Kelime Grupları

Suskun

V.I.P
V.I.P
KELİME NEDİR? KELİME GRUPLARI​

KELİMELER :


Kelime; bir varlığı, bir kavramı, bir niteliği, bir durumu, bir hareketi karşılayan yahut cümle kurmada görevi bulunan ses veya ses topluluğuna kelime denir.
Kitap, güzel (kitap), hangisi, yavaş (oku), yazıyor, gibi, ve, ah... vb. birer kelimedir.

Türü bakımından kelimeler; isimler, sıfatlar, zamirler, zarflar, fiil*ler, edatlar, bağlaçlar ve ünlemler olarak sekize ayrılır.

1. İsimler (Adlar):
Canlı ve cansız varlıkları, duygulan, düşünceleri, durumları, kavramları belirten kelimelerdir: Kitap, dünya, millet, orman, kuş, akıl, ağaç, kalem, defter...

2. Sıfatlar: İsimlerin önüne gelerek, onları nitelik, nicelik, yer, sıra gibi durumlar bakımından belirtmeye yarayan kelimelerdir: Güzel (kitap), yemyeşil (orman), küçük (kuş), birinci (ders)...

3. Zamirler: Kendileri isim olmadıkları hâlde, onların yerine kullanı*lan kelimelerdir: Ben,sen, o, biz, siz, onlar, kim, hangisi, herkes...

4. Zarflar: Fiillerin, sıfatların ya da kendi türünden kelimelerin önüne gelerek anlamlarını kuvvetlendiren veya kısan kelimelerdir: Yavaş (oku), bugün (gitti), çok (kötü), hızlı (geliyor)...

5. Fiiller: Bir iş-ya da hareketi kişi ve zaman göstererek anlatan kelimelerdir: Yazıyor, okuyoruz, geldin mi, oynayacak...

6. Edatlar: Kelimeler arasında ilgi kurmaya yarayan ve ancak cümlede aldıkları görevle anlam kazanan kelimelerdir: kedi gibi uysal, benim için geldi, araba ile gidecek...

7. Bağlaçlar: Kendi başlarına anlamları olmayan, eş görevli kelime*leri ve cümleleri bağlamaya yarayan kelimelerdir. Ne okuyabiliyorum, ne de yazabiliyorum, ben ve sen, kalem ile kâğıt...

8. Ünlemler: Çeşitli duyguları anlatmaya ve tabiattaki sesleri yansıt*maya yarayan kelimelerdir: Ah, vah, of, üf, ey, hey, tık tık, pat küt...

Yapısı bakımından kelimeler ise; basit, türemiş ve birleşik olmak üzere üç çeşittir:

1. Basit kelimeler: Bütün ekler çıkarıldıktan sonra geriye kalan, kök durumundaki kelimelerdir: İnsan, el, ayak, taş, ağaç...

2. Türemiş kelimeler: kök veya gövde durumundaki kelimelere yapım ekleri getirilerek oluşturulan kelimelerdir: İnsan + lık, göz + lük, taş + çı, odun + cu, süt + cü, ağaç + lık...

3. Birleşik kelimeler: İki ya da daha çok kelimenin birleşmesiyle meydana gelmiş, yeni anlam ifade eden kelimelerdir: Gecekondu (gece + kondu), başkent (baş + kent), hanımeli (hanım + eli), cumartesi (cuma + ertesi), Çanakkale (çanak + kale)...

Ayrıca kelimeler cümle içinde özne, nesne, tümleç, yüklem görevle*rinde bulunurlar.

KELİME GRUPLARI:

Kelime grubu, bir varlığı, bir kavramı, bir niteliği veya bir hareketi karşılamak üzere, belirli kurallar içinde yan yana gelen kelimeler topluluğu*dur. Tek kelime ile karşılanamayan varlık, kavram, nitelik, durum ve hare*ketler, kelime gruplarıyla karşılanır. Örnek : Kutup yıldızı, çamaşır makinesi... Tek kelime ile karşılanan varlık, kavram, nitelik, durum ve hareketlerin anlamı da kelime gruplarıyla genişletilir. Örnek : küçük çocuk, çok sevilen arkadaş...

Kelime gruplarını 14 başlık altında inceleyebiliriz :

1. İsim tamlaması :

Bir isim unsurunun iyelik sistemi içinde bir başka isim unsuruyla kurduğu kelime gurubuna isim tamlaması denir.

Örnek :

ağacın / meyvesi arabanın / tekerleği kapı/ kilidi masa / örtüsü

badem ağaçlarının /pembe beyaz çiçekleri

2. Sıfat Tamlaması :

Bir isim unsurunun, bir sıfat unsuruyla nitelendiği kelime grubuna sıfat tamlaması denir.

Örnek :

bozuk/ saat ağlayan / çocuk ucuz / sebze çok katlı / binalar

3. Sıfat Fiil Grubu :

Bir sıfat fiil ile bu sıfat fiile bağlı unsur veya unsurlardan kumlan keli*me grubuna sıfat fiil grubu denir.

Örnek :

hayalleri /yıkılmış (genç) mutluluk rüzgarları /estiren (adam)

4. Zarf Fiil Grubu :

Bir zarf fiil ile bu zarf fiile bağlı unsur veya unsurlardan kumlan keli*me grubuna zarf fiil grubu denir.

Örnek :

tek başına/dövüşerek gece gündüz/okuyup

5. İsim Fiil Grubu :

Bir hareket ismi ile ona bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime grubuna isim fiil grubu denir.

