Hüzün vadisinden geçerken hal başkalaşıyor!

MustafaCİLASUN

Özel Üye
Özel üye

Sanki bitap düşmüştüm
Ruhumu sıkan, zihnimi zorlayan, sinemi daraltan anlardı
Başımı alıp gitmek, serin ve sakin bir yerde nefeslenmek, hakkıyla düşünmek istiyordum
Bir çare adına ne kadar kıvranıyordum, vesilelerin neler olabileceğini sıralıyor, dalıyordum


İstiyordum ki yılgın yüzler
Hasmane ameller, bahane içinde ki kinayeler bitsin diliyordum
İnsan kalbi ve aklıyla hüsn-ü zan içinde bulunmalı, hak ve hukuku iyi anlamalı
Kim olduğunun farkda olup, erdem ve fazilet için farkındalık adına azme adanmalıydı


Ne vakit insandan ziyade
Taşa, toprağa, kurumuş yaprağa baksam zindeleşirim
Tefekkür etmenin hazzıyla dinlenirim, ötelerin kuşatan suhuletiyle irkilirim
Nefesin vaktini düşünürüm, kalbin ahenk içinde ki gayretini tahayyül eder, O’na hamt eylerim


Bir vakitler şahit olduğum
Zavallı kurbağa’nın can havliyle feryadını dumuştum
Samırsaklı ırmağının kenarıydı, yılan bir bacağından yakalamış, dışarıya çekiyordu
Bir çare bulmalıydım ve onu, o halden kurtalmalıydım düşüncesiyle bir taş attım ve yılanın beline değince kurtuldu kurbağa


Fakat ne kadar doğru yapmıştım
Bir hayvanı kurtarırken birinin rızgına mani olmuş ve yaralamıştım
Bir bakıma hayıflandım ve bazende kurbağanın halini düşününce nasılsa haz duydum
İnsan, her halin ve amelin şuur ve erkanıyla hareket etmek durumundadır, yokda keşkeler her zaman yanındadır


Kalpten aşk hiç çıkar gider mi
Akıl ve izan muvazeneden vazgeçer mi, zaaf kul için edep mi
Huşu, insanın hem kalbi hem de kalıbı ile Allah’ın huzurunda tevazuu ile eğilmesidir
İnsan, dinle hayat bulur, irfanla hayat olur, medeniyetle hayat sunar, özün sözü, söze gelişidir


Mustafa CİLASUN
 
Geri
Top