Çok çirkin kadınların yanında yakışıklı adamlar, çok güzel kadınların yanında çirkin adamlar.
Dışarıdan bakınca kimse anlam veremez bu ikiliye. Neden birliktedirler? İlişkilerin, aşkın bu tarz kuralları yok. Kim kiminle neden birliktedir bilinmez.
Çirkin ve zengin bir adamın kolunda görülen güzel kadına yapıştırırlar etiketi, parası içindir. Nerden biliyorsun desen, belli canım, şu kadın bu adamda ne bulur ki? cevabını alırsın. Nasıl yargılamaya, eleştirmeye hazır bir toplumuz, üstelik kendimize bakmadan.
Ataol Behramoğlu'nun şiiri gibidir hayata bakışım, yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var. Büyük konuşmayacaksın, hemen etiketlemeyeceksin, kolay yargılamayacaksın, önyargılı yaklaşmayacaksın. Bunları zaten yapmayacaksın, üstüne de anlamaya çalışacaksın.
Meslek avantajı, yaşamın getirdikleri, geniş çevre, tecrübelerim ve daha bir sürü etkenden dolayı, çok şey gördüm. Bu gördüklerim bana şunu kesinlikle ispat etmiştir ki, her aşk kendi tarihini yazar. Ne zaman birileri şiddetle başkalarını eleştirirse, bir gün gelir, aynısını yaşarlar.
Evli bir adamla birlikte olduğu için, komşu kızını en aşağılayıcı sözlerle eleştiren kadının, yıllar sonra kendi kızı büyüdüğünde ilk olarak evli bir adama aşık olduğunu gördüm. En yakın arkadaşını girdiği ilişkide eleştirdikten sonra, kendisi aynı hataya düşenleri gördüm. Öyle çok örnek verebilirim ki, siz bile inanamazsınız. O yüzden eleştirmeyi bırakmak lazım. Kabul etmek zorunda değildir kimse ama anlamak zorundadır. Hayat çoğu zaman çocukken aldığımız yaraların eseridir. Bilinçaltımızda ne fırtınalar vardır, kendimiz bile bilemeyiz. Neden öyle davrandığınızı bilemediğiniz bir an olmadı mı hiç? Hele aşk denilen bu garip his dünyası, neredeyse tamamen bilinçaltıyla koordine çalışıyor. Sürekli kavga ederek birbirlerini hırpalayan çiftlerin çoğu zaman neden ayrılmadıklarını bilemezsiniz. O ilişkinin tarzı kavgadır. Aralarındaki lisan budur. Olabilir. Tasvip etmek zorunda değilsiniz ama canınızın istediği gibi yerden yere de vuramazsınız. Empati. Kilit kelime bu. Anlamaya çalışın ya da ilgilenmeyin, size ne?
İlişkilerin farklı sebepleri vardır. Hangi gün sizin başınıza, sevdiğinizin başına geleceğini bilemezsiniz. Hayatta yapmam, asla olmaz cümlelerini sözlüğünüzden kaldırın, evren önce bu cümleleri edenlerin hayatına dersler sokar. Kime düşmüş, iki insanın arasındaki ilişki? Öyle çok anlamsız sebeplerden yürür ki aşklar, hepsini anlatsam, çoğu insanın dudağı uçuklar. Sadece cinsel uyum yüzünden, tüm hayatını aslında sevmediği adamlarla geçiren çok kişi tanıdım. Rahatı bozulmasın diye, yalnız kalmaktan korktuğu için, tek başına yaşamı omuzlayacak gücü olmadığı için, parası olmadığı için evliliklerini sürdüren hiç mi yok? Kocasını artık sevmediği halde, aile baskısı yüzünden ayrılamayan; dul kaldı diyecekler diye boşanamayan, dışarıda dünyanın en mutlu çiftini oynayan ama evde iki cümle bile konuşmayan çiftler yok mu? Aldatıldığını bildiği halde ayrılamayanlardan tutun da, çok komik bulacağınız sebeplerle bile ilişkisinden kopamayanlarla dolu etrafımız. Yargılamayın!
