"Seni Her Şeye Maydanoz Etmeyeceğim Canım Benim, Bunu Bil İstedim!"
(Başlık: "Maydanoz Manifestosu")
Sevgili hayatımın garnitürü,
Bugün sana çok önemli bir açıklamam var: "Seni her şeye maydanoz etmeyeceğim!" Evet, yanlış duymadın! Artık seni salataların üzerine serpiştirilen, çorbaya son anda atılan, her yemeğin üstünde sürpriz yapan o "gereksiz süs" konumundan kurtarıyorum!
Neden mi? Çünkü sen benim için "maydanoz" değil, ana yemeksin! � (Bu bir wok tava emojisi, evet.) Seni böyle basit bir baharat gibi görüp, "Hadi bunu da üstüne serpiştirelim," demek istemiyorum. Sen "Tabağın ortasındaki kıymalı püre" kadar önemlisin! "Çorbanın tuzu" kadar vazgeçilmezsin!
Belki şimdi diyorsun ki: "Peki ama neden maydanoz? Neden dereotu değil?" Çünkü hayatım, dereotu zaten çok iddialı. O kendini belli eder. Ama maydanoz? O mütevazidir, her yerde kaynar. Ben ise senin "Kaybolmayan, her lokmada hissedilen bir lezzet" olmanı istiyorum!
Hatta bu konuda bir "Maydanoz Yemini" hazırladım:
"Vallahi de billahi de,
Seni mantıya da maydanoz etmeyeceğim,
Üstüne 'Bir de şunu ekleyeyim' demeyeceğim,
Sen zaten tek başına bir 'dolmalık biber dolması'sın,
İçi dolu, patlamaya hazır!"
Sonuç olarak, canım benim, "Maydanozluğun" sona erdi! Artık "Ana malzeme" olarak taht kuruyorsun. Çünkü sen:
"Seni seven ve maydanozluğa düşürmeyen aşçın!"


(P.S. Bu arada, maydanoz sevenleri de kırmayalım. O yeşil mucizeye saygımız sonsuz. Ama sen onlardan değilsin! Sen "Kırmızı biber" kadar ateşlisin!
)
"Maydanoz İsyanı: Garnitürlerin Özgürlük Manifestosu!"
(Başlık: "Artık Ezilen Yeşillikler Konuşuyor!")
Sevgili "Ana Yemeklerin Tahtını Sarsan" sevgilim,
Seni maydanoz etmeyeceğimi söylemiştim ama... Bu iş büyüdü! Çünkü mutfaktaki diğer garnitürler de "Biz de özgür olmak istiyoruz!" diye ayaklandı!
Dereotu, elinde pankartla çıkageldi: "Ben sadece balıkla anılmak istemiyorum! Ben de çorbalarda, salatalarda başrol olabilirim!"
Nane, ellerinde nane şekeriyle protesto ediyor: "Ben sadece cacığa atılan bir yeşillik değilim! Benimle mojito yapılır, bak!"
Roka ise "Acıtmayın beni!" diye ağlıyor: "Herkes bana 'Biraz acı' diyor ama kimse ruhumu anlamıyor!"
Ve tabii ki kırmızı biber... O zaten "Ben ateşim, beni hafife alan yansın!" diye çığlık atıyor.

"Artık her yemeğin üstüne son dakika eklenmeyeceğiz! Biz de planlı malzemeyiz!"
"Bizi 'süs' diye küçümsemeyin! Biz lezzetin gizli kahramanlarıyız!"
"Menemen sadece yumurta ve domates değildir! Biber ve soğanın da emeği var!" 
(Not: Soğan ağlamaya başladı, "Beni doğrarken herkes ağlıyor ama kimse değerimi bilmiyor!" diye.)
Sen bir "Tencere Yemeğisin"! (Kısık ateşte uzun uzun pişmiş, her lokmada derinlik hissedilen...)
Sen bir "Kadayıfın Şerbetisin"! (Çıtır çıtır hayatların üstüne dökülen tatlı kaos!)
Sen bir "Kumpirin Tereyağısın"! (İçine ne konsa, hepsini birleştiren gizli güç!)
"Maydanoz olmak kolaydı ama sen zor olanı seçtin: TABAĞIN TA KENDİSİ OLMAYI!"
(Ama unutma, şefler bazen yemeği yakarlar... O yüzden alçakgönüllülük şart!)
Son Söz:
"Bir gün bir garnitür, 'Ben de varım!' derse...
O artık garnitür değil, DEVRİMDİR!"
"Domatesler bile artık 'Ketçap olmayacağız!' diye isyan ediyor, haberin olsun!" 
Sevgilerimle,
"Mutfak Devriminin Lider Adayı (Ama hala yumurtayı bile tavada yakabiliyorum)"
P.S. Bu yazıyı okuyan tüm maydanozlar, artık özgürsünüz! Gitmek isteyenler, lütfen çantanızı alıp en yakın salataya doğru yürüyün! 