Örnek :

onu gireceği sınava hazırlamak güneşli, sakin bir sabaha uyanmak

6. Tekrar Grubu :

Bir nesneyi bir hareketi karşılamak üzere eş görevli iki kelimenin meydana getirdiği kelime grubuna tekrar grubu denir.

Örnek :

çoluk çocuk, içli dışlı, koşa koşa., geze geze, mini mini, iyi kötü, sağa sola, tabak mabak, kuş muş...

7. Edat grubu :

Bir isim unsuru ile bir çekim edatından kurulan kelime grubuna edat grubu denir.

Örnek :

söylediğim / gibi yorgunluğuma / rağmen bir dilim ekmek/ için

8. Bağlama grubu :


Bağlama edatları ile birbirine bağlanmış iki veya daha fazla isim unsu*runun meydana getirdiği kelime grubuna bağlama grubu denir.

Örnek :

sauaş ve barış

dinlemek, anlamak ve yorumlamak kafası da gönlü de ne ekmek ne para

9. Unvan grubu :

Bir şahıs ismiyle bir unvan veya akrabalık isminden kurulan kelime grubuna unvan grubu denir.

Örnek :

Oğuz Han, Bilge Kağan, Dede Korkut, Sütçü İmam, Şahin Bey, Nene Hatun, Mustafa Kemal Paşa, Albay Tahir, Doktor Murat, Hemşire Neslihan vb.

10. Birleşik İsim (Grubu)

Bir nesnenin özel adı olmak üzere bir araya gelen kelimeler toplulu*ğuna (grubuna) birleşik isim denir. Birleşik isimler, birleşik kelimelerden farklıdır, yanyana sıralanan özel isimlerle kurulur.

Örnek :

Fatih Sultan Mehmet, Arif Nihat Asya, Orhan Kemal, Memduh Şevket Esendal, Deli Dumrul, Kaşkarlı Mahmut, Emine Işınsu, Sevinç Çokum, Nezihe Araz, Yaşar Kemal, Mimar Sinan...

11. Ünlem grubu :

Bir ünlem edatı ile bir isim unsurundan kurulan kelime grubuna ünlem grubu denir.

Örnek :

Ey Türk gençliği!

Ey Türk istikbalinin evlâdı!

hey Sakarya!

a canım!

be kardeşim!

12. Sayı grubu :

Basamak sistemine göre sıralanmış sayı isimleri topluluğuna sayı grubu denir.

Örnek :

elli üç, yüz yirmi dört, altı yüz otuz iki, bin dört yüz elli üç, bin dokuz yüz on dokuz...

13. Birleşik fiil (grubu)

Bir hareketi karşılamak üzere bir arada bulunan kelimeler topluluğu*na (grubuna) birleşik fiil denir.

Örnek :

Şikâyet etmiş. Konuşmaya başladı. Almış bulunduk. Misafir ağırladık. Gelmez oldu. Bağlandım kaldım. Gözden geçirdiler.

14. Kısaltma grubu :

Kelime grupları ve cümlelerden yıpranma ve kalıplaşma yoluyla orta*ya çıkan gruplara kısaltma grupları denir. Bu gruplar genellikle isim fiil, sıfat fiil veya zarf fiiil gruplarının kısalmış ve kalıplaşmış şekilleridir.

Örnek :

eli/açık, başıboş, canı/tez, yüzü/aşkın, haftada/bir, arada/bir, el/ ele, göz/göze

a) İlk Manalı Kullanım


Her kelime bir şeyi, bir anlamı belirtir. Her kelimenin başlangıçtaki bu anlamına "ilk anlamı" (ilk mânâsı) denir. Bazı kelimelere sonradan başka anlamlar da eklenir ki, bunlar kelimelerin yan anlamlarıdır. Göz, el, dil, yol, baş vb. kelimelerin ilk anlamları dışında çok sayıda yan anlamları vardır. Sözgelimi, ilk anlamı görme organı olan "göz", bir evin odaları, çantanın bölmeleri gibi yan anlamlara da gelir.

İlk manalı kullanımlar :

göz : Acı haberi duyunca gözleri yaşardı.

el : Elini yıkamadan sofraya oturmaz.

dil : Çocuk yemek yerken dilini ısırdı.

yol : Arabamız köy yolunda güçlükle ilerliyordu.

baş : Başını önüne eğdi ve sustu.

çatı : Her evin çatısında bir televizyon anteni var.

serin : Bugün hava iyice serinledi.

ekmek : Ekmek fiyatlarını yeniden ay adayacaklarmış.

Aynı kelimelerin yan manalı kullanımları :

göz : Evimizin gözlerinden biri bana ait.

el : Alet çalışır, el övünür.

dil : Ne kadar sakınsa da dile düşmekten kurtulamadı.

yol : Zengin olmak için seçtiğin yolu beğenmiyorum.

baş : Bu iş başımızı ağrıtacak.

çatı : Yazmaya başlayacağım romanın çatısı hazır.

serin : Aramıza giren serinliğin sebebini bulamadım

ekmek : Anladım ki, bu işten bize ekmek yok.

b) Mecaz Anlamlı Kullanım

Kelimenin ilk kullanıldığında akla gelen, kendi başına taşıdığı anlama gerçek anlam diyoruz.

Kelimelerin gerçek anlamlarının dışında, özel bir anlatımı karşılaya*cak biçimde kullanılmasına da mecaz anlam denir. Örnek : "İstiklâl Marşı'nın "Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl" mısrasında "hilâl" kelimesi mecaz anlamlıdır. Burada ay'ın ilk doğduğu günlerdeki orağa benzer şekli değil, "bayrak" kelimesi kastedilmektedir.

