Kalbi olmalı
Niyetin alinden edep koklanmalı
Naz sadece sahibin için vecdinde aranmalı
Şikayet edecek hiçbir hal bulunmadan aşk yaşanmalı
Sevene nazar et
Kendinden geçer, nasıl inler
Ruhundan tebarüz eden sedayı terennüm eder
Göz serinler, gönül yanmaya devam eder,ibret söyler
Aşk, halin demidir
Ruhun ram olduğu bir gerekçedir
Hilkatini muhafaza eden ne varsa yakinen bilir
Kalp sahibinindir, yürek bir et parçası kabilindendir
Farkı fark ettiren
İzan ve idraktir, kalbi inşirahtır
Ruhuna yabancı olan can nasıl icmali inanacaktır
Taklit üzre nefeslenmek, ömrü hasretmek zan olacaktır
Vefa ruhun özündendir
İrade sahibinin suhuletinden neşettir
Ne vakit nefsine iltifat ederse zafiyete yönelendir
O ne karanlık hevestir,aşkı kurutan fırsattır,dönektir
Taşı seyret ve onu anla
Bir katılık var şimdi seyreden nazarında
Sakın zahirine aldanma, sabrın ve ecrin halinde yaşa
Nice gönüller kuraktır, taşa nispet edecek kadar katıdır zanla
Kamış ne hale geliyor
Sineleri yeksan edecek kadar hicran zerkediyor
Niçin dönüştüğü hal hüzün veriyor
Nağmeleriyle telakki ettikçe niçin kalbe sürür bahşediyor
Konuşmak için konuşma
Her fikrin bir mazisi var, sakın ihmale alma
Cezbetmek için kimseyi kandırma, ruhun nidasını anla
Kalbinin nazargah olduğunu asla unutma, şek ve şüphe üzer bozma
Mezar ne müthiş ibrettir
Ölüm için şekillenmiş bir payedir, ne sessizdir
Edebin haşyeti kulun en kıymetli değeridir, naiflik içindedir
Tesadüflere itibar etmek nasıl bir akidenin rengidir, hak olan kaderdir
Neslini bir gözden geçir
Değil mi ömür sanki sessizce akan bir nehir
Kalplerin keşfi nasıl bir delil, akıl ve izan bilmek için mehir
Ne kadar sahip çıkarsan,aidiyetinle barışık yaşarsan aşk sana kefil
Mustafa CİLASUN
Niyetin alinden edep koklanmalı
Naz sadece sahibin için vecdinde aranmalı
Şikayet edecek hiçbir hal bulunmadan aşk yaşanmalı
Sevene nazar et
Kendinden geçer, nasıl inler
Ruhundan tebarüz eden sedayı terennüm eder
Göz serinler, gönül yanmaya devam eder,ibret söyler
Aşk, halin demidir
Ruhun ram olduğu bir gerekçedir
Hilkatini muhafaza eden ne varsa yakinen bilir
Kalp sahibinindir, yürek bir et parçası kabilindendir
Farkı fark ettiren
İzan ve idraktir, kalbi inşirahtır
Ruhuna yabancı olan can nasıl icmali inanacaktır
Taklit üzre nefeslenmek, ömrü hasretmek zan olacaktır
Vefa ruhun özündendir
İrade sahibinin suhuletinden neşettir
Ne vakit nefsine iltifat ederse zafiyete yönelendir
O ne karanlık hevestir,aşkı kurutan fırsattır,dönektir
Taşı seyret ve onu anla
Bir katılık var şimdi seyreden nazarında
Sakın zahirine aldanma, sabrın ve ecrin halinde yaşa
Nice gönüller kuraktır, taşa nispet edecek kadar katıdır zanla
Kamış ne hale geliyor
Sineleri yeksan edecek kadar hicran zerkediyor
Niçin dönüştüğü hal hüzün veriyor
Nağmeleriyle telakki ettikçe niçin kalbe sürür bahşediyor
Konuşmak için konuşma
Her fikrin bir mazisi var, sakın ihmale alma
Cezbetmek için kimseyi kandırma, ruhun nidasını anla
Kalbinin nazargah olduğunu asla unutma, şek ve şüphe üzer bozma
Mezar ne müthiş ibrettir
Ölüm için şekillenmiş bir payedir, ne sessizdir
Edebin haşyeti kulun en kıymetli değeridir, naiflik içindedir
Tesadüflere itibar etmek nasıl bir akidenin rengidir, hak olan kaderdir
Neslini bir gözden geçir
Değil mi ömür sanki sessizce akan bir nehir
Kalplerin keşfi nasıl bir delil, akıl ve izan bilmek için mehir
Ne kadar sahip çıkarsan,aidiyetinle barışık yaşarsan aşk sana kefil
Mustafa CİLASUN