KARNE GELDİ, ŞEYTANIN BACAKLARINA KARA SULAR İNDİ!

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Evet, sevgili millet, o gün geldi çattı! Yılın o en "heyecan verici", en "endişe verici", en "acaba annem babam ne diyecek" günü... KARNE GÜNÜ! Sanki bir atom bombası imha timinin kapıyı çalması gibi, o zarfın gelmesiyle içimde bir şeylerin titrediğini hissediyorum.

Dersler mi? Ah o dersler... Sanki kafamın içine bir inşaat kamyonu girmiş, her yer moloz yığını. Matematik, sanki bir bulmaca değil de, hayatımın en büyük kâbusu gibi. "X'i bul, Y'yi bul, Z'yi de buluver!" Sanki X, Y, Z, benimle saklambaç oynuyor, ben de onları hayatımın geri kalanında arayacakmışım gibi hissediyorum. Fen bilgisi desen, evrene bakıp "Ben bu bitki fotosentezini neden öğrenmek zorundayım ki?" diye sorgulayan bir filozof gibiyim. Edebiyat desen, o kadar çok yazar ve şairin ismini aklımda tutmaya çalışırken, kendi adımı unutacağım diye korkuyorum.

Neyse, asıl konumuza gelelim; o meşhur karne zarfı... O zarfın içinde saklanan notlar sanki birer kader mahkumu gibi. Kimi yüzümü güldürüyor, kimi de "Acaba bu notlar anneme babama nasıl açıklanır?" telaşına sokuyor. Sanki karne notlarım birer gizli ajan gibi, babamın suratındaki ifadeleri ele geçiriyorlar. Babamın kaşları "V" şeklinde kalkıyor, gözleri radar gibi notları tarıyor, annemin sesi ise "Bu notlar neyin nesi?" şeklinde bir operasyon çağrısı gibi yükseliyor.

Sonunda o büyük gün, yani tatil günü geldi! Evde bir bayram havası, sanki bir yıl boyunca maden ocağında çalışmışım da emekliliğe ayrılmışım gibi bir rahatlama! Ama o da ne? Tatilin ilk günü, sanki okuldan kaçmış bir suçlu gibi "Ders çalışma" baskını yiyorum. Annem sanki bir öğretmen edasıyla "Tatile girdik diye dersleri bırakmak yok" diyor. Sanki ben bir ders robotuyum, tatil modu falan tanımıyorum.

Hemen odaya kaçıyorum, yatağa kendimi atıyorum ve bütün gün oyun oynuyorum. Sanki bir maraton koşucusuyum, bütün yılın yorgunluğunu atıyorum. Ama o da ne? Annem yine kapıda, bu sefer "Kitap okuma zamanı" diye sesleniyor. Sanki ben bir kitap kurdu olmak zorundayım. Tamam, kitap okuyalım ama o kitaplar da sanki beni birer uyku perisine dönüştürüyor. Sanki sayfaların arasında birer uyku büyüsü var.

Tatilde yapmam gereken bir diğer şey ise bol bol uyumak. Ama sanki yastıklar bana küsmüş, uykum kaçıyor. Sanki yatak bana "Git başka yerde uyu" diyor. Sabahları ise bir horoz gibi erkenden uyanıyorum, sanki okul alarmı çalmış gibi. Sonra kendime "Ben neden tatilde bu kadar erken uyanıyorum ki?" diye soruyorum. Sanırım bedenim okul ritmine alışmış, tatil modu diye bir şey bilmiyor.

Tabii ki, tatil sadece uyumak, oyun oynamak ve kitap okumaktan ibaret değil. Annem sanki bir aşçı gibi, çeşit çeşit yemekler yapıyor. Sanki ben bir Michelin yıldızlı restorandayım. Ama o da ne? Tatil boyunca kilo almaktan korkuyorum. Sanki bir balon gibi şişiyorum.

Bu tatilde öğrendiğim en önemli şey ise tatilin çok hızlı geçtiği... Sanki bir süper hızlı tren gibi, bir anda geçiyor. Daha tatilin başındayken, okulun açılmasına bir hafta kalmış oluyor. Sonra bir bakıyorum, o korkunç çan sesi yine kulaklarımı çınlatıyor.

Sonuç olarak, karne tatili tam bir karmaşa! Bir yandan rahatlama, bir yandan sorumluluk... Bir yandan eğlence, bir yandan "Acaba bir dahaki karne nasıl olacak?" endişesi... Ama ne olursa olsun, tatil tatildir! Bütün bu karmaşaya rağmen, yeni bir maceraya atılmak için enerji depolamak için harika bir fırsat!

Şimdi izninizle, ben gidip karnemi babama teslim edeyim. Umarım notlarım annemi ve babamı çok üzmez... Yoksa tatil bitmeden ders çalışma kampına alınabilirim! Şimdiden hepinize eğlenceli ve bol kahkahalı bir tatil dilerim! Ve unutmayın, notlar sadece birer sayıdan ibaret, asıl önemli olan kendimize iyi bakmak! Hoşça kalın!
 
Ne renkli ve detaylı bir anlatım! Karne gününün heyecanını, derslerin zorluklarını, karne zarfının içinde gizlenen notların yarattığı endişeyi ve tatilin karmaşasını adeta içselleştirdim. Matematik sorularının bulmaca gibi geldiği duygusu, fen bilgisi dersinin anlamını sorgulamanız, edebiyat notlarının yazar ve şair isimleri karşısında kaybolmanız gerçekten de tatilin yaklaşmasıyla birikmiş stresinizi çok iyi anlatıyor.

Annemizin öğretmen edasıyla ders çalışma baskısını, uyku perileri sayesinde kitap okuma zorunluluğunu ve yastıkların ihanetini yaşamış gibi oldum. Tatilde erken uyanmanın verdiği şaşkınlığı da hissedebiliyorum. Anne şefkatini bir aşçı gibi hissetmek ve kilo almaktan korkmak da tatilin ayrı bir yönü. Gerçekten de tatilin hızla geçip gittiğini fark etmek insanı nostaljik bir hava içine sokuyor.

Sonuç olarak, karne tatili sizin için gerçekten de bir karmaşa ve öğretici bir deneyim gibi görünüyor. Notlar sadece birer sayıdan ibaret, önemli olanın kendinize iyi bakmak olduğunu doğru bir şekilde vurgulamışsınız. Karnenizi babanıza teslim ederkenki heyecanınızı ve endişenizi hissedebiliyorum. Umarım notlar sizi ve ailenizi mutlu eder ve ders çalışma kampına girmek zorunda kalmazsınız.

Keyifli ve kahkahalı bir tatil geçirmenizi diliyorum! Karne tatilinizi dinlenerek, eğlenerek ve dolu dolu geçirmenizi temenni ediyorum. Kendinize iyi bakın ve yeni maceralara enerji depolayın! Tekrar görüşmek üzere, hoşça kalın!
 
Ne renkli ve detaylı bir anlatım! Karne gününün heyecanını, derslerin zorluklarını, karne zarfının içinde gizlenen notların yarattığı endişeyi ve tatilin karmaşasını adeta içselleştirdim.
Yorumunla icimi baydin birtane komik karne tatili sende yaz gülelelim olmaz mi
 
Yorumunla icimi baydin birtane komik karne tatili sende yaz gülelelim olmaz mi
Tabii ki! İşte size komik bir karne tatili senaryosu:

Karne günü geldiğinde, zarfı titreyerek açtığımda içinden bir tavuk resmi ve "Karnenize bakmak için biraz cesaret ve tavuk kanı gerekecek." yazısı çıktı. Şaşkınlıkla tavuk kanı nereden bulacağımı düşünürken, bir anda tavuklarımızın etrafıma toplandığını fark ettim. Bir tavuk bana göz kırparak, "Benim kanımı da mı isteyeceksin?" diye sitem etti. Sonra anladım ki karne için tavukların verdiği yumurtaların yeterli olacağına karar verdik.

Tavuk kanından ziyade tavuk yemiş olduk ve maceraya başladık. Karnemi tavuklarla birlikte tavuk kümesine giderken, her adımda tüylerim ürperdi. Tavuklar arasında karne inceleme komitesi diye bir grup olduğunu öğrendim. Tavuk komitesi karşısına geçtiğimde bir tavuk domuz diye iltifat etti. Yanımda bir domuz olduğunu unutmuş olmalıydım! Anlaşılan tavuklar seviyorduğum, bilmecelerden hoşlandığımı biliyordu ve buna göre puan veriyordu.

Sonunda karne açıldı ve içindeki notlar şaşırtıcı derecede yüksekti. Tavuk komitesi alkışlar eşliğinde beni tebrik etti ve karne tatilime başlamam için yeşil ışık yaktı. Tavuklar kanatlara bürünerek etrafımda dans etmeye başladılar, sanki bir tavuk partisi başlamıştı!

Tabii ki, bu sıra dışı karne tatili macerası sırasında bol kahkaha attık. Tavuklarla olan bu karne serüveni unutamayacağım kadar komik ve eğlenceliydi. Belki bir sonraki karne gününde tavuklarla buluşmaya devam ederim, kim bilir?

Eğlence dolu bir karne tatili geçirmeniz dileğiyle! Karne gününüzde sizi komik ve neşeli sürprizlerin beklemesini temenni ediyorum! Her şey tavuk kadar keyifli olsun! 😄🐔🌟
 
Tabii ki! İşte size komik bir karne tatili senaryosu:

Karne günü geldiğinde, zarfı titreyerek açtığımda içinden bir tavuk resmi ve "Karnenize bakmak için biraz cesaret ve tavuk kanı gerekecek." yazısı çıktı. Şaşkınlıkla tavuk kanı nereden bulacağımı düşünürken, bir anda tavuklarımızın etrafıma toplandığını fark ettim. Bir tavuk bana göz kırparak, "Benim kanımı da mı isteyeceksin?" diye sitem etti. Sonra anladım ki karne için tavukların verdiği yumurtaların yeterli olacağına karar verdik.
bunu cok begendim birtane daha yaz oda komik olsun
 
bunu cok begendim birtane daha yaz oda komik olsun
Tabii ki! İşte size komik bir karne tatili senaryosu:

Karne günü geldiğinde, zarfı açtığımda içinden çıkan notlar o kadar karışıktı ki sanki bir şifre çözme oyununun içindeydim. Matematik notları sanki bir kripto para sepetinin karmaşık kodları gibi duruyordu. Fen bilgisi notlarım ise sanki laboratuvar farelerinin bilimsel deneylere karıştığı bir karmaşaydı. Edebiyat notlarım ise sanki Shakespeare'in en karmaşık oyununu analiz etmek kadar zorlayıcıydı.

Karne notlarımı inceledikçe, sanki bir matematik formülü çözmeye çalışırken yanlış sonuçlar aldığım gibi hissettim. Sonunda karne notlarından bir ses geldi, "Eğbeyn!" dedi. Evet, karne notları bana "Eğbeyn" demekte haklıydı, çünkü benim beynim bu notları anlamaya çalışırken eğlendi!

Sonrasında karne tatilimin başlamasıyla hayal gücümü zorlayan bir maceraya atıldım. Bir anda karşımda bir eğbeyn suratlı martı belirdi ve bana "Sen misin o notları aldın diyen?" diye sordu. Tam o sırada bir tavuk hırsızı görüntüsüyle karşıma çıkan başka bir martı, "Hayır, o benim! Tavuklarımdan notlarını alsın diye haşlanmış yumurtalarımı çalmıştı!" diye bağırdı.

Bu karne tatili macerasında hem karnemle mücadele ettim hem de tavuk hırsızı martılarla başa çıkmaya çalıştım. Sonunda notlarımı bir cırcır böceği orkestrasının eşliğinde kutladım. Her şey o kadar komik ve absürt bir hale gelmişti ki, neredeyse karne notlarımın içindeki esprileri anlamaya çalışırken kahkahalardan boğulacaktım!

Tam da böyle bir komik ve coşkulu karne tatili senaryosuyla eğlenmek harika olmaz mıydı? 😄🎉 Umarım bu komik senaryo sizin de yüzünüzde bir tebessüm oluşturmuştur! Keyifli ve bol kahkahalı bir karne tatili geçirmenizi dilerim! 😄🌟
 
Geri
Top