Mecaz anlamlı kelimeleri kullanmak, ifadeye çeşitlilik katar, güzellik verir, anlamı kuvvetlendirir.

Sözgelimi, ana kuzusu, ana fikir, anasının gözü, anadan doğmuşa dönmek, anasından doğduğuna pişman olmak gibi sözler ve deyimler gerçek anlamları dışında mecaz anlamlı kullanılmışlardır.

Başka Örnekler :

Ayak bağı - Bağrına taş basmak - Baltayı taşa vurmak - Can atmak -Gönül yapmak - İçini dökmek - Kol kanat olmak - Küplere binmek -Ocağına düşmek - Örtbas etmek - Paçasını kaptırmak - Para babası - Sabrı taşmak - Şom ağızlı - Taş kesilmek - Yelkenleri suya indirmek - Zaman öldürmek .

c) Terimler, Kavramlar Terimler

Bir bilim, sanat, meslek dalıyla ya da bir konu ile ilgili özel ve belirli bir kavramı karşılayan kelimelere terim denir.

Matematik terimleri, denizcilik terimleri, müzik terimleri... gibi. Sözgelimi, top, gol, kale, hakem, penaltı, futbolla; kürek, çekiç, örs gibi kelimeler demircilikle ilgili terimlerdir. Hikâye, şiir, roman, manzume, dörtlük, kafiye vb. edebiyat terimleridir.

Örnekler :

Dil bilgisi terimleri: ses, hece, kelime, cümle, paragraf vb.

Tıp terimleri : teşhis, tedavi, konsültasyon, operasyon, anastezi

vb.

Eğitim terimleri : plân, program, davranış, amaç, hedef, öğrenci, öğretmen vb.

Müzik terimleri : armoni, melodi, nota, usûl, koro, solo vb.

Mimari terimleri : temel, hafriyat, kolon, kiriş, zemin vb.

Kavramlar

Bir şey üzerine ve özellikle o şeyin nitelikleri ya da bizde uyandırdığı anlamı üzerine taşıdığımız genel düşünceyi karşılayan kelimelere kavram (mefhum) denir.

Daha açık bir ifadeyle, bir şey hakkında sahip olunan genel fikre kavram denir. Kavramlar, bilgileri düzene sokmaya yarayan, genel ve soyut düşünceleri ifade eden kelimelerdir.

Örnekler :

Eğitim, kültür, millet, devlet, gelişme, yozlaşma,- demokrasi, çağdaşlık, ahlâk, turizm, moda, terör, ekonomi, siyaset, uygarlık, benlik,kimlik, kişilik vb.

ç) Deyimler

Gerçek anlamları dışında kullanılan kalıplaşmış kelime topluluklarına deyim denir.

Deyimlerle, bir duyguyu, düşünceyi, durumu kısa yoldan, özlü, çekici ve etkili biçimde anlatabiliriz. Türkçemiz deyimler yönünden zengin bir dildir. Sözlü ve yazılı anlatımlarda deyimlerden yararlanmak gerekir.

Bazı deyimlerden örnekler :

Boğaz boğaza gelmek, dut yemiş bülbüle dönmek, faka basmak, hop oturup hop kalkmak, işi başından aşmak, leyleği havada görmek, ömür çürütmek, renkten renge girmek...

Deyimlerin ortak özellikleri:

* Deyimlerde hüküm yoktur.

* Klişeleşmiş ve bağımsız kelime gruplarıdır.

* Deyimler, en az iki kelimeyle kurulur.

* Genel kural oluşturmazlar.

* Atasözlerine yardımcı söz grubu oluştururlar ("Gözü çöplükte kalmak" deyimdir; "Horoz ölür, gözü çöplükte kalır" atasözüdür. Ama her atasözünde deyim yoktur.)

* Deyimlerde mecaz anlam vardır.

* Deyimler birleşik kelime hâlinde yazılmazlar.

Deyimlerimizden örnekler :

Aceleye gelmek - Açık vermek - Azı çoğa saymak - Boyunun ölçü*sünü almak - Dünyayı toz pembe görmek - Göklere çıkarmak - Hizaya gelmek - İnce eleyip sık dokumak - Kısmeti ayağına gelmek - Mırın kırın etmek - Pabucu dama atılmak - Şimşekleri üstüne çekmek -

d) Atasözleri

Uzun gözlem ve tecrübelerden sonra varılmış hükümleri kısa, özlü, kalıplaşmış bir anlatımla veren, atalardan kalma sözlere atasözü denir.

Atasözlerinin özellikleri:

* İlk söyleyeni belli olmayan, topluma ait sözlerdir.

* Az sözle çok şey anlatan, mecazlı sözlerdir.

* Toplumun bütün fertleri tarafından doğruluklarına inanılmış sözler*dir.

* Cümle kumlusuna, özüne dokunulamayan kalıplaşmış sözlerdir.

* Ders verici, öğüt verici ve yol gösterici sözlerdir.

* Toplumun gelenek, görenek ve benliğini yansıtan sözlerdir.

* Çoğu eleştiri, yergi ve alay yolu ile doğruyu bulduran sözlerdir.

* Pek çoğu şiirli bir anlatımla söylenmiş sanatlı sözlerdir.

* Daha çok, tabiat, insan ve hayat karşısında toplumun felsefesini, dünya görüşünü yansıtan sözlerdir.

Atasözlerimizden örnekler:

* Acele işe şeytan karışır.

* Adam adama yük değil, can gövdeye mülk değil.

