e-PaCk
Forum Gururu
KARADENİZ’İN KUZEYİNDEKİ TÜRK KAVİMLERİ VE DEVLETLERİ
1. Bulgarlar: Karadeniz’in kuzeyindeki topraklarda faaliyet gösteren en eski Türk topluluklarından biri Bulgarlardır. Attila’nın ölümünden sonra (453) Don Nehri boylarına çekilen ve Hunların bir kolu olan Bulgarların bir bölümü Don-İdil (Volga) arasında, bir bölümü de Don-Dnyeper sahasında yaşamışlardır. Bulgar Türkleri, V. yüzyılın sonlarına doğru, doğudan gelen yeni Türk zümrelerinin baskısı altında kalmışlar ve ikiye bölünmüşlerdir. Bunlardan bir kısmı batıya giderek Tuna Bulgarları adını almışlar; VII. yüzyılın sonlarında Dobruca’ya gelerek buradaki Slavları da hâkimiyetleri altına alıp Tuna Bulgar Devleti’ni kurmuşlardır.
Asparuh tarafından Tuna Nehri boyunda kurulan bu Bulgar Devleti, IX. yy.’da çok kuvvetli hâle gelmiş, Sofya, Belgrad ve Niş şehirlerini ele geçirmiştir. Avrupa’ya giden ticaret yollarını denetleyen Tuna Bulgarlarının bu tarihlerdeki iki önemli kağanının adı Kurum ve Omurtaktır. X. yy.’dan sonra Hristiyanlığı kabul eden Tuna Bulgarları 923’te İstanbul’u kuşatmışlar ve Balkanların tamamını hâkimiyetleri altına almışlardır. Bu tarihlerden başlayarak kağanlarına Çar lâkabı verilen Tuna Bulgarları 1018’te Bizans’ın 1330’da Sırpların daha sonra da Osmanlıların hâkimiyetine girmişlerdir. Slavlarla birlikte yaşayan Tuna Bulgarları, sayıları Slavlardan az olduğu için onların arasında eriyip benliklerini kaybetmişlerdir.
İdil (Volga)’i izleyerek kuzeye çıkan ve İdil (Volga)’in kollarından Kama Nehri ağzındaki sahaya yerleşen bir başka Bulgar kolu, burada Kama ya da İdil (Volga) Bulgar Devleti’ni kurmuşlardır. İlk Müslüman Türk devletleri bölümünde İdil (Volga) Bulgarları hakkında ayrıca bilgi verilecektir.
2. Avarlar (Juan-Juanlar): 552’de Göktürkler tarafından devletlerine son verilen Avarlar (Juan-Juanlar), Karadeniz’in kuzeyine gelerek Bulgarlar Don-İdil (Volga) sahasından çıkarmışlar ve Orta Dnyeper, Dnyester ve Karpat bölgesine yerleşmişlerdir. Kısa sürede Orta Avrupa’nın en kuvvetli topluluğu hâline gelen Avarlar (Juan-Juanlar) 619 ve 626’da İstanbul’u iki kez kuşatmışlardır. VII. yüzyıl sonlarında Bulgarlar karşısında güç kaybeden Avarların (Juan-Juanların) varlığına 804 yılında Frank Devleti son vermiştir.
3. Hazarlar: Avrupa Hunlarına bağlı olan Hazarlar VI. yüzyılın sonlarında aşağı İdil (Volga) boyundaki İdil şehri merkez olmak üzere bir devlet kurmuşlardır.
VII. yüzyılda Bizans-İran mücadelesinde Bizans’ın yanını tutan Hazar Kağanlığı, VII-IX. yüz yıllar arasında Doğu Avrupa’nın en güçlü devleti hâline gelmiştir.
Güçlü devlet yapıları ve canlı ticarî faaliyetlerinin yanında büyük bir dinî hoş görüye de sahip olan Hazarlarda yönetenler Musevî; halk ise Hristiyan, Müslüman ve gök tanrı dinine bağlıydı. Her dinin her yerde mensupları eşit işlem görüyordu. Bu durum, Türklerin bütün tarihleri boyunca farklı inanışların mensuplarına karşı nasıl engin bir hoşgörü gösterdiklerinin ve ruhen lâik yaradılışlı insanlar olduklarının tipik örneklerindendir.
IX. yüzyılda İdil (Volga)-Harezm alış veriş yolu Peçenek istilâsı sonucu işlekliğini kaybedince Hazar ekonomisi sarsıldı. Doğudan gelen Türk göçleri, Arap saldırıları, Kiyev üzerinden gelen Vareg-Rus akınları sonucunda da X. yüzyılın sonlarına doğru, Hazar Devleti çöktü.
4. Peçenekler: İnci Nehri-Aral Gölü dolayındaki yurtlarından Oğuzlar tarafından çıkarılan Peçenekler, batıya giderek 870 yılından başlayarak Don-Dnyester nehirleri arası ile Kırım’ın bir kısmını ele geçirdiler. Batıda Tuna Nehri ile kuzeyde Kiyev’e değin uzanan topraklara sahip olmuşlardır. Daha sonra Balkanları ele geçirip Bizans üzerine yürüdüler. Fakat 1091 yılında aşağı Meriç boyunda Kıpçak-Bizans birleşik kuvvetlerine yenilmişler ve dağılmışlardır.