Her aşk kendi içinde bir biçime sahiptir. Kim kiminle aslında neden birliktedir, bilemezsiniz. Çoğu zaman ağlayarak gelen arkadaşınıza, ayrılsana dersiniz, o sizden aldığı gaz sayesinde büyük kararlılıkla evine gider, siz ayrılık haberi beklerken, onlar sarmaş dolaş yemeğe çıkarlar. Bu durumda kızmayın. Kapı kapanınca içeride gerçekte ne olduğunu bilen sadece o iki kişidir. Üçüncüye ne yemek düşer herkes bilir!
İlişkisi sorunlu insanlara yapılacak en büyük yardım, dinlemektir. Sürekli akıl vermeyin. Zaten bu devamlılık gösteriyorsa, o şahsı da bir zaman sonra kaybedersiniz. Sadece dinleyin ve anlamaya çalışın. Kimse hatasız değil. Kimse, yaşadığı ilişkinin içindeyken, dışarıdan görüldüğü gibi göremez olayları. Aşkın gözü kördür diye boşuna dememişler.
Hayatta her şey insanlar için ve artık bu dünyada sanırım hiçbir şey beni şaşırtmaz. Bence her şey mümkündür. Her sebepten insanlar birlikte olur ve ayrılırlar. Hepsi doğal ve İNSANA aittir. Yaptığımız, yaşadığımız tüm olayların, o an anlayamasak da, bir sebebi vardır. İyisi ve kötüsü ile tüm yaşam bizimdir. Hayat bir zincirin halkalarından oluşur, hangi halka sizi nereye ulaştırmak içindir, bunu ancak zaman geçtikten sonra anlarsınız.
Lafın kısası, her aşk kendi tarihini yazar. Başınıza gelmesini istemiyorsanız, yargılamayın. Bir çok ilişkinin sebepleri, çocukluğa kadar uzanan küçücük anılarda yatar. Ve her ilişki kendi özelliğiyle saklıdır, çünkü kalp aklın anlayamadıklarını yaşar.
Dışarıdan bakınca kimse anlam veremez bu ikiliye. Neden birliktedirler? İlişkilerin, aşkın bu tarz kuralları yok. Kim kiminle neden birliktedir bilinmez.
Çirkin ve zengin bir adamın kolunda görülen güzel kadına yapıştırırlar etiketi, parası içindir. Nerden biliyorsun desen, belli canım, şu kadın bu adamda ne bulur ki? cevabını alırsın. Nasıl yargılamaya, eleştirmeye hazır bir toplumuz, üstelik kendimize bakmadan.
Ataol Behramoğlu'nun şiiri gibidir hayata bakışım, yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var. Büyük konuşmayacaksın, hemen etiketlemeyeceksin, kolay yargılamayacaksın, önyargılı yaklaşmayacaksın. Bunları zaten yapmayacaksın, üstüne de anlamaya çalışacaksın.
Meslek avantajı, yaşamın getirdikleri, geniş çevre, tecrübelerim ve daha bir sürü etkenden dolayı, çok şey gördüm. Bu gördüklerim bana şunu kesinlikle ispat etmiştir ki, her aşk kendi tarihini yazar. Ne zaman birileri şiddetle başkalarını eleştirirse, bir gün gelir, aynısını yaşarlar.