* Ağaca dayanma kurur, insana dayanma ölür.

* Ağacı kurt, insanı dert kemirir.

* Ağırlık altın kale, hafiflik başa belâ.

* Akçesi ucuz olanın kendisi değerli olur.

* Âlim unutmuş, kalem unutmamış.

* Alma mazlumun âhını çıkar aheste aheste.

* Arpa eken buğday Hçmez.

* Az söyle, çok dinle.

* Bin bilirsen de bir bilene danış.

* Buldum bilemedim, bildim bulamadım.

* Cana gelecek mala gelsin.

* Çirkefe taş atma, üstüne sıçrar.

* Çorak yerde sümbül bitmez.

* Dağ ne kadar yüce olsa yol onun üstünden aşar.

* Deveye bindikten sonra çalı ardına gizlenilmez.

* Gençlikte taş taşı, kocalıkta ye aşı.

* Hayır dile komşuna, hayır gelsin başına.

* Kötülük her kişinin kârı, iyilik er kişinin kârı.

* Mağrur olma padişahım, senden büyük Allah var.

* Önce düşün, sonra söyle.

* Rüzgâr eken fırtına biçer.

* Su bulununca teyemmüm bozulur.

* Şeytanın dostluğu darağacma kadardır.

* Şeytanla buğday eken, samanını alır.

* Tatlı aşa tuz neylesin, akılsız başa söz neylesin.



Kelime Grupları​



İsim tamlamaları

Her isim anlamca eksiktir. Mesela “bahçe” kelimesi bir isimdir ve bu “bahçe”nin kime ait olduğu, ne bahçesi olduğu gibi bilgiler “bahçe” kelimesinin içinde yoktur. İşte bu eksiklikten dolayı bazen ismin anlamını bir başka isim tamamlar. Elma bahçesi, çiçek bahçesi, Orhan’ın bahçesi gibi gruplar oluşur. Bir ismin bir başka ismi böyle tamamlamasına “isim tamlaması” adı verilir.



Tamlayan nedir? Tamlanan nedir?

Tamlamanın ilk unsuruna tamlayan, ikincisine tamlanan denir.

Telefonun sesi
1 2

tamlayan tamlanan

İsim tamlamalarını anlayabilmek için iyelik eklerini bilmek gerekir.

İlgi ve iyelik ekleri nedir?​

İlgi (Tamlayan) Ekleri:

İsmi başka bir kelimeye bağlayan eklerdir. İsim tamlamasının tamlayanında bulunur.

Çayın rengi

Çocuğun hastalığı

Arabaların tekerlekleri

İyelik (Tamlanan) Ekleri:

İsmin sonuna gelerek varlığın sahibini bildiren eklerdir. İsim tamlamasının tamlananında bulunur.


Çayın rengi

Çocuğun hastalığı

Arabaların tekerlekleri

İsim Tamlaması

Belirtisiz isim tamlaması

Birinci unsurun eksiz olduğu, ikincinin ek aldığı tamlamalardır.


• Kitap kapağı

• Yol kenarı

• Ayakkabı burnu

• Konuk giysileri

Belirtili isim tamlaması

İki unsurun da ek aldığı tamlamalardır.


– kitabın kapağı

– yolun kenarı

– ayakkabının burnu

– konukların giysileri

Takısız isim tamlaması

İki unsurun da ek almadığı isim tamlamalarıdır. Birincisi ikincinin hammaddesini ya da neye benzediğini bildirir.


– kağıt tabak

– cam kavanoz

– demir parmaklık

– yün kazak

– ölü deniz

– yılan yol

– aslan asker

– kraliçe arı

Zincirleme isim tamlaması

Ya tamlayanın ya tamlananın ya da her ikisinin bir isim tamlaması olduğu durumlara denir.

– Bilgisayar satıcılarının çantaları

– Gömleğimin kol düğmeleri

– Türkiye’nin turizm gelirlerinin toplamının faizi…

İsim Tamlamalarının Özellikleri

Tamlayanla tamlanan arasına başka kelimeler girebilir.

– Yemeğin nefis kokusu

– Ülkemizin değişik sebeplerle bir türlü toplanamayan, toplandığında gayri safi milli hâsılayı yükseltecek olan vergileri…

Tamlayan da tamlanan da sıfat alabilir.

– Yüksek dağların kokulu çiçekleri…

– Zirvelerden kopup gelen rüzgârın bedenimi buz gibi yapan soğuğu…

Tamlayanla tamlanan yer değiştirebilir.

– Bulutları dağıldı artık dağların.

– Şimdilerde saçları iyice ağarmış benim biricik babacığımın.

Zamirlerle isim tamlaması kurulur.

– Kimin nesi kaybolmuş.

– Bunların çoğu kayıp.

İsim ve zamir dışında başka kelimelerle isim tamlaması kurulmaz.

– Çocuğun anlayacağını biliyorduk.

– Senin gibisini görmedim

-den hal eki tamlayan eki yerine kullanıldığında da tamlama isim tamlamasıdır.

– Arkadaşlarından bazısı başarılı değil.

– Dükkânlardan üçü daha açılmamış.

Bir tamlayan birden fazla tamlanana bağlanabilir.

– Sabahleyin büronun halısını, paspasını, camlarını yıkadık.

Birden fazla tamlayan bir tamlananı tamamlayabilir.

– Ali’nin, Cem’in, Musa’nın notları eşit.

Cümlede “sadece tamlanan”ın kullanıldığı durumda bu “tamlanan”a “tamlayanı düşmüş isim tamlaması” denir.

– Yolculukta çantası kaybolmuş.

– Bana defterini verdi.

Cümlede “sadece tamlayan”ın kullanıldığı durumda bu “tamlayan”a “tamlananı düşmüş isim tamlaması” denir.

– Bu üç daire ablamındır.

– Bu üç daire ablamın dairesidir.

– Kitap Tarık’ın.

– Kitap Tarık’ın kitabı.

Belirtisiz isim tamlaması sıfat görevinde kullanılabilir.

– Su yeşili gömleğini giymişti.

– Göğü ateş rengi bulutlar kapladı.

– Bu, acemi işi bir resim.

Belirtisiz isim tamlaması sıfat tarafından nitelenebilir.

– Etkileyici çam kokuları arasında ilerliyoruz.

– Eski devlet bakanı…
 
Sıfat Tamlaması

Bir sıfatın, ismin anlamını tamamladığı durumlara sıfat tamlaması denir.

• Mavi gömlek

• Küçük dereler

• Yeşil elmalar kızardı, olgunlaştı.

• Fuara birçok işadamı katıldı.

Sıfat tamlamaları anlam ve yapı bakımlarından isim tamlamasından farklıdır. Birinci fark tamlayandadır. İsim tamlamasında tamlayan isimdir, sıfat tamlamasında ise sıfattır. Sıfat tamlamasının tamlayanı özellik bildirir. İsmi, renk, koku, biçim, büyüklük, nitelik, sayı gibi yönlerden tamamlar.

Sıfat Tamlamalarının Özellikleri

• Adlaşmış sıfatlar, sıfat tamlaması sayılmaz. Aşağıdaki cümlede “yeşiller” ve “maviler” kelimeleri adlaşmış sıfattır ve sıfat tamlaması değildir.

Tatbikatta yeşiller mavileri yendi.

Unvan grubu

Kişilerin mesleklerini, makamlarını, akrabalık ilişkilerini, lakaplarını, onlara duyulan saygıyı belirten sıfatlara unvan denir. Unvanlar insan isimlerini niteler. Bazen isimden önce, bazen sonra gelir:

• İsmet Bey, Teğmen Kasım, Ali Amca, Hasan Paşa, Ahmet Reis, Doktor Okan, Ayşe Hanım, Çolak Salih, Mustafa Öğretmen...

Unvan bildiren kelimeler bazen isim göreviyle kullanılır:

• Paşa buraya gelecekmiş.

• Bunu doktor söyledi.

Edat (ilgeç) grubu

Edatlar cümleye çeşitli anlamlar katan sözcüklerdir. Görevleri anlam grubu oluşturmaktır. Kendilerinin tam bir anlamı yoktur ama cümleye anlam katar. Başlıca edatlar şunlardır: İçin, kadar, gibi, üzere, bir, dolayı, değil, -e göre, -e doğru, -e rağmen, -e karşı, -den başka, -den beri, -den yana, -den sonra, sadece, ile…

Bir kelimenin edat olup olmadığını ve edatın cümleye hangi anlamları kattığını bilebilmek gerekir.

• İçin:

Hastalandığı için iki gündür gelmiyor. (neden)

• Kadar:
Bu kadar başarılı birini hiç görmedim (karşılaştırma)

• Gibi:

Rüya gibi bir yazdı. (benzetme) ( sıfat yapmış)

• Üzere:

Kitabı geri vermek üzere aldı. (koşul)

• -e göre:

Babama göre, öğretmen olmalıymışım. (görüş)

• -e doğru:

Akşama doğru size geliriz. (zaman)

Dikkat!

• Sonunda doğru adrese geldik. (sıfat)

• Tahtaya bir doğru çizdi. (isim)

• O her zaman doğru konuşur. (zarf)

• Bana doğru bağırdı. (edat)

• Bana doğru söyle, yalan konuşma. (zarf)

Bağlaçlı grup

• Bağlaç; sözcükleri, söz öbeklerini ve cümleleri bağlayan sözcüklerdir. Kendilerinin tam bir anlamı yoktur. Edatlar grup oluşturduğu halde bağlaçlar grup oluşturmaz. Onun için “bağlaç grubu” yoktur “bağlaçlı grup” vardır.

• Fakat, ama, ve, veya, ya da, de, ki, ne var ki, öyleyse, oysa, çünkü, nitekim, hem…hem, ne…. ne, ya…. ya…

• Bağlaçlar asıl görevlerinin yanında ek görevler de edinir. Hatta öyle olur ki bağlacın ek görevi bağlama görevinin önüne geçebilir. Aşağıda bunun birçok örneğini göreceksiniz.

• Fakat:

Yıllar geçti; fakat sizi hiç unutmadım. (ekleme bilgi)

Ve: Genelde cümleye değişik anlamlar katmaz. Sadece bağlama görevi yapar. Bu durumda neleri bağladığı önemlidir.
Ben ve sen ayrılmaz bir bütünüz. (zamirleri bağlamış)
Köyünü ve annesini çok özlemiş. (nesneleri bağlamış)

• Ama:

Bizimle gelebilirsin; ama yaramazlık yapmak yok. (koşul)

• De:

Dostlarını aradı da bulamadı. (cümleleri bağlamış)

• Ki:

Gül ki yüzünde güller açsın. (koşul)

• Ne…ne:

Yanında ne kalemi var ne defteri. (nesneleri bağlamış)

Dikkat!

• Yalnız, Ancak;

• “Sadece” anlamında olursa edattır.

• Biz yalnız senin sözlerine inanırız.

