• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Iyelik zamirleri

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
İyelik Zamiri Nedir?
İyelik zamirleri (sahiplik zamirleri) adı üzerinde sahiplik belirten zamirlerdir.
Örneğin benim bilgisayarım - senin topun - onun arabası gibi tanımlarda bulunan benim-senin-onun kelimeleri birer iyelik zamiridir.
.

Şimdi Almanca'da iyelik zamirlerini verelim.

Şahıs Erkek-Nötr Dişi
ich : ben mein : benim meine : benim
du : sen dein : senin deine : senin
er : o (erkek) sein : onun seine : onun
sie : o (dişi) ihr : onun ihre : onun
es : o (nötr) sein : onun seine : onun
wir : biz unser : bizim unsere : bizim
ihr : siz euer : sizin eure : sizin
sie : onlar ihr : onların ihre : onların
Sie : siz (nazik) Ihr : sizin Ihre : sizin



Şimdi bu tablonun küçük bir analizini yapalım ve gerekli olan bilgileri verelim:
Tabloda önce şahıs zamirini verdik ki sahip olan kişi belli olsun.
Tabloda mavi renk ile gösterilenler erkek veya nötr isimlerle beraber kullanılırlar.
Bir başka deyişle artikeli der veya das olan isimlerle beraber kullanılırlar.
Kırmızı renk ile gösterilenler ise dişi cins isimlerle bir başka deyişle artikeli die olan isimlerle beraber kullanılırlar.Aşağıdaki örneklerde bunu daha iyi anlayabileceksiniz.
Görüldüğü gibi dişi cins isimlerle beraber kullanılan zamirler sonlarına bir -e harfi almıştır.Bu değişikliği bilmeniz yerinde olacaktır.
Şimdi iyelik zamirlerini her üç cins isimle beraber kullanıp, durumu iyice kavrayalım:

Erkek Cins İsimlerle
der Bruder

mein Bruder : benim kardeşim
dein Bruder : senin kardeşin
sein Bruder : onun kardeşi
euer Bruder : sizin kardeşiniz

Nötr Cins İsimlerle
das Auto

mein Auto : benim otomobilim
dein Auto : senin otomobilin
Ihr Auto : sizin otomobiliniz

Dişi Cins İsimlerle
die Mutter

meine Mutter : benim annem
deine Mutter : senin annen
unsere Mutter : bizim annemiz
ihre Mutter : onların annesi

Şeklinde örnekler verilmesi mümkündür.
Örnekler de dikkat edilmesi gereken bir nokta da şudur:
Görüldüğü gibi kullanılan isimde herhangi bir değişiklik olmamaktadır.İyelik zamiri kullanılırken isimde bir değişiklik olmamaktadır.Bu durum çoğul isimler için de geçerlidir.
Çoğul isimlerle de kullanılışı aynıdır.Herhangi bir fark yoktur.
Bir de bu zamirlerin ismin hallerine göre çekimlenmiş halleri vardır.Örneğin benim annem - benim anneme , benim kitabım - benim kitabıma- benim kitabımı şeklinde
çekimlenmeleri de önümüzdeki derslerde vereceğiz.

Başarılar...



EN ÇOK KULLANILAN SIFATLAR

geeignet zu D: yetenekli

gefasst auf A: menun,hazırlıklı

gefühlios gegen A: duygusuz

geneigt zu D: eğilimli,düşkün

geschaffen für A: çok uygun

geschaffen zu D: bir işe çok uygun

gesund an D: sağlıklı

gewant in D: becerikli

gierig nach D: hırslı,açgözlü

gleichgültig gegen A: ilgisiz

grausam gegen A: merhametsiz

glücklich über A: memnun

hart,streng gegen A: sert

interessiert an D: ilgili

interessiert für A: meraklı

misstrauisch gegen A: vesveseli

nachsichtig gegen A: müsamaha

nachteilig für A: zararlı

neidisch auf A: kıskanç

neugierig auf A: meraklı

nützlich für A: faydalı

rot vor D: yüzü kızarmak

schmerzlich für A: kederli, acıklı

sicher vor D: emin

stolz auf A: gururlu

streng gegen A: amansız,haşin

taub auf A: sağır

taub sein gegen A: söz dinleme

traurig über A: üzüntülü

tüchtig in: kabiliyetli

verliebt in A: aşık,tutkun

verschwenderisch mit D: tutumsuz

verschieden von D: farklı

voll von D: dolu olmak

vertraut mit D:tanımak,bilmek

wichtig für A:önemli

veriobt mit D:nişanlı

zufrieden mit D:memnun olmak

zornig auf D:öfkeli

angewiesen auf A:muhtaç olmak

arm an D:fakir olmak

aufmerksam auf A:dikkatli olmak

begierig auf A:istekli,düşkün

bekannt mir D:tanıdık

beliebt bei D:sevimli,beğenilen

bereit zu D:hazır,razı

besorgt umA:endişeli,meraklı

bestrürzt über A:şaşkın

bewandert in D:vakıf, bilgi sahibi

blass vor D:solgun,sararmış

blind auf D:gerçek anlamda kör

blind gegen A:kayıtsız

blind für D:mecazi anlamda kör

blind vor D:gözü dönmüş

ehrgeizig nach D: hırslı,düşkün

eifersüchtig auf A: kıskanç

einverstanden mit D: anlaşmak

eigebildet auf A: mağrur

empfindlich gegen A: duygulu

entschlossen zu D: kararlı,azimli

enstaunt sein über A: hayret etmek

fertig sein mit D: bitirmek

frei von D: kurtulmuş

freigebig gegen A: cömert

freundlich gegen A zu D: dostça

froh über A: memnun,sevinçli

Çok Kullanılan Sıfatlar

abtrünnig:sadakatsiz

angeboren:doğuştan

angenehm für:hoş,sempatik

behaglich:rahat,elverişli

bekannt sein:bilinen

benachbart:komşu,bitişik

bewusst sein:farkında olmak

dienlich:faydalı,elverişli

ergeben:sağdık,bağlı

erinnerlich sein:hatırında olmak

fern:uzak yabancı

genehm:hoş,uygun

gewogen:iyilik sever,dost

gleichgültig sein:ilgisiz

gram:kızgın

helisam für:yararlı

leid sein (tun):üzgün

nachtellig fürlumsuz

nötig für:gerekli

nützlich für:faydalı

recht:elverişli,uygun

schwer sein für:birine zor gelmek

treu: bağlı,sadık

ugetan: kalben bağlı

untertan: kul-köle

vorteilhaft: yararlı

widerlich: iğrenç,tiksindirici

zuwider: zıt,aykırı

abhold: sevmiyen

angemessen: uygun

anstössig: ayıp

begreiflich: anlaşıabilir

behilflich sein: yardımcı olmak

bekömmlich: şifalı

bequem für: rahat,konforlu

dankbar sein: minnettar omak

eigentümlich für: mahsus,hususi olmak

entbehrlich: zaruri olmayan

erwünscht: temenni edilir

freidlich gesinnt: birine düşman

fremd: yabancı

gehorsam: itaatkar

gelegen sein für: uygun gelmek

geneigt: meyilli,hazır olmak

gleich: benzer,aynı

günstig gesinnt sein: lütufkar

leicht sein (fallen) für: kolay gelmek

lieb: hoş

möglich für: mümkün olmak

nahe: yakın

notwedig für: zaruri

teuer: pahalı

unbegrelflich: anlaşılmaz

verbunden: bağlı

verhasst: nefret verici

wert: kıymetli,önemli,değerli

willkommen :memnuniyet verici



CÜMLE KURMAYI ÖĞRENELİM

Dikkat: Bu ve bundan sonra anlatılacak konuları tam olarak anlayabilmeniz için Türkçe Dilbilgisi konularınını yeterli derecede bilmeniz gerekir.
Türk dilbilgisinde cümle ve öğeleri hakkında bilgi açığınız var ise kısa zaman içerisinde gideriniz.

BASİT CÜMLE KURULUMU
Bir özne ve bir yüklemden oluşan cümleleri basit cümle olarak değerlendiriyoruz.
Örneğin;

Ben gidiyorum.
Siz gülüyorsunuz.
Onlar okuyacaklar.
Cümleleri oldukça basit cümle yapılarıdır.Eğer dikkat edilirse yukarıdaki üç cümlede de özne-yüklem uyumluluğu gözlenir.

Doğru ve anlamlı cümlelerde özne-yüklem uyumluluğu şarttır.
Eğer bir cümlede özne ile yüklem uyumlu değilse, o cümle bozuk ve anlamsız olur.Örnekleri inceleyelim,

Ben gidecekler.
O okuyorsunuz.
Siz geldi.
Cümleleri bozuk cümlelerdir.Çünkü bu cümlelerde fiiller özneye göre çekimlenmemiş ve ortaya özne-yüklem uyuşmazlığı çıkmıştır.

Örneğin, bozuk olan "Ben gidecekler" cümlesi özneye göre, "Ben gideceğim" yada yükleme göre, "Onlar gidecekler" şeklinde düzenlenmelidir.
Peki, madem ki bir cümlede özne ile yüklem her zaman uyumlu olmak zorundadır, o halde biz cümlenin sadece yüklemine bakarak da cümlenin öznesi hakkında bir fikir edinebiliriz.İsterseniz aşağıya bir kaç örnek yazalım.

