"Kadınlar ağaçtaki elma gibidir.
En iyileri en üst dallarda bulunur.
Erkeklerin çoğu düşüp incinmekten korktukları için üst dallara uzanmak istemezler.
Onun yerine yere düşmüş çürükleri toplarlar, çünkü onları elde etmek daha kolaydır.
Yukarıdaki elmalar ise kendilerinde ararlar suçu ve sorarlar kendilerine "Nerede hata yapıyorum" diye...
Aslında gerçekten hatasız ve muhteşemdirler.
Bütün olay;
erkeğin cesaretini ve yüreğini toparlayıp, o üst dallara ulaşmasıdır...
bazen de en tepeye kadar tırmanırız.
yetişirsin, avcuna gelir, tutarsın sımsıkı. ama tam ayıracakken dalından, bastığın çürük dallardan biri çıtırdar. bırakmak istemezsin elmayı ama, artık ayağının altında sağlamını geçtim, hiç bir dayanak yoktur.
sen bırakmamaya çalışırken elmayı, hem o ayrılır dalından birazcık, onu besleyen damarlar zarar görür istememene rağmen;
hem de sen düşersin ta yer yüzüne tırmandığın onca dal boyunca. artık sadece aşağıdan bakarsın o pırıl pırıl, kıpkırmızı, uğruna tırmanılmayı hak eden elmaya..."
En iyileri en üst dallarda bulunur.
Erkeklerin çoğu düşüp incinmekten korktukları için üst dallara uzanmak istemezler.
Onun yerine yere düşmüş çürükleri toplarlar, çünkü onları elde etmek daha kolaydır.
Yukarıdaki elmalar ise kendilerinde ararlar suçu ve sorarlar kendilerine "Nerede hata yapıyorum" diye...
Aslında gerçekten hatasız ve muhteşemdirler.
Bütün olay;
erkeğin cesaretini ve yüreğini toparlayıp, o üst dallara ulaşmasıdır...
bazen de en tepeye kadar tırmanırız.
yetişirsin, avcuna gelir, tutarsın sımsıkı. ama tam ayıracakken dalından, bastığın çürük dallardan biri çıtırdar. bırakmak istemezsin elmayı ama, artık ayağının altında sağlamını geçtim, hiç bir dayanak yoktur.
sen bırakmamaya çalışırken elmayı, hem o ayrılır dalından birazcık, onu besleyen damarlar zarar görür istememene rağmen;
hem de sen düşersin ta yer yüzüne tırmandığın onca dal boyunca. artık sadece aşağıdan bakarsın o pırıl pırıl, kıpkırmızı, uğruna tırmanılmayı hak eden elmaya..."