duurm68
Üye
Denizatları
Su altı dünyasının en sevimli ve dikkat çekici yaratıklarından biri olan deniz atları, sıcak okyanus kıyılarında rahat saklanabilecekleri yosun, mercan ya da süngerlerin arasında yaşarlar. “Deniz atı” ismini ise, gerçek atlara benzeyen baş kısımlarından alırlar.
Deniz atlarının bu güne kadar 32 çeşidi belirlenmiştir. Sert ve kalın derileri, düşmanlarına karşı zırh görevi yaparken, aynı anda bir çok yöne bakabilen gözleri de avları için büyük bir tehlike oluşturur. Çevrelerini birer projektör gibi tarayan gözler, özellikle karides gibi küçük canlıları kaçırmaz. Beğenilen yemler, deniz atlarının uzun çeneleri yardımıyla emilerek mideye indirilir.
Erkek deniz atları, dişi kangurularda görmeye alıştığımız türden bir keseye sahiptir. Çiftleşme zamanı geldiğinde, dişi deniz atı bu keseye 1500 civarında yumurta bırakır. Yumurtalar, 6 hafta boyunca kesede kalır. Dişi deniz atı, yumurtalar çıkana kadar eşini ziyarete gelir ve ona devrettiği görevi iyi yapıp yapmadığını kontrol eder. Bu arada da sık sık renk değiştirir ve birbirinin etrafında dolaşarak selamlaşırlar.
Gelişmelerini erkek deniz atının kesesi içinde tamamlayan yavrular, o rahat yuvalarından pek çıkmak istemedikleri için, zamanı geldiğinde babaları tarafından biraz sert yolla da olsa kapı dışarı edilirler. Erkek deniz atı, bunun için kesesini bir kayaya çarptırarak onları okyanus sularına bırakır.
Karınlarını avlanarak doyurmak zorunda olan bütün hayvanlar için geçerli olan “çevreye uyum sağlayarak kendini saklama” kuralı, deniz atları için de geçerlidir. Bu da renk değiştirmek suretiyle olur. Deniz atlarının bir çok türünde görülen bu değişimdeki ana renkler genellikle bej, kahverengi ve gridir. Ama deniz atları için diğer renklere girmek de zor değildir. Parlak renkli ortamlarda beyaz, kırmızı, sarı, parlak turuncu ve mor renge dönüşebilen deniz atları, bu özellikleri ile karaların bukalemunlarına benzetilebilir.
Eğer bizim denizlerimizde de yaşayan deniz atlarından birine rastlayacak olursanız, o küçücük vücutlarında bu kadar marifet bulunduğunu göz ardı etmeyin sakın. Çünkü küçük görülen şeyler, bazen sanat yönüyle en büyük görünenlerden de büyüktür.
Su altı dünyasının en sevimli ve dikkat çekici yaratıklarından biri olan deniz atları, sıcak okyanus kıyılarında rahat saklanabilecekleri yosun, mercan ya da süngerlerin arasında yaşarlar. “Deniz atı” ismini ise, gerçek atlara benzeyen baş kısımlarından alırlar.
Deniz atlarının bu güne kadar 32 çeşidi belirlenmiştir. Sert ve kalın derileri, düşmanlarına karşı zırh görevi yaparken, aynı anda bir çok yöne bakabilen gözleri de avları için büyük bir tehlike oluşturur. Çevrelerini birer projektör gibi tarayan gözler, özellikle karides gibi küçük canlıları kaçırmaz. Beğenilen yemler, deniz atlarının uzun çeneleri yardımıyla emilerek mideye indirilir.
Erkek deniz atları, dişi kangurularda görmeye alıştığımız türden bir keseye sahiptir. Çiftleşme zamanı geldiğinde, dişi deniz atı bu keseye 1500 civarında yumurta bırakır. Yumurtalar, 6 hafta boyunca kesede kalır. Dişi deniz atı, yumurtalar çıkana kadar eşini ziyarete gelir ve ona devrettiği görevi iyi yapıp yapmadığını kontrol eder. Bu arada da sık sık renk değiştirir ve birbirinin etrafında dolaşarak selamlaşırlar.
Gelişmelerini erkek deniz atının kesesi içinde tamamlayan yavrular, o rahat yuvalarından pek çıkmak istemedikleri için, zamanı geldiğinde babaları tarafından biraz sert yolla da olsa kapı dışarı edilirler. Erkek deniz atı, bunun için kesesini bir kayaya çarptırarak onları okyanus sularına bırakır.
Karınlarını avlanarak doyurmak zorunda olan bütün hayvanlar için geçerli olan “çevreye uyum sağlayarak kendini saklama” kuralı, deniz atları için de geçerlidir. Bu da renk değiştirmek suretiyle olur. Deniz atlarının bir çok türünde görülen bu değişimdeki ana renkler genellikle bej, kahverengi ve gridir. Ama deniz atları için diğer renklere girmek de zor değildir. Parlak renkli ortamlarda beyaz, kırmızı, sarı, parlak turuncu ve mor renge dönüşebilen deniz atları, bu özellikleri ile karaların bukalemunlarına benzetilebilir.
Eğer bizim denizlerimizde de yaşayan deniz atlarından birine rastlayacak olursanız, o küçücük vücutlarında bu kadar marifet bulunduğunu göz ardı etmeyin sakın. Çünkü küçük görülen şeyler, bazen sanat yönüyle en büyük görünenlerden de büyüktür.