Bin aydan hayırlı bir gecede ne yapılır?
Rahmet kapılarının ardına kadar açıldığı mübarek gün ve geceler, günahlarımızın affı ve İlahi dergâhta makbuliyetimiz için çok ciddi fırsatlardır.
Kusurlarını, günahlarını idrak etmeyen veya edip de bunlarda hâlâ ısrar edenler, mağfiret ihtiyacı içinde oldukları hâlde, tövbe ve istiğfarda bulunmayanlar, İlahi affa başka nasıl erişebilirler ki? Yaptığımız tövbeler samimî ve gerçek olmalı, bir daha da o günaha dönülmemelidir. Bu gecelerde olsun kendi kendimizi kandırmamalıyız.
Ramazan ayının 27. gecesi genel itibariyle Kadir Gecesi olarak kabul edilir. Aslında son 10 gün içindeki tek gecelerin hepsini Kadir Gecesi imiş gibi o şuurla ihya etmek gerekmektedir. Çünkü bu gece, ayetin ifadesiyle 1000 aydan daha hayırlı bir gecedir.
Yüce Rabb’imizin lütuf ve keremi ile çok bereketli ve şerefli bu geceyi hakkıyla idrak etmeliyiz.
Bu gecede, Rabb’imize sonsuz şükürler ve hamd ü senâlarda bulunmalıyız. Gönüllerimiz, bir taraftan Ramazan ayının sonuna yaklaşmanın hüznünü, diğer taraftan da bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesi’ne ulaşmanın heyecan ve mutluluğunu yaşamalıdır.
Kur’an-ı Kerim’in inmeye başladığı bu gecenin, biz Müslümanlar nazarındaki kıymeti sonsuzdur. Kur’an-ı Kerim’in inmeye başlamasıyla insanlık dalaletten, cehaletten, düşmanlıktan, her türlü sapıklıklardan, çaresizlikten kurtulmuştur. Alemlerin Rabbi, kullarıyla mükalemede bulunmuş, onları ebedi saadete davet etmiştir. Kullarına bazı sınırlar çizmiş, bu sınırların ihlal edilmemesi halinde onları Cennet’ine alacağını vaad etmiştir. Onun için böylesine önemli bir dönüm noktasını teşkil eden Kadir Gecesi’ni samimiyetle ihya etmeliyiz.
Kadr’in kıymetini bilelim
Ebû Hüreyre (ra)’den gelen rivayete göre; Peygamberimiz (sas), “Her kim iman ederek ve mükâfatını sadece Allah Teâlâ’dan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları mağfiret olunur. Yine her kim de faziletine iman ederek ve mükâfatını sadece Allah Teâlâ’dan bekleyerek Kadir Gecesi’nde kalkarsa (namaz kılar, ibadet ederse), geçmiş günahları mağfiret edilir.” (Buhârî; Salatu’t-Teravih 2; No:1910, 2/709) buyurmuşlardır.
Kadir Gecesi’nin gündüzü
Kadir Gecesi’nin gündüzünü de gecesi gibi ihya etmek gerekir. Onun fazileti de, gecesi gibi büyüktür. Enes b. Malik’ten (ra) rivayete göre; Peygamberimiz (sas), “Dört gece vardır ki, geceleri gündüzleri, gündüzleri de geceleri gibi (faziletli)dir. O gün ve gecelerde Allah Teâlâ, yağmur ve bereketi bol bol ihsan eder, insanları cehennemden azad eder, çok miktarda ihsanda bulunur. Bunlar; Kadir Gecesi ve sabahı, arefe gecesi ve sabahı, Berat Gecesi ve sabahı, cuma gecesi ve sabahı.” (Kenzu’l-Ummal”, No: 352l4, 12/322) buyurmuşlardır.
Tövbe ve istiğfarda bulunmalıyız
Günahlarımıza “Estağfirullah” demeliyiz. Tövbe dil işi değil; kalb işidir. Tövbe; vücudun bütün zerrelerinin Cenab-ı Hakk’ın yoluna dönmesi demektir. Tövbenin kabul olması için kişi samimi bir pişmanlık hali duymalıdır. Diyelim ki üzerinde kul hakkı bulunan bir kişi sadece tövbe ederek bundan kurtulamaz. Rabbimiz diyor ki: “Ey iman edenler! Samimî bir tevbe ile Allah’a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter. Peygamber’i ve O’nunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların önlerinden ve sağlarından nurları aydınlatıp gider de, “Ey Rabbimiz! Nurumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin.” derler.” (Tahrim, 8)
Rabbimiz’in engin merhameti bu gece yardımcımızdır: “De ki: Ey kendi nefisleri aleyhine haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin! Çünkü Allah bütün günahları bağışlar. Şüphesiz ki O, çok mağfiret edici, çok merhamet edicidir.” (Zümer, 53) Bu müjdeyi asla unutmayalım.
Allah tövbeleri kabul eder
Rabbimiz’in rahmeti her şeyi kuşatmıştır. Her insan bu İlâhî rahmetten istifade edebilir. Ancak şu hususa dikkat etmek gerekir ki, “Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin” demek, “Günah işlemeye devam edin” demek değildir. Bundan maksat, en günahkâr insanların bile tövbelerinin kabul edileceğini bildirmek, dolayısıyla bir an evvel kötülükten vazgeçip Allahü Teâlâ’ya dönmelerini teşvik etmektir. Çünkü tövbe kapısı daima açıktır. Allah Teâlâ kulunun tövbe etmesini, günahını itiraf etmesini sever.
Kur’an tövbeye çağırıyor
Tövbe, sadece belli günahları işleyenlerin başvuracağı bir af kapısı değil, herkesin yapması gereken bir ibadettir. Ruhu arındırmanın en güzel yollarından biridir. Kur’an-ı Kerim, ameli ne olursa olsun, istisna koymaksızın herkesi tövbeye davet etmekte ve şöyle buyurmaktadır: “...Ey mü’minler! Hep birden, bütün günahlarınızdan Allah’a tövbe ediniz ki, felaha, kurtuluşa eresiniz.” (Nur, 31)
Kadir Gecesi’ni fırsat bilelim
İdrak edeceğimiz Kadir Gecesi’ni eşsiz bir fırsat bilelim ve hayatımızın son kandili gibi kabul edelim. Kandil gecelerinin, ömür yapraklarının birer birer koptuğu, son Kadir Gecesi’nden bu yana bir yıl daha geçip gittiğini unutmayalım. Her anın, her zaman diliminin gereğini yapabilenler, hayatlarının sonunda pişman olmayacaklardır.
Salavât getirelim
Peygamberimiz (sas)’e salât-ü selâmlar okumalı, can-ı gönülden, “es-Salâtü ve’s-selâmü aleyke yâ Resûlallah” demeliyiz.
Kur’ân-ı Kerim okuyup, dinleyelim
Kur’an-ı Kerim’in inmeye başladığı böyle mübarek bir gecede yapacağımız ibadetlerin en önemlisi Kur’an-ı Kerim’i okumak, dinlemek ve anlamı üzerinde düşünmektir. Çünkü Kur’an-ı Kerim, Cenab-ı Hakk’ın insanlığa son mesajıdır. O’nun iyi anlaşılması ve uygulanması hâlinde insanlık mutlu olacaktır.
Kur’an, davacı değil şefaatçimiz olsun
İbn Mes’ûd (ra)’dan rivayete göre, Resûlullah (sas), “Kur’an-ı Azimü’ş-şân bazılarına şefaat edici ve şefaati makbuldür. Bazılarına karşı haklı bir davacıdır. Her kim onu önüne koyarsa (ona uyarsa), Kur’an onu cennete götürür. Her kim onu arkasına koyarsa (onunla amel etmezse), onu da cehenneme sevk eder.” buyuruyor.
Kadir Gecesi’ni idrak edip ihya ederken bu gecenin neden mübarek kılındığını unutmayalım. Kur’an-ı Kerim bu mübarek gecede Hz. Peygamber Efendimiz’e indirilmeye başlandı. Böyle gecelerin Kur’an’la geçebilmesi için eşimiz ve çocuklarımızla Kur’an-ı Kerim’i tecvidle okumayı öğrenmeliyiz.
Samimi olarak dua etmeliyiz
Dua, ibadetlerin özü, acz içindeki insanın Herşeye Gücü Yeten’i (cc) imdada çağırmasıdır. Dua, sıradan “isteme”nin ötesinde, Allah Teâlâ’nın Rablik ve İlâhlık hakikatine en köklü bir sığınma hâdisesidir: “De ki: Kulluk ve duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var!” (Furkan, 77)
Her şeyimizi bilen Rabb’imize gönüllerimizi açıp dua edelim. “Bana açılan dua ellerini boş olarak geri çevirmek benim şânıma yakışmaz.” buyuran Rabbimizin bu vaadinden yararlanarak, açık olan tövbe kapısına iltica edelim. O, bizlere bizi en çok sevenlerden daha şefkatli ve merhametlidir.
Dinimizce aziz ve mübarek kabul edilen diğer zamanlar, geceler gibi bu mübarek gece hakkında da özellikle çocuklarımıza lüzumlu bilgileri vermeli, mâna ve önemini anlatmalı ve benimsetmeliyiz.
Akrabalarımızı arayıp, gecelerini tebrik etmeli, anne-babalarımızın hayatta iseler hayır dualarını almak için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Öksüzleri, kimsesizleri ve yardıma muhtaç olanları unutmayalım.Hz. Aişe (r.anha) validemiz, Resûlullah (sas) Efendimiz’e, “Ya Resûlallah! Kadir Gecesi’ne ulaşırsam nasıl dua edeyim?” diye sormuş. Peygamberimiz (sas) de, “Allahümme! İnneke afüvvün, kerimün, tühibbü’l-afve fa’fu annî. (Ey Allah’ım!.. Sen çok affedicisin, kerimsin, affetmeyi seversin, beni de affeyle.)” buyurmuş. (Tirmizî, Daavat 84, No:3513)
Ailemizi ihmal etmeyelim
Dinimizce aziz ve mübarek kabul edilen diğer zamanlar, geceler gibi bu mübarek gece hakkında da özellikle çocuklarımıza lüzumlu bilgileri vermeli, mâna ve önemini anlatmalı ve benimsetmeliyiz.
Akrabalarımızı arayıp, gecelerini tebrik etmeli, anne-babalarımızın hayatta iseler hayır dualarını almak için ne gerekiyorsa yapmalıyız. Öksüzleri, kimsesizleri ve yardıma muhtaç olanları, afetzedeleri, zor durumda olanları unutmayalım.
Mezarlıkları ziyaret edelim
Kadir Gecesi’nin gündüzünde kabirleri ziyaret edip, ruhlarına Kur’an-ı Kerim okunmalı, dua edilmeli, onlar için de Allah Teâlâ’dan mağfiret dilenmelidir. Ayrıca bütün Müslümanların affı, semavi ve arzî belalardan muhafaza olması, dünyevi ve uhrevi fitnelerden kurtulması, maddî ve mânevî hayırlara, bereketlere nâil olmaları için dua edilmelidir.