Koca Burunlu Şipşak Şakir

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Ormanın derinliklerinde, yemyeşil ağaçların, rengarenk çiçeklerin arasında, Şakir adında kocaman burunlu, tombul bir fil yaşardı. Şakir, diğer fillerden biraz farklıydı. Burnunun ucu o kadar büyüktü ki, sanki bir balon gibiydi. Bu koca burnuyla her şeyi merak eder, her şeye dokunmak, koklamak isterdi.

Şakir'in en büyük hayali, ormandaki tüm çiçeklerin kokusunu bir anda içine çekebilmekti. Ama burnu o kadar büyüktü ki, bazen çiçeklere uzanırken dengesini kaybeder, tombul gövdesiyle yere düşerdi. Diğer fil arkadaşları Şakir'e gülerdi, "Şakir, yine burnunla mı düşeceksin?" diye dalga geçerlerdi. Şakir, bu duruma çok üzülürdü. Kendini beceriksiz ve tuhaf hissederdi.

Bir gün, ormanda büyük bir telaş yaşandı. Yağmur aylardır yağmıyordu ve ormandaki su kaynakları kurumuştu. Hayvanlar susuzluktan perişan haldeydi. Yaşlı bilge maymun, "Su bulmalıyız, yoksa hepimiz susuz kalacağız!" diye seslendi. Bütün hayvanlar, su aramaya koyuldu.

Şakir de onlarla birlikte su arıyordu. Koca burnuyla her yere uzanıyor, kokluyor, ama su bulamıyordu. Bir ara, kocaman bir kaya parçasının altında, küçük bir su sızıntısı fark etti. Sızıntı o kadar küçüktü ki, bir bardak bile dolmazdı. Şakir, diğer hayvanlara seslendi, "Burada su var, ama çok az!"

Hayvanlar umutsuzluğa kapılmıştı. Ama Şakir pes etmedi. Koca burnunu o minik sızıntıya yaklaştırdı ve suları tek tek içine çekmeye başladı. Burnunun içi bir anda suyla doldu. Sonra da burnunu bir hortum gibi kullanarak ağzına boşalttı. Şakir, bu hareketi defalarca tekrarladı.

Diğer hayvanlar hayretler içinde Şakir'i izliyordu. Onun koca burnu, şimdi bir su tankına dönüşmüştü! Şakir, burnuyla topladığı suyu, diğer hayvanlara ikram etti. Herkes kana kana su içti, yeniden canlandı.

O günden sonra, Şakir'e artık kimse gülmüyordu. Aksine, onun koca burnunun ne kadar özel ve faydalı olduğunu anladılar. Şakir, kocaman burnuyla sadece çiçekleri koklamakla kalmamış, ormanı da kurtarmıştı.

Şakir, o günden sonra, ormanın en sevilen fili oldu. Diğer fil arkadaşları, "Şakir, senin burnun çok güzel! Hem de çok işe yarıyor!" demeye başladılar. Şakir artık kendini tuhaf hissetmiyordu. Kocaman burnunu çok seviyordu. Çünkü biliyordu ki, her canlının kendine özgü bir özelliği ve görevi vardı.

Şakir'in Koca Burnu Maceralar Devam Ediyor
Şakir, ormanı susuzluktan kurtardıktan sonra, ünü tüm ormana yayılmıştı. Herkes onun kocaman burnunu merak ediyor, "Acaba o burunla daha neler yapabilir?" diye düşünüyordu. Şakir ise, bu ilgiye alışmaya çalışıyordu. Ama koca burnuyla başına gelen komik olaylar da bitmiyordu!

Bir gün, Şakir, ormanın en yaşlı kaplumbağası Tosbi'ye yardım etmek istedi. Tosbi, bahçesindeki en sevdiği kırmızı elmayı, ağacın en tepesinden bir türlü indiremiyordu. Şakir, "Ben sana yardım edebilirim Tosbi Dede!" dedi ve koca burnunu ağaca doğru uzattı.

Burnunu elmaya dolamaya çalışırken, bir anda dengesini kaybetti. Koca burnuyla birlikte tüm vücudu ağaca yapışıp kaldı! Diğer hayvanlar kahkahalarla gülmeye başladılar. Şakir, burnunu ağaçtan kurtarmaya çalışırken, ağacın dalları sallanmaya, yaprakları düşmeye başladı. Olan biteni izleyen yaşlı maymun, "Şakir, galiba ağacı söküp götüreceksin!" diye takıldı. Şakir sonunda kendini kurtardı, ama yüzü gözü yaprak ve toz içinde kalmıştı.

Başka bir gün, Şakir, ormanın en meraklı sincabı Fındık'la oyun oynuyordu. Fındık, Şakir'in burnunun etrafında koşup duruyor, "Acaba burnunun içi nasıldır?" diye soruyordu. Şakir de ona burnunu göstermek istedi. Tam burnunu havaya kaldırdığı anda, koca burnunun içine bir arı girdi! Arı, Şakir'in burnunda vızıldamaya başladı. Şakir, hapşurmaktan kendini alamadı. Bir hapşırığıyla tüm orman sallandı, ağaçlardan meyveler düştü, kuşlar havalandı. Arı, burnundan fırlayıp uzaklaştı, Şakir ise neye uğradığını şaşırdı.

Bir keresinde de Şakir, ormanın en lezzetli meyvelerini yemek için, kocaman burnunu ağaca doğru uzattı. Ama burnu, meyveleri toplaması yerine, ağacın dallarını kendine doğru çekti. Dallardaki tüm meyveler, Şakir'in kafasına düşmeye başladı. Şakir, bir anda meyve salatasına dönmüştü. Arkadaşları yine kahkahalarla gülüyor, Şakir'e meyveleri temizlemede yardımcı oluyorlardı.

Şakir, tüm bu komik olaylara rağmen, koca burnunu çok seviyordu. Çünkü biliyordu ki, onun koca burnu sadece komik olaylara değil, aynı zamanda büyük iyiliklere de sebep oluyordu. Ormandaki herkes onu çok seviyor, ona iyi davranıyordu.

Bir gün, ormanın en tembel ayısı, Balbo, balını ağacın tepesinden düşürmüştü. Balbo, balı almak için çok üşeniyordu. Şakir, koca burnuyla uzandı ve balı aldı. Tam Balbo'ya uzatırken, koca burnuyla yanlışlıkla balın tamamını içine çekti! Şakir bir anda bal içinde kaldı, yapış yapış olmuştu. Balbo, yine de Şakir'e teşekkür etti. Çünkü biliyordu ki, Şakir koca burnuyla, tüm zorlukların üstesinden gelebilirdi.

Şakir, ormanda her gün yeni bir maceraya atılıyordu. Koca burnuyla komik kazalar yapıyor, ama sonunda her zaman iyilikle, sevgiyle ve kahkahayla günü bitiriyordu. Ve böylece, Şakir'in koca burunlu maceraları, ormanda yıllarca dilden dile dolaşmaya devam etti.
 
Geri
Top