İlk Türk ve Türk İslam Devletlerine Ait Eserler
KÜLTÜR ve MEDENİYETA.SANAT
1) Mimarî: Üzerinden tahrip edici bir çok istilâ ve yüz yıllar geçmesine rağmen ilk Türk-İslâm devletlerinin kurulduğu Türkistan, Harezm, Horasan, Afganistan, İran, Irak, Suriye, Azerbaycan, Anadolu ve Mısır’da rastlanan eserlerin büyük bölümü Türklere aittir.
Türklerin İslâm mimârîsine kazandırdıkları en önemli ögelerden biri kubbedir. Kubbenin esin kaynağı Türk göçebe çadırıdır. Bu özellik, X. yy. da Karahanlıların egemen olduğu topraklarda yapılan ilk Türk camilerinden başlayarak bütün İslâm dünyasında görülür. Ancak, İran Kültürünün (Fars, Acem) etkisinde kalan Gaznelilerin yaptıkları camiler İran üslûbu taşır. Kubbe, Karahanlılardan Selçuklu, onlardan da Osmanlılara geçmiştir. Kubbenin mimârî eserlere en iyi uygulanması Osmanlılar zamanında olmuştur. Kubbe, Hindistan’a Türkler aracılığıyla geçmiştir.
Kemer de, Karahanlı mimarîsinin temel unsurlarından biridir. Selçuklular eliyle Osmanlılara geçmiştir.
Türk minaresi de Arap minaresinden ayrılır. Türk minaresi, islâmdan önceki Orta Asya mimârîsinde kale ve surların dört köşesinde bulunan kulelerden ortaya çıkmıştır. Selçuklu döneminde yapılan Kervansaray, cami, türbe, medrese giriş ve kapı süslemelerinin her biri sanat şahaseri kabûl edilir.
Isfahan’daki (İran) Mescid-i Cuma (1080), Zevare’deki (İran) Mescid-i Cuma(1136) ve Ardistan’daki(İran) Mescid-i Cuma’nın(1160) Türk mimarlık târihinde önemli yerleri vardır; İran, Orta Asya ve Anadolu’da çok sayıda yapıya örnek oluşturmuşlardır.
Büyük Selçukluların İslâm mimarîsine kazandırdıkları öğretim kurumları medreselerde yöneticiler yetişmiştir. Nizâmiye adıyla anılan bu medreselerin en önemlisi Bağdat’ta inşa edilmiştir. Zaman içinde Moğol istilâlarıyla ortadan kalkan bu medreselerin yalnızca İran’ın Hargird ve Rey şehrindekiler bir ölçüde bilinmektedir. 1087’de yapıldığı sanılan Hargird medresesi’nde kare plânlı avlu çevresinde dört eyvan bulunduğu saptanmıştır. Diğer Nizâmiye medreselerinin de aynı şemada olduğu sanılmaktadır. Anadolu’da Büyük Selçuklulara bağlanan medrese yoktur. Türk mimarîsinde eyvanlı medresenin ilk örneğine Karahanlılarda rastlanır.
Selçuklu sultanları, eşleri, vezirleri ve dönemin önde gelenleri için yaptırılan türbe ve kümbetlerin gelişimi Karahanlı ve Gazneli yapılarına bağlanır. Türkistan’daki Arapata Türbesi(978), Karahanlılardan kalan en eski eserdir. Büyük Selçuklu döneminin ilk örnekleri arasında Eberkuh’taki sekizgen gövdeli ve kubbeli Kümbetiali(1056) gösterilebilir. İran’daki Büyük Selçuklu kümbetleri tuğladan olmasına rağmen, bu, taştandır.
En eski örneklerine Karahanlılarda rastladığımız ve Gaznelilerin de yaptığı kervansaray, Büyük Selçuklularda anıtsal boyuta ulaşmıştır.
Büyük Selçuklulardan günümüze gelmiş saray yoktur.
Büyük Selçuklu dönemi yapılarında, birbirini kesen sekizgenlerden oluşan dörtlü düğümler, altıgenlerin kesişmesinden oluşan geometrik motifler, kûfî ve nesih yazılar, yalancı mermer süslemeler yaygın olarak kullanılmıştır.
2) Çinicilik: Süsleme ögesi olan Türk çiniciliğinin târihi Uygurlara kadar gider. Orta Asya’da yapılan kazılar ve târihi araştırmalarla Uygur dönemi çiniciliği ile Selçuklu dönemi çiniciliği arasında şekil, desen ve üslûp bakımından büyük benzerlikler olduğu kanıtlanmıştır. Selçuklular, çini sanatını, Karahanlılar aracılığıyla Uygurlardan almıştır. İran’daki Büyük Selçuklu eserlerinde bulunan çini süslemeler Moğol istilâsı sırasında yok olduğundan günümüze çok azı gelebilmiştir. Çini sanatının, Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun parçalanmasıyla ortaya çıkan devletlerde de sürdüğü ve özellikle Anadolu Selçukluları döneminde zirveye çıktığı görülmektedir.
3) Halıcılık: Halı, dünya uygarlığına Türklerin hediyesidir. Doğu Türkistan’da yapılan kazılarda ele geçen Türk halılarına ait parçalar, bu gün Londra ve Berlin müzelerinde saklanmaktadır. Bunların içinde motiflerinin zenginliği ile Pazırık halısı dikkat çeker; Hunlardan kalmadır. Halı sanatı, XI. yy. dan itibâren Büyük Selçuklular eliyle Orta Asya’dan batıya doğru yayılmıştır.
