Hoca sedirinde oturmuş, elinde tespih çekiyor

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
. Nasrettin Hoca sedirinde oturmuş, elinde tespih çekiyor. Karagöz ve Hacivat ise birbirlerine şakalar yaparak sahneye giriyorlar.

Karagöz: Hacıvat Ağa, bugün Nasrettin Hoca’yı da buraya çektim. Bakalım, üçümüz bir arada ne kadar komik şeyler yapabiliriz!

Hacivat: (Gülümser) Karagöz Ağa, üçümüzün bir araya gelmesi zaten bir komedi kaynağı. Bakalım, Nasrettin Hoca’nın zekâsı ile senin şakalarının birleşimi ne tür bir fırtına yaratacak?

Nasrettin Hoca: (Sakince) Selamün aleyküm… Bu kadar gürültüyle ne oluyor? Bir yangın mı çıktı? Yoksa yeni bir şaka mı hazırlıyorsunuz?

Karagöz: Hoca Efendi, hayır yangın yok! Sadece biraz eğlence yapıyoruz! Size bir soru soracağım. Bakalım, zeki Hoca Efendi bu soruyu çözebilecek mi?

Nasrettin Hoca: (Tespihini çevirir) Sor bakalım Karagözüm. Ama sakın çok zor bir şey olmasın. Yaşım ilerledi, beyin hücrelerim yavaşlıyor.

Karagöz: Tamam Hoca Efendi. İşte soru: “Bir kuş bir ağacın tepesinde oturuyor. Ağaç dalları ve yaprakları tamamen buz tutmuş. Kuş, buz tutmuş dallarda nasıl oturuyor da düşmüyor?”

Hacivat:
(Düşünür) Bu… ilginç bir soru. Kuşun donmaması için özel bir yeteneği olmalı. Veya… belki de ağaçta oturmuyor, uçuyor!

Nasrettin Hoca: (Gülümser) Hacıvat’ın dediği gibi, kuş ağaçta oturmuyor olabilir. Ama… soruyu daha farklı bir açıdan ele alabiliriz. Belki de soru, bilmece değil, bir gözlem. Kuşlar, soğuk havalarda bile ağaç dallarında oturabilirler. Bu, kuşların fizyolojisiyle ilgili. Yani, sorunun cevabı, kuşun donmaması.

Karagöz: (Şaşkınlıkla) Hoca Efendi, ben öyle bir cevap beklemiyordum! Ben farklı bir cevap bekliyordum!

Nasrettin Hoca: Karagözüm, bazen en basit cevaplar en doğrusudur. Senin sorunda olduğu gibi. Ya da… sorunun cevabı başka bir şey olabilir. Mesela, fotoğraf çekiliyor olabilir. Kuş ağaçta duruyor, fotoğrafçı bu anı ölümsüzleştiriyor. Veya, bu bir resim olabilir. Resimdeki kuş her zaman ağaçta kalır.

Hacivat: Hoca Efendi, gerçekten çok zekisin! Senin gibi düşünebilmek ne güzel olurdu! Ama ben, daha pratik düşünmeyi tercih ederim. Mesela… o kuşu yakalayıp, güzel bir çorba yapabiliriz!

Karagöz: (Kıkır kıkır güler) Hacıvat Ağa, sen yine işin kolayını buldun! Ama… bu kuşu yakalamak kolay değil!

Nasrettin Hoca: (Tespihini çevirir) Doğru söylüyorsun Karagözüm. Bazen en kolay gibi görünen işler de aslında en zordur. O yüzden, her işe önce iyice düşünerek başlamak gerekir. Önce kuşu yakalamayı dene, sonra çorbayı yapmayı düşün.
 
Geri
Top