Geliyorum.
Yazdınız.
Yazacaklar.
Geleceksin.
Yukarıdaki birkaç cümleyi ele alalım.
"Geliyorum" cümlesinde işi yapan şahıs (özne) kolayca anlaşılacağı gibi birinci tekil şahıs olan "ben" dir.
"Yazdınız" cümlesinin öznesi ise, anlaşılacağı gibi "siz" dir.
"Yazacaklar" cümlesinin öznesi ise "onlar" dır.
"Geleceksin" cümlesinin öznesi ise "sen" dir.
Elbette biz cümlenin yüklemine bakarak, o cümlenin öznesini de bilebiliyoruz.
Peki, fiiller bize sadece cümlenin öznesi hakkında mı bilgi verir?
Elbette hayır.
Fiiller aynı zamanda bize cümlenin öznesi, işin yapıldığı zaman, cümlenin çatısı ve kipi hakkında da bilgiler verir.
Fiiller cümlenin yüklemini meydana getirirler ve fiillerin çekimlenmemiş hallerine fiilin mastar hali denir.
Türkçe'de fiillerin mastar eki -mek yada -mak olmaktadır.
Almanca'da ise bu mastar eki -en bazen de -n olmaktadır.
Şimdi durumu daha iyi kavramak için iki dilde de fiilleri karşılaştıralım.

spielen fiilinin Türkçe karşılığı oynamak fiilidir.Her iki fiil de mastar halindedir.

spiel - en
oyna - mak

Görüldüğü gibi yukarıdaki fiillere göre Almanca'da mastar eki en, Türkçe'de ise mak 'tır.

Bir fiilin mastar eki atılırsa geriye kalan sözcük fiilin kökü olarak kabul edilir.
Fiile şahıs yada zaman ekleri getirilirken fiilin mastar eki atılır ve geriye kalan fiilin köküne şahıs, zaman vs ekleri getirilir.Bunu bir örnekle açıklayalım.

Okumak fiilinin mastar ekini atıyoruz ve elimizde "oku" kelimesi kalıyor.Bu kelimeye şimdi bir şahıs ve bir de zaman eki getirelim.Örneğin 1. tekil şahıs eki ve şimdiki zaman eki getirelim.

oku - yor - um

Şimdi bu fiile getirdiğimiz ekleri açıklayalım.
oku : fiilin kökü
yor : şimdili zaman eki
um : 1. tekil şahıs eki (ben)

Şimdi bir kaç çekim daha yapalım:

OKU - YOR - SUN
OKU - DU - N
OKU - YOR - UZ
OKU - DU - K
Şimdi burada bir noktaya dikkat edelim.Örneğin okuyoruz ve okuduk fiillerini ele alalım.
Her ikisi de 1. çoğul şahıs olmasına rağmen acaba neden farklı şahıs ekleri almışlardır?
Bu durum gramer yapısıyla ilgilidir ve kulanılan zamanların farklı olmasından ileri gelmektedir.Almanca'da da fiiller farklı zaman ve şahıslara göre farklı ekler alırlar.
Aynen dilimizde olduğu gibi Almanca'da da fiilin mastar eki kaldırılır ve fiilin köküne ekler getirilir.

Şimdi Almanca bir fiili çekimleyelim:

Lernen : Öğrenmek
Fiilin mastar ekini atıyoruz ve geriye lern kelimesi kalıyor.
Şimdi bu lern kelimesine bir şahıs ve zaman eki getirelim.Örneğin 1. tekil şahıs ve şimdiki zaman eklerini getirelim.

Lern - e : Öğren - iyor - um
Görüldüğü gibi sadece -e eki fiile hem şimdiki zaman hem de 1. tekil şahıs anlamlarını vermiştir.

Lern - t : Öğren - iyor - sunuz

Lern - te : Öğren - di - m

Yukarıda bir kaç fiilin çekimini verdik.İleride zamanlara göre fiillere getirilen ekleri iyice öğreneceğiz.

Şimdi bir noktaya daha dikkatinizi çekelim.
Görüldüğü gibi fiillerin mastar eklerini kaldırdık ve geriye kalan fiilin köküne ekler getirerek fiili çekimledik.Fakat Almanca'da fiillerin çok büyük bir bölümünü bu şekilde çekimlenmesine karşın, bu kurala uymayan 200 kadar düzensiz fiil de mevcuttur.
Eğer bir fiilin kökü, fiil çekimlenirken değişmiyorsa o halde bu fiil Düzenli Fiildir denir.
Fakat fiilin kökü çekimlenirken değişiyorsa bu fiil Düzensiz Fiildir denir.
Düzenli fiillere bazen Zayıf fiiller, düzensiz fiillere de bazı yerlerde Kuvvetli fiiller denir.
Peki biz nereden bileceğiz fiilin kökünün değişip değişmeyeceğini?
Bu soruyu cevaplayabilmeniz için bütün düzensiz fiileri ezberlemeniz gerekir.
Bu aşamada sadece günlük hayatta en çok kullanılanları ezberleyerek işe başlayabilirsiniz.
Fakat şunu özellikle belirtelim ki, bu fiileri ve çekimlerini ezberlemekten başka bir çaremiz yok!

YARDIMCI FİİL NEDİR?

Almanca'da yardımcı fiil kavramı vardır.Yardımcı fiillerin cümle içerisinde çeşitli hörevleri vardır.Esasen Almanca'da 3 tane yardımcı fiil vardır.Bunlar sein - haben - werden yardımcı fiilleridir.Bu yardımcı fiillerin Türkçe karşılıkları yoktur ve yardımcı fiiller cümlede tek başlarına kullanılamazlar.Mutlaka cümlede normal bir fiille kullanılmalıdırlar ki asıl fiilin zamanını yada anlamını değiştirebilsinler.
Yukarıdaki yardımcı fiiller aynı zamanda normal bir fiil olarak da kullanılabilirler.
Normal bir fiil olarak kullanılırlarsa o zaman bir anlamları olur ve tek başlarına kullanılabilirler.Yardımcı fiil konusunu derslerimiz ilerledikçe daha ayrıntılı olarak göreceğiz.
 
Almanca'da yardımcı fiil kavramı vardır.Yardımcı fiillerin cümle içerisinde çeşitli hörevleri vardır.Esasen Almanca'da 3 tane yardımcı fiil vardır.Bunlar sein - haben - werden yardımcı fiilleridir.Bu yardımcı fiillerin Türkçe karşılıkları yoktur ve yardımcı fiiller cümlede tek başlarına kullanılamazlar.Mutlaka cümlede normal bir fiille kullanılmalıdırlar ki asıl fiilin zamanını yada anlamını değiştirebilsinler.
Yukarıdaki yardımcı fiiller aynı zamanda normal bir fiil olarak da kullanılabilirler.
Normal bir fiil olarak kullanılırlarsa o zaman bir anlamları olur ve tek başlarına kullanılabilirler.Yardımcı fiil konusunu derslerimiz ilerledikçe daha ayrıntılı olarak göreceğiz.

Burada bazı önemli noktalara değinmek adına bazı gramer bilgileri verdik.
İlerideki derslerimizde en basit cümle yapılarından en karmaşık cümlelere kadar tüm zamanlarda cümle kurulumlarını gramer destekli olarak anlatmaya devam edeceğiz.
Hepinize başarılar dileriz...


Almanca'da Şimdiki Zaman (Präsens)
Bu dersimizde hem kolay olması hem de günlük yaşamda fazlaca kullanılması nedeniyle şimdiki zamanda
cümle kurulumlarını inceleyeceğiz.
Şimdiki zaman, Almanca'da Präsens kelimesiyle tanımlanır.
Biliyorsunuz ki anlamlı ve doğru bir cümle için özne ile yüklemin uyumlu olması gerekirdi ve
dilimizde fiiller şahıslara ve zamanlara göre farklı ekler alıyordu.
Bu durum Almanca'da da geçerlidir ve fiillerin şahıs ve zamanlara göre aldıkları ekler
iyice ezberlenmelidir.
O halde ilk olarak Almanca'da fiillerin şimdiki zamanda şahıslara göre aldıkları ekleri öğrenerek
dersimize başlayalım.
Fakat şu noktayı da belirtelim; Almanca'da düzenli ve düzensiz fiillerin şimdiki zamanda
aldıkları ekler büyük çoğunlukla aynı olduğu için, bir başka deyişle düzenli ve düzensiz
fiiller arasında şimdiki zaman için pek bir fark olmadığı için, bizler şimdiki zamanı
düzenli ve düzensiz fiiller olarak ayırmayacağız.Fakat aradaki farklılıkları belirteceğiz.

ŞİMDİKİ ZAMANDA (PRäSENS) FİİL ÇEKİMLERİ
Şimdi bir fiil alalım ve bu fiili hem Türkçe hem de Almanca olarak çekimleyelim.

Örneğin lernen (öğrenmek) fiilini alalım ve şimdiki zaman için bu fiili çekimleyelim.
Öncelikle fiilin mastar eki olan -en ekini atıyoruz ve geriye fiilin kökü kalmış oluyor.

lernen = öğrenmek
lern = öğren

(Burada konumuzla ilgisi olmayan küçücük bir bilgi verelim.Şimdi biz mastar ekini atınca
geriye kalan öğren kelimesi Türkçe'de emir belirtir yani karşımızdakine öğren! şeklinde bir emir vermiş oluruz.
Bu durum Almanca'da da böyledir ve mastar ekini atınca kalan lern kelimesi de emir belirtir.)