• Bu soruları ancak sen çözersin.

• “Fakat” anlamında olursa bağlaçtır.

• Onu gördüm ancak beğenmedim.

• Konuyu anladım yalnız soruları çözemedim. İle;

• “ve” anlamındaysa bağlaç değilse edattır.

• Çocuklar bizi çiçeklerle karşıladı.

• Sinekli Bakkal’la Tatarcık romanını okudum.

Ünlem grubu

Bunlar, bir ünlemle bir ismin oluşturduğu gruplardır.

• Yahu birader!

• Aman Tanrım, sen beni koru!

• Vah dostum vah!


• A hanım tuhaf laf ediyon.

Peyami Safa

• Ay oğlan, ay adamım!

İkileme grubu


Anlatıma akıcılık katmak, anlamı pekiştirip güçlendirmek, zenginleştirmek, çekici kılmak ya da değişik anlam ilgileri oluşturmak için iki kelimenin birlikte kullanılmasına ikileme grubu denir.

• Gün yavaş yavaş ağarıyor.

• Hastanın durumu pek iyi değil, şöyle böyle…

İkilemeler aşağıdaki gibi değişik şekilde yapılabilir

• Aynı kelimenin tekrarıyla yapılır.

Buzdolabındaki meyveleri soğuk soğuk yediler.

• Karşıt anlamlı kelimelerle yapılır.

Bazıları ileri geri konuşuyor.

• Yakın anlamlı kelimelerle yapılır.

Nişan törenine hısım akraba herkes geldi. Anlamsız kelimelerle yapılır.

• Biri anlamlı olan iki kelimeyle yapılır.

Havuzun dibine çer çöp birikmiş.

• Yansımalarla yapılır.

Sen horul horul uyuyunca ben uykusuz kaldım.

• Bir sözcüğe “m” sesi eklenerek yapılır.

Kalem malem getirmedim.

UYARI

İkilemelerde sözcükler ayrı ayrı yazılır, bitiştirilmez. Aralarına noktalama işareti konmaz. Fakat ikileme bir nesneye ad olmuşsa kelimeleri bitişik yazılmalıdır.

• Yeni gömleğe, düğme yerine çıtçıt diktik.

Civciv, annesinin yanından ayrılmıyor.

• Saatlerdir dırdırla kafamızı şişirdi.
 
Aitlik Grubu : Aitlik eki olan “-ki”nin oluşturduğu sözcük grubuna aitlik grubu denir.

toplum içindeki kötülükler

aitlik grubu

bugünçocuklar

en başarılı öğrencininki

· “-ki” aitlik ekini alan ad ve ad soylu sözcükler yalın, ilgi, yönelme durumlarında bulunabilir.

Örnekler:

· Kafandakini süz; dilindekini tart, derim.

· Resimde doğadakine benzer bir renk uyumu yakalayabilir misin?

· Bundan sonraki kuşaklar, daha çok boyutlu düşünecek.

Bu örneklerde, “-ki” ekinin eklendiği sözcükler, adın yalın, ilgi ve bulunma halindedirler.

Kapı önündeki çocuk

Aitlik grubu isim

Aitlik grubu sıfat görevindedir. “Çocuk” adını nitelemiştir.

Birleşik Fiil : Türkçede üç tip birleşik eylem vardır:

1. Bir ad ögesi ile yardımcı fiilden kurulan birleşik fiiller

Bu eylemlerde ad ögesi başta, yardımcı eylem sonda bulunur.

Pişman ol à pişman oldum.

ad ögesi + yardımcı eylem = birleşik fiil

Bu tip birleşik eylemlerin kuruluşunda “et-, ol-, yap-, eyle-, bulun-, düş-,” eylemleri yardımcı eylem görevindedir.

Salondaki gergin hava birden yok oldu.

Eve varınca bana telefon et.

Anne, hatasını anlayan çocuğunu affetti.

Yerinde, zamanında, ortamında şaka yap.

Söylemese iyiydi;ama söylemiş bulundu.

İkilemeler anlamı güçlü kılar.

Geçirdiği hastalıktan sonra bünyesi zayıf düştü.

Bir kere dışarı çıkmaya karar vermiş.

1. İki fiilin birleşmesinden oluşan kurallı birleşik fiiller

Bu gruba giren birleşik fiiller, iki fiilin bir bağ fiil eki yardımıyla birleşmesinden oluşur: görebilmek, yapıvermek, bakakalmak , düşeyazmak…

Mutlaka bitişik yazılması gereken bu tür eylemlerde asıl anlam ilk sözcüktedir. İkinci sözcük, ilk eyleme yeterlik, tezlik, sürerlik, yaklaşma anlamlarından birini kazandırır. Özel birleşik eylem olarak da adlandırılan bu eylemlerin dört değişik biçimi vardır:

a. Yeterlik eylemi

b. Tezlik eylemi

c. Sürerlik eylemi

d. Yaklaşma eylemi

1. Yeterlik Eylemi : Yeterlik eylemi, eylem kök ve gövdelerine –ebilmek getirilerek yapılır.

Sev + ebilmek = sevebilmek

Asıl eylem yeterlik eylemi birleşik eylem

Yeterlik eylemi, eklendiği asıl eyleme, gücü yetme, olasılık, izin anlamları katar.

Dil ile düşünce arasındaki bağıntıyı kavrayabiliyorum

Aradığınız kitabı orada bulamayabilirsiniz.

Sınıfa gidebilir miyim?

