Kaybedilmiş iki bahar artığıydık.İkimiz değildik, kaybedilen yolların yol kenarı hüznü.Bir yetimin, dağ betimlemesi değildik.Ne olduğumuzu bilmeden savruluyorduk, bir bağ bozgunundan diğerine.Susuyorduk ansız tümceler içinde, susuyorduk boğulmuş gülümsemeler takınarak.mahsus mahal ağırlığı çöküyordu, her saat başında…Ufalanarak çoğaldığımızı zannederek, bitiyorduk tüm doğuşlara…Oysa ellerimizdi gökkuşağını renklere bürüyen, çatılmış kaşlarımızdı gecenin ahengine isyan.Bakışlar kuşatması vurgunuydu yüreklerimiz.Yitikti hayaller ama masumdu.Kudurmuş suratlar hayınlığına inat yarınaydı tebessüm, sevda yarına , düş yarına…
Tenha sevişmeler sızısı dudaklarımızda bağdaş kurardı…
Zeytin karası bir çift göz takıldı ufkumuza…
Yitikti hayaller ama masumdu…
Yıkılan şehir gürültüleri arasında kayboluyordu, yıkıntı yıkıntı büyüyordu kelam.Zeval olmuyordu acı bize.Biz na_mümkünler aleminde mümkün olmayana erişmeye çalışırken, kaybedilmiş bir kazançla direniyorduk hayata…Bundandı yetimliğimiz, öksüzlüğümüz bakışlarda.bir çağ artığıydık nefesi tarih kokan…Ait değildik şimdiye, şimdiki zaman fiillerine…
Ne zaman ıslansa deniz bizi ağlardık, ne zaman feryat figan haykırsa rüzgar biz vurulurduk.Zamana direnç iki gölge.Geceye inat iki ak alın.Eylüle isyan iki dik baş.
Ne zaman üşüse bir çocuk biz titriyorduk.Yaşanacak bir ulu sevda kuşanmıştık.Yar yüzüne yüz sürmeden toprağa sürülü yüzler belirdi aynada.Izdıraplara garkolduk.
Kayda değer hüzünlerimiz vardı.Hüznümüzün şiirini yazdık…
İki can, iki ak alın, iki dik baş…
Bir sevda, bir kutlu sevda…
Yaşaman en çok bize yakışır can…
Yaşamak sevdaya…
“Yorgunuz, çünkü yorgunluğumuzun yaşamak gibi bir anlamı var… ”
alıntı
Tenha sevişmeler sızısı dudaklarımızda bağdaş kurardı…
Zeytin karası bir çift göz takıldı ufkumuza…
Yitikti hayaller ama masumdu…
Yıkılan şehir gürültüleri arasında kayboluyordu, yıkıntı yıkıntı büyüyordu kelam.Zeval olmuyordu acı bize.Biz na_mümkünler aleminde mümkün olmayana erişmeye çalışırken, kaybedilmiş bir kazançla direniyorduk hayata…Bundandı yetimliğimiz, öksüzlüğümüz bakışlarda.bir çağ artığıydık nefesi tarih kokan…Ait değildik şimdiye, şimdiki zaman fiillerine…
Ne zaman ıslansa deniz bizi ağlardık, ne zaman feryat figan haykırsa rüzgar biz vurulurduk.Zamana direnç iki gölge.Geceye inat iki ak alın.Eylüle isyan iki dik baş.
Ne zaman üşüse bir çocuk biz titriyorduk.Yaşanacak bir ulu sevda kuşanmıştık.Yar yüzüne yüz sürmeden toprağa sürülü yüzler belirdi aynada.Izdıraplara garkolduk.
Kayda değer hüzünlerimiz vardı.Hüznümüzün şiirini yazdık…
İki can, iki ak alın, iki dik baş…
Bir sevda, bir kutlu sevda…
Yaşaman en çok bize yakışır can…
Yaşamak sevdaya…
“Yorgunuz, çünkü yorgunluğumuzun yaşamak gibi bir anlamı var… ”
alıntı