İçi Filizlenmiş taze Kırmızı Domates

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, bir domates çiftliğinde rengârenk domatesler yetişirmiş. Bu domatesler arasında bir tanesi varmış ki, diğerlerinden bir tık daha farklıymış. Adı da "Cillenmiş Kırmızı Domates"miş. Adı gibi, kırmızı mı kırmızı, parlak mı parlak, ama bir o kadar da huysuzmuş.
image.webp
Cillenmiş Kırmızı Domates, diğer domatesler gibi sakin sakin büyümek yerine, sürekli bir şeylere kızarmış. Mesela, sabah güneş doğduğunda, "Bu kadar erken kalkmak zorunda mıyım?" diye homurdanırmış. Öğlen sıcağında, "Bu ne sıcak, yandım bittim!" diye sızlanırmış. Akşam olup da çiftçi sulamaya geldiğinde ise, "Yine mi su? Ben zaten suluyum!" diye çıkışırmış.

Bir gün, çiftlikteki diğer domatesler Cillenmiş Kırmızı Domates'e bir toplantı yapmışlar. "Bak," demişler, "Sen çok huysuzsun. Her şeye kızıyorsun. Biraz rahatla, hayatın tadını çıkar. Yoksa çiftçi seni toplar, markete götürür, orada da kimse seni seçmez, çürür gidersin."

Cillenmiş Kırmızı Domates bu sözleri duyunca bir an düşünmüş. "Belki de haklısınız," demiş. "Belki biraz daha sakin olmalıyım." Ama tabii ki, huysuzluk bir anda geçecek şey değilmiş.

Ertesi gün, çiftçi domatesleri toplamaya gelmiş. Cillenmiş Kırmızı Domates, "Tamam, sakin olacağım, sakin olacağım," diye kendi kendine mırıldanmış. Ama çiftçi onu koparmaya çalıştığında, dayanamayıp bağırmış: "Amanın! Canım acıdı! Neden bu kadar sert çekiyorsun?"

Çiftçi şaşırmış. "Domatesler konuşmaz ki!" demiş. Ama Cillenmiş Kırmızı Domates, "Ben konuşuyorum işte!" diye karşılık vermiş. Çiftçi öyle korkmuş ki, domatesi elinden bırakmış ve geri geri gitmiş. "Bu domates büyücü!" diye bağırarak kaçmış.

Cillenmiş Kırmızı Domates, çiftçinin korkup kaçtığını görünce biraz üzülmüş. "Belki de biraz fazla ileri gittim," diye düşünmüş. Ama artık iş işten geçmiş. Çiftlikteki diğer domatesler, "İşte bu kadar huysuzluk yaparsan böyle olur," demişler.

Sonunda, Cillenmiş Kırmızı Domates, çiftlikte yapayalnız kalmış. Ama bir süre sonra, çiftçi geri dönmüş ve onu özenle koparıp bir sepete koymuş. "Belki bu domates özeldir," diye düşünmüş. "Onu pazara götürüp satarım, belki bir bilim adamı alır, inceler."

Cillenmiş Kırmızı Domates, pazarda diğer domateslerin arasında dururken, bu sefer gerçekten sakin olmaya çalışmış. "Artık huysuzluk yapmayacağım," diye kendi kendine söz vermiş. Ama tabii ki, bir domatesin huysuzluğu kolay kolay geçmez.

Pazarda bir çocuk, annesiyle birlikte domates seçerken, Cillenmiş Kırmızı Domates'i görmüş. "Anne, bu domates çok güzel!" demiş. Annesi de, "Evet, gerçekten çok parlak ve kırmızı," diye karşılık vermiş.

Cillenmiş Kırmızı Domates, bu iltifatları duyunca içinden, "Belki de ben gerçekten özelim," diye düşünmüş. Ama tam o sırada çocuk onu eline alıp sıkmaya başlamış. "Amanın! Beni sıkma!" diye bağırmış Cillenmiş Kırmızı Domates.

Çocuk şaşırmış, ama bu sefer korkmak yerine gülmeye başlamış. "Anne, bu domates konuşuyor!" diye bağırmış. Annesi de gülmüş, "Hayal görüyorsun yavrum," demiş.

Sonunda, Cillenmiş Kırmızı Domates, çocuğun sepetine konmuş ve evlerine götürülmüş. Evde, çocuk onu buzdolabına koymuş. Cillenmiş Kırmızı Domates, buzdolabının soğuğunda titrerken, "Belki de biraz huysuzluk yapmasam daha iyi olur," diye düşünmüş.

Ertesi gün, çocuğun annesi onu salata yapmak için doğramış. Cillenmiş Kırmızı Domates, artık huysuzluk yapmıyormuş. "Belki de bu benim kaderim," diye düşünmüş. Ama salata yapılırken, çocuk onun konuştuğunu hatırlamış ve gülmeye başlamış. "Anne, bu domates komikmiş!" demiş.

Ve böylece, Cillenmiş Kırmızı Domates, sonunda gülmeyi öğrenmiş. Belki de hayat, biraz huysuzluk, biraz gülümseme ve bolca kırmızı renkle dolu bir maceraymış.
 


Mesajınızı yazın...
Geri
Top