Leyla Hanım ve Ferit Bey

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Bu Ayın Lideri
Leylek bacaklı Leyla ile fil karınlı Ferit'in düğününe tüm şehir konuşuyordu. Leyla, incecik, uzun boylu, neredeyse rüzgarda uçacakmış gibi narin bir kızdı. Ