Kaplumbağaların, aynı anda yumurtalarından çıkabilmek için kardeşleriyle haberleştiklerini biliyor muydunuz? Ve işin ilginç yanı, kapkaranlık toprak altında, dışarıdaki dünyanın farkında olmayan,... yumurtalarının içindeki minik kaplumbağa embriyolarının nasıl haberleştiklerini, bilimadamları henüz tam olarak çözmüş değiller!
Aynı anda, aynı yuvaya bırakılmış olsalar da, kaplumbağaların aynı anda yumurtadan çıkmaları hiç de kolay değil. Çünkü yuvanın üst kısımlarında kalan yumurtalar, toprak daha sıcak olduğu için daha hızlı gelişirken, alt kısımlarında kalan yumurtalar ise daha yavaş gelişiyor. Buna rağmen embriyo halindeki kaplumbağalar diğer kardeşleriyle iletişim kurarak gelişme hızlarını ayarlayabiliyorlar. Embriyo halindeyken henüz beyni bile gelişmemiş olan bu canlıların kendi gelişim hızlarını ayarlayabilen bir sisteme sahip olmaları elbette tesadüf değil.
Senelerdir kaplumbağaları araştıran bilimadamı Ricky John Spencer, kaplumbağaların nasıl haberleştiklerini anlayabilmek için bir deney yaptı. Bu deney için öncelikle aynı anne tarafından bırakılan yumurtaları topladı. Bu yumurtaları iki gruba ayırarak, bir grubu 26 derecede diğer grubuysa 30 derecede kuluçkaya bıraktı. Bir süre sonra yumurtaları tekrar ortak bir kuluçkada topladı. Bu andan sonra Ricky John kaplumbağa embriyolarının gelişim hızlarını takip edebilmek için embriyoların harcadığı karbondioksit miktarlarını ve nabızlarını ölçtü. Spencer, elde ettiği değerlerin sonucunda toprağın alt kısımlarında kalan veya soğukta kalan az gelişmiş embriyoların diğer kardeşlerine yetişebilmek için metabolizmalarını hızlandırdığını keşfetti.
Sonuç olarak aynı anda yumurtadan çıkan kaplumbağalar arasında sağlık ve güç bakımından bir fark olmadığı gözlendi. Kardeşlerine yetişmek için metabolizmaları hızlanan kaplumbağalar yumurtaları içerisinde depolanmış besini daha çok kullanmalarına rağmen, besin sıkıntısı çekmediler.
Araştırma ekibi, geride kalan kaplumbağaların metabolizmalarını nasıl hızlandırdıklarını tam olarak çözemese de kaplumbağalar arasındaki iletişimin kuluçka içerisinde değişen oksijen miktarlarıyla sağlandığı düşünülüyor.
Makalede okuduğunuz tarzda, doğada mucizevi birçok olay, sürekli olarak meydana geliyor… Bilim, bu olayların nasıl gerçekleştiğini keşfetmeye çalışıyor... Bazılarını keşfediyor, bazılarını keşfedecek…
Bu keşiflerin bizde oluşturması gereken en önemli düşünce, bu evreni ve içindeki bulunan herşeyi yaratan Yüce Yaratıcı'nın, yaratma sanatındaki mükemmellik ve ince detayların farkında olmak ve Cenab-ı Allah'a şükretmektir...
Alıntı
Aynı anda, aynı yuvaya bırakılmış olsalar da, kaplumbağaların aynı anda yumurtadan çıkmaları hiç de kolay değil. Çünkü yuvanın üst kısımlarında kalan yumurtalar, toprak daha sıcak olduğu için daha hızlı gelişirken, alt kısımlarında kalan yumurtalar ise daha yavaş gelişiyor. Buna rağmen embriyo halindeki kaplumbağalar diğer kardeşleriyle iletişim kurarak gelişme hızlarını ayarlayabiliyorlar. Embriyo halindeyken henüz beyni bile gelişmemiş olan bu canlıların kendi gelişim hızlarını ayarlayabilen bir sisteme sahip olmaları elbette tesadüf değil.
Senelerdir kaplumbağaları araştıran bilimadamı Ricky John Spencer, kaplumbağaların nasıl haberleştiklerini anlayabilmek için bir deney yaptı. Bu deney için öncelikle aynı anne tarafından bırakılan yumurtaları topladı. Bu yumurtaları iki gruba ayırarak, bir grubu 26 derecede diğer grubuysa 30 derecede kuluçkaya bıraktı. Bir süre sonra yumurtaları tekrar ortak bir kuluçkada topladı. Bu andan sonra Ricky John kaplumbağa embriyolarının gelişim hızlarını takip edebilmek için embriyoların harcadığı karbondioksit miktarlarını ve nabızlarını ölçtü. Spencer, elde ettiği değerlerin sonucunda toprağın alt kısımlarında kalan veya soğukta kalan az gelişmiş embriyoların diğer kardeşlerine yetişebilmek için metabolizmalarını hızlandırdığını keşfetti.
Sonuç olarak aynı anda yumurtadan çıkan kaplumbağalar arasında sağlık ve güç bakımından bir fark olmadığı gözlendi. Kardeşlerine yetişmek için metabolizmaları hızlanan kaplumbağalar yumurtaları içerisinde depolanmış besini daha çok kullanmalarına rağmen, besin sıkıntısı çekmediler.
Araştırma ekibi, geride kalan kaplumbağaların metabolizmalarını nasıl hızlandırdıklarını tam olarak çözemese de kaplumbağalar arasındaki iletişimin kuluçka içerisinde değişen oksijen miktarlarıyla sağlandığı düşünülüyor.
Makalede okuduğunuz tarzda, doğada mucizevi birçok olay, sürekli olarak meydana geliyor… Bilim, bu olayların nasıl gerçekleştiğini keşfetmeye çalışıyor... Bazılarını keşfediyor, bazılarını keşfedecek…
Bu keşiflerin bizde oluşturması gereken en önemli düşünce, bu evreni ve içindeki bulunan herşeyi yaratan Yüce Yaratıcı'nın, yaratma sanatındaki mükemmellik ve ince detayların farkında olmak ve Cenab-ı Allah'a şükretmektir...
Alıntı
Rica ederim 