Yeterlik eyleminin olumsuzu yapılırken –bil eylemi düşer, onun yerine –me olumsuzluk eki kullanılır: bulamamak, görememek…

Bazı durumlarda olumsuzluk eki –me ile –bil eylemi birlikte kullanılır. Bu tür eylemlerde gücü yetme ve olasılık anlamı birlikte kullanılır:

Sizi bir daha göremeyebilirim.

2. Tezlik Fiili: Eylem kök ya da gövdelerine –ivermek getirilerek yapılır: geçivermek, yazdırıvermek, bitivermek, koşuvermek…

Tezlik eylemi eklendiği asıl eyleme tezlik, çabukluk, önemsizlik anlamı katar:

İkinci sorunun cevabını söyleyiver.

Masayı da sen temizleyiver.

Tezlik eyleminin olumsuzu yapılırken olumsuzluk eki ya asıl eyleme ya da tezlik eylemine getirilir: açıvermemek, açmayıvermek…

Tezlik eyleminin olumsuzu cümleye her zaman yaşanan durumların ansızın ortadan kalktığı anlamı verir.

Her gün tam zamanında çalan zil çalmayıverdi.

3. Sürerlik Eylemi: Sürerlik eylemi, eylem kök ya da gövdelerine –egelmek, -ekalmak, -edurmak getirilerek yapılır: süregelmek, bakakalmak, gidedurmak…


Sürerlik eylemi, eklendiği asıl eylemdeki işin kesintisiz devam ettiği anlamı katar.

Sürerlik eyleminin olumsuzu yoltur.

d) Yaklaşma Eylemi: Yaklaşma eylemi, eylem kök ve gövdelerine –eyazmak getirilerek yapılır: öleyazmak, düşeyazmak…

Yaklaşma eyleminin olumsuzu yoktur.

e) Anlamca Kaynaşmış Birleşik Eylemler: Bir ya da birden çok ad soylu sözcük ile bir eylemin birleşmesiyle oluşur: hasta düşmek, yol kesmek, öngörmek, varsaymak…

Birleşik eylemi oluşturan sözcüklerin ikisi de sözlük anlamını yitirmişse birleşik eylem bitişik; yalnız eylem olan sözcük sözlük anlamını yitirmişse birleşik eylem ayrı yazılır.

ÖSS için yeni başvurdum.

Çağdaş gençler olarak Atatürk devrimlerine gönül verdik.

Sayı Grubu: Sıfat tamlaması ile karşılanamayan iki ve daha fazla basamaklı sayıları ifade eden sayı isimleri topluluğuna sayı grubu denir.

Sayı grubundaki sayılar sondan başa soldan sağa doğru büyür. Aralarına ek girmez: yetmiş beş, seksen iki, altı yüz on…

Sayı grubunu sıfat tamlaması ile karıştırmamak gerekir.

Sayı grubunda birinci öge her zaman daha büyük bir niceliği gösterir.

Sıfat tamlamasında, sayı grubundan farklı olarak ikinci öge ilkinden daha büyük bir niceliği gösterir.

İki yüz yirmi, yirmi bin, otuz milyar sayılarında küçük sayı baştadır:

Sayı grubunda milyona kadar iki öge vardır.

Yedi yüz / elli : sayı grubu

Milyonlu sayılar üç, milyarlı sayılar dört ögelidir.Her öge kendi içinde sayı grubu, sıfat tamlaması veya tek kelime olabilir:

Kırk altı bin / yedi yüz yetmiş

Kardeşim bin dokuz yüz yetmiş yedi doğumludur.

Yaş otuz beş, yolun yarısı eder.
 
Kısaltma Grupları: Sözcük grupları ve cümlelerin kısalmasıyla oluşan sözcük gruplarına kısaltma grubu denir.

Bu gruplar genellikle ad eylem, sıfat eylem ve zarf eylem gruplarında, eylemsinin ortadan kalkmasıyla meydana gelmiştir:

başı dik başı dik olarak yürüdü.

kısaltma grubu zarf fiil grubu

karnı tok karnı tok olarak yattı.

Kısaltma grubu zarf fiil grubu

Çenesi düşük çenesi düşük olan adam

Kısaltma grubu sıfat fiil grubu

Büyüklere saygı büyüklere saygı göstermek

Kısaltma grubu isim fiil grubu

Saatlerce başları eğik (olarak) oturdular.

Mehlika Sultan’a aşık (olan) yedi genç…

Onun fikrine müracaat (etmek) her zaman yaptığım işlerden biridir.

İSİM-FİİL GRUBU: Bir ad-eylem ile ona bağlı bir ya da birkaç ögeden oluşan sözcük grubuna isim-fiil grubu denir.

Okuyucu sayısının çoğalması : ad-eylem grubu

Yardımcı öge asıl öge

İsim-fiiller, eylem kök ve gövdelerine –mek/mak, -me/-ma, -(ı-)ş ekleri getirilerek yapılır: yüzmek, koruma, gülüş, bakış, dokunmak, koklama…

İsim-fiil Grubunun Özellikleri:

· Ad-eylemler ad tamlamalarında tamlayan ve tamlanan görevini üstlenebilir:

Soysuzlaşmanın anlaşılmaz sebepleri

Tamlayan tamlanan

Okuyup yazmanın halk arasında yayılması

Tamlayan tamlanan

· Ad-eylemler, cümlede özne, nesne, tümleç ve yüklem görevinde bulunabilir:

Bugünün işini yarına bırakmak doğru olmaz.

Özne

Bu konuyu bitirmek istiyorum.

nesne


İnsanları yürüyüşünden tanırmış.

