• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Karga ve Bay Zilli

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Papağan Pepito, rengarenk tüyleriyle, şişman gövdesiyle ve kibriyle ünlüydü. Öyle bir kibirdi ki, dünyanın en güzel kuşu olduğuna inanmıştı. Ağaçtan ağaca zıplayıp, yüksek sesle şarkı söylemeyi ve diğer kuşları aşağılamayı çok severdi. Karga Karlos ise, zıt bir karakterdi. Zekice, kurnaz, biraz da paspal, kara tüyleriyle her zaman Pepito'nun kibirli tavırlarına sinirlenirdi. İkisinin de aynı bahçede yaşama zorunluluğu vardı; Zengin Bay Zilli’nin muhteşem malikanesinin bahçesindeki ağaçlar iki arkadaşın-hatta rakibin- ortak yaşam alanlarıydı.

Karga ve  Bay Zilli

Bir gün, Bay Zilli'nin bahçesine, göğe yükselen ihtişamlı bir pastacı arabası girdi. Arabada, mis kokulu, üç katlı, kremalı bir pasta bulunuyordu. Bay Zilli, o pasta için bütün haftası boyunca hazırlanıp, ünlü pastacı Antonello'nun fırınından sipariş ettirmişti.

Pepito, pasta arabasının yanında konumlanmış güzel, pembe bir çiçeğin üzerinde tünemişti. Pastanın göz alıcı görüntüsüne hayran kalmış, içten içe tüylerini kabartmıştı. Gözleri pastayı yemeyi, üstünü kaplayan çikolatalardan birer tane kapmayı düşünürken, şöhretini de hatırlamıştı. Bir papğana yakışır bir performans ile pasta için yapılacak planların baş kahramanının kendisi olduğunu açıkladı!

“Ey kuşlar,” diye bağırdı Pepito sesi yankılanarak, “Biliyorsunuz ki ben bu bahçenin en güzel, en zeki ve en şık kuşuyum! Bu muhteşem pasta benim hakkım! Kimse bana bu pasta ile ilgili olarak tartışamaz!”

Karlos, bir dala konmuş, gözleri gözlemliyordu bu kendini beğenmiş papğayı. Pepito'nun ne yaptığını anladığında gülüşü ile alay eden tınılarını tüm bahçeye yaydı. "Hakkı mı?" diye güldü alaycı bir şekilde. "Senin hakkın mı? Hadi ama Pepito, hiç bu kadar saçmaladığını duymadım. O pastanın seninle en ufak bir alakası yok."

Pepito kıpkızmıştı. “Sen sus, zavallı karga!” diye bağırdı. “Senin hiçbir hakkın yok! Senin kadar çirkin ve beceriksiz bir kuş, pasta hakkında ne bilebilir?”

Karlos ise zekası ile bu kavganın üstesinden geleceğini düşünüyor, ve daha mantıklı bir şekilde tartışmaya girişiyordu; "Tamam da sevgili Pepito. Sen şu kadar konuştuğun yeteneklerin ile o pastanın neresini kazandığını bana bir açıkla!" Ancak Pepito bunu haklı bulmaktan uzaktı, yine bir hakaret ile konuyu döndürdü; "Beni aptal yerine koyuyorsun değil mi zavallı yaratık. Sen şu kadar kurnaz ve beceriklisin dediğin bu özelliklerinle o pastaya sahip olabileceğini düşünüyor musun? Sen yetersizsin be kuzenim!"

Tartışma gittikçe kızıştı. Pepito, Karlos’un siyah tüylerini “kirli” diye aşağılarken, Karlos da Pepito'nun kınalı tüylerine “şatafatlı ve gereksiz” diyordu. Pepito, pastaya doğru bir dalış yaptı ve pastanın tepesindeki bir çileği kapmaya çalıştı, ama tam o sırada, Karlos, beklenmedik bir hamle ile Pepito’nun kuyruğuna yapışıp onu ters çevirdi.

Pepito, yerde kıvrılıp dururken, Karlos pastayı hedef almıştı. Ama Karlos akıllıca hareket ediyordu. O pastayı asla kendinin yapamayacağını biliyordu. Akıllı bir davranış ile pastacı arabasına yaslanmıştı, sadece arabadan biraz daha yükseğe yerleştirilmişti pastanın altında. Hızlıca düşünmüş ve pastayı ele geçiremeyen Pepito'nun durumundan yararlanıp tüm bahçedeki kuşları toplamaya karar vermişti. Küçük bir anlaşmayla, Bay Zilli'nin gelmesine kadar tüm kuşlara yeterince pay ulaştırabilir, kendi payını da kendi yetenekleri ile koruyabilirdi.

Pepito, olayları bir bir hatırlayınca ve tüm pastayı değil de bir miktarın pay edilmiş halini görür görmez sinirleri daha fazla yatıştı.

O günden sonra, Pepito, kibri az da olsa azaldı ve diğer kuşlara daha saygılı davranmaya çalıştı. Karlos ise, zekasını ve kurnazlığını kullanarak bahçenin en sevilen kuşlarından biri oldu. Ve ikisi de, bir daha asla pastalar konusunda birbirleriyle kavga etmediler, ta ki, yeni bir pastacı arabasının bahçeye gelişine kadar…
 
Geri
Top