Mustafa Kemal Atatürk
(Nüfus kağıdında Kamâl Atatürk)(d. 1881, Selânik – ö. 10 Kasım 1938, İstanbul)
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk cumhurbaşkanı olan Türk mareşal ve devlet adamı.
1919 yılında başlattığı Ulusal Kurtuluş Mücadelesi'nin önderliğini yapmış; daha sonra, modern Türkiye'yi oluşturan devrim ve reformları gerçekleştirmiştir. Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyet Halk Partisi'ni kurmuş ve ilk genel başkanı olmuştur.[3] Osmanlı ve Türk Ordusu'nda subay olarak görev yapmış; 1921 tarihli Sakarya Meydan Muharebesi'nden sonra "Gazi" unvanını almış ve mareşalliğe yükselmiştir 1938 yılındaki vefatına kadar arka arkaya 4 kez cumhurbaşkanı seçilen Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten cumhurbaşkanı olmuştur
Muhittin Akyüz, Muhittin Paşa
d.1870, İstanbul - ö. 3 Ekim 1940),Türk asker, diplomat, siyasetçi.
Kurtuluş Savaşı'na katılan üst dereceli komutanlardan birisidir. Savaştan sonra diplomat ve milletvekili olarak görev yapmıştır.
1870 yılında İstanbul'da dünyaya geldi. Babası, Edirne Evkaf Muhasebecisi Şevki Bey, annesi Fatmatüzzehra Hanım'dır. 1885-1888’de Harp Okulu'nu bitirdi. Teğmen rütbesiyle askerliğe başladı. 1888 yılında Harp Okulu'nda öğretmen yardımcılığına başladı. 1897'deki Türk-Yunan Harbi'ne de katıldıktan sonra tekrar Harp Okulu'nda öğretmenliğe döndü ve 1905'te sürgüne gönderilene kadar bu işi sürdürdü. Öğrencilere padişah I. Abdülhamid aleyhinde görüşler aşıladığı gerekçesiyle 1905'te rütesi geri alındı ve önce Fizan'a, ardından Diyarbakır'a ve Erzurum'a sürüldü.
1908'de II. Meşrutiyet'in ilanı ile gelen af dolayısıyla rütbelerini geri aldı ve önce Deniz Mektebi'ne müdür oldu, sonra Harbiye Bakanlığı Piyade Dairesi 1. Şube Müdürlüğü'ne atandı. 1909'da Mahmut Şevket Paşa’nın yaveri oldu, aynı yıl Beyoğlu mutasarrıflığına atandı. Beyoğlu mutasarrıflığı yaptığı dönemde İttihat ve Terakki üyesi Fuat Bey'i (Fuat Balkan) bir spor külübü kurmaya teşvik etmiş, kuruluşunu hızla onayladığı Beşiktaş Osmanlı Jimnastik Kulübü'nün kurucuları arasında yer almıştı.
Muhittin Bey, Balkan Savaşları ve I. Dünya Savaşı'na katıldı. 1912'de albay, 1916'da mirliva (tümgeneral) oldu. I. Dünya Savaşı sırasında Aralık 1916-Şubat 1919’da Hicaz Kolordu Komutanı olarak görev yaptı. Savaşın sonunda İngilizler tarafından tutsak edilip Mısır'daki esir karargahına götürüldü. 9 Eylül 1920'de esaretten döndü ve milli mücadeleye katılmak üzere Ankara'ya geçti.
Kurtuluş Savaşı'nda Kasım 1921'e kadar Kastamonu ve Bolu havalisi komutanı, 1 Kasım 1921 - 7 Ekim 1922 arasında Adana ve havalisi komutanı olarak savaşta rol aldı. Adana ve civarını Fransızlar'dan teslim aldıktan sonra şehrin kumandanı ve valisi oldu. 7 Ekim 1922'de Tahran büyükelçisi, 1925'te Kahire büyükelçisi olarak görevlendirildi. 7 Ekim 1928'de askerlikten emekliye ayrıldı ve Dışişleri Bakanlığı kadrosuna geçti. 1931'de Kars milletvekili olarak seçildi.
İstiklal Madalyası sahibi olan Muhittin Akyüz, 3 Ekim 1940 günü hayatını kaybetti. Ölümünde milletvekili olarak bulunuyordu. Ankara Hava Şehitliği'nde gömülüdür.
Org. İsmail Cevat Çobanlı
(d. 1870, İstanbul Türkiye) - (ö. 13 Mart 1938 Kadıköy, İstanbul Türkiye),Türk asker.
Babası Genelkurmay Başkanlığı'na kadar yükselmiş bir asker olan Müşir Şakir Paşa’dır. Öğrenimini 1888-1891 Harp Okulu'na devam etti. Harp okulu bitiminde teğmen, üsteğmen rütbelerine sahip oldu. 1892-1894’te Harp Akademisi’ni birincilikle kurmay yüzbaşı olarak bitirdi. 1894-1900 yılları arası Padişah Yaveri sıfatıyla Maiyeti Şeriye Erkanı Harbiyesi (Saray Kurmay Kurulu)’unda görev aldı. Bu sırada depremden zarar gören askeri binaları onarımında hizmet etti. 26 Ağustos 1895’te Orleans’ta yapılan Fransız Ordusu Manevraları’nda bulunmak üzere Paris’e gitti. Burada dört yıl kaldıktan sonra 7 Şubat 1899’da Babası Şakir Paşa’nın refakatinde görevle Bulgaristan’a ve sonra aynı yıl Lahey’de toplanan Silahların Yasaklanması-Silahsızlanma Konferansı’na gönderildi. 1905’te Edirne’nin tahkimi için Tophane-i Amire’de teşkil eden kurumda görev aldı. 1907’de ise yeni örgütlenmenin süratle uygulanması için dört ay 2. Ordu’da çalıştı. 1909-1910’da Harp Akademisi Komutanı oldu. Görevi gereği Temmuz 1910’da Alman Ordularının geçit resminde bulunmak üzere Almanya’ya gitti. Askeri yeteneği sayesinde devlet idaresi ve ordu yönetiminde hızla yükselen Cevat Bey Ocak 1911 ve 1912’de 1. Ordu Kurmay Başkanı oldu. Bu sıfatla Mayıs 1911’de İngiltere Kralının taç giyme töreninde padişah adına bulunan Yusuf İzzettin Efendi’nin eşliğinde Londra’ya gitti. Dönüşünde (Eylül 1912-1913) Şark Ordusu Kurmay Başkanı, Çatalca Ordusu Topçu Komutanlığı Kurmay Başkanı oldu. Şubat 1913-1914’te 9. Tümen Komutanı ve burada iki defa Osmanlı-Bulgar Sınır Komisyonu Başkanlığında bulundu. 1. Ferik (Orgeneral) rütbesine kadar yükseldi. Ancak 1908 devrimiyle yönetime gelenler, daha önce çok çabuk ilerleyenlerin rütbelerini 1909’da Tasfiye-i Rütep kanunuyla geri alınınca, O'nun da rütbesi kaymakamlığa (yarbay) indirildi.
Çanakkale Muharebelerindeki Faaliyetleri
Cevat Bey 10 Ağustos 1914’te Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevkii Komutanı oldu ve hayatının geri kalan kısmında kendisine şanlı şerefli bir askeri hayat sunacak olan görevine başlamış oldu. Bu görevi Mirliva Emin Paşadan aldı. Kurmay Albay olan Cevat Bey daha sonra tekrar 1.Ferik (Orgeneral) oldu. Zaten daha önceden de bu rütbeye yükselmişti. Ama 1909’da Tasfiye-i Rütep kanunuyla rütbesi yarbaylığa indirilmişti. Çanakkale muharebelerinde Müstahkem Mevki Komutanı olan Cevat Bey boğazın kıyı savunmasında sorumluydu. Deniz savaşlarındaki yeri tartışmasız olan Cevat Bey 18 Mart Çanakkale Deniz Savaşındaki başarılarından dolayı 18 Mart Kahramanı ünvanını aldı. Zaferin ertesi günü ise Albay olan Cevat Bey artık Cevat Paşa olmuştur.Anekdot 1
18 Mart gününü bizzat Albay Cevat Paşa şöyle anlatmaktadır: İlk gün Mustafa Kemal ile beraberdik. O kara yönüne bende deniz yönüne bağlıydım. Seddülbahir’e gittik. Oradaki kıtaları teftiş edecektik. Yolda kıtaların teftiş için hazırlanmış olmalarını anladık. Uzakta düşman donanmasının ciddi bir savaş kararıyla ilerlemekte olduğunu görünce geriye dönüp Alçıtepe yolunu tuttuk. O sırada ilk düşman mermisi başımızın üstünden geçerek Alçıtepe’ye düştü. İşte 18 Mart böyle başlamıştı. Bu saldırı sırasında bizim çok işimize yarayan bir mayın hattı vardır ki anlatmaya değer: 18’e kadar elimizde bulunan mayınları denize atarak mayın hatlarını düzenli olarak korumuştuk. Her iki tarafı bu hatların korunması için bataryalara erleştirmiştik. 17 Mart’ta kala kala elimizde 8 mayın kalmıştı. Bu mayınları da karanlık limana paralel yerleştirme emrini verdim. Düşman donanması karanlık limanda böyle bir mayın hattının kıyıya paralel olarak bulunmasına ihtimal vermeyerek manevralarını çoğunlukla ateşten bir derece korunmuş olan o alanda yapardı. Yine öyle yaptı. Ve son sekiz mayınımızın 18 Mart günü pek büyük yardımını gördük.
Anekdot 2
Teftişe çıktığı zamanlarda komutayı devrettiği Çanakkale Müstahkem Mevkii Kurmay Başkanı Selahattin Adil Bey, Cevat Paşa hakkında 18 Marta kadar yaşadıklarından şöyle bahseder: Cevat Paşa artık geceleri erken yatıyor sabahları çok erken kalkıyordu. Karargahta kendi kendimize eğlendiğimiz gecelerde ve birazda gürültü çıkardığımız bir gecede öfkelenmişti ve azar işitmiştik. Oldukça gergin günler geçiriyorduk.
Anekdot 3
İngiliz ve Fransız kuvvetleri, İstanbul'a ulaşmak için son bir girişimde bulunmaya karar verdi. Bu nihai hesaplaşmada tüm filoyu sürdüler. (Queen Elisabeth, Agamemnon, Lord Nelson, Inflexible, Prince George, Triumph, Suffren, Bouvet, Gaulois, Charlemagne, Iresistible, Albion, Vengeance, Swiftsure, Majestic, Cornwallis isimli savaş gemileri bunlardan bazılarıdır) 17 Mart gecesi, Çanakkale Müstahkem Mevki Mayın Grubu Komutanlığı'nın telefonu çaldı. Komutan Binbaşı Nazmi açtı. Karşısındaki ses kendini tanıttı:
- Burası Müstahkem Mevki Karargâhı, ben Cevat. Buraya gelebilir misiniz Nazmi Bey?
- Emredersiniz! dedi ve karargâha koştu. Cevat Komutan onu bekliyordu:
- Karanlık Liman'da bu akşam da aynı oyun tekrarlandı. Gemilerini sürdüler, ama hatları yaramadılar. Galiba yarın vargüçleriyle zorlayacaklar. Sonra sordu:
- Kaç mayınımız var binbaşım?
- 26 adet komutanım.
- Onların hepsini bu gece Karanlık Liman'a bir hat boyunca dökebilir misiniz Nazmi Bey?
- Derhal komutanım.
- Güzel. Ben zaten mayın döşeme gemimiz Nusret'ı hazırlattım bile. Ne zaman hareket edebilirsiniz?
- Geceyarısı demir alırız efendim. Ve saat geceyarısına birkaç dakika kala 280 tonluk Nusret mayın gemisi altı subay ve 54 erle denize açıldı. Saat 03.20'de 26 mayın da döşenmişti. Nusret, sahile doğru süzülürken sancaktan belirli aralarla yanıp sönen üç yeşil ve bir kırmızı ışıkla "Operasyon tamam!" mesajını verdi. Cevat Albay da müjdeyi ulaştıran gözcüye, bir mecidiye bahşiş verdi. Müttefik savaş gemilerinin o mayınlara çarpıp havaya uçmaları, mayınlardan ve bataryaların top ateşinden kurtulabilenlerin Ege'nin ufkunda kaybolmaları, karadakilerin Mustafa Kemal komutasındaki kuvvetler tarafından denize sürülmeleri.
Anekdot 4
18 Mart 1915 Müstahkem Mevkii Komutanlığının o günkü emri bu günkü dille:
Bu gün 4’ü Fransız olmak üzere 16 zırhlı 3 kruvazör çeşitli torpidolardan oluşan düşman filosu öğlenden evvel saat 11.30’dan akşama kadar bataryalarımızı bombardıman etmiş ve karşılık verilmiştir. Düşmanın bir torpidoyla Bouvet zırhlısı batmış ve Irraistible zırhlısı bir tarafa yatarak savaş yeteneğini kaybetmiştir. Ayrıca Afrika sisteminde bir zırhlı dahi yan yatmış olup uzaklaşmaya çalışmıştır. Aralıksız düşmanla mücadele eden bataryalarımızdan henüz rapor alınamamış ise de kayıp ve hasarımızın önemli olmadığı anlaşılmıştır.
Bu günkü bombardımandan bataryalarımızın atış bakımından gösterdiği ustalık ve değerlilik her türlü beğeniye layık olup bütün subay ve er kardeşlerimize memnuniyetlerini bildirir ve her zaman böyle başarılar vermesini dilerim. 5 Mart 1331 (18 Mart 1915) Mirliva Cevat
Çanakkale Muharebeleri sonrası
Çanakkale'deki bu üstün başarılarından sonra 18 Mart Kahramanı unvanı alan Cevat Paşa 9 Ekim 1915'te 14. Kolordu Komutanı 1916'da 15. Kolordu Komutanı olarak Galiçya cephesinde bulundu. Dönemin Avusturya basınında çıkan bir anekdota göre Viyana sarayında, imparatorun basın dairesi genel müdürü Oskar Montiong, devletin özellikle Slav tebaası tarafından çok sevilen 18. yüzyılda yaşamış Ukraynalı kâhin Mosij Wernyhora'nın kehanetini sık sık hatırlatıyordu. O tuhaf kehanette, Türk atını Dinyester'den suladığında Polonya ayağa kalkacaktır deniyordu. Cevat Paşa atını Dinyester'de suladı. Savaşın sonunda Polonya devleti doğdu. Bu anlamda onun ile bu kehanet ilişkilendirilmiştir.Yıldırım Orduları Grubuna bağlı 8. Ordu komutanlığına atanarak Filistin cephesine gönderildi. Burada Yıldırım Grubu komutanı Mareşal Liman von Sanders, 7. Ordu komutanı Mustafa Kemal Paşa ve 4. Ordu komutanı Mersinli Cemal Paşa ile birlikte çalıştı. Ordusuyla Şeria nehrinin batısında, sahil kesiminde konuşlandırıldı. 29 Eylül 1918'de başlayan genel düşman taarruzunda ilk darbeyi yiyen ordusu kendisinden on misli güçlü olan İngiliz Orduları karşısında kendi cephe hattını tutamadı ve cepheyi yaran düşman süvarisi ikmal hatlarına kadar ilerleyerek ordunun geriyle bağlantısını kesti (Blitzkrieg). Yıldırım fırkaları ardı ardına çekilmeye başlarken Cevat Paşa ve kurmay heyetinin amacı Şeria nehri istikametindeki Bisan'a doğru doğu yönünde çekilmek oldu. Ordusuna bağlı unsurların tamamı imha yahut tutsak edilen Cevat Paşa yanındakilerle birlikte kendini Şeria nehrinin doğusuna atabildi. Kısa süre sonra cephede yapılacak işi kalmadığı gerekçesiyle Liman Paşa tarafından İstanbul'a yollandı. Burada önce Genelkurmay karargâhına çağrıldı. Mondros Mütarekesi'nin imzalandığı sırada Genelkurmay Başkanlığı görevini Fevzi Paşa'nın vekili olarak yürütüyordu. Fevzi Paşa, İngiliz Ordusu'nun İstanbul'u işgal edeceği belli olunca, onları karşılamamak için 20 gün hastalık izni almıştı. Daha sonra Yunanlıların İzmir'e çıkmalarından hemen önce (14 Mayıs 1919) Fevzi Paşa, görevden alınmıştı.
I. Dünya Savaşı Kronolojisi
Cevat Paşa ve Mustafa Kemal Bey Tasvir-i Efkâr gazetesinin 29 Ekim 1915 tarihli sayısında29 Kasım 1914'te Çanakkale Müstahkem Mevki Kumandanı oldu
19 Mart 1915'te Mirliva (Tuğgeneral) oldu
19 Ağustos 1917’de 14. Kolordu Komutanı
8 Kasım 1917’de 8. Kolordu Komutanı
24 Kasım 1917’de 2. Ordu Komutan Vekili
2 Aralık 1917’de 8. Ordu Komutanı
3 Kasım 1918’de Genel Karargah Başkanı
19 Aralık 1918 - 13 Ocak 1919’da Harbiye Nazırı
14 Mayıs 1919 - 2 Aralık 1919 Erkân-ı Harbiye-i Umumî Reisi (Genel Kurmay Başkanı)
Malta Sürgünü
İsmail Cevat Paşa. 145 Malta Sürgünü'nden biridir. 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul'u işgal eden İngiliz kuvvetleri tarafından tutuklandı, Bekirağa Bölüğü'nde bir hafta alıkonulduktan sonra 22 Mart'ta bir savaş gemisiyle Malta'ya nakledildi. Kayıtlara '2773 no'lu sürgün' diye geçildi. 23 Ekim 1921'de imzalanan takas anlaşması ile 15 Ocak 1922’de yurda ger döndü ve hemen Ankara'ya geldi.Cumhuriyet Dönemi
9 Şubat 1922’de Karargâhı Diyarbakır'da olan El-Cezire bölgesinin komutanlığına atandı. 21 Ekim 1922’te 3. Ordu Müfettişi oldu. 31 Ekim 1922’de bu görevinden istifa ederek Elaziz (Elazığ) Milletvekili oldu. Cevat Paşa, o sırada hem milletvekili olarak görev yapıyordu hem de Orgeneral rütbesinde bulunuyordu. 17 Kasım 1924'te hem ordudaki görevlerini sürdüren hem de Meclis'te bulunan yüksek rütbeli subaylara birini tercih etmeleri istendi. 25 Aralık 1924’te milletvekilliğinden istifa ederek Askeri Şura Üyeliği’ne atandı. Mısır Sorunu ve Irak Sınırı Sorunu sırasında Milletler Cemiyetine Mümessil olarak gönderildi. 1932’de Cenova Silahları Sınırlandırma Konferansı’na delege olarak gönderildi. 14 Eylül 1935’te Askeri Şûra Üyeliği’nden yaş haddinden emekli oldu.İstanbul, Kadıköy'deki evine çekildi. 13 Mart 1938'de 68 yaşında vefat etti. Erenköy Mezarlığı'nda toprağa verildi. Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanları ve Atatürk'ün silah arkadaşları için Atatürk Orman Çiftliği arazisinde oluşturulan Devlet Mezarlığı'na kemikleri nakledildi.
Katıldığı Savaşlar
1911-1912 Osmanlı-İtalyan Savaşı1912-1913 Balkan Harbi
1. Dünya Savaşı
İstiklal Harbi
Nişan, Madalya ve Takdirnameleri
1.Rütbeden Kılıçlı Mecidi Nişanı (1917) ve Gümüş Liyakat (1894)Altın Muharebe (1915) ve Altın Muharebe İmtiyaz (1915) Madalyaları
Bulgar Liyakat (1898) ve 2. Rütbeden Sent Aleksandr Nişanı(1911)
Alman Prusya Taç Nişanı (2. Rütbeden ve Kılıçlı, 1903, 1917)
Alman Demir Salip Nişanı (1. ve 2. Rütbeden, 1915)
Alman Kırmızı Kartal Nişanı (2. Rütbeden, 1916)
Avusturya-Macaristan Demit Taç Nişanı (1. ve 2. Rütbeden, 1917)
İstiklal Madalyası ve Takdirname (1923)
Notlar
Mustafa Kemal Atatürk, diğer tüm muvazzaf general milletvekillerinden istediği gibi İsmail Cevat Çobanlı ve Tayyar paşaya iki görevden birisini tercih etmesini bildirmiştir. Tereddüt göstermeleri üzerine ikisininde ordudaki görevlerine son verilmiştir.(Nutuk)Cemil Conk
(1873; Üsküdar, İstanbul, – 1963; İstanbul)Türk asker, Kurtuluş Savaşı komutanı.
Kitapları
Cemil Conk, Hatıraları: Balkan Harbi 1912–1913. [Çanakkale Seferi 1915], Türkiye Yayınevi, 1947.Cemil Conk, Çanakkale Conkbayırı Savaşları, Erkânıharbiyei Umumiye Basımevi, 1959.
Madalya ve nişanlar
3. sınıf Kılıçlı Mecidi NişanıGümüş Liyakat Madalyası
Harp Madalyası
Gümüş İmtiyaz Madalyası
Kırmızı şeritli İstiklal Madalyası