Evli bir adamla birlikte olduğu için, komşu kızını en aşağılayıcı sözlerle eleştiren kadının, yıllar sonra kendi kızı büyüdüğünde ilk olarak evli bir adama aşık olduğunu gördüm. En yakın arkadaşını girdiği ilişkide eleştirdikten sonra, kendisi aynı hataya düşenleri gördüm. Öyle çok örnek verebilirim ki, siz bile inanamazsınız. O yüzden eleştirmeyi bırakmak lazım. Kabul etmek zorunda değildir kimse ama anlamak zorundadır. Hayat çoğu zaman çocukken aldığımız yaraların eseridir. Bilinçaltımızda ne fırtınalar vardır, kendimiz bile bilemeyiz. Neden öyle davrandığınızı bilemediğiniz bir an olmadı mı hiç? Hele aşk denilen bu garip his dünyası, neredeyse tamamen bilinçaltıyla koordine çalışıyor. Sürekli kavga ederek birbirlerini hırpalayan çiftlerin çoğu zaman neden ayrılmadıklarını bilemezsiniz. O ilişkinin tarzı kavgadır. Aralarındaki lisan budur. Olabilir. Tasvip etmek zorunda değilsiniz ama canınızın istediği gibi yerden yere de vuramazsınız. Empati. Kilit kelime bu. Anlamaya çalışın ya da ilgilenmeyin, size ne?
İlişkilerin farklı sebepleri vardır. Hangi gün sizin başınıza, sevdiğinizin başına geleceğini bilemezsiniz. Hayatta yapmam, asla olmaz cümlelerini sözlüğünüzden kaldırın, evren önce bu cümleleri edenlerin hayatına dersler sokar. Kime düşmüş, iki insanın arasındaki ilişki? Öyle çok anlamsız sebeplerden yürür ki aşklar, hepsini anlatsam, çoğu insanın dudağı uçuklar. Sadece cinsel uyum yüzünden, tüm hayatını aslında sevmediği adamlarla geçiren çok kişi tanıdım. Rahatı bozulmasın diye, yalnız kalmaktan korktuğu için, tek başına yaşamı omuzlayacak gücü olmadığı için, parası olmadığı için evliliklerini sürdüren hiç mi yok? Kocasını artık sevmediği halde, aile baskısı yüzünden ayrılamayan; dul kaldı diyecekler diye boşanamayan, dışarıda dünyanın en mutlu çiftini oynayan ama evde iki cümle bile konuşmayan çiftler yok mu? Aldatıldığını bildiği halde ayrılamayanlardan tutun da, çok komik bulacağınız sebeplerle bile ilişkisinden kopamayanlarla dolu etrafımız. Yargılamayın!
Her aşk kendi içinde bir biçime sahiptir. Kim kiminle aslında neden birliktedir, bilemezsiniz. Çoğu zaman ağlayarak gelen arkadaşınıza, ayrılsana dersiniz, o sizden aldığı gaz sayesinde büyük kararlılıkla evine gider, siz ayrılık haberi beklerken, onlar sarmaş dolaş yemeğe çıkarlar. Bu durumda kızmayın. Kapı kapanınca içeride gerçekte ne olduğunu bilen sadece o iki kişidir. Üçüncüye ne yemek düşer herkes bilir!
İlişkisi sorunlu insanlara yapılacak en büyük yardım, dinlemektir. Sürekli akıl vermeyin. Zaten bu devamlılık gösteriyorsa, o şahsı da bir zaman sonra kaybedersiniz. Sadece dinleyin ve anlamaya çalışın. Kimse hatasız değil. Kimse, yaşadığı ilişkinin içindeyken, dışarıdan görüldüğü gibi göremez olayları. Aşkın gözü kördür diye boşuna dememişler.
Hayatta her şey insanlar için ve artık bu dünyada sanırım hiçbir şey beni şaşırtmaz. Bence her şey mümkündür. Her sebepten insanlar birlikte olur ve ayrılırlar. Hepsi doğal ve İNSANA aittir. Yaptığımız, yaşadığımız tüm olayların, o an anlayamasak da, bir sebebi vardır. İyisi ve kötüsü ile tüm yaşam bizimdir. Hayat bir zincirin halkalarından oluşur, hangi halka sizi nereye ulaştırmak içindir, bunu ancak zaman geçtikten sonra anlarsınız.
Lafın kısası, her aşk kendi tarihini yazar. Başınıza gelmesini istemiyorsanız, yargılamayın. Bir çok ilişkinin sebepleri, çocukluğa kadar uzanan küçücük anılarda yatar. Ve her ilişki kendi özelliğiyle saklıdır, çünkü kalp aklın anlayamadıklarını yaşar.