İnce Memed ve Kayıp Köyün Gizemi
Çok çok uzaklarda, Toros Dağları'nın eteklerinde, Gölgelik köyünde yaşayan küçük bir çocuk vardı. Adı Memed'di ama herkes ona İnce Memed derdi. Çünkü o, incecik dallar gibi narin ama bir o kadar da cesur ve akıllıydı. İnce Memed, köydeki diğer çocuklardan farklıydı. O, sadece oyun oynamakla yetinmez, doğayı, hayvanları ve özellikle de esrarengiz ormanları keşfetmeye bayılırdı.
Bir yaz günü, İnce Memed ormanda dolaşırken, daha önce hiç görmediği bir patikayla karşılaştı. Bu patika, sık ağaçların arasına doğru uzanıyordu. Merakına yenik düşen İnce Memed, patikayı takip etmeye karar verdi. Yürüdükçe, ağaçlar daha da sıklaşıyor, güneş ışığı azalıyor ve etraf sessizleşiyordu. Sonunda, patika onu küçük bir açıklığa getirdi.
Açıklığın ortasında, terk edilmiş bir köy duruyordu. Evlerin duvarları yıkılmış, çatılar çökmüştü. Etrafı otlar ve sarmaşıklar sarmıştı. İnce Memed, böyle bir köyü daha önce hiç duymamıştı. Köyün gizemini çözmek için araştırmaya başladı. Yıkık evleri gezerken, bir evin duvarında küçük bir not buldu. Notta şu yazıyordu:
"Köyümüzü terk etmek zorunda kaldık. Bir zamanlar burada neşe ve huzur vardı. Ama sonra Kara Gölge geldi. O, köyümüzün tüm neşesini ve bereketini çaldı. Eğer onu yenebilirseniz, köyümüz tekrar hayat bulacaktır."
İnce Memed, bu sözleri okuyunca çok etkilendi. Bu köyün insanlarına yardım etmek istedi. Ama Kara Gölge'nin kim olduğunu ve onu nasıl yeneceğini bilmiyordu. Bu yüzden köyün eski sakinlerinden birini bulmaya karar verdi.
Patikadan geri dönüp köyüne vardı. Yaşlı dede Derviş'e durumu anlattı. Dede Derviş, İnce Memed'i dikkatle dinledi ve derin bir iç çekti. Dede, İnce Memed'e, "O köyün adı Unutulan Köy'dü. Kara Gölge, bir zamanlar bu ormanın efendisi olan kötü bir ruhtu. İnsanları korkutarak, onların neşesini ve enerjisini çalarak güçleniyordu. Onu yenmek için cesaret, bilgelik ve sevgiye ihtiyacın olacak," dedi.
İnce Memed, Dede Derviş'in sözlerini aklına kazıdı. Ertesi sabah erkenden kalktı ve ormana geri döndü. Yanına bir torba ekmek, biraz su ve Dede Derviş'in verdiği sihirli bir düdüğü aldı. Düdük, ormanın hayvanlarıyla konuşmasını sağlayacaktı.
İnce Memed, Unutulan Köy'e vardığında, düdüğü çalmaya başladı. O anda, ağaçların arasında gizlenen hayvanlar ortaya çıktı. Bir sincap, bir tavşan, bir tilki ve bir baykuş… İnce Memed, onlara Kara Gölge'yi ve Unutulan Köy'ü anlattı.
Hayvanlar, İnce Memed'e yardım etmeyi kabul ettiler. Sincap, ağaçlara tırmanıp Kara Gölge'nin saklandığı yeri bulacaktı. Tavşan, hızlı koşarak haberler getirecekti. Tilki, zekasıyla planlar yapacaktı ve baykuş, geceleri her şeyi görecekti.
Günlerce süren bir arayıştan sonra, sincap Kara Gölge'nin saklandığı yeri buldu. Gölgenin, ormanın en derin ve karanlık yerinde, eski bir mağarada olduğunu söyledi. İnce Memed ve hayvanlar, mağaraya doğru yola çıktılar.
Mağaraya vardıklarında, içinden ürkütücü bir uğultu geliyordu. İnce Memed, cesaretini topladı ve içeri girdi. Mağaranın içinde, kocaman, simsiyah bir gölge duruyordu. Bu, Kara Gölge'ydi.
Kara Gölge, İnce Memed'i görünce kükredi ve ona saldırdı. Ama İnce Memed korkmadı. Dede Derviş'in öğrettiği gibi, önce sevgisini ve şefkatini gösterdi. Kara Gölge'ye "Neden bu kadar mutsuzsun? Neden insanların neşesini çalıyorsun?" diye sordu.
Kara Gölge, bir süre sessiz kaldı. Sonra, içinden hüzünlü bir ses yükseldi. "Ben de bir zamanlar mutluydum. Ama insanların sevgisizliği ve kötülüğü beni bu hale getirdi. Kendimi yalnız ve terk edilmiş hissettim."
İnce Memed, Kara Gölge'nin acısını anladı. Ona sarıldı ve "Artık yalnız değilsin. Biz seni seveceğiz ve seninle birlikte mutlu olacağız," dedi.
O anda, Kara Gölge'nin etrafındaki karanlık dağılmaya başladı. Yavaş yavaş, daha parlak ve daha canlı bir hale geldi. Kara Gölge, artık kötü bir ruh değil, sevecen bir koruyucuya dönüşmüştü.
Kara Gölge, Unutulan Köy'ün üzerinde karanlığı kaldırdı. Köydeki evler yeniden onarıldı. Çiçekler açtı, kuşlar ötmeye başladı. Köy, eski neşesine ve bereketine kavuştu.
İnce Memed, hayvan dostlarıyla birlikte Unutulan Köy'de yaşamaya başladı. Her gün, köylülerle birlikte dans eder, şarkılar söyler ve doğanın tadını çıkarırdı. İnce Memed, cesareti, bilgeliği ve sevgisiyle hem Unutulan Köy'ü hem de ormanı kurtarmıştı. Ve o günden sonra İnce Memed, sadece Gölgelik köyünün değil, tüm Toros Dağları'nın kahramanı olarak anıldı.