Şimdi fiilimizi şahıslara göre çekimleyebiliriz.



ich / Ben lern - e öğren - iyor - um
du / Sen lern - st öğren - iyor - sun
er / O (erkek) lern - t öğren - iyor
sie / O (dişi) lern - t öğren - iyor
es / O (nötr) lern - t öğren - iyor
wir / Biz lern - en öğren - iyor - uz
ihr / Siz lern - t öğren - iyor - sunuz
sie / Onlar lern - en öğren - iyor - lar
Sie / Siz (nazik) lern - en öğren - iyor - sunuz



Yukarıdaki tabloda görüldüğü gibi fiilin köküne bazı takıları eklemek suretiyle fiilimizi şimdiki zamana göre
çekimlemiş olduk.Şahıs zamirleriyle ilgili bilgiyi zaten daha önce verdiğimiz için burada şahıs zamirlerine değinmeyeceğiz.
Fakat incelemek isterseniz lütfen buraya tıklayınız.
Yukarıdaki tablo şimdiki zamanda hemen hemen tüm fiiller için geçerlidir.
Yukarıdaki tabloda fiilin kökü ve fiile eklenen ekler daha kolay görülebilmesi için birbirinden ayrılmıştır.
Normalde bitişik yazılır ve bu eklerin kesinlikle ezberlenmesi gerekir.
Zaten siz de değişik fiiller üzerinde kendiniz alıştırmalar yaparsanız, oldukça kalıcı olacaktır.
Biz yine de daha iyi anlaşılabilmesi ve kalıcı olması bakımından bir kaç fiili daha şimdiki zamanda çekimleyelim.



ich / Ben lern - e sing - e trink - e schreib - e
du / Sen lern - st sing - st trink - st schreib - st
er/sie/es/ O lern - t sing - t trink - t schreib - t
wir / Biz lern - en sing - en trink - en schreib - en
ihr / Siz lern - t sing - t trink - t schreib - t
sie / Onlar lern - en sing - en trink - en schreib - en
Sie / Siz lern - en sing - en trink - en schreib - en


(Yukarıdaki tabloyu daha büyük, renkli ve çerçeveli olarak görmek isterseniz lütfen tıklayınız.)

Tabloda her üç O (3. Tekil şahıs) zamirini de aynı satırda verdik çünkü her üçü de aynı şekilde çekiliyor.
Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi her şahıs için fiile getirilecek ek belli.
Bu ekleri ezberlediğimiz takdirde yapılacak iş oldukça kolay.
Öncelikle fiilin mastar ekini kaldırıyoruz (en) ve fiilin kalan kısmına şahıslara göre eklerimizi getiriyoruz.
Yapılacak iş gayet basit.
Artık sizler de şimdiki zamanda şahıslara göre fiil çekimlerini öğrendiğinize göre artık bol bol alıştırma ile
olayı iyice kalıcı hale getirmelisiniz.
Önümüzdeki ders artık cümle kurmaya geçebiliriz.Fakat sizler de aşağıdaki fiileri tek başınıza yukarıdaki örnektekiler
gibi çekimleyin ve yapamadığınız olursa sormayı ihmal etmeyin.

rennen:koşmak
denken:düşünmek
rufen:çağırmak
beginnen:başlamak

Bu fiilleri de kendi başınıza çekimlediğiniz takdirde artık cümle kurmaya başlayabiliriz demektir.
Hepinize başarılar...



ŞİMDİKİ ZAMANDA CÜMLE KURULUMU

Bundan önceki derslerimizde oldukça sağlam bir yapı oluşturduk kanısındayız.
Artık hem daha önce öğrendiklerimizi hem de yeni öğreneceklerimizi kullanarak cümle kurmaya başlayabiliriz.

ALMANCA'DA BASİT CÜMLE YAPILARI

Genek olarak Almanca'da cümlenin başında özne bulunur.Özneden sonra fiil gelir ve fiilden sonra cümlenin diğer öğeleri (nesne,tümleç vs.) gelir.
Aşağıda düz cümleler için kullanılan kalıbı görmektesiniz.

Kullanılacak Kalıp:

ÖZNE + FİİL + DİĞERLERİ

Artık kullanılacak temel kalıbı da öğrendiğimize göre hemen cümle kurmaya başlayabiliriz.
Kolayca anlaşılabilmesi açısından öncelikle çok basit cümle yapılarından başlayacağız.
Derslerimiz ilerledikçe de daha karmaşık cümle yapıları ile ilgileneceğiz.

Şimdi bir cümle kurabilmek için kendimize bir özne ve bir fiil belirleyelim;

Öznemiz: ich : ben

Fiilimiz: lernen : öğrenmek

Cümlemiz : Özne + Fiil : ich lerne : ben öğreniyorum

Yukarıda görülen cümle şimdiki zamanda yapılabilecek çok basit bir cümledir.
Siz de dilediğiniz fiil ve özneyi kullanarak çeşitli cümleler yapabilirsiniz.
Bizler şimdi daha anlaşılır olabilmesi bakımından aşağıya bir çok örnekler yazacağız.

Özne : du : sen

Fiil : lernen : öğrenmek

Cümle : du lernst: sen öğreniyorsun

Özne : wir : biz

Fiil : lernen : öğrenmek

Cümle : wir lernen : biz öğreniyoruz

Şimdi karışık cümle örnekleri verelim.Sizler de bu örnekleri inceleyiniz.

rennen: koşmak

ich renne
ben koşuyorum

wir rennen
biz koşuyoruz

sie rennt
o (dişi) koşuyor

Sie rennen
siz (nazik) koşuyorsunuz

ihr rennt
siz koşuyorsunuz

Bir cümlenin öznesi illa da bir şahıs zamiri olmak zorunda değildir.Herhangi bir varlık da cümleye özne olabilir.Şimdi değişik öznelerle cümleler yapalım;

Ahmet rennt
Ahmet koşuyor

Ayşe rennt
Ayşe koşuyor

die Katze rennt
kedi koşuyor

sprechen : konuşmak

ich spreche
ben konuşuyorum

ihr sprecht
siz konuşuyorsunuz

Ali sprecht
Ali konuşuyor

das Kind sprecht
çocuk konuşuyor

ein Kind sprecht
bir çocuk konuşuyor

die Kinder sprechen
çocuklar konuşuyorlar

der Lehrer sprecht
öğretmen konuşuyor

die Lehrer sprechen
öğretmenler konuşuyorlar

ein Lehrer sprecht
bir öğretmen konuşuyor

schreiben : yazmak

Mert schreibt
Mert yazıyor

der Lehrer schreibt
öğretmen yazıyor

die lehrer schreiben
öğretmenler yazıyorlar

ich schreibe
ben yazıyorum

du schreibst
sen yazıyorsun

sitzen : oturmak

ich sitze
ben oturuyorum

er sitzt
o (erkek) oturuyor

Sie sitzen
siz (nazik) oturuyorsunuz

Sanırız bu konu iyice anlaşılmıştır.
Aşağıya bir kaç cümle daha yazıp bu dersimizi bitireceğiz.
Kısa zamanda değişik fiilleri öğrenip kendiniz de basit cümleler oluşturabilirsiniz.
Ne kadar çok farklı cümleler yaparsanız pratik açısından o kadar yararlı olacaktır.

ben yüzüyorum : ich schwimme

Esra şarkı söylüyor : Esra singt

ben şarkı söylüyorum : ich singe

onlar yalan söylüyorlar : sie lügen

ben yalan söylüyorum : ich lüge

ben gidiyorum: ich gehe

sen gidiyorsun : du gehst

die Schüler fragen : öğrenciler soruyorlar

ich esse : ben yemek yiyorum

die Frauen singen : kadınlar şarkı söylüyorlar

der Arzt ruft : doktor çağırıyor

die Blume gedeiht : çiçek büyüyor

Umarız yukarıdaki cümleler de konunun pekiştirilmesine yardımcı olmuştur.
Önümüzdeki dersimizde basit cümlelerimizi farklı öğeleri de kullanarak geliştireceğiz.
Takılırsanız buradayız.
Başarılar...


GENEL KONUŞMA KALIPLARI (PRAKTISCHER SPRACHFÜHRER)

Aşağıda Almanca'da kullanılan genel konuşma kalıpları yer almaktadır.
Kalıpların önce Türkçe'leri, yanına Almanca yazılışları ve parantez içersinde okunuşları
verilmiştir.Okunuşlarda yer alan : işareti, kendinden önceki harfin biraz uzunca okunacağını belirtir.
Almanca'da "r" harfleri genel olarak çok baskılı söylenmemekle beraber yumuşak g (ğ) sesine
benzer bir ses verir.

Evet : Ja (ya)

Hayır : Nein (nayn)

Teşekkür ederim : Danke (dankı)

Çok teşekkür ederim : Danke sehr (dankı ze:r)

Rica ederim : Bitte (bitı)

Bir şey değil : Nichts zu danken (nihts tsu danken)

Afedersiniz : Entschuldigen Sie, bitte (entşuldigın zi: bitı)

Çok rica ederim : Bitte sehr (bitı ze:r)

Adım .........'dır : ich heisse ...... (ih hayzı ......)

Ben bir Türk'üm : ich bin ein Türke (ih bin ayn türkı)

Ben doktorum : ich bin Arzt (ih bin artst)

Ben öğrenciyim : ich bin Schüler (ih bin şu:lır)

Ben ...... yaşındayım : ich bin ....... jahre alt (ih bin ...... ya:re alt)

Ben yirmi yaşındayım : ich bin zwanzig jahre alt (ih bin svansig ya:re alt)

Adınız nedir? : Wie heissen Sie? (vi: hayzın zi

Adım Ali'dir : ich heisse Ali (ih hayzı Ali)

Sen kimsin? : Wer bist du? (wer bist du)

Ben Ali'yim : ich bin Ali (ih bin Ali)

Ben müslümanım : ich bin Müslimisch (ih bin müslimiş)

Adım Ali'dir : Mein Name ist Ali (mayn na:mı ist Ali)

Adım Ahmet : Mein Name ist Ahmet (mayn na:mı ist Ahmet)

Anlaştık! : Verstanden! (feğştandın)

Lütfen : Bitte (bitı)

Pekala : Gut (gu:t)

Özür dilerim : Entschuldigung (entşuldigung)

Bay ....... : Herr .......(kişinin soyadı)

Bayan ...... : Frau ......(evli kadının soyadı)

Bayan ....... : Fräulein .....(evlenmemiş kızın soyadı)

Tamam : Okay (okay)

Güzel! : schön (şö:n)

Tabii : natürlich (natürlih)

Harika! : wunderbar (vundığba:ğ)

Merhaba (selam) : hallo (halo

Merhaba (selam) : Servus! (servıs)

Günaydın: Guten Morgen (gu:tın morgın)

İyi günler (tünaydın ) : Guten Tag (gu:tın ta:g)

İyi akşamlar : Guten Abend (gu:tın abınt)

İyi geceler : Gute Nacht (gu:tı naht)

Nasılsınız? : Wie geht es ihnen? (vi: ge:t es iğnın)

İyiyim, teşekkür ederim : Es geht mir gut, danke (es ge:t mir gu:t, dankı)

eh işte : Es geht (es ge:t)

Nasıl gidiyor? : Wie geht's (vi ge:ts)

Fena değil : Nicht schleht (niht şleht)

Görüşmek üzere : Bis bald (bis balt)

Hoşçakalın : Auf Wiedersehen (auf vi:dırze:ın) (Allah'a ısmarladık,güle güle anlamında)

Hoşçakalın : Auf Wiederhören (auf vi:dırhö:rın)(telefonda ve radyoda kullanılır.)

Hoşçakal : Mach's Gut (mahs gu:t)

bay bay : Tschüss (tçü:z)
çııÖÖçşab und zu=ara sira
den ganzen Tag=bütün gün
die ganze Nacht=bütün gece
am Vormittag=ögleden önce
bis heute=bugüne kadar
für eine kurze Zeit=kisa bir süre icin
kürzlich=biraz önce
uzun zaman=lange Zeit
im voraus=önceden
immer noch=hâlâ

Yer Adları

• Banka - die Bank [bank]
• Postane - die Post [post]
• Müze - das Museum [muzeum]
• Polis karakolu - Polizeiwache
[politsay-vahı]
• Hastane - das Krankenhaus
[krankınhaus]
• Eczane - die Apotheke
[apote:kı]
• Dükkan - das Geschäft
[gışeft]
• Lokanta - das Restaurant
[restoran]
• Okul - die Schule [şu:lı]
• Kilise - die Kirche [kirhı]
• Cadde - die Straße [ştra:sı]
• Meydan - der Platz [plats]
• Dağ - der Berg [berk]
• Tepe - der Hügel [hü:gıl]
• Göl - der See [ze:]
• Okyanus - der Ozean [otsean]
• Nehir - der Fluß [flus]
• Yüzme Havuzu - das Schwimmbad
[şvimba:t]

• Kapalı - geschlossen [geşlosın]
• Açık - Auf [auf], offen [ofın]
• Posta kartı - die Postkarte
[postkartı]
• Pul - die Briefmarke [bri:fmarkı]
• Bir az - etwas [etvas]
• Kahvaltı - das Frühstück [frü:ştük]
• Öğle yemeği - das Mittagessen
[mita:kesın]
• Akşam yemeği - das Abendessen
[a:bıntesın]
• Vejeteryen - vegetarisch [vegıtariş]
• Ekmek - das Brot [das bro:t]
• İçecek - das Getränk [gıtrenk]
• Kahve - der Kaffee [kafe:]
• Çay - der Tee [te:]
• Meyve suyu - der Saft [zaft]
• Bira - das Bier [bi:r]
• Tren - die Bahn [ba:n], der Zug [tsu:k]
• Otobüs - der Bus [bus]
• Metro - die U-Bahn [u:ba:n]
• Hava limanı - der Flughafen
[flu:kha:fın]
• Tren istasyonu - der Bahnhof
[ba:nho:f]
• Otogar - der Busbahnhof
[bus-ba:nho:f]
• Metro istasyonu - der U-Bahnhof
[u:ba:nho:f]
• Kalkış - die Abfahrt [apfa:rt]
• Varış - die Ankunft [ankunft]
• Kiralık araba şirketi - Autovermietung
[auto-fermi:tunk]
• Otopark - Parken [parkın]
• Hotel - das Hotel [hotel]
• Oda - das Zimmer [tsimır]
• Rezervasyon - die Reservierung
[rezervi:runk]
• Pasaport - Reisepaß [rayzı-pas] • Kule - der Turm [turm]
• Köprü - die Brücke [brükı]
• Tuvalet - die Toilette [toileti)
• Merhaba - Guten Tag [gu:tın ta:g]
• Güle güle - Auf Wiedersehen
[auf vi:dırze:ın]
• Görüşürüz - Bis nachher. [bis na:hhe:r]
• Günaydın - Guten Morgen
[gu:tın morgın]
• İyi günler - Guten Tag [gu:tın ta:g]
• İyi akşamlar - Guten Abend
[gu:tın a:bınt]
• İyi geceler - Gute Nacht [gu:tı naht]
* ab und zu=ara sira
* den ganzen Tag=bütün gün
* die ganze Nacht=bütün gece
* am Vormittag=ögleden önce
* bis heute=bugüne kadar
* sprecen Sie Deutsch? (almanca konusur musunuz?)

* ja, ich spreche Deutsch. (evet, almanca konusurum.)

*Nein, ich spreche nicht Deutsch. (hayir, almanca konusamam.)

• Sol - links [links]
• Sağ - rechts [rehts]
• Düz - geradeaus [gıra:dıaus]
• Aşağı - hinunter [hinuntır]
• Yukarı - hinauf [hinauf]
şdie Erbse: bezelye
die Artischocke: enginar
die Tomate: domates
die Gurke: salatalik
die Karotte: havuc
der Sellerie: kereviz
der Porree: pirasa
der Spinat: ispanak
die rote Rübe: pancar
der Kopfsalat: kivircik marul
der Kohl: lahana
der Blumenkohl: karnibahar
die Zwiebel: sogan
der Knoblauch: sarimsak
reif: olgun
reifen: olgunlasmak
aufbewahren: muhafaza etmek
der Karton: kutu
das Trinkgeld: bahsis
grüne Bohnen: taze fasulye
die Frühbirne: turfanda armut
das Frühgemüse: turfanda sebze
das Muster: örnek
gemustert: baskili, emprime
der Stil: model, tarz
einfach,schlicht: basit, sade
der U-Kragen: yuvarlak yaka
die Schulter: omuz
der Rucken: sirt
der Armel: kol
der Gurtel: kemer
die Bluse: bluz
teuer: pahali
knapp: siki, dar
bequem: rahat
passen zu: uymak
elegant: sik
inbegriffen: dahil
waschbar: yikanabilir
anziehen: giymek
anprobieren: denemek, prova etmek
die Wolle: yün
aus Wolle: yünlü, yünden yapilmis
die Baumwolle: pamuk
die Seide: ipek
aus der Mode, unmodern: modasi gecmis
die letzte Mode: son moda

çııÖÖçşheute : bugün (hoyte)
morgen : yarin (morgen)

der morgen : sabah

übermorgen : yarindan sonra (übe morgen)

abend : aksam (abind)

almancada r harfleri baskin söylenmez...

heute abend : bu aksam

heute nacht : bu gece (hoyte naht)

morgens :sabahleyin

abends :aksamleyin

das Frühstück : kahvalti (früstük)

das mittagessen : ögle yemegi (yazildigi gibi okunur)

das abendessen : aksam yemegi

der Teller : tabak (tella)

der Löffel : kasik

das Messer : bicak (messa)

die Gabel : catal

das Glas : bardak (tam sözlük anlami cam olarakta geciyor)

die Tasse : fincan

Bis Wann ? Ne zamana kadar?
WIE OFT? Ne sIklIkla?
UM WIEVIEL UHR? saat kacta?
VERZEIHUNG! afedersiniz
AB HEUTE bugünden itibaren
AB SOFORT su andan itibaren
KEINE URSACHE birsey degil
GERN GESCHEHEN memnuniyetle
VIEL GLÜCK! bol sans

bunlar trennbar fiillerdir (ayrilan fiiler) ayrilan kisim sona gider....
Hören : duymak
zu / hören : dinlemek
hör mir zu : dinle
auf / hören : bitmek , kesilmek
Hör auf: yapma , kes artik
Ich bin glücklich...Sansliyim
Ich habe Glück...Sansim var

Ich will immer bei dir sein...her zaman senin yaninda olmak istiyorum
ohne dich kann ich nicht sein...ben sensiz olamam
das nächste mal...bir dahaki sefere
Darf ich etwas fragen?...Birsey sorabilirmiyim?
Ich werde dich nie vergessen...seni asla unutmayacagim
ich glaube dem Gott...ben allaha inaniyorum

am samstag bin ich früh aufgestanden.(cumartesi erken kalktim)
ich habe mich meine Haare gewaschen(saclarimi yikadim) und bin ich mit meiner Familie an den See gefahren.(ve ailemle birlikte göle gittik(aracla))zu Früchstück haben wir im Restaurant gegessen.(kahvaltimizi restoranta yaptik)ich habe Apfelsaft getrunken(ben elma suyu ictim)das frühstück ist sehr gut gewesen(kahvalti cok iyi oldu)nach dem Essen bin ich mit meinem Bruder nach Hause gelaufen.(yemekten sonra abimle eve yürüdük)wir haben das schöne Wetter genossen(biz güzel havanin tadini cikardik)und wir haben lange gesprochen ( ve biz uzun süre konustuk)abend bin ich früh ins Bett gegangen(aksam yataga erken gittim)

TÜRKCE ALMANCA YAZILISI ALMANCA OKUNUSU
acelem var ich habe Eile ih habe ay`le
acim ich bin hungrig ih bin hun`grig
affedersiniz entschuldigen sie bitte entsuldigung zi bite
affiyet olsun guten appetit guten apetit
allah askina um gotteswillen um gottes villent
allah rahatlik versin schlafin sie wohl silafin zi vol
allaha ismarladik adieu adyö
anlasiliyorki es folgt daraus ez folgt daraus
arasira hie und da hi ind da
asla auf keinen fall auf kaynin fal
asla:katiyen keineswegs kayniz`vegz
asla:katiyen bestimmt nicht bestimt niht
azar azar nach und nach nah und nah
bir kere daha noch einmal noh aynmal
bu cok korkunc das ist schrecklich das ist sireklih
disari cik verschwinden sie fersivinden zi
dikkat edin passen sie auf passen zi auf
dikkat achtung ahtung
dur halt halt
evet ja ya
hayir nein nayn
eyvallah servus servus
girilmez zutritt verbotten tsu`trit ferboten
görüsmek üzere auf bald auf bald
hazirim ich bin fertig ih bin fertig




UÇUŞ VE TERMİNALLERDE
Guten Flug = iyi ucuslar
Gute Reise = iyi seyahat ler
Unsere Schalter der Flug-gesellschaft ist gleich rechts
yada
Unsere Flug-Ticket-Schalter ist gleich rechts.

WC ist hier We tse olarak okunuyor

Sie sind in der falsche Reihe

Ihre Sitz-Platz Nummer ist=Koltuk numaraniz ---

Möchten Sie Raucher-Platz oder Nichtraucher-Platz
Sigara icilen bölümmü istersiniz yada icilmeyenmi

Haben Sie Hand-Gepäck=El cantanis varmi
Ihre Hand-Gepäck bitte= El cantaniz lütfen

planen: tasarlamak
das Flugzeug: ucak
abfliegen: hareket etmek(ucak)
an****ieren: iptal etmek
die Verspätung: randevu
die Ermäßigung: indirim
überlegen: düsünmek
melden,verkünden: haber vermek
landen: yere inmek(ucak icin)
die Zollkontrolle: gümrük muayenesi
der Auskunftschalter: danisma masasi
die Verspätung: gecikme
technisch: teknik
die Störung: ariza
umbuchen: transfer etmek
prüfen lassen: kontrol ettirmek
die Mannschaft: mürettebat
Herzlich Willkommen!;hos geldiniz
gefallen: begenmek
angenehm: rahat
berühmt: meshur,ünlü
die Klippe: kayalik
neblig: sisli
bewölkt: bulutlu
das Gebiet: bölge
verzollen: gümrük vermek

Alle Reisenden werdwn an die Tür Nr.3 gebeten: Bütün yolcular 3 numarali kapiya cagriliyorlar.
wann Sie wollen: ne zaman isterseniz
zur rechten Zeit: tam zamaninda
pro person: adam basina
zollfrei: gümrüksüz
hoffentlich sehen wir Sie wieder: insaallah tekrar görüsürüz
die Hinfligskarte: gidis bileti
die Rückflugskarte: dönüs bileti
das Mehrgewicht: fazla bagaj
zu welcher Zeit: ne zaman?
Welche Flugzeuge fliegen nach...........?:....'ya hangi ucaklar vardir?
eine Nacht verbringen: bir gece kalmak
das Datum meiner Rückkehr: dönüsümün tarihi

die Flugsicherheit : uçuş güvenliği
der/die Steward/ess : Host/ hostes
die Flugnummer : uçuş numarası
Handy ausschalten : cep telefonunu kapatmak
im Anflug : inişte
gelandet : indi
 
ALİŞVERİŞLERDE CÜMLE KALIPLARI
Können Sie mir helfen?= bana yardimci olabilirmisiniz
Ich brauche......= bana lazim
Haben Sie.....?= .....varmi
Ich möchte .......... bitte= ben....... istiyorum
Können Sie mir Zeigen wo ..... ist= bana gösterebilirmisiniz .....yerini
Was kostet ......das= kac para
Haben Sie es günstiger= daha ucuzu varmi
Das möchte ich nicht=bunu istemiyorum
Das gefällt mir nicht so recht= tam olarak beyenmiyorum
Ich Schaue mich um= ben bakiniyorum

BEIM GEMÜSEHÄNDLER : Manavda


Frau Taylor parkt ihren Wagen vor dem Gemüsehändler.
Bayan Taylor otomobilini manavin önüne park eder.

Herr Steel:Guten Morgen,Frau Taylor!
Günaydin Bayan Taylor!

Frau Taylor; Guten Morgen,Herr Steel. Ich möchte vier Pfund Äpfel und ein Kilo Bananen. Sind die Bananen reif?
Günaydin Bay Steel.2 kilo elma ve 1 kilo muz istiyorum.Muzlar olgun mu?

Herr Steel: Sie sind nicht reif,aber sie werden reifen.Behalten Sie sie einen Tag auf.
Olgun degiller,fakat olgunlasirlar.Onlari bir gün muhafaza edin.

Frau Taylor:Zwei Kilo Apfelsinen,ein Kilo Quitten,ein Kilo Birnen.
2 kilo portakal,1 kilo ayva,1 kilo armut.

Was kostet ein Kilo Birnen?
Bir kilo armut ne kadar?

Herr Steel:Achthundert Lira das Kilo,gnädige Frau.
Kilosu 800 lira hanimefendi.

Frau Taylor:Warum sind sie so teuer?
Onlar neden bu kadar pahali?

Herr Steel: Die Birnen sind Frühbirnen.
Armutlar turfandadir.

Frau Taylor:Sie sind sehr teuer.ich werdw sie nicht nehmen.
Cok pahali.Onlari almiyorum.

Herr Steel:Noch etwas anderes vielleicht?
Acaba baska birsey istermisiniz?

Frau Taylor:Ja, ich brauche Gemüse.
Evet, sebze istiyorum.

Herr Steel:Kann ich alles in einen großen Karton packen?
Hepsini büyük bir kutuya paketleyebilir miyim?

Frau Taylor:Ja, danke schön;
Evet, tesekkür ederim.

Das wäre gut! Kann der Junge den Karton zu meinem Wagen tragen?
Iyi olur.Cocuk kutuyu arabama tasiyabilir mi?

Herr Steel:Ja. natürlich.
Evet, tabii

Sie gibt dem Jungen ein Trinkgeld.
Cocuga bahsis verir.

Frau Taylor:Auf Wiedersehen Herr Steel.
Allahaismarladik Bay Steel.

Herr Steel: Auf Wiedersehen Frau Taylor.
Güle güle Bayan Taylor.



drei Kilo Kartoffeln; 3 kilo patates,
ein Kilo Zwiebel; 1 kilo sogan,
ein Kilo Karotten; 1 kilo havuc,
ein KIlo Spinat; 1 kilo ispanak
ein Kilo Porree; 1 kilo pirasa
ein halbes Kilo Sellerie; yarim kilo kereviz,
drei Kopfsalate; 3 adet kivircik marul
ein Bündel rote Rüben,ein kleines Bündel Petersilie; 1 demet pancar,ufak bir demet maydanoz.


TANIŞMA ARKADAŞLIK

lutfen beni hanima (beye) takdim ediniz.
stellen sie mich bitte der dame(dem herrn) vor.

sizi....... beyle tanistirabilirmiyim?
darf ich sie mit ........bekkant machen?

kendimi taktim etmeme musade edermisiniz?
gestatten sie dass ich mich worstelle?

evet benim
ya ich bin es

simaniz bana yabanci degil?
ich kenne sie vom ansehen

hayir yaniliyorsunuz
nein, sie irren sich

nasilsiniz?
wie geht es ihnen?

tesekkur ederim iyiyim
danke gut

siz iyisiniz degilmi?
und ihnen geht es gut?

tesekkur ederim oldukca iyiyim
danke rech gut

zaman ne cabuk geciyor
wie schnell verrinnt die zeit

aileniz nasil?
wie gehts es ihrer familie?

evdekilerin hepsi iyi
zu hause ist alles gesund

isminiz nedir?
wie heissen sie?

sizinle tanistigimiza memnun oldum
es freut mich, sie wiederzusehen

sizin icin neyapabilirim?
was kann ich fur sie tun?

rahatsiz ettigim icin ozur dilerim
verzeihen sie, dass ich störe

birisi sizinle gorusmek istiyor
jemand möchte mit ihnen sprechen

bir dakikanizi alabilirmiyim?
heben sie einen augenblick zeit?

cok memnun oldum
es war mir ein vergnügen

ali`ye saygilar
meine empfehlung an ali

ali`ye benden selamlar!
gürüsin zi ali for mir

arkadasliginiz icin cok tesekkur ederim
vielen dank für ihre gesellschaft

cok naziksiniz
das ist sehr nett von ihnen

ne zaman geleceksiniz?
wann kommen sie?

gercekten üzgünüm
es tut mir wirklich leid

bana yardim edebilir misiniz?
können sie mir helfen?

simdi gitmek zorundayim
ich muss jetz gehen

musaade edermisiniz?
gestatten sie?

gezmeye gidelim istermisiniz?
wollen sie spazieren gehen?

kahvalti ettinizmi?
haben sie schon gefrühstückt?

daha kahvalti etmedim
ich habe schon gefrühstückt

daha vakit pek erken
es ist noch zu früh

pek erken geldiniz
sie sind zu früh gekommen

cok gec geldiniz
sie sind zu früh zu spät gekommen
erken olsunda gec olmasin
lieber zu früh als zu spät

bir otomobile binsek daha iyi olmazmi?
wollen wir ein auto nehmen?

yanimiza yiyecek almamiz gerekirmi?
müssen wir proviant mitnehmen?

ben biraz sonra size yetisirim
ich werde ihnen bald folgen

sizi saat uce kadar beklerim
ich werde sie bis 3 uhr erwarten

sizi burada bekleyecegim
ish werde hier auf sie warten

beni cok beklettiniz
sie haben mich lange warten lassen

nerede bulusalim
wo wollenwir uns treffen
çııÖÖçşcok gec geldiniz
sie sind zu früh zu spät gekommen

Sie sind zu spät gekommen=Cok gec geldiniz

daha kahvalti etmedim
ich habe schon gefrühstückt

Ich habe noch nicht gefrühstück=daha kahvalti etmedim

ali`ye benden selamlar!
gürüsin zi ali for mir

Grüssen Sie Ali von mir=Ali`ye benden selam söyleyin.

bir dakikanizi alabilirmiyim?
heben sie einen augenblick zeit? für mich

Haben Sie einen augenblick Zeit? Zamaniniz varmi/Bir dakikaizi alabilirmyiyim?

sizinle tanistigimiza memnun oldum
es freut mich, sie wiederzusehen

Es freut mich ,sie wiederzusehen=Sizi tekrar gördügüme memnun oldum

evdekilerin hepsi iyi
zu hause ist alles gesund
Zu Hause sind alle gesund.

tesekkür ederim iyiyim)=danke es geht mir gut
(zaman ne cabuk geciyor)=wie schnell die Zeit vergeht
(sizinle tanistigima memnun oldum)=es hat mich sehr gefreut Sie kennen zu lernen
(Aliye saygilar)=Respekt für Ali/Respekt an Ali
(gezmeye gidelim istermisiniz)=möchten sie Spazieren



BASİT SORULAR

acmisin? sind sie hungrig?
naladiniz mi? is das klar?
bu nedir? was ist das?
bu neye yarar wozu dient das?
burada ..... varmi? bekommt man hier?
dogrumudur? is das wahr?
kim o? wer is da?
nasilsiniz? wie geht es ihnen?
ne arzu ediyorsunuz? was wunshen sie?
ne cikar? was tut se?
ne oluyor? was ist los?
ne var? was ist los?
nerede ... bulabilirim? wo finde ich?
nereye gidiyorsunuz? wohin gehen sie ?
nicin? warum?
sira kimde? wer is dran?
sira sizinmi? sind sie dran?
uyuyormusunuz? sind sie wach?
çııÖÖçşWürden Sie mir einen Gefallen tun?
Bana bir iyilikte bulunabilir misiniz?
Was wünschen Sie?
Ne arzu edersiniz?
Können Sie mir sagen,wo ...ist?
...nin nerede oldugunu söyleyebilir misiniz?
Möchten Sie...?
...ister misiniz?
Kann ich einmal telefonieren?
Bir telefon edebilir miyim?
Kann ich faxen?
Faks cekebilir miyim?
Wo kann ich ein Internet-Cafe finden?
Berede bir internetcafe bulabilirim?
Wo kann ich E-mail senden?
Nereden bir mail gönderebilirim?
Darf ich Sie etwas fragen?
Size bir sey sorabilir miyim?
Kann ich ihren Stift nehmen?
Kaleminizi alabilir miyim?
Können Sie ...zeigen?
...yi gösterebilir misiniz?
Wo kann ich Wasser finden?
Nerede su bulabilirim?
Was ist dieses Zeichen?
Bu isaret nedir?
Kann ich Ihnen helfen?
Size yardim edebilir miyim?
Können Sie mir zeigen,wo ...ist?
Bana ...nin nerede oldugunu gösterebilir misiniz?
Wie können wir dorthin gehen?
Oraya nasil gidebiliriz?
Wozu ist das?
Bu ne icindir?
Was ist los?
Ne oluyor?
Wie weit ist der Bahnhof?
Istasyon ne kadar uzaktadir?
Wo ist das Informationsbüro?
Danisma bürosu nerededir?
Wann werden die Geschäfte geöffnet (geschlossen)?
Dükkanlar nezaman acilir (kapanir)?
Wo ist die Bushaltestelle?
Otobüs duragi nerededir?
Wo ist die nächste Bank?
En yakin banka nerededir?
Wo kann ich warten?
Nerede bekleyebilirim?
Wo kann ich mein Auto parken?
Otomobilimi nerede park edebilirim?


ALMANCA DEYİMLER

Jeden Tag: her gün

schon gut: peki,pekala

pech haben: sansi olmamak. (Wir haben Pech.Es regnet:sansimiz yok.Yagmur yagiyor.)

das macht nichts: zarari yok. (ich habe keinen Bleistift.das macht nichts.:Kursunkalemim yok.zarari yok.)

Jahre lang: yil boyunca

es geht: söyle böyle,eh iste

einkaufen gehen: alisverise cikmak

es ist aus: bitti,sona erdi,kapandi (Endlich ist es aus mit ihrer Freundschaft:nihayet arkadasliklari sona erdi.)

das ist alles: hepsi bu kadar

das wär's: tamamdir,bu kadar

guten tag: iyi günler ,merhaba

recht haben: hakli olmak,hakki olmak (ich glaube, es wird regnen. Ja,du hast recht.:Sanirim yagmur yagacak. Evet,haklisin.)

zu Fuß: yürüyerek

am besten: en iyisi,iyisi mi

nach Hause: eve

zu Hause: evde

weg müssen: gitmek,gerekmek (Es ist spät. ich mußweg.:Gec oldu.Gitmeliyim.)

sagen wir: diyelim ki....,farz edelim

zum erstenmal: ilk defa ,ilk kez

nichts dafürkönnen: elinden birsey gelmemek,caresiz olmak,suc kendinde olmamak (ich kann nichts dafür,wenn du nicht arbeitest.:Sen calismazsan ben birsey yapamam.)

weg sein: uyur kalmak,sarhos olmak,sasirmak,asik olmak (Ich bin weg für Galatasaray.:Ben Galatasaraya asigim.)

eines Tages: günün birinde,bir gün

einen Augenblick: bir dakika,bir saniye

von mir aus: benim icin hava hos,fark etmez

wie geht es dir: nasilsin

mit einem Wort: kisaca,tek sözcükle

keine Ursache!: birsey degil,rica ederim,astagfurullah

was soll das?: bu (da) ne demek (oluyor)

Platz nehmen: oturmak (Nehmen Sie Platz, bitte!: Oturun lütfen.)

auf die Nerven gehen: birinin sinirlerine dokunmak,birini sinir etmek: (Mit deinen dummen Fragen gehst du mir auf die Nerven.:Aptalca sorularinla sinirime dokunuyorsun.)

das Licht anmachen: isigi acmak,isigi yakmak

vor sich haben: yapacak seyi olmak (Ich habe heute vieles vor mir.: Bugün yapacak cok seyim var.)

du meine Güte!: Tanrim!,aman Allahim!,aman Yarabbi

in Frage kommen: söz konusu olmak, (dein Problem ist nicht in Frage gekommen.:Senin problemin hic söz konusu olmadi.)

im wege stehen: engel olmak,karsisina cikmak

Wieviel uhr ist es?: saat kac?

Schule haben: okulu olmak: (Heute haben wir keine Schule.: Bugün okulumuz yok.)

eine Rolle spielen: bir rol oynamak,rolü olmak,önemi olmak (Der Beruf spielt im leben eine große Rolle.: Meslegin yasantida büyük rolü vardir.)

nichts zu machen sein: yapacak hicbir sey olmamak

leid tun: üzgün olmak,acimak (es tut mir leid :üzgünüm)

im Kopf: kafadan,akildan,akilda (Du kannst wohl nicht im Kopf rechnen.:Akildan hesap yapamiyorsun demek.)

Got sei Dank! : Allaha sükür!,cok sükür!

Bescheid wissen: iyi bilmek (Weißt du Bescheid, was der Lehrer gesagt hat?:Ögretmenin ne dedigini iyi biliyormusun?)

weißt du was: derim ki,diyorum ki,ne dersin?

den gleichen (anderen,nächsten usw.) Tag: ayni (diger,ertesi vs.) gün

das ist seine Sache: (bu) onun bilecegi is,kendisi bilir

es ist mir (dir,...) recht: benim icin hava hos,bence bir sakincasi yok

es geht los: basliyor (Los! Schnell! Schnell! Es geht los!: Haydi!Cabuk!cabuk!Basliyor.)

aus dem Kopf: akildan, ezbere

auf jeden (keine) Fall: her (hicbir) durumda, her türlü (hicbir) sartta, muhakkak (asla),kesinlikle,ne olursa olsun

im Augenblick: bir anda,hemen,son hizla

unter Umständen: belki,herhalde,uygun düserse

Schluß machen: bitirmek,son vermek (In zwei Minuten müßt ihr Schluß machen.:Iki dakikaya kadar bitirmelisin.)

erst recht: inadina

kurz und gut: kisacasi,sözün kisasi

grüss Gott!: merhaba,selam

auf den Gedanken kommen: fikrine varmak

zu Bett gehen: yatmak,yatmaya gitmek

schwarz sehen: karamsar olmak,sonunu iyi görmemek (Er ist sehr krank.Ich sehe schwarz für ihn. Cok hasta,sonunu hic iyi görmüyorum.)

in Ruhe lassen: birini rahat birakmak (Lass mich in Ruhe! Beni rahat birak)

nach wie vor: eski hamam eski tas,eskisi gibi

imstande sein: yapabilmek,elinden gelmek,agzinda bakla islanmamak

das gibt's nicht: olanaksiz,olamaz

zu Ende gehen: bitmek,sona ermek

auf den ersten Blick: ilk bakista

es handelt sich um ...:söz konusu olan..,önemli olan...

genug davon haben: canina tak etmek,bezmek,artik yetmek

nicht gefallen: iyi (saglikli) gözükmemek (Heute gefiel mir mein Vater nicht! Babami bugun pek iyi görmedim.)

heute oder morgen: bugün yarin (Heute oder morgen werde ich ein Auto kaufen. Bugün yarin bir araba satin alacagim.)

es kommt darauf an: bakalim (Es kommt darauf an,dass er ins Kino kommt? Bakalim sinemaya gelecek mi?)

einigermassen: söyle böyle,iyi kötü,asagi yukari (Ich weiss einigermassen nasil oldugunu iyi kötü biliyorum.)

keine Ahnung haben: bilgisi olmamak (-Wohin ist er gegangen?,-Ich habe keine Ahnung. Nereye gitti, hic bilgim yok.)

zu tun haben: yapacak isi olmamak (Ich habe viel zu tun: cok isim var.)

zur Sache kommen: kisa kesmek (Komm zur Sache! Ich habe keine Zeit.:kisa kes,vaktim yok.)

vor sich gehen: olmak,vuku bulmak (Wie der Unfall vor sich gegangen ist! Kaza nasil oldu)

einen Streich spielen: birine oyun oynamak,oyun etmek (Versuch nicht,mir einen Streich zu spielen!: bana oyun oynamaya sakin kalkma!)

nach und nach: yavas yavas

noch lange nicht: katiyen,hic,asla

ein klein wenig: biraz,cok az, bir miktar

vor Hunger sterben: acliktan ölmek

nicht im geringsten:asla,katiyyen,hic

den Entschluss fassen:karar vermek,karara varmak

auf diesem Wege:böyle,bu sekilde, bu yolla

im Schneckentempo:deve yürüyüsü,kaplumbaga yürüyüsü

Was suchst du hier?:burada ne yapiyorsun?

die Ohren spitzen: kulak kabartmak

los sein: ...olmak = Was ist los? Warum weinst du? (Ne var? Neden agliyorsun?)

den Kopf schütteln: 'hayir' anlaminda kafasini sallamak,kabul etmemek = Der Lehrer schüttelte den Kopf.(ögretmen kafasini salladi)

hinter jemandem her sein: birinin arkasindan kosmak,birinin pesinde olmak = Di Männer sind hinter mir her. (Adamlar pesimde.)

ganz und gar: tamamen,bastan asagi

eins von beiden: ikisinden biri = Grün oder blau. Wähle eins von beiden. ( Yesil yada mavi.Ikisinden birini sec.)

nicht ausstehen können: cekememek,sevmemek,hoslanmamak = Entschuldige! Aber ich kann heute abend deine Freunde nicht ausstehen. (Kusura bakma! ama bu aksam arkadasini cekemem.)

zur Welt kommen: dünyaya gelmek,dogmak

zu suchen haben : aramak, isi olmak (Was hast du hier zu suchen? Burada ne ariyorsun?)

es satt haben : bikmak,karni tok olmak,artik yetmek

von oben bis unten :bastan asagi,tamamiyla,tepeden tirnaga

mit Leib und Seele : tüm benligiyle, yürekten

das ist keine Kunst : is tedil,hüner degil, babam da yapar

jemandem die Hand schütteln: birinin elini sikmak

Gas geben :gaza basmak,gazlamak

zu Ende sein: bitmek,sona ermek

die Achseln zucken: omuz kaldirmak,omuz silkmek

sein Wort halten: sözünü tutmak

auf die leichte Schulter nehmen: hafife almak,kolaya almak,önemsememek

Schlag: (saat) tam...da (Heute war ich Schlag neun im Büro. Bu gün tam dokuzda bürodayim.)

bis über die Ohren : cok fazla,haddinden fazla

sein lassen: yapmamak,yapmaktan caymak

vor kurzem :birkac gün önce,daha önce

aufs Haar stimmen :tam tamina dogru olmak (Meine Ergebnisse stimmen aufs Haar;benim sonuclarim tam tamina dogrudur.)

ein gutes (schlechtes) Gewissen haben :vicdanen rahat olma(ma)k, gönlü rahat olma(ma)k = (Ich habe meinen Vater nicht belogen. Deswegen habe ich ein gutes Gewissen;Babama yalan söylemedim.bu yüzden gönlüm rahat.)

ein für allemal : son olarak, son defa

ein Auge zudrücken: göz yummak,mani olmamak (Ich drücke ein Auge zu, aber das soll das letzte Mal sein.;Göz yumuyorum ,ama bu son olsun,)

zu weit gehen : cok olmak, ileri gitmek

die Stirn runzeln : yüzünü burusturmak,yüzünü eksitmek

schleudern : kaymak,patinaj yapmak,savurmak

wie aus der Pistole geschossen : su gibi (Ihr müsst die Wörter wie aus der Pistole geschossen sagen können.;Sözcükleri su gibi söyleyebilmelisiniz.)

nicht mehr mitmachen : (artik bir iste ) olmamak

Klasse sein : birinci sinif olmak,harika olmak,sahane olmak (Mensch! Das Buch war doch Klasse!; Yahu ,kitap harikaydi be!)

zur Hand haben : elinin altinda olmak,elinde (var) olmak

mit guten Gewissen : gönül rahatligi ile, huzur icinde, rahatlikla

nicht fertig werden : bir türlü unutamamak,akli fikri hep ayni seyde olmak,isin icinden bir türlü cikamamak

eine Aufnahme machen : fotograf cekmek,resim cekmek

das hat noch Zeit : acele(si) yok

Tag für Tag : her gün, her Allahin günü (Ich habe Tag für Tag gearbeitet ;her Allahin günü calistim.)
es fällt Schnee : kar yagiyor

Platz machen : yer acmak

mach's gut! : iyi günler! hoscakal! haydi eyvallah

kreuz und quer : her yana, saga sola, bir asagi bir yukari

hier und da : orada burada, yer yer, bazen ( Heute sind wir hier und da spazierengegangen; Bugün orada burada gezinti yaptik.)

Geld machen : para yapmak, cok para kazanmak

Feierabend machen : bitirmek, kapatmak, son vermek, pydos etmek

wieder auf den Beinen sein : belini dogrultmak, islerini yoluna koymak;iyilesmek ( Bist du wieder auf den Beinen?; simdi iyimisin?)

mit der Zeit : zamanla, yavas yavas

(sich) zu Tode ( lachen,ärgern,..) : son derece, cok fazla (gülmek,kizmak,..) ( Wenn Onkel Ahmet redet, lacht man sich zu Tode.;Ahmet amca konusunca gülmekten kirilirsiniz.)

Schwarz auf weiss : yazili, kagit üzerinde

keinen Pfennig wert sein : bes para etmemek

den Mund halten : cenesini kapamak,sesini kesmek,agzini acmamak (Du sollst den Mund halten!Kapa ceneni!)
sich hüten bir seyi) yapmamak,yapmaktan kacinmak

zeit langem : uzun zamandan beri,epeydir

ein Gesicht machen wie drei Tage Regenwetter : surat asmak, suratindan düsen bin parca olmak
lange Finger machen : eli uzun olmak, calmak, hirsizlik yapmak

einen Bärenhunger haben : kurt gibi ac olmak ( Los, Mutter! Ich habe einen Bärenhunger.;Haydi anne! kurt gibi acim.)

von Zeit zu Zeit : ara sira, zaman zaman, firsat buldukca

jemandem von etwas (davon) keine Silbe sagen : birine tek sözcük söylememek, hic söz etmemek
...Treppen hoch wohnen : ...nci katta oturmak ( Meine Tante wohnt drei Treppen hoch.; Teyzem ücüncü katta oturuyor.)

von etwas kann Rede sein : söz konusu olmamak, ihtimal disi olmak ( Von deiner ehe mit diesem Mädchen kann keine Rede sein.;Bu kizla evlenmem söz konusu olamaz.)

sich Mühe geben : caba harcamak, gayret göstermek, didinmek ( Wer sich Mühe gibt, hat Erfolg.;Caba harcayan basarili olur.)

sich in die Länge ziehen : uzamak

Köpfchen haben : zeki olmak, kafali olmak, kafasi calismak

jemandem etwas ins Gesicht sagen= birine bir seyi yüzüne (karsi) söylemek

kein Blatt vor den Mund nehmen= agzinda bakla islanmamak, acik sözlü olmak

keinen Finger rühren= parmagini ( bile) oynatmamak,elini sürmemek, karismamak,aldiris etmemek
es zieht= esiyor, hava akimi var

Tag ind Nacht= gece gündüz

sich Rat holen= akil danismak, fikir almak

mehr und mehr= durmadan, gittikce artan ölcüde, devamli

Ach! Lassen Sie doch! = birakin Allah askina! hic yarari yok

im Grunde (genommen) = aslinda, aslina birakilirsa,gerci (Im Grunde mag ich keine Kartoffeln.:Aslinda patates sevmem)
sich etwas durch den Kopf gehen lassen = düsünüp tasinmak, uzun süre kafa yormak

das ist die Frage = süpheli, belli degil

sein Brot verdienen = gecimini saglamak, ekmek parasi kazanmak

in Stürmen regnen = bardaktan bosalircasina, (saganak halinde) yagmak

es gut mit jemandem meinen = birine karsi iyi niyet beslemek, onun hakkinda iyi seyler düsünmek

im Laufe der Zeit = zamanla, yavas yavas

zu sich kommen = kendine gelmek, kendini bulmak

Geschmacksache = zevk meselesi ( Du magst keine Schokolade? Geschmacksache.: Cikolata sevmez misin? Zevk meselesi.)

das ist keine Frage = kesinlikle, hic kuskusuz

dabei sein, etwas zu tun = (bir isi) o anda yapiyor olmak

von Tag zu Tag = günden güne, gün gectikce

Rücksicht nehmen = dikkate almak, göz önüne almak, gözetmek

mit offenem Munde dastehen = agzi ( bir karis) acik kalmak

bei Laune sein = keyfi yerinde olmak

von Kopf bis Fuss = bastan asagi, tepeden tirnaga

ein Gesicht machen (ziehen, schneiden) = yüzünü eksitmek, yüzünü burusturmak

jemandem freistehen = ( bir seyi yapmakta) serbest olmak

da ist nichts dahinter = degersiz olmakl, önemsiz olmak

unter anderem = bunun disinda, bunun yanisira
recht behalten = hakli olmak, hakki olmak

sich etwas nicht gefallen lassen = izin vermemek, kayitsiz kalmamak, göz yummamak

eines Nachts = bir gece

etwas leicht nehmen = kolaya almak, hafife almak, önemsememek

so gut wie = hemen hemen, asagi yukari

sich Gedanken machen = düsünmek

Haare auf den Zähnen haben = kaba ve itaatsiz olmak, ters ve aksi cevaplar vermek

jemanden hat gut lachen = sansi yerinde olmak, avantajli olmak (Du hast gut lachen. Das Spiel hast du gewonnen. :Haydi yine sanslisin. Oyunu kazandin.)

unter uns gesagt = aramizda kalsin, laf aramizda

jemandem zu dumm werden = sabri tasmak, artik dayanamamak

einen guten Klang haben = iyi isim yapmis olmak, iyi taninmak

der Reihe nach = sirayla

alle Hände voll zu tun haben = cok isi olmak, basini kasiyacak vakti olmamak

dahinter steckt etwas = isin icinde bir is olmak

jemandem ein Licht aufgehen = zihninde simsek cakmak, kavramak, anlamak

keine Nerven haben = celikten sinirleri olmak

unter der Hand = el altindan, gizlice

an der Reihe sein = sira kendinde olmak, sirasi gelmek

von neuem = yeniden, yeni bastan

Davon kann (weiss) ich ein Lied (zu) singen = sen onu bana sor, bunun ne demek oldugunu bilirim

es gut haben = sansi olmak, dört ayak üstüne düsmek

bis ins kleinste = en ufak ayrintilara degin

in die Hand nehmen = ele almak

sei so gut = rica etsem.., lütfen...

fürs nächste = önce, ilk önce, simdilik, gecici olarak

jemanden nicht leiden können = birini cekememek

Hand aufs Herz = dogruyu söyle(yin
es gut haben = sansi olmak, dört ayak üstüne düsmek

Du hast es gut. Du machst die schriftliche Prüfung nicht mit.
Sansin var. Yazili sinava girmeyeceksin.

Ihr Mann ist sehr reich. Sie hat es gut.
Kocasi cok zengin. Dört ayak üstüne düstü.

keine Nerven haben = celikten sinirleri olmak

Menschen, die keine Nerven haben, sind erfolgreicher.
Celik gibi sinirleri olan insanlar daha basarili oluyorlar.

Die Soldaten müssen keine Nerven haben.
Askerlerin celikten sinirleri olmalidir.

DERS 7

SAĞLIK

Wo finde ich einen .....? -Nerden bir .... bulabilirim?
Augenarzt - göz doktoru
Chirurgen - operatör
Frauenarzt - jinekolog
Hautarzt - cildiyeci
Internisten - dahiliyeci
Kinderarzt - cocuk doktoru
Zahnarzt - disci
Ich brauche einen Arzt (Bir doktora ihtiyacim var.) Ich bin krank (Hastayim) Bitte rufen sie einen Arzt.(Lütfen bir doktor cagirin!)
wann hat er sprechstunde?(Muayene saatleri ne zaman?)
Ich habe kopfschmerzen.(Basim agriyor)
Mir tut Magen weh (Midem agiriyor)
Ich habe mich erkältet.(Üsüttüm)
Ich habe mich verletzt.(Yaralandim.)
Ich habe Asthma.(Astimim var)
Ich bin Diabetiker.(Diyet hastasiyim)
Ich weiß meine Blutgruppe nicht.(Kan gurubumu bilmiyorum.)
der Schmerzstiller (agri kesici)
das Aspirin (aspirin)
die Pille (hap)
die Medizin (ilac)
das Abführmittel (müsil)
der Hustensirup (öksüruk surubu)
das Schlafmittel (uyku hapi)
die Schmertzen (agri)
die Allergie (alerji)
die Impfung (asi)
der Schwindel (bas dönmesi)
der Hexenschuß (bel tutulmasi)
die Halsschmerzen (bogaz agrisi)
die Bronchitis (bronsit)
der Brechreiz (bulanti)
der Schlaganfall (felc)
der Biss (isirma)
der Durchfall (ishal)
der Mumps (kabakulak)
der Herzanfall (kalp krizi)
die Bulutung (kanama)
der Blutdruck (tansiyon)
das Geschwür (ülser)
hoher Blutdruck (yüksek tansiyon)
Ich habe Magenschmerzen.
Karın (mide) ağrım var.

Ich habe Kopfschmerzen und 38 Grad Fieber.
Baş ağrım ve 38 derece ateşim var.

Ich habe Zahnschmerzen.
Dişim ağrıyor (diş ağrım var).

Der Rücken tut mir weh.
Sırtım ağrıyor.

Ich bin deprimiert.
Bunalımdayım.
das Sprechzimmer: muayenehane
anrufen: telefon etmek
die Verabredung,der Termin:randevu
beschäftigt,besetzt: mesgul
dringend,wichtig: acil,mühim
das Krankenhaus: hastane
die Untersuchung: muayene
schwellen: sismek
die Reaktion,die Wirkung: reaksiyon
die Spitze,die Injektion: enjeksiyon (igne)
ernst: ciddi
der Unterschied: fark
die Tablette: hap
Antibiotika: antibiyotik
am nächsten Tag: ertesi gün
in letzter Zeit: son zamanlarda
wenigstens: en az
morgens und abends: sabah ve aksam
viermal täglich: günde 4 defa
sich nicht wohlfühlen: iyi hissetmemek
einen Arzt befragen: bir doktora danismak
DERS 8

MESLEKLER

Anaokulöğretmeni==Kindergärtne rin
Avukat = der Rechtsanwalt
Aşçı = der Koch
Aşçı başı = der Küchenchef
Bahçıvan = der Gartner
Belediye başkanı = der Bürgermeister
Berber = der Friseur
Bakan = der Minister
Balıkçı = der Fischer
Bankacı = der Bankbeamte
Baytar = der Veterinär
Başbakan = der Ministerpräsident
Bulaşıkçı = der Geschirrwäscher
Cumhurbaşkanı = der Staatspräsident
Çiçekçi = der Blumenverkäufer
Çiftçi = der Bauer,Landwirt
Doktor = der Arzt
Duvarcı==Maurer
Dişçi=der Zahnarzt
Emekli = der Pensionär,der Rentner
Eskici = der Trödler
Elektrikçi = der Elektriker
Eczacı = der Apotheker
Fotoğrafçı = der Photograph
Fırıncı = der Bäcker
Gemici = der Seemann
Garson==Kellner
Güvenlik = die Sicherheit
Gözlükcü==Optiker
Hemşire = die Krankenschwester
Heykeltraş = der Bildhauer
Hakim = der Richter
İşçi = der Arbeiter
İssiz = arbeitslos
Jandarma = die Gendarmerie
Kapıcı = die Pförtner
Kamyon öförü== Kraftfahrer
Kitapçı = der Buchhändler
Kuaför = der friseur
Madenci = der Bergmann
Müdür = der Direktor
Memur,İşçi ,Çalışan =die Angestellte
Milletvekili = der Abgeordnete
Marangoz = der Schreiner
Muhasebeci = der Buchhalter
Mekanikci==Mechaniker
Müzisyen==Mu*****
Mümessil = der Vertreter
Nakliyeci = der Transporter der Speditioner
Noter==Notar
Öğrenci = der Schüler
Öğretmen=Lehrer
Patron = der Arbeitgeber
Polis = die Polizei
Postacı = der Briefträger
Politikacı= der Politiker
Rehber =der Reiseleiter
Ressam,Boyacı==Maler
Savcı = der Staatsanwalt
Satıcı = der Verkäufer
Saatçi = der Uhrmacher
Sanatçı== Künstler
Sorumlu = verantwortlich
Sekreter = der Sekretär
Şoför = der Fahrer
Şef = der Führe
Tamirci = der Reparateur
Tesisatçı = der Installateur
Terzi = der Schneider
Tiyatrocu = der Theaterspieler
Tercüman = der Dolmetscher
Temizlik işçisi = der Strass
Temizlikçi kadın = a Putzfrau
Tüccar==Kaufmann
Yarışçı = der Rennfahrer der Konkurrent
Yazar = der Schriftsteller

DERS 9

YÖNLER

OBEN:yukarida
NACH OBEN:yukariya
UNTEN:asagida
NACH UNTEN:asagiya
LINKS: solda
NACH LINKS:sola
RECHTS:sagda
NACH RECHTS:saga
IN DER MITTErtada
IN DIE MITTErtaya
VORN:önde
NACH VORNE:öne
HINTEN:arkada
NACH HINTEN:arkaya
GERADEAUS:dosdogru
ÜBER DIE BRÜCKE:köprünün üzerinden
UNTER DIE BRÜCKE:köprünün altindan
AN DER ECKE:kösede
UM DIE ECKE:köseden sonra(dönünce)
BIS ZUR ECKE:köseye kadar
ÜBER DIE STRASSE:caddenin karsisina
AUF DER RECHTEN SEITE:sag tarafta
AUF DER LINKEN SEITE:sol tarafta
DIE STRASSE ENTLANG:cadde boyunca
DIE TREPPEN HINUNTER:merdivenlerden asagiya
DIE TREPPEN HINAUF:merdivenlerden yukariya
EINBIEGEN:sapmak
ENTFERNT:uzaklikta
200 METER ENTFERNT 200metre uzaklikta
nord kuzey nord-ost kuzeydoğu nord-west kuzeybatı
süd güney süd-ost güneydoğu süd-west güneybatı
ost doğu
west batı


NACH norden kuzeye
nach süden güneye
nach osten doğuya
nach westen batıya

zenit scheitelpunkt ayakta dik dururken başımızın tam tepesine rastlayan
yağmur damlası zenit'ten geliyor demektir.bunun
karşıtı olan nokta NADİR' dir.
 
Geri
Top