Bir devlet kuramayan Peçeneklerin hareketinin önemli tarihî sonuçları olmuştur. İşgal ettikleri topraklarla Doğu ve Güney Slavlarını birbirinden ayırmışlar, Rusların Karadeniz kıyılarına inmelerini engellemişler, Macarların Azak Denizi kıyılarından bugünkü Macaristan’a göçlerini sağlamışlardır.
5. Uzlar: Oğuzların bir kolu olan Uzlar Kıpçak baskısı sonucu 1054 yılında Karadeniz’in kuzeyine gelmişler, buradan Tuna boyuna ve Balkanlara inmişlerdir. 1064-1065 yıllarında Trakya, Makedonya ve Selânik bölgelerini yağmalayan Uzlar, Peçeneklerle ve yerli halkla çarpışmaları sonucu güçlerini kaybetmişlerdir. Balkanların çeşitli yerlerine dağılan Uzlar, özellikle Makedonya ve Vardar Ovasına yerleştirilmişlerdir. Uz ve Peçenek varlığı Vardar Ovasını, Osmanlılardan çok önce bir Türk yurdu hâline getirmiştir.
6. Kıpçaklar (Kumanlar): Uzların ardından 1060’larda Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlara gelen ve bu bölgeye kendi adını veren Kıpçak Bozkırı (Deşt-i Kıpçak) Kıpçaklara batılı kaynaklarda Kuman denilmektedir. Rus kaynaklarında polovets ‘sarışın’ kelimesiyle adlandırılan Kıpçaklar, 1238-1239 yıllarına değin Karadeniz’in kuzeyindeki toprakları ellerinde bulundurdular. Uzun süre, Kiyev Rusyası’nın Karadeniz’e inmesini engellediler. 1238’de Moğol baskısıyla toprakları Moğolların yönetimine girdi.
Kıpçakların önemli bir kısmı daha sonra Macaristan’da ve Balkanların çeşitli yörelerinde yerleşmişlerdir. Bugün Kumanova ve benzeri adlar taşıyan yerler bu Kıpçakların (Kumanların) yerleştikleri yerlerdir.
ANA ÇİZGİLERİYLE TÜRK DÜNYASI TARİHİ
Prof. Dr. Reşat GENÇ
1. Bulgarlar: Karadeniz’in kuzeyindeki topraklarda faaliyet gösteren en eski Türk topluluklarından biri Bulgarlardır. Attila’nın ölümünden sonra (453) Don Nehri boylarına çekilen ve Hunların bir kolu olan Bulgarların bir bölümü Don-İdil (Volga) arasında, bir bölümü de Don-Dnyeper sahasında yaşamışlardır. Bulgar Türkleri, V. yüzyılın sonlarına doğru, doğudan gelen yeni Türk zümrelerinin baskısı altında kalmışlar ve ikiye bölünmüşlerdir. Bunlardan bir kısmı batıya giderek Tuna Bulgarları adını almışlar; VII. yüzyılın sonlarında Dobruca’ya gelerek buradaki Slavları da hâkimiyetleri altına alıp Tuna Bulgar Devleti’ni kurmuşlardır.
Asparuh tarafından Tuna Nehri boyunda kurulan bu Bulgar Devleti, IX. yy.’da çok kuvvetli hâle gelmiş, Sofya, Belgrad ve Niş şehirlerini ele geçirmiştir. Avrupa’ya giden ticaret yollarını denetleyen Tuna Bulgarlarının bu tarihlerdeki iki önemli kağanının adı Kurum ve Omurtaktır. X. yy.’dan sonra Hristiyanlığı kabul eden Tuna Bulgarları 923’te İstanbul’u kuşatmışlar ve Balkanların tamamını hâkimiyetleri altına almışlardır. Bu tarihlerden başlayarak kağanlarına Çar lâkabı verilen Tuna Bulgarları 1018’te Bizans’ın 1330’da Sırpların daha sonra da Osmanlıların hâkimiyetine girmişlerdir. Slavlarla birlikte yaşayan Tuna Bulgarları, sayıları Slavlardan az olduğu için onların arasında eriyip benliklerini kaybetmişlerdir.
İdil (Volga)’i izleyerek kuzeye çıkan ve İdil (Volga)’in kollarından Kama Nehri ağzındaki sahaya yerleşen bir başka Bulgar kolu, burada Kama ya da İdil (Volga) Bulgar Devleti’ni kurmuşlardır. İlk Müslüman Türk devletleri bölümünde İdil (Volga) Bulgarları hakkında ayrıca bilgi verilecektir.