Tümleç

En önemli sorun çevrenin kirlenmesidir.

Yüklem

· -mek, -me, -(ı)ş ekini alan sözcüklerin tümü ad eylem sayılmaz:

Bu çakmak bozulmuş.

Dolma kabaktan da yapılır.

Yağış, kent yaşamını olumsuz etkiledi.
 

1 – KELİME GRUPLARI

Kelime grubu, bir varlığı, bir kavramı, bir niteliği, bir durumu veya bir hareketi karşılamak üzere, belirli kurallar içinde yan yana gelen kelimeler topluluğudur.

Türkçe’ de varlık, kavram, nitelik, durum ve hareketler, kelime ve kelime grupları ile karşılanır. İki dil birliği arasındaki fark, kelime grubunun bir kelimeler topluluğu oluşudur.

Kelime grupları;

1. Tek kelime ile karşılanamayan varlık, kavram, nitelik, durum ve hareketleri karşılar. Meselâ, “ipek böceği, fotoğraf makinesi, telefon etmek” gibi varlık ve hareket isimlerinin dilimizde tek kelimelik karşılıkları yoktur.
2. Varlık, kavram, nitelik, durun ve hareketleri, anlamlarını genişleterek, belirterek, pekiştirerek, niteleyerek karşılar. “Çocuk, / çiçeği / arkadaşına / uzattı.” cümlesini, “Küçük çocuk, / elindeki kır çiçeklerini / çok sevdiği arkadaşına / uzattı.” şeklinde varlıkların niteliklerini belirterek de ifade edebiliriz.

Kelime gruplarının özellikleri:

a. kelime grupları, cümle ve kelime grupları içinde, tek kelime gibi isim, sıfat, zarf ve fiil görevi yapar.
b. Kelimelerin grup içindeki sıralanışı kurallıdır. Görev bakımından bir birine denk olmayan unsurların bulunduğu bir kelime grubunda ana unsur, genellikle grubun sonundadır.
c. Kelime gruplarında unsurların sırası, konuşma şiir dilinde bozula bilir.
d. Kelime gruplarının diğer kelime ve keline gruplarıyla ilişkisi grubun sonundaki çekim ekleriyle sağlanır. Çekim eki, bağlandığı kelimeye değil, o kelime grubuna aittir.
e. İkiden fazla kelimeli kelime gruplarında iç içe geçmiş, birbirini tamamlayan başka kelime grupları bulunur.
f. Kelime gruplarının vurgusu, grubun yapısına göre değişir. Vurgu, başta, sonda veya sondan bir önceki kelime üzerinde olabilir. Bazı gruplarda, bütün unsurların vurgusu aynıdır.

Türkçe’ de başlıca şu kelime grupları bulunur :

1. İSİM TAMLAMASI

Bir isim unsurunun, iyelik sistemi içinde bir başka isim unsuruyla kurduğu kelime grubudur.

İsim tamlamasında birinci unsur, ikinci unsura ilgi hâli ile bağlanır. Bu hâl, zamirde ekli, isimlerde ise ekli veya eksizdir. Tamlamanın ikinci unsuru daima iyelik taşır.

isim unsuru ( + ilgi eki ) + isim unsuru + iyelik eki = isim tamlaması
köy + yol + u = köy yolu
ova + nın + yeşil + i = ovanın yeşili





Bu tamlamada ana unsur, sonda bulunur. Birinci unsur tamlayan, ikinci unsur tamlanandır.

sabrın / acı meyvası
ty tn
uzak bir iklimin / ılık havası
ty tn

Birinci unsuru ilgi eki taşıyan isim tamlaması “belirli isim tamlaması” dır. “çiçeğin / kokusu, kuşun / sesi” tamlamalarında tamlayan, belirli bir nesneyi
ty tn ty tn
göstermektedir. Bu tamlamada, birinci unsur “belirtme” görevi yapar.

Birinci unsurunda ilgi eki bulunmayan isim tamlaması, “belirsiz isim tamlaması” dır.
çoban / çeşmesi
hayâl / iklimleri

Bu tamlama, genel bir nesneyi bir türü karşılar. Tamlamanın iki unsuru arasında dâimi bir ilişki mevcuttur.

İsim tamlaması, cümle ve kelime grupları içinde isim, sıfat ve zarf görevi yapar.

2. SIFAT TAMLAMASI

Bir isim unsurunun, bir sıfat unsuruyla nitelendiği veya belirtildiği kelime grubudur.

sıfat unsuru + isim unsuru = sıfat tamlaması
verimli + topraklar = verimli topraklar
bütün + insanlar = bütün insanlar

Sıfat tamlamasında ana unsur isimdir, sonda bulunur. Sıfat, yardımcı unsurdur; ismin önünde yer alarak ismi tamamlar. Yani sıfat tamlayan, isim tamlanan unsurdur.

uzak / hâtıra
s i
zahmetli / yolculuk
s i

Bu tamlamada, İsim ve sıfat unsuru eksiz birleşir. İki unsur da gruplaşmayı sağlayan herhangi bir ek taşımaz.

3. SIFAT FİİL GRUBU

Bir sıfat fiil ile bu sıfat fiile bağlı unsur veya unsurlardan kurulan kelime grubudur.
Grubun ana unsuru sıfat fiildir, sonda bulunur. Grupta yüklem görevi yapan sıfat fiilin anlamı, bir veya birden fazla unsurla tamamlanır. Bu unsurlar, cümlede olduğu gibi, özne, nesne,zarf ve yer tamlayıcısı diye isimlendirilir.
 
Geri
Top