(Başlık: "Maydanoz Manifestosu")
Sevgili hayatımın garnitürü,
Bugün sana çok önemli bir açıklamam var: "Seni her şeye maydanoz etmeyeceğim!" Evet, yanlış duymadın! Artık seni salataların üzerine serpiştirilen, çorbaya son anda atılan, her yemeğin üstünde sürpriz yapan o "gereksiz süs" konumundan kurtarıyorum!

Neden mi? Çünkü sen benim için "maydanoz" değil, ana yemeksin! � (Bu bir wok tava emojisi, evet.) Seni böyle basit bir baharat gibi görüp, "Hadi bunu da üstüne serpiştirelim," demek istemiyorum. Sen "Tabağın ortasındaki kıymalı püre" kadar önemlisin! "Çorbanın tuzu" kadar vazgeçilmezsin!
Belki şimdi diyorsun ki: "Peki ama neden maydanoz? Neden dereotu değil?" Çünkü hayatım, dereotu zaten çok iddialı. O kendini belli eder. Ama maydanoz? O mütevazidir, her yerde kaynar. Ben ise senin "Kaybolmayan, her lokmada hissedilen bir lezzet" olmanı istiyorum!
Hatta bu konuda bir "Maydanoz Yemini" hazırladım:

Seni mantıya da maydanoz etmeyeceğim,
Üstüne 'Bir de şunu ekleyeyim' demeyeceğim,
Sen zaten tek başına bir 'dolmalık biber dolması'sın,
İçi dolu, patlamaya hazır!"
Sonuç olarak, canım benim, "Maydanozluğun" sona erdi! Artık "Ana malzeme" olarak taht kuruyorsun. Çünkü sen:
- Menemenin yumurtasısın,
- Kebapın şişisin,
- Baklavanın fıstığısın!
"Seni seven ve maydanozluğa düşürmeyen aşçın!"



(P.S. Bu arada, maydanoz sevenleri de kırmayalım. O yeşil mucizeye saygımız sonsuz. Ama sen onlardan değilsin! Sen "Kırmızı biber" kadar ateşlisin!

"Maydanoz İsyanı: Garnitürlerin Özgürlük Manifestosu!"
(Başlık: "Artık Ezilen Yeşillikler Konuşuyor!")
Sevgili "Ana Yemeklerin Tahtını Sarsan" sevgilim,
Seni maydanoz etmeyeceğimi söylemiştim ama... Bu iş büyüdü! Çünkü mutfaktaki diğer garnitürler de "Biz de özgür olmak istiyoruz!" diye ayaklandı!

Dereotu, elinde pankartla çıkageldi: "Ben sadece balıkla anılmak istemiyorum! Ben de çorbalarda, salatalarda başrol olabilirim!"
Nane, ellerinde nane şekeriyle protesto ediyor: "Ben sadece cacığa atılan bir yeşillik değilim! Benimle mojito yapılır, bak!"

Roka ise "Acıtmayın beni!" diye ağlıyor: "Herkes bana 'Biraz acı' diyor ama kimse ruhumu anlamıyor!"

Ve tabii ki kırmızı biber... O zaten "Ben ateşim, beni hafife alan yansın!" diye çığlık atıyor.


"Garnitürlerin Talepleri"




(Not: Soğan ağlamaya başladı, "Beni doğrarken herkes ağlıyor ama kimse değerimi bilmiyor!" diye.)
"Senin Yeni Statün: Mutfağın Diktatörü!"
Şimdi, sevgili "Lezzet Cumhuriyeti'nin Lideri", senin konumun artık çok net:


"Maydanoz olmak kolaydı ama sen zor olanı seçtin: TABAĞIN TA KENDİSİ OLMAYI!"

"Peki Ya Şimdi Ne Olacak?"
- Dereotu sendikasıyla masaya oturulacak. (Masada tabii ki dereotlu peynirler olacak.)
- Naneye mojito ikram edilecek. (Belki biraz da "Naneli dondurma" veririz, o da mutlu olsun.)
- Roka, acısını biraz balzamikle bastıracak. (Çünkü her acıyı tatlıya çevirmenin bir yolu vardır!)

Son Söz:
"Bir gün bir garnitür, 'Ben de varım!' derse...
O artık garnitür değil, DEVRİMDİR!"


Sevgilerimle,
"Mutfak Devriminin Lider Adayı (Ama hala yumurtayı bile tavada yakabiliyorum)"