4) Ayrıca, ilk Türk-İslâm devletlerinde hat, tezhip, minyatür alanlarında da önemli eserler meydana getirilmiştir.
- Medreselerin kuruluşu X. yy. a dayanmakla birlikte, ileri seviyede ve teşkilâtlanmış ilk büyük medrese, İran’ın Nişapur şehrinde Büyük Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey (1038-1063) tarafından açılmıştır. Fakat medreselerin İslâm dünyasının dört bir yanına yayılması ve öğretiminin devlet himayesine alınarak resmîleşmesi Alp Arslan Dönemi’nde (1063-1072) olmuştur. Vezir Nizamülmülk’ün kurduğu Nizâmîye Medresesi 1066’da Bağdat’ta açılmıştır; kimi araştırmacı dünyanın ilk üniversitesi sayar. Medreseler, çoğunlukla, mescit, hamam, yatakhâne, kütüphâne, ve imârethâne (aş evi) gibi yapılar topluluğunu içerisine alan bir külliye şeklinde inşa edilmiştir.
- Sultan Melikşah (1072-1092) tarafından Isfahan ve Bağdat’ta kurulan rasathânelerde şair ve matematikçi Ömer Hayyam ile Muzaffer İsfizarî çalışmış, mâlî sorunların çözümü için hazırlamışlardır. Bu takvim, bu gün kullandığımız Gregoryan Takvimi’nin düzenlendiği ilk şeklinden daha hassastır.
ÖNEMLİ TÜRK-İSLÂM BİLİM ADAMLARI
1) Farabî (870-950): Türkistan’ın Farab (Karaçuk) şehrinde doğmuştur. Helenistik çağı Yunan filozoflarının düşüncelerini en iyi şekilde açıklayarak İslâm düşünce hayatının gelişmesine büyük hizmetlerde bulunmuştur. Ayrıca, matematik, fizik, mantık, psikoloji, politika ve astronomi alanlarında çalışmalar yapmış, 160 dolayında kitap ve makale yazmıştır. Eserlerinin çoğu, Lâtinceye çevrilerek uzun yıllar Avrupa üniversitelerinde okutulmuştur.2) Birûnî (973-1051): Gazneli Mahmut’un sarayında yaşamış olan Birûnî, matematik dalında ün yapmıştır. 110 civarında eser yazmıştır. Bilimin ilerleyebilmesi için, bilim adamının özgürce düşünebilmesinin şart olduğunu savunmuştur. Geometri, fizik ve coğrafya dallarında da eserleri vardır.
3) İbn Sinâ (980-1037): Maveraünnehir Bölgesi’nde yetişen İbn Sinâ, fizik, biyoloji, mantık, felsefe, ve ahlâk dallarında 200 dolayında eser yazmıştır. Asıl ününü tıp ve felsefe alanında yapmıştır. Felsefe bilgisinin temeli’ni Farabî’den almıştır. “Kanun” adlı tıp kitabı dünyaca ünlüdür. Hipokrat’tan sonra Tıbbın ikinci babası sayılır. Beyin üzerine araştırmalar yapmış, kan dolaşımını incelemiş, ilâçlar yapmıştır. Batı’da Avicenna adıyla tanınan bu büyük bilim adamının eserleri bir çok Batı diline çevrilmiş, ve uzun süre Batı üniversitelerinde okutulmuştur.
4) X. yy da yaşamış olan Abdullah Baranî trigonometri biliminin kurucularından biri olarak tanınır. İbn Türk Celî matematik alanında büyük bir bilgindir. Yine X. yy da yaşayan filozof ve matematikçi Harezmî’nin şerh kitabı, “Alkharismus” adıyla Batı dillerine çevrilmiştir. “Kitabü’l-Cebr ve’l mukabele” adlı eseri de Batı’da “Algebre” adıyla ünlü olmuştur. Zamahşerî ise, Keşşaf adlı eseriyle tefsir alanında tanındığı gibi, Mukaddimetü’l-Edeb” adlı bir gramer kitabı da yazmıştır.
İLK MÜSLÜMAN TÜRK DEVLETLERİNDE SANAT ESERLERİ
Ayşe Bibi Türbesi : KarahanlılarKervansaray ilk defa Karahanlılar zamanında inşa edilmiştir..
Leşkeri Bazar Camii: Gazneliler
Leşkeri Bazar Sarayı: Gazneliler
İlk medrese Nişabur’da Tuğrul Bey tarafından yaptırılmıştır
ANADOLU SELÇUKLU DEVLETİ ESERLERİ
Konya Sultan Hanı:AksarayHekimhan:
Konya Karatay Medresesi: “
İnce Minareli Medrese: “
Hunat Hatun Medresesi: “
Yağıbasan Medresesi: “
Mama Hatun Kümbeti: “
BEYLİKLER DÖNEMİ ESERLERİ
Erzurum Ulu Cami: SaltuklularDivriği Ulu Cami: Mengücekler
Mardin Ulu Cami: Artuklular
Karaman Hatuniye MedresesiKaramanoğulları
Tokat Yağıbasan MedresesiDanişmendler
Erzurum Yakutiye MedresesiSaltukoğulları