Konuya cevap yaz

________________


YARARLANILAN KAYNAKLAR


Akarsu, Prof. B. (1979) Çağdaş Felsefe Akımları, İstanbul, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 302 sayfa.

Chalmers, A. (1990) Bilim Dedikleri, Hüsamettin Arslan (çev.) Ankara, Vadi Yayınları, 256 sayfa.

Güzel C. (1996) “Sağduyu Filozofu: Popper,” iç., Cemal Güzel (der.-çev.) Sağduyu Filozofu: Popper, Ankara, Bilim ve Sanat Yayınları, s.7-16

Hospers, J. (1994) “Bilimsel Bilgi,” N. Emrah Aydınonat (çev.), Ankara, 65 sayfa.

Irzık, G. (1990) “Karl Popper’in Üç Dünya Kuramı ve Bilimsel Bilginin Nesnelliği,” Felsefe Tartışmaları, 9.Kitap, İstanbul, Kent Basımevi, s.84-94.

Magee, B. (1979b) “Mantıkçı Pozitivizm ve Kalıtı - A. Ayer ile Söyleşi,” Aytaç Oksal (çev.) iç., Magee, B. (der.) Tunçay M. (Bas.Haz.) Yeni Düşün Adamları, İstanbul, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, s.167-193.

---------- (1993) Karl Popper’in Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuramı, Mete Tunçay (çev.) İstanbul, Remzi Kitabevi, 147 sayfa.

---------- (1996) “Karl Popper’le Söyleşi,” Cemal Güzel (çev.) iç., Güzel C. (der.çev.), Sağduyu Filozofu: Popper, s.17-34.

Popper, K.R. (1963a) “Towards A Rational Theory Of Tradition,” iç., Conjectures And Refutations, London, Routledge and Kegan Paul, s.120-135.

---------- (1963b) “Truht, Rationality, And The Growth Of Scientific Knowledge,” iç., Conjectures And Refutations, s.214-250.

---------- (1965) “Preface to the English Edition, 1958,” iç.,The Logic Of Scientific Discovery, Fourth Impression, London, Hutchinson Of London, s.15-23.

---------- (1996a) “Bilim: Kestirimler, Çürütmeler,” İsmet Birkan (çev.) iç., Güzel C. (der.çev.), Sağduyu Filozofu: Popper, s.165-212.

---------- (1996b) “Bilimin Amacı,” Cemal Güzel (çev.) iç., Güzel C. (der.çev.), Sağduyu Filozofu: Popper, s.213-228.

---------- (1996c) “Bilimsel Araştırma Mantığı’ndan,” Cemal Güzel (çev.-“Kuramlar” bölümü Kuruluş Dinçer ile) iç., Güzel C. (der.çev.), Sağduyu Filozofu: Popper, s.35-83.

---------- (1996d) “Kestirimsel Bilgi: Tümevarım Sorununa İlişkin Çözümüm,” Cemal Güzel (çev.) iç., Güzel C. (der.çev.), Sağduyu Filozofu: Popper, s.83-114.

---------- (1996e) “Öznesiz Bilgikuramı,” Cemal Güzel (çev.) iç., Güzel C. (der.çev.), Sağduyu Filozofu: Popper, s.114-163.


________________


Dipnotlar


[1] Her iki görüşün pozitivist olarak değerlerndirilmesinde en temel dört nokta şudur: 1.Yöntembilimsel tekçilik, 2. olguculuk (deney ve gözlem), 3. nesnellik, 4. bilimsel olan ile bilimsel olmayan arasındaki sınır. Ancak hemen belirtilmelidir ki, doğrulamacılığın ve yanlışlamacılığın ulaştığı sonuçlar şu dört temel noktalar açısından birbirinden çok farklıdır: 1. Doğruya (truth-hakikat) ulaşılabilirlik, 2. bilimsel bilginin gelişimi, 3. bilimsel olmayan bilgi türlerinin anlamlılığı, 4. nesnelliğin sağlanması.


[2] “(…) Hısımlık ilişkileri, toplumsal örgütlenme ve yönetim biçimleri, yasa, görenek, uylaşım, gelenek, bağlaşma ve düşmanlıklar, ayin törenleri, din, efsane, boşinanç, dil -bunların hepsi insan-yapısıydı, ama hiçbiri onun tarafından yapılmamıştı ve çoğu, onun tarafından değiştirilebilecek gibi değildi, hatta onun kuşkulanmasına bile açık bulunmuyordu. Bundan ötürü, bu soyutlamalar her bir insana karşı, onu doğumundan itibaren biçimlendiren, insansal kılan, yaşamındaki hemen hemen her şeyi belirleye bir çeşit nesnel gerçeklik olarak ortaya çıkıyorlardı, yine de yarı özerk gibiydiler” (Magee, 1993:53-54).


[3] Bu yanlışlamacılığın temel savıdır: Temel (tikel) önermelerden tümel önermelere gidilemez, ama tümel bir önerme, kendisine aykırı temel bir önerme tarafından yanlışlanabilir. Örneğin; “Öncül: Siyah olmayan bir kuzgun x mevkinde t zamanında gözlemlendi.” Bu durumda ‘Bütün kuzgunlar siyahtır’ önermesi yanlışlandı: “Sonuç: Bütün kuzgunlar siyah değildir” (Chalmers, 1990:83).


[4] “Bir Marxçı gazetesini açmayagörsün, her sayfasında kendi tarih görüşünü doğrulayan kanıtlar bulmamazlık edemiyordu; hem de sadece haberlerde değil bunların sunuluşunda -ki burası gazetenin sınıfsal yanlılığını ele veriyordu- ve elbette özelliklle gazetenin söylemediklerinde de” Popper, 1996a:168).



[5] Bir örnek bunu açılayabilir: “Bu gerçekten de onyedinci yüzyılın başlarında Galileo ile Aristotelesçi bir hasmı arasında vukubulan bir karşılaşmaya dayanan bir örnektir. Yeni icad edilen teleskobu vasıtasıyla ayı dikkatle gözlemlediğinden Galileo, ayın pürüzsüz bir küre değil, dağlar ve kraterlerle dolu bir küre olduğunu söyleyebilmişti. (…) Fakat gözlemler, Aristotelesçilerin temel bir nosyonunu tehdit ediyordu. Galileo’nin rakibi, teorisini, apaçık yanlışlama karşısında savundu ki bu bariz ad hoc’du. O, ayın yüzeyinde, ay küresi tam pürüzsüz küre olacak şekilde kraterleri dolduran ve dağları kaplayan görülemez bir madde olduğunu ileri sürdü” (Chalmers, 1990: 102).


Ülkemizin kuzeyindeki deniz hangisidir?
Geri
Top