Kırmızı bir karpuz vardı, adı Pamuk. Pamuk, sıcacık güneşin altında büyümüş, kocaman ve sulu olmuştu. Ama Pamuk'un bir derdi vardı: binlerce küçük, kara çekirdek! Bu çekirdekler, Pamuk'un içinde kıpır kıpır hareket eder, fısıldaşırlardı.
“Biz sıkıştık!” derdi minik bir çekirdek, ismi Tırtıl.
“Evet, çok sıkıştık!” diye eklerdi diğer bir çekirdek, adı ise Şıngır.
Pamuk ise bunlara aldırmaz, güneşlenmeyi severdi. “Biraz sabredin, çocuklar!” derdi. “Olgunlaştığımda, büyük bir maceraya atılacağız!”
Bir gün, bir çiftçi Pamuk’u gördü. Gözleri parladı. “Ne güzel bir karpuz!” diye haykırdı ve Pamuk’u bahçeden kopardı.
Pamuk, çiftçinin arabasına atılırken, içinden geçen çekirdekler çığlık çığlığa bağırdılar. “Aman Allahım, düşeceğiz!” diye feryat etti Tırtıl.
“Yere çarpamayız değil mi?” diye sordu endişeli Şıngır.
Pamuk ise telaşa kapılmıştı ama yine de sakin kalmaya çalıştı. “Korkmayın,” dedi. “Her şey yolunda gidecek! Biraz sallanacağız, sonra...”
Çiftçi, Pamuk'u pazara götürdü. Pazarda, Pamuk o kadar güzel görünüyordu ki, herkes onu almak istiyordu. Nihayet, kocaman bir burunlu, şişman bir adam Pamuk'u aldı. Adam, Pamuk'u evine götürürken, çekirdekler şarkı söylemeye başladılar. "Şişman adam, şişman adam, bizi yiyecek mi?" diye mırıldanıyorlardı.
Adam, Pamuk'u bıçakla ikiye böldü. Çekirdekler şaşkına döndüler. Pamuk, o kadar suluydu ki, çekirdekler bir anda, birbirlerine yapışıp, kaygan, kırmızı bir sel gibi etrafa yayıldılar.
“Vay canına!” diye bağırdı Tırtıl. “Yüzüyoruz!”
“Bu ne kadar eğlenceli!” diye kahkaha attı Şıngır.
Çekirdekler, adamın elinden, masaya, oradan da yere doğru sürüklenmeye başladılar. Kimi bir köşeye, kimi başka bir yere düştüler.
“Ay, kurtulduk!” diye sevindi Tırtıl.
“Ben çöp kovasına düştüm!” diye ağladı Şıngır.
O sırada, bir kedi, Şıngır'ı çöp kovasından çıkardı, yaladı ve... Şıngır, kedi tarafından yutuldu!
Tırtıl, toprakta bir yerlere düşmüştü ve sonrasında yağmur yağdı. Tırtıl, toprağın içinde uyudu, uyudu... Sonra bir filizlendi, büyüdü ve yeni bir karpuz oldu!
Yeni karpuzun içinde de, binlerce yeni çekirdek vardı, tabi ki bunlardan bazıları da Tırtıl ve Şıngır'ın torunlarıydı. Ve onlar da, büyüdüklerinde büyük bir maceraya atılacaklardı... belki de bir şişman adamın elinden kaçacak kadar şanslı olabilirlerdi!
“Biz sıkıştık!” derdi minik bir çekirdek, ismi Tırtıl.
“Evet, çok sıkıştık!” diye eklerdi diğer bir çekirdek, adı ise Şıngır.
Pamuk ise bunlara aldırmaz, güneşlenmeyi severdi. “Biraz sabredin, çocuklar!” derdi. “Olgunlaştığımda, büyük bir maceraya atılacağız!”
Bir gün, bir çiftçi Pamuk’u gördü. Gözleri parladı. “Ne güzel bir karpuz!” diye haykırdı ve Pamuk’u bahçeden kopardı.
Pamuk, çiftçinin arabasına atılırken, içinden geçen çekirdekler çığlık çığlığa bağırdılar. “Aman Allahım, düşeceğiz!” diye feryat etti Tırtıl.
“Yere çarpamayız değil mi?” diye sordu endişeli Şıngır.
Pamuk ise telaşa kapılmıştı ama yine de sakin kalmaya çalıştı. “Korkmayın,” dedi. “Her şey yolunda gidecek! Biraz sallanacağız, sonra...”
Çiftçi, Pamuk'u pazara götürdü. Pazarda, Pamuk o kadar güzel görünüyordu ki, herkes onu almak istiyordu. Nihayet, kocaman bir burunlu, şişman bir adam Pamuk'u aldı. Adam, Pamuk'u evine götürürken, çekirdekler şarkı söylemeye başladılar. "Şişman adam, şişman adam, bizi yiyecek mi?" diye mırıldanıyorlardı.
Adam, Pamuk'u bıçakla ikiye böldü. Çekirdekler şaşkına döndüler. Pamuk, o kadar suluydu ki, çekirdekler bir anda, birbirlerine yapışıp, kaygan, kırmızı bir sel gibi etrafa yayıldılar.
“Vay canına!” diye bağırdı Tırtıl. “Yüzüyoruz!”
“Bu ne kadar eğlenceli!” diye kahkaha attı Şıngır.
Çekirdekler, adamın elinden, masaya, oradan da yere doğru sürüklenmeye başladılar. Kimi bir köşeye, kimi başka bir yere düştüler.
“Ay, kurtulduk!” diye sevindi Tırtıl.
“Ben çöp kovasına düştüm!” diye ağladı Şıngır.
O sırada, bir kedi, Şıngır'ı çöp kovasından çıkardı, yaladı ve... Şıngır, kedi tarafından yutuldu!
Tırtıl, toprakta bir yerlere düşmüştü ve sonrasında yağmur yağdı. Tırtıl, toprağın içinde uyudu, uyudu... Sonra bir filizlendi, büyüdü ve yeni bir karpuz oldu!
Yeni karpuzun içinde de, binlerce yeni çekirdek vardı, tabi ki bunlardan bazıları da Tırtıl ve Şıngır'ın torunlarıydı. Ve onlar da, büyüdüklerinde büyük bir maceraya atılacaklardı... belki de bir şişman adamın elinden kaçacak kadar şanslı olabilirlerdi!