2. Avarlar (Juan-Juanlar): 552’de Göktürkler tarafından devletlerine son verilen Avarlar (Juan-Juanlar), Karadeniz’in kuzeyine gelerek Bulgarlar Don-İdil (Volga) sahasından çıkarmışlar ve Orta Dnyeper, Dnyester ve Karpat bölgesine yerleşmişlerdir. Kısa sürede Orta Avrupa’nın en kuvvetli topluluğu hâline gelen Avarlar (Juan-Juanlar) 619 ve 626’da İstanbul’u iki kez kuşatmışlardır. VII. yüzyıl sonlarında Bulgarlar karşısında güç kaybeden Avarların (Juan-Juanların) varlığına 804 yılında Frank Devleti son vermiştir.
3. Hazarlar: Avrupa Hunlarına bağlı olan Hazarlar VI. yüzyılın sonlarında aşağı İdil (Volga) boyundaki İdil şehri merkez olmak üzere bir devlet kurmuşlardır.
VII. yüzyılda Bizans-İran mücadelesinde Bizans’ın yanını tutan Hazar Kağanlığı, VII-IX. yüz yıllar arasında Doğu Avrupa’nın en güçlü devleti hâline gelmiştir.
Güçlü devlet yapıları ve canlı ticarî faaliyetlerinin yanında büyük bir dinî hoş görüye de sahip olan Hazarlarda yönetenler Musevî; halk ise Hristiyan, Müslüman ve gök tanrı dinine bağlıydı. Her dinin her yerde mensupları eşit işlem görüyordu. Bu durum, Türklerin bütün tarihleri boyunca farklı inanışların mensuplarına karşı nasıl engin bir hoşgörü gösterdiklerinin ve ruhen lâik yaradılışlı insanlar olduklarının tipik örneklerindendir.
IX. yüzyılda İdil (Volga)-Harezm alış veriş yolu Peçenek istilâsı sonucu işlekliğini kaybedince Hazar ekonomisi sarsıldı. Doğudan gelen Türk göçleri, Arap saldırıları, Kiyev üzerinden gelen Vareg-Rus akınları sonucunda da X. yüzyılın sonlarına doğru, Hazar Devleti çöktü.
4. Peçenekler: İnci Nehri-Aral Gölü dolayındaki yurtlarından Oğuzlar tarafından çıkarılan Peçenekler, batıya giderek 870 yılından başlayarak Don-Dnyester nehirleri arası ile Kırım’ın bir kısmını ele geçirdiler. Batıda Tuna Nehri ile kuzeyde Kiyev’e değin uzanan topraklara sahip olmuşlardır. Daha sonra Balkanları ele geçirip Bizans üzerine yürüdüler. Fakat 1091 yılında aşağı Meriç boyunda Kıpçak-Bizans birleşik kuvvetlerine yenilmişler ve dağılmışlardır.
Bir devlet kuramayan Peçeneklerin hareketinin önemli tarihî sonuçları olmuştur. İşgal ettikleri topraklarla Doğu ve Güney Slavlarını birbirinden ayırmışlar, Rusların Karadeniz kıyılarına inmelerini engellemişler, Macarların Azak Denizi kıyılarından bugünkü Macaristan’a göçlerini sağlamışlardır.
5. Uzlar: Oğuzların bir kolu olan Uzlar Kıpçak baskısı sonucu 1054 yılında Karadeniz’in kuzeyine gelmişler, buradan Tuna boyuna ve Balkanlara inmişlerdir. 1064-1065 yıllarında Trakya, Makedonya ve Selânik bölgelerini yağmalayan Uzlar, Peçeneklerle ve yerli halkla çarpışmaları sonucu güçlerini kaybetmişlerdir. Balkanların çeşitli yerlerine dağılan Uzlar, özellikle Makedonya ve Vardar Ovasına yerleştirilmişlerdir. Uz ve Peçenek varlığı Vardar Ovasını, Osmanlılardan çok önce bir Türk yurdu hâline getirmiştir.
6. Kıpçaklar (Kumanlar): Uzların ardından 1060’larda Karadeniz’in kuzeyindeki bozkırlara gelen ve bu bölgeye kendi adını veren Kıpçak Bozkırı (Deşt-i Kıpçak) Kıpçaklara batılı kaynaklarda Kuman denilmektedir. Rus kaynaklarında polovets ‘sarışın’ kelimesiyle adlandırılan Kıpçaklar, 1238-1239 yıllarına değin Karadeniz’in kuzeyindeki toprakları ellerinde bulundurdular. Uzun süre, Kiyev Rusyası’nın Karadeniz’e inmesini engellediler. 1238’de Moğol baskısıyla toprakları Moğolların yönetimine girdi.
Kıpçakların önemli bir kısmı daha sonra Macaristan’da ve Balkanların çeşitli yörelerinde yerleşmişlerdir. Bugün Kumanova ve benzeri adlar taşıyan yerler bu Kıpçakların (Kumanların) yerleştikleri yerlerdir.
ANA ÇİZGİLERİYLE TÜRK DÜNYASI TARİHİ
Prof. Dr. Reşat GENÇ