Hayvanlarda Karmaşık Davranışlar
Büyük ve gelişmiş hayvanların çoğunda da hem içgüdüsel, hem öğrenilmiş davranışları kapsayan çok karmaşık davranış kalıpları görülür. Örneğin Afrika yaban köpeği (Lyca-on pictus) yaşamını sürdürmenin temel kural*larını daha yavruyken içgüdüsel olarak bilir. Ama büyüdükçe sürü içindeki yerini ve bireyler arasındaki ilişkilere saygı duymayı öğrenmesi gerekir. Bu içgüdüsel ve öğrenilmiş davranışlar, sonraları sürüyle birlikte bir avı kovalayıp çevresini kuşattıklarında öbürleriy-le uyum içinde avlanmasına yardımcı olacaktır.
Memelilerin davranışlarında bazı uyarıcı sesler, hareket ya da kokular çok önemli rol oynar. Başta köpek ve kedi olmak üzere birçok hayvan, varlığını başka hayvanlara duyurmak için salgıladığı kokulara güvenir. Köpeklerin dolaşırken sık sık direklere, duvarlara ya da başka yerlere işemeleri bu tür bir işarettir; çişinde "ben burada yaşıyorum" anlamına gelen özel bir koku bulunur. Öbür memeliler de genellikle çiftleşme davranışlarında rol oynayan ve vücudun çeşitli yerlerinden salgılanan kokular yayarlar.
Davranışların büyük bölümü yalnızca tek bir türe özgüdür; örneğin tavuskuşunun rengârenk gösterisi bir ördek için hiçbir anlam taşımaz. Bununla birlikte, birçok hayvan türünde ortak olan ya da ayrı türlerden hayvanları aynı biçimde etkileyen davranışlar da vardır. Sözgelimi yırtıcı bir kuşun gökyüzündeki koyu renkli silueti öbür kuşların ve küçük memelilerin hemen hepsini ürkütür. Bazı renklerin bütün hayvanlar dünyasında ortak bir anlamı vardır; özellikle göz alıcı sarı ve kara çizgiler bütün hayvanları uyaran evrensel bir tehlike işaretidir.
Hayvanların bütün davranışları yeterince anlaşılabilmiş değildir. Özellikle de uçarak ya da yüzerek dünyanın bir ucundan öbür ucuna
göç eden hayvanların yeniden ilk bölgelerine ya da yuvalarına nasıl döndükleri hâlâ bir bilmecedir. Bu gizemli göç ve yuvaya dönüş içgüdüsü bilim adamlarını yıllardır uğraştırıyor . Hayvanların görme, koklama duyuları ve öbür yetileri anlaşıldığında bu bilinmeyenler büyük ölçüde açıklığa kavuşacaktır.
Büyük ve gelişmiş hayvanların çoğunda da hem içgüdüsel, hem öğrenilmiş davranışları kapsayan çok karmaşık davranış kalıpları görülür. Örneğin Afrika yaban köpeği (Lyca-on pictus) yaşamını sürdürmenin temel kural*larını daha yavruyken içgüdüsel olarak bilir. Ama büyüdükçe sürü içindeki yerini ve bireyler arasındaki ilişkilere saygı duymayı öğrenmesi gerekir. Bu içgüdüsel ve öğrenilmiş davranışlar, sonraları sürüyle birlikte bir avı kovalayıp çevresini kuşattıklarında öbürleriy-le uyum içinde avlanmasına yardımcı olacaktır.
Memelilerin davranışlarında bazı uyarıcı sesler, hareket ya da kokular çok önemli rol oynar. Başta köpek ve kedi olmak üzere birçok hayvan, varlığını başka hayvanlara duyurmak için salgıladığı kokulara güvenir. Köpeklerin dolaşırken sık sık direklere, duvarlara ya da başka yerlere işemeleri bu tür bir işarettir; çişinde "ben burada yaşıyorum" anlamına gelen özel bir koku bulunur. Öbür memeliler de genellikle çiftleşme davranışlarında rol oynayan ve vücudun çeşitli yerlerinden salgılanan kokular yayarlar.
Davranışların büyük bölümü yalnızca tek bir türe özgüdür; örneğin tavuskuşunun rengârenk gösterisi bir ördek için hiçbir anlam taşımaz. Bununla birlikte, birçok hayvan türünde ortak olan ya da ayrı türlerden hayvanları aynı biçimde etkileyen davranışlar da vardır. Sözgelimi yırtıcı bir kuşun gökyüzündeki koyu renkli silueti öbür kuşların ve küçük memelilerin hemen hepsini ürkütür. Bazı renklerin bütün hayvanlar dünyasında ortak bir anlamı vardır; özellikle göz alıcı sarı ve kara çizgiler bütün hayvanları uyaran evrensel bir tehlike işaretidir.
Hayvanların bütün davranışları yeterince anlaşılabilmiş değildir. Özellikle de uçarak ya da yüzerek dünyanın bir ucundan öbür ucuna
göç eden hayvanların yeniden ilk bölgelerine ya da yuvalarına nasıl döndükleri hâlâ bir bilmecedir. Bu gizemli göç ve yuvaya dönüş içgüdüsü bilim adamlarını yıllardır uğraştırıyor . Hayvanların görme, koklama duyuları ve öbür yetileri anlaşıldığında bu bilinmeyenler büyük ölçüde açıklığa kavuşacaktır.