Yurtdışında çok satışınız olur, çok hızlı yayılırsanız, markanızın market, kafe, mağaza ya da AVM'de bulunma oranı da o kadar artar.
Güney Amerika kökenli bir dünya markası olan Jorona'yı herkes bilir. Bu önemli Meksika markasının, kökeni 1800'lere, kuruluşu ise 1925'e gidiyor. Marka, bir aile şirketi olan Grupo Modelo'ya aittir. Şirketi, kurucusu Pablo Diez Fernandez'in ikinci kuşak torunu olan Carlos Femandez yönetiyor. 7 milyar dolara yakın cirosu, 40 bin 700 çalışanı olan şirketin, Meksika bira pazarında yüzde 53 oranında payı var. Ancak şirketin esas önemli başarısı, markanın ülke dışındaki gücüdür. Amerika'da bile ciddi pazar payına ulaşan şirketin, 2010 sonu itibariyle gelirlerinin yüzde 40'ı ülke dışındaki operasyonlardan geliyor. CEO Femandez, "2011 yılında hedefimiz, bu oranı yüzde 50'ye çıkarmaktır" diye konuşuyor. Böylece global güç olma yolundaki hedeflerine daha da
yaklaştıklarının altını çiziyor. İşin doğrusu dünyanın neresine giderseniz gidin, istisnalar dışında "Bir Corona" dediğinizde, genelde bu markayı bulursunuz. "Bulunurluk", markalaşma yolunda bir başka önemli adımdır.
Aslında her ikisi de birbirine bağlıdır. Eğer yurtdışında çok satışınız olur (markalı) ve çok hızlı yayılırsanız, markanızın market, kafe, mağaza ya da AVM'de bulunma oranı da o kadar artar.
Donald Sull, özetle "Yurtdışından gelir elde edebilirsiniz. Bu yüzde 70'leri de geçebilir. Ama pazarlama, inovasyon ve odaklanma çok önemlidir" diyor.
Güney Amerika kökenli bir dünya markası olan Jorona'yı herkes bilir. Bu önemli Meksika markasının, kökeni 1800'lere, kuruluşu ise 1925'e gidiyor. Marka, bir aile şirketi olan Grupo Modelo'ya aittir. Şirketi, kurucusu Pablo Diez Fernandez'in ikinci kuşak torunu olan Carlos Femandez yönetiyor. 7 milyar dolara yakın cirosu, 40 bin 700 çalışanı olan şirketin, Meksika bira pazarında yüzde 53 oranında payı var. Ancak şirketin esas önemli başarısı, markanın ülke dışındaki gücüdür. Amerika'da bile ciddi pazar payına ulaşan şirketin, 2010 sonu itibariyle gelirlerinin yüzde 40'ı ülke dışındaki operasyonlardan geliyor. CEO Femandez, "2011 yılında hedefimiz, bu oranı yüzde 50'ye çıkarmaktır" diye konuşuyor. Böylece global güç olma yolundaki hedeflerine daha da
yaklaştıklarının altını çiziyor. İşin doğrusu dünyanın neresine giderseniz gidin, istisnalar dışında "Bir Corona" dediğinizde, genelde bu markayı bulursunuz. "Bulunurluk", markalaşma yolunda bir başka önemli adımdır.
Aslında her ikisi de birbirine bağlıdır. Eğer yurtdışında çok satışınız olur (markalı) ve çok hızlı yayılırsanız, markanızın market, kafe, mağaza ya da AVM'de bulunma oranı da o kadar artar.
SAMSUNG ÖRNEĞİ ÖNEMLİ
Dünyanın önde gelen şirketlerine baktığınızda, global marka/şirket olma hedefine, öncelikle bu iki stratejiyle ulaştığını görüyoruz. Prof. Dr. Donald Sull gibi gurular, "Vizyon, strateji, bir alanda yoğunlaşma ve teknolojiye yatırım" gibi unsurları da öne çıkarsa bile ülke dışında varlık ve yatırım, gerçekten dev şirketlerde önemli bir unsur olarak kendini gösteriyor. Bu konuda verdiği Samsung örneği ilgi çekici: "Samsung, 1987-1993 arasında yönetim kurulu başkanı ölünce 'Biz global bir şirket olacağız' diyerek vizyonunu değiştirdi. Şirket, ilk neslin kurduğu ve kârlı olan şeker işinden çıktı. Herkes 'Neden bu işten çıkıyorsunuz' dedi. Ama daha sonra yeni yönetim kurulu başkanı çıktığı sektörlerden elde ettiği kaynakları kullanarak global arenada rekabet etmesini sağlayan teknolojiye, elektroniğe ve markasına yatırım yaptı. Diğer işlerden çekilerek bu başarıyı elde ettiler."Donald Sull, özetle "Yurtdışından gelir elde edebilirsiniz. Bu yüzde 70'leri de geçebilir. Ama pazarlama, inovasyon ve odaklanma çok önemlidir" diyor.