Kuyruğunu Arayan Tilki

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Bir zamanlar, yemyeşil bir ormanın derinliklerinde, Tırmık adında çok meraklı ve bir o kadar da sakar bir tilki yaşardı. Tırmık, diğer tilkilerden farklı olarak, kuyruğunu çok merak ederdi. "Acaba benim kuyruğum neden böyle kabarık? Yoksa bu kuyruk beni yavaşlatıyor mu?" diye düşünmekten kendini alamazdı.

Bir sabah, Tırmık uyandığında aklına parlak bir fikir geldi. "Bugün kuyruğumla ilgili bütün sorularıma cevap bulacağım!" diye bağırdı. Önce ormandaki en bilge ağacın yanına koştu. Yaşlı Çınar ağacı, dallarını hafifçe sallayarak, "Tilki kardeş, kuyruğun senin dengeni sağlar ve seni sıcak tutar," dedi.

Tırmık, biraz şaşkınlıkla, "Denge mi? Ama ben zaten çok dengeliyim," diye söylendi. Sonra bir an düşündü ve ekledi, "Belki de beni yavaşlatıyordur. Acaba kuyruğum olmasa daha hızlı koşabilir miyim?"

Bunun üzerine Tırmık, kuyruğunu bir kenara bağlamaya karar verdi. Kocaman bir papatya tarlasının ortasına geldi ve kuyruğunu bir papatya sapıyla sıkıca bağladı. "İşte şimdi hızlanma zamanı!" dedi kendi kendine ve koşmaya başladı. Ama ne oldu dersiniz? Tırmık, bir sağa bir sola yalpalayarak, toprağa düşüp durdu. O kadar komik bir görüntüydü ki, ormandaki kuşlar bile kahkahalarla gülmekten kendilerini alamadı.

Tırmık, sonunda yorularak bir ağacın dibine oturdu. "Galiba kuyruğum olmadan koşamıyorum," diye homurdandı. Tam o sırada, ormanın en geveze saksağanı Çıtçıt yanına kondu. Çıtçıt, "Tilki kardeş, sen neden böyle komik duruyorsun? Kuyruğunu bağlamışsın! Ahahah!" diye kahkahalarla güldü.

Tırmık sinirlenerek, "Sen hiç yardımcı olmuyorsun! Kuyruğumun ne işe yaradığını anlamaya çalışıyorum," dedi.

Çıtçıt, gülmeyi keserek, "Belki de kuyruğunu başka amaçlarla da kullanabilirsin," dedi ve göz kırptı.

Tırmık'ın gözleri parladı. "Başka amaçlar mı? Ne gibi?" diye sordu merakla.

Çıtçıt, "Mesela, kuyruğunu fırça olarak kullanabilirsin," dedi ve bir çam ağacının kabuğundaki kurumuş çam reçinesini işaret etti.

Tırmık, hemen kuyruğunu çözdü ve reçineye daldırdı. Sonra da ağaca desenler çizmeye başladı. Ama ne oldu dersiniz? Kuyruğuna bulaşan reçine yüzünden kuyruğu yapış yapış oldu. Tırmık, kuyruğunu temizlemeye çalışırken daha da komik bir hale geldi.

O sırada, ormandaki en yavaş kaplumbağa Tospik yanından geçti. Tospik, Tırmık'ı görünce, "Tilki kardeş, ne yapıyorsun öyle? Kuyruğun yapış yapış olmuş!" dedi.

Tırmık, "Kuyruğumu fırça olarak kullanmaya çalıştım ama işler hiç de iyi gitmedi," diye mırıldandı.

Tospik, gülümseyerek, "Belki de kuyruğunu yelpaze olarak kullanmalısın," dedi.

Tırmık, bu fikre çok sevindi ve hemen kuyruğunu sallamaya başladı. Ama tabi ki bu hareketle sadece etrafındaki yapraklar uçuştu. Tırmık, bu sefer hayal kırıklığına uğramıştı. "Benim kuyruğum neden işe yaramıyor!" diye bağırdı.

O sırada, ormanın en akıllı baykuşu Bilge, bir ağacın dalından Tırmık'ı izliyordu. Bilge, aşağıya süzülerek Tırmık'ın yanına kondu. "Tilki kardeş, neden bu kadar üzgünsün?" diye sordu.

Tırmık, bütün maceralarını Bilge'ye anlattı. Bilge, Tırmık'ı dinledikten sonra gülümseyerek, "Tilki kardeş, her şeyin bir amacı vardır. Kuyruğun senin için özel bir hediyedir. Onu olduğu gibi kabullenmelisin," dedi.

Tırmık, Bilge'nin sözlerini düşündü ve sonunda kuyruğunu sevmeye karar verdi. O günden sonra, Tırmık kuyruğunu hiç sorgulamadı ve her zaman mutlu bir tilki olarak yaşadı. Tabii ki zaman zaman kuyruğunu fırça olarak kullanmaya çalışıp komik durumlara düşse de, artık kendisiyle ve kuyruğuyla barışıktı. Ve ormandaki herkes, Tırmık'ın maceralarına kahkahalarla gülmeye devam etti.

Tırmık, o günden sonra kuyruğunu sevmeye karar vermişti ama merakı hala devam ediyordu. Bir gün, ormanın derinliklerinde gizemli bir mağara keşfetti. Mağaranın girişinde, "Kuyruğunu Bırak, İçeri Gir" yazıyordu. Tırmık, bu yazıyı görünce heyecanlandı. "Acaba mağaranın içinde neler var? Belki de kuyruğumla ilgili yeni sırlar öğrenebilirim," diye düşündü.

Tırmık, tereddüt ederek içeri girdi. Mağara, kristallerle ve parıltılı taşlarla doluydu. Ortada kocaman bir ayna vardı. Tırmık, aynaya yaklaştığında, aynadaki yansıması birden değişti! Kuyruğu yok olmuştu! Tırmık panikledi. "Aman Tanrım! Kuyruğum nereye gitti?" diye bağırdı.

O sırada, aynadan minik bir peri çıktı. Peri, "Merhaba, ben Aynaperi. Burası Kuyruk Değiştirme Mağarası. Burada istediğin kuyruğu geçici olarak alabilirsin," dedi.

Tırmık, önce şaşırdı sonra heyecanlandı. "Gerçekten mi? Acaba hangi kuyruğu denesem?" diye düşünmeye başladı. Aynaperi, seçenekleri sıraladı: "Kuş kuyruğu, sincap kuyruğu, tavşan kuyruğu, hatta balık kuyruğu bile var!"

Tırmık, ilk olarak kuş kuyruğunu denemeye karar verdi. Aynaperi, sihirli değneğiyle Tırmık'ın arkasına parlak mavi tüylü bir kuyruk taktı. Tırmık, kuş kuyruğunu görünce çok sevindi ve hemen havalanmayı denedi. Ama ne oldu dersiniz? Tırmık, havada birkaç saniye kaldıktan sonra yüzüstü yere çakıldı. Kuş kuyruğu, sadece uçmak için değil, denge sağlamak için de özelmiş!

Tırmık, biraz sersemlemişti ama pes etmedi. "O zaman sincap kuyruğunu deneyeceğim," dedi. Aynaperi, bu sefer Tırmık'ın arkasına kocaman, kabarık bir sincap kuyruğu taktı. Tırmık, bu kuyruğu çok beğendi ve hemen ağaçlara tırmanmaya başladı. Ama sincap kuyruğu o kadar büyüktü ki, Tırmık sürekli dallara takılıyordu. Bir ağaçtan diğerine geçerken, kuyruğu bir daldan sarktığında, komik bir şekilde sallanıp durdu. Ormandaki diğer hayvanlar gülmekten yerlere yattı.

Tırmık, biraz hayal kırıklığına uğramıştı ama yine de pes etmedi. "Belki de tavşan kuyruğu daha iyi olur," dedi. Aynaperi, bu sefer Tırmık'ın arkasına küçük, ponpon gibi bir tavşan kuyruğu taktı. Tırmık, bu kuyruğu görünce çok şaşırdı. "Bu çok küçük! Bununla ne yapacağım?" diye sordu.

Tavşan kuyruğuyla koşmaya başladı. Ama tavşan kuyruğu o kadar hafifti ki, Tırmık koşarken sürekli arkasında uçuşup duruyordu. Hatta bir ara kuyruğu, bir kelebeğin dikkatini çekti ve kelebek kuyruğuna kondu! Tırmık, bu komik durumu görünce kendi kendine güldü.

Son olarak Tırmık, balık kuyruğunu denemeye karar verdi. Aynaperi, bu sefer Tırmık'ın arkasına parıltılı pullarla kaplı bir balık kuyruğu taktı. Tırmık, balık kuyruğuyla yürümeye çalıştığında, bir deniz yılanı gibi kıvranıp durdu. Ama ne oldu dersiniz? Tırmık, yanlışlıkla bir dereye düştü ve kendini suyun içinde buldu. Balık kuyruğu sayesinde yüzebiliyordu ama sudan çıkmakta zorlandı.

Tırmık, sonunda pes etti. "Ben en iyisi kendi kuyruğumu geri istiyorum," dedi. Aynaperi, gülümseyerek, "Tabii ki, tilki kardeş. Herkes kendi kuyruğuyla güzel," dedi ve sihirli değneğini salladı. Tırmık'ın arkasına kendi kabarık, turuncu kuyruğu geri geldi.

Tırmık, kuyruğuna sımsıkı sarıldı. "Benim kuyruğum en güzeli," dedi ve mağaradan çıktı. Ormana geri döndüğünde, diğer hayvanlara maceralarını anlattı. Herkes, Tırmık'ın kuyruk değiştirme denemelerine kahkahalarla güldü. Tırmık ise, o günden sonra kuyruğunu daha da çok sevdi ve her zaman kendi kuyruğuyla mutlu bir şekilde yaşadı. Ve tabii ki, ara sıra mağarayı hatırlayıp yine komik maceralar yaşamaktan kendini alamadı.
 


Mesajınızı yazın...
Geri
Top