Perde açılıyor, Karagöz ve Hacivat sahnede. Karagöz elinde bir torba dolusu türlü türlü şeylerle.
Karagöz: Hacıvat Ağa! Bugün sana acayip bir mantık sorusu soracağım, hazırlıklı ol! Bu soru o kadar karmaşık ki, çözene kadar aklın başından gidecek! Hazır mısın?
Hacivat: Karagöz Ağa, bana kolay bilmeceler sorun diye yıllardır bekliyorum. Bu kadar iddialı olmana bakılırsa, bir fincan daha kahve içmem gerek. (Kahvesini yudumlarken) Söyle bakalım, bu ölümcül mantık sorusu nedir?
Karagöz: Tamam, dinle iyi dinle! Torbamda üç şey var: bir kırmızı ayakkabı, bir yeşil elma ve bir şişe limonata. Şimdi dikkat et, mantık yürüteceksin. Eğer kırmızı ayakkabı, yeşil elmadan daha büyükse VE yeşil elma, limonatadan daha küçükse... limonata, kırmızı ayakkabıdan daha mı büyüktür, yoksa daha mı küçüktür?
Hacivat: (Kaşlarını çatarak) Kırmızı ayakkabı… yeşil elma… limonata… Büyüklük… küçüklük… Vay canına, bu işin içinden çıkamayacağım! Biraz düşünmem gerek. (Uzun bir süre düşünür, parmaklarını şaklatır, başını kaşıyarak etrafta dolanır. Sonra birden) Acaba... kırmızı ayakkabı, büyük bir kırmızı ayakkabıysa, yeşil elma küçücükse, limonata da küçük bir şişe limonataysa… limonata, kırmızı ayakkabıdan daha küçüktür! Evet, bu kesin!
Karagöz: (Gülümser) Yanlış, Hacıvat Ağa! Yanlış!
Hacivat: Ne?! Nasıl yanlış olur? Mantıklı bir şekilde düşündüm ki! Benim mantığımda bir kusur var mı? Belki de gözlerim yamuk bakıyor…
Karagöz: (Kahkaha atar) Hayır, gözlerin yamuk değil, ama soruyu yanlış anlamışsın! Benim mantık sorum, şekil ve hacim üzerine değil, nesnelerin büyüklükleri arasında gerçek bir kıyaslama yapma üzerine değil! Benim sorum, bir nesnenin diğerinden daha büyük mü, yoksa küçük mü olduğunun gerçekte bir önemi olup olmadığı üzerine bir sorudur! Torbamda ne varsa, hepsi ayrı ayrı nesneler. Boyutları ile ilgili bir kıyaslama yapmak mantıksızdır!
Hacivat: (Şaşkınlıkla) Ne diyorsun sen Karagöz Ağa?! Anlamadım ki! Benim beynim durdu galiba! Bu ne acayip mantık? Kafam şişti, başım döndü!
Karagöz: İşte bu yüzden bu, bir çocuk masalı mantık sorusu değil, gerçekten karmaşık bir mantık sorusudur! Bu soru, gerçek dünyadaki problemleri çözmek için nasıl mantık yürütmemiz gerektiğini gösteriyor! Büyüklük önemli değil, önemli olan, soruyu doğru anlamaktır! Anladın mı şimdi?
Hacivat: (Başını sallayarak) Anladım… sanırım… Yani, aslında bir bilmece değil, bir dersti bu. Mantık yürütme dersi! Aman Allahım… Kafamın içi hala karışık. Bu nasıl bir mantıkmış böyle?
Karagöz: (Kıkır kıkır güler) İşte bu yüzden, bu soru bir çocuk masalı mantık sorusudur! Çocuklar gibi düşünmek gerekiyor! Basit gibi görünüyor ama öyle değil!
Karagöz: Hacıvat Ağa! Bugün sana acayip bir mantık sorusu soracağım, hazırlıklı ol! Bu soru o kadar karmaşık ki, çözene kadar aklın başından gidecek! Hazır mısın?
Hacivat: Karagöz Ağa, bana kolay bilmeceler sorun diye yıllardır bekliyorum. Bu kadar iddialı olmana bakılırsa, bir fincan daha kahve içmem gerek. (Kahvesini yudumlarken) Söyle bakalım, bu ölümcül mantık sorusu nedir?
Karagöz: Tamam, dinle iyi dinle! Torbamda üç şey var: bir kırmızı ayakkabı, bir yeşil elma ve bir şişe limonata. Şimdi dikkat et, mantık yürüteceksin. Eğer kırmızı ayakkabı, yeşil elmadan daha büyükse VE yeşil elma, limonatadan daha küçükse... limonata, kırmızı ayakkabıdan daha mı büyüktür, yoksa daha mı küçüktür?
Hacivat: (Kaşlarını çatarak) Kırmızı ayakkabı… yeşil elma… limonata… Büyüklük… küçüklük… Vay canına, bu işin içinden çıkamayacağım! Biraz düşünmem gerek. (Uzun bir süre düşünür, parmaklarını şaklatır, başını kaşıyarak etrafta dolanır. Sonra birden) Acaba... kırmızı ayakkabı, büyük bir kırmızı ayakkabıysa, yeşil elma küçücükse, limonata da küçük bir şişe limonataysa… limonata, kırmızı ayakkabıdan daha küçüktür! Evet, bu kesin!
Karagöz: (Gülümser) Yanlış, Hacıvat Ağa! Yanlış!
Hacivat: Ne?! Nasıl yanlış olur? Mantıklı bir şekilde düşündüm ki! Benim mantığımda bir kusur var mı? Belki de gözlerim yamuk bakıyor…
Karagöz: (Kahkaha atar) Hayır, gözlerin yamuk değil, ama soruyu yanlış anlamışsın! Benim mantık sorum, şekil ve hacim üzerine değil, nesnelerin büyüklükleri arasında gerçek bir kıyaslama yapma üzerine değil! Benim sorum, bir nesnenin diğerinden daha büyük mü, yoksa küçük mü olduğunun gerçekte bir önemi olup olmadığı üzerine bir sorudur! Torbamda ne varsa, hepsi ayrı ayrı nesneler. Boyutları ile ilgili bir kıyaslama yapmak mantıksızdır!
Hacivat: (Şaşkınlıkla) Ne diyorsun sen Karagöz Ağa?! Anlamadım ki! Benim beynim durdu galiba! Bu ne acayip mantık? Kafam şişti, başım döndü!
Karagöz: İşte bu yüzden bu, bir çocuk masalı mantık sorusu değil, gerçekten karmaşık bir mantık sorusudur! Bu soru, gerçek dünyadaki problemleri çözmek için nasıl mantık yürütmemiz gerektiğini gösteriyor! Büyüklük önemli değil, önemli olan, soruyu doğru anlamaktır! Anladın mı şimdi?
Hacivat: (Başını sallayarak) Anladım… sanırım… Yani, aslında bir bilmece değil, bir dersti bu. Mantık yürütme dersi! Aman Allahım… Kafamın içi hala karışık. Bu nasıl bir mantıkmış böyle?
Karagöz: (Kıkır kıkır güler) İşte bu yüzden, bu soru bir çocuk masalı mantık sorusudur! Çocuklar gibi düşünmek gerekiyor! Basit gibi görünüyor ama öyle değil!
