirim Konusu Yapılmış Toplam Tutar
(40,00 * 10) 600,00 YTL
Asgari Ücretin Yıllık Tutarı 5.202,90 YTL
Bu Dönem İndirim Konusu Yapılabilecek Maksimum Tutar
(5.202,90 – 400,00) 4.602,90 YTL
Brüt Ücretin %5’i 65,00 YTL

İşveren tarafından ödenen 60 YTL’lik sağlık sigortası primi personelin ücretinin %5‘i olan (1.300 x %5 =) 65 YTL ve ödemeler toplamı 2004 dönemine ilişkin yıllık asgari ücret tutarından düşük olduğundan bu tutarın damga vergisi ile brütleştirilmiş hali , personelin bordrosuna dahil edilmelidir.Aynı zamanda gelir vergisi matrahının hesabı sırasında söz konusu tutar indirim olarak dikkate alınmalıdır.

Örnek 4: İşveren Tarafından Sınırları Aşan Prim Ödemesi. Yukarıda yer verilen örnekte ödenen sağlık sigortası priminin 100 YTL olduğunu varsayalım:

Aylık Brüt Ücret 1.300,00 YTL
Sağlık Sigortası Primi Ödemesi 100,00 YTL
Önceki Dönemlerde (Ocak-Ekim/2004) İndirim Konusu Yapılmış Toplam Tutar
(40,00 * 10) 1.000,00 YTL
Asgari Ücretin Yıllık Tutarı 5.202,90 YTL
Bu Dönem İndirim Konusu Yapılabilecek Maksimum Tutar
(5.202,90 – 400,00) 4.202,90 YTL
Brüt Ücretin %5’i 65,00 YTL

İşveren tarafından ödenen ve personelin ücretinin % 5’ine kadar olan sigorta primi (65 YTL), 3. örneğimizdeki uygulamaya tabi tutulacak olup, aşan kısım (100 – 65 = 35 TL) ise damga vergisi ve gelir vergisi ile brütleştirilmek suretiyle personelin bordrosuna ilave edilerek vergilendirilecektir.
 
Geri
Top