Güneş pencereden içeri süzülürken, kuşlar cıvıl cıvıl ötmeye başlar. Yavaşça yataktan kalkıp pencereyi açarsın. Temiz hava yüzüne çarpar ve burnuna taze çiçek kokusu gelir. İçinde bir huzur kaplar seni. Yeni bir gün, yeni bir başlangıç...Mutfağa gidip cezveyi ocağa koyarsın. Su kaynarken kahveyi öğütmeye başlarsın. Kahvenin o mis gibi kokusu tüm mutfağı sarar. Fincanlara kahveyi koyarken aklından komik bir yazı yazmak geçer.
"Sabah uyandım, güneşe selam çaktım. Kuşlar cıvıldıyordu, hava mis gibiydi. Kahvemi yaptım, keyfini çıkarmaya başladım. Tam o sırada... Bir kedi pencereden içeri girdi ve fincanımı devirdi! Kahvem yere döküldü, ben şok oldum. Kedi ise bana pişkin pişkin baktı ve sanki 'Nasıldı?' der gibi miyavladı. Gülmekten yerlere yattım. Neyse ki ikinci bir fincan kahve yapmıştım. Yoksa güne başlayamazdım.
Bu komik olayı yazarken aklına başka komik anılar da gelir. Kahveni yudumlarken onları da yazmaya başlarsın. Yazdıkça gülersin, kahkahalarla evin her köşesini doldurursun.
Belki de bu komik yazıyı blogunda paylaşmaya karar verirsin. Belki de arkadaşlarına ve ailene gönderirsin. Kim bilir, belki de bir gün bir kitap bile yazabilirsin!
Önemli olan şey, her anın tadını çıkarmak ve her şeyde mizahı bulmak. İlkbahar sabahı, kahve ve komik yazı... Daha güzel ne olabilir ki?
Son düzenleme: