e-PaCk
Forum Gururu
Bilim-kurgunun babası: Jules Verne
Hakikate uymayan şeylerden bahsedeceğim size. Ama bir gün gelecek bütün bunlar gerçekleşecek. Düşünme yeteneği olanların düşüncelerini ileride başkaları gerçekleştirebilirler."
JULES VERNE Jules Verne, sahip olduğu eşsiz hayalgücüyle kendisinden sonra gelen kuşakların düşünce yapısını değiştirdi.
Jules Verne, uçağı ve denizaltıyı icat edilmelerinden yıllarca önce düşünmüş ve günümüzdeki şekillerine yakın bir buluşla tarifini yaparak okuyucusunu havada, karada, denizde ve toprak altında seyahat ettirmiştir.
1862'de Paris'te Jakob Sokağı 18 numarada bulunan kitapçı dükkanının sahibi Mösyö Hetzel, kıymetli halılarla döşeli mağazasında başında takkesi ve sırtındaki mavi gömleğiyle uyukluyordu.
Bu sırada dükkana bir adam girdi. Adam, gözlerini açmaya çalışan Hetzel'e hafifçe seslendikten sonra elindeki kağıt tomarını önüne doğru uzattı. Hetzel, yazılı kağıtları gözden geçirirken adam endişeli gözlerle bekledi. Belki de yazdıklarının kabul edilmeyeceğini sanıyordu.
Kitapçı sonunda başını kağıtlardan kaldırdı ve adama "Pekala... Onbeş gün sonra bir uğrayın"
Dükkandan çıkarken sevindiği gözlerinden anlaşılan adam sonradan ünü dünyayı saracak olan roman yazarı Jules Verne'den başkası değildi. İşin doğrusu yazılarının kabul edilmesini hiç beklemiyordu. Daha önce başvurduğu 15 yayınevinden de olumsuz cevap almıştı. Hetzel de Verne'i reddetseydi yazılı kağıtları yırtıp atmaya karar vermişti.
Balonla yapılacak bir seyahate büyük ilgi duyan yakın arkadaşı fotoğrafçı Nadar'dan esinlenen Jules Verne, kitabında Afrika Kıtası üzerinde yapılacak böyle bir seyahatin imkan ve şartlarını ele alarak inceliyordu. Hetzel acaba bunun önemini anlayabilecek miydi?
Jules Verne'in Balonla Beş Hafta isimli ilk kitabı kısa bir süre sonra basılarak piyasaya çıktı. Romanın kahramanı olan Doktor Samuel adındaki cesur havacı, Güney Afrika'nın henüz keşfedilmemiş bölgelerinde çeşitli maceralara atlıyor, balonla çöle zorunlu iniş yapıyor, balon sepeti kaybolunca Fransız askerleri tarafından kurtarılıyordu. Olağanüstü bir ilgi gören kitap kısa zamanda o günlerin satış rekorlarını kırdı.
Kitapta Afrika Kıtası hakkında verilen bilgiler, bu bilinmeyen topraklar üzerinde daha sonra yapılacak olan keşiflere de dayanak olacaktı. Tüm Fransızlar kitaba dört elle sarıldı. Romanın başarısı ülke sınırlarını aştı ve bir çok dile çevrildi.
HAYALPEREST VE MACERACI BİR GENÇLİK DÖNEMİ
Jules Verne 8 Şubat 1828'de Fransa'nın Nantes kentinde dünyaya geldi. Gençliğinde Antiller'e giden büyük gemileri takip eder, rüzgarla şişen yelkenlerin manzarası Verne'in denizciliğe merakını arttırdı. Verne bir gün kimseye haber vermeden 'Coralie' adlı gemiye binerek sefere çıktı. Amacı, kız arkadaşına mercan bir gerdanlık getirmek olan Jules Verne, babası tarafından Paimboeuf'da yakalanınca iyi bir dayak yemekten kurtulamadı.
Hukuk eğitimi alması için ailesi tarafından alelacele Paris'e gönderildi. Ancak bundan mutlu olmadı. O, hayatını yazarak kazanmak istiyordu. İlk denemeleri ve daha sonra yazdığı birkaç tiyatro eseri başarısız oldu. Pansiyon hayatı da kötüydü, akşam yemekleri bir parça ekmek ile bir bardak süt oluyordu genellikle. Buna rağmen neşesini kaybetmeyen Jules Verne, hayata, herşeye, lime lime olmuş gömleğine bile gülüyordu. Bir mektubunda annesine şöyle yazdı: "Burada kadınlar şallarını ipek saçaklarla süslerken ben ancak ayıbımı örtecek kadar giyinebiliyorum."
Ayakkabı ve çorapları için de şöyle yazıyordu: "Bir örümcek ağı halini alan çoraplarımın ipliklerinde bir su aygırı rahatça durabilir. Ben bu çıplak realiteye hiç aldırmıyorum, ayaklarımla boşluğu çiğneyip geçiyorum."
Jules Verne sefil hayatına rağmen gülüp eğlenebiliyordu. Bir tiyatroda çalışıyor, karşılığında 100 Frank kazanıyordu. Boş zamanlarında Ulusal Kütüphane'de bilimsel kitaplar okuyordu.
YAZARLIK KARİYERİ ONU EN TEPELERE TAŞIDI
Jules Verne'nin ikinci kitabı "Kaptan Hatteras'ın Maceraları" adıyla yayınlandı. Verne daha sonra yer altı bilimiyle uğraşmaya başladı. 'Dünyadan Aya' ve 'Ay Etrafında' adlı kitaplarındaki bilimsel araştırmalara profesör olan bir arkadaşı da yardım etmişti.
Yazar, Amiens şehrince kuleli, lüks bir eve yerleşti. Merdiven altında küçük bir yeri kendisine çalışma odası yaptı. Tüm eşyası bir yazı masası, bir koltuk ve iskemleden ibaret olan Verne, ısınmak için de gaz sobasını yanından ayırmıyordu.
Ünü gittikçe artan Jules Verne'in 'Kaptan Grant' adlı kitabı çıktığı gün kapışıldı. '80 Günde Devrialem' adlı kitabı ise yazarı zirveye çıkardı. Gazeteler, kitabı yayıncı Hetzel'den önce yaynlamak için Verne'e telgraf üstüne telgraf çekiyorlardı.
Ancak bu dahi yazar 1886 yılının Mart ayında bir kaza kurşunu sonucu ayağından yaralandı. Açılan derin yaraya ameliyat ile müdahale edildiyse de tam iyileşemeyince Jules Verne hayat sevincini kaybetti. Bütün dünyayı dolaştığı yatını sattı. Amiens'e yerleşti. Dostlarına "Çalışamadığım zamanlar yaşamamış ve ölü gibiyim" diyordu.
Yıllar sonra Jules Verne'in gözleri görmez, kulakları duymaz oldu. Karakteri de değişmiş, hırçınlaşmıştı. Şeker hastalığından dolayı sık sık kriz geçiriyordu. Karısına "Bir kriz daha gelirse doktordan önce rahibi çağır" dedi.
24 Mart 1905 Cuma günü hayatını kaybeden yazar, ölümünden çok uzun yıllar sonra bile hayalgücüyle pek çok insana ilham kaynağı olmaya devam edecekti.
Hakikate uymayan şeylerden bahsedeceğim size. Ama bir gün gelecek bütün bunlar gerçekleşecek. Düşünme yeteneği olanların düşüncelerini ileride başkaları gerçekleştirebilirler."
JULES VERNE Jules Verne, sahip olduğu eşsiz hayalgücüyle kendisinden sonra gelen kuşakların düşünce yapısını değiştirdi.
Jules Verne, uçağı ve denizaltıyı icat edilmelerinden yıllarca önce düşünmüş ve günümüzdeki şekillerine yakın bir buluşla tarifini yaparak okuyucusunu havada, karada, denizde ve toprak altında seyahat ettirmiştir.
1862'de Paris'te Jakob Sokağı 18 numarada bulunan kitapçı dükkanının sahibi Mösyö Hetzel, kıymetli halılarla döşeli mağazasında başında takkesi ve sırtındaki mavi gömleğiyle uyukluyordu.
Bu sırada dükkana bir adam girdi. Adam, gözlerini açmaya çalışan Hetzel'e hafifçe seslendikten sonra elindeki kağıt tomarını önüne doğru uzattı. Hetzel, yazılı kağıtları gözden geçirirken adam endişeli gözlerle bekledi. Belki de yazdıklarının kabul edilmeyeceğini sanıyordu.
Kitapçı sonunda başını kağıtlardan kaldırdı ve adama "Pekala... Onbeş gün sonra bir uğrayın"
Dükkandan çıkarken sevindiği gözlerinden anlaşılan adam sonradan ünü dünyayı saracak olan roman yazarı Jules Verne'den başkası değildi. İşin doğrusu yazılarının kabul edilmesini hiç beklemiyordu. Daha önce başvurduğu 15 yayınevinden de olumsuz cevap almıştı. Hetzel de Verne'i reddetseydi yazılı kağıtları yırtıp atmaya karar vermişti.
Balonla yapılacak bir seyahate büyük ilgi duyan yakın arkadaşı fotoğrafçı Nadar'dan esinlenen Jules Verne, kitabında Afrika Kıtası üzerinde yapılacak böyle bir seyahatin imkan ve şartlarını ele alarak inceliyordu. Hetzel acaba bunun önemini anlayabilecek miydi?
Jules Verne'in Balonla Beş Hafta isimli ilk kitabı kısa bir süre sonra basılarak piyasaya çıktı. Romanın kahramanı olan Doktor Samuel adındaki cesur havacı, Güney Afrika'nın henüz keşfedilmemiş bölgelerinde çeşitli maceralara atlıyor, balonla çöle zorunlu iniş yapıyor, balon sepeti kaybolunca Fransız askerleri tarafından kurtarılıyordu. Olağanüstü bir ilgi gören kitap kısa zamanda o günlerin satış rekorlarını kırdı.
Kitapta Afrika Kıtası hakkında verilen bilgiler, bu bilinmeyen topraklar üzerinde daha sonra yapılacak olan keşiflere de dayanak olacaktı. Tüm Fransızlar kitaba dört elle sarıldı. Romanın başarısı ülke sınırlarını aştı ve bir çok dile çevrildi.
HAYALPEREST VE MACERACI BİR GENÇLİK DÖNEMİ
Jules Verne 8 Şubat 1828'de Fransa'nın Nantes kentinde dünyaya geldi. Gençliğinde Antiller'e giden büyük gemileri takip eder, rüzgarla şişen yelkenlerin manzarası Verne'in denizciliğe merakını arttırdı. Verne bir gün kimseye haber vermeden 'Coralie' adlı gemiye binerek sefere çıktı. Amacı, kız arkadaşına mercan bir gerdanlık getirmek olan Jules Verne, babası tarafından Paimboeuf'da yakalanınca iyi bir dayak yemekten kurtulamadı.
Hukuk eğitimi alması için ailesi tarafından alelacele Paris'e gönderildi. Ancak bundan mutlu olmadı. O, hayatını yazarak kazanmak istiyordu. İlk denemeleri ve daha sonra yazdığı birkaç tiyatro eseri başarısız oldu. Pansiyon hayatı da kötüydü, akşam yemekleri bir parça ekmek ile bir bardak süt oluyordu genellikle. Buna rağmen neşesini kaybetmeyen Jules Verne, hayata, herşeye, lime lime olmuş gömleğine bile gülüyordu. Bir mektubunda annesine şöyle yazdı: "Burada kadınlar şallarını ipek saçaklarla süslerken ben ancak ayıbımı örtecek kadar giyinebiliyorum."
Ayakkabı ve çorapları için de şöyle yazıyordu: "Bir örümcek ağı halini alan çoraplarımın ipliklerinde bir su aygırı rahatça durabilir. Ben bu çıplak realiteye hiç aldırmıyorum, ayaklarımla boşluğu çiğneyip geçiyorum."
Jules Verne sefil hayatına rağmen gülüp eğlenebiliyordu. Bir tiyatroda çalışıyor, karşılığında 100 Frank kazanıyordu. Boş zamanlarında Ulusal Kütüphane'de bilimsel kitaplar okuyordu.
YAZARLIK KARİYERİ ONU EN TEPELERE TAŞIDI
Jules Verne'nin ikinci kitabı "Kaptan Hatteras'ın Maceraları" adıyla yayınlandı. Verne daha sonra yer altı bilimiyle uğraşmaya başladı. 'Dünyadan Aya' ve 'Ay Etrafında' adlı kitaplarındaki bilimsel araştırmalara profesör olan bir arkadaşı da yardım etmişti.
Yazar, Amiens şehrince kuleli, lüks bir eve yerleşti. Merdiven altında küçük bir yeri kendisine çalışma odası yaptı. Tüm eşyası bir yazı masası, bir koltuk ve iskemleden ibaret olan Verne, ısınmak için de gaz sobasını yanından ayırmıyordu.
Ünü gittikçe artan Jules Verne'in 'Kaptan Grant' adlı kitabı çıktığı gün kapışıldı. '80 Günde Devrialem' adlı kitabı ise yazarı zirveye çıkardı. Gazeteler, kitabı yayıncı Hetzel'den önce yaynlamak için Verne'e telgraf üstüne telgraf çekiyorlardı.
Ancak bu dahi yazar 1886 yılının Mart ayında bir kaza kurşunu sonucu ayağından yaralandı. Açılan derin yaraya ameliyat ile müdahale edildiyse de tam iyileşemeyince Jules Verne hayat sevincini kaybetti. Bütün dünyayı dolaştığı yatını sattı. Amiens'e yerleşti. Dostlarına "Çalışamadığım zamanlar yaşamamış ve ölü gibiyim" diyordu.
Yıllar sonra Jules Verne'in gözleri görmez, kulakları duymaz oldu. Karakteri de değişmiş, hırçınlaşmıştı. Şeker hastalığından dolayı sık sık kriz geçiriyordu. Karısına "Bir kriz daha gelirse doktordan önce rahibi çağır" dedi.
24 Mart 1905 Cuma günü hayatını kaybeden yazar, ölümünden çok uzun yıllar sonra bile hayalgücüyle pek çok insana ilham kaynağı olmaya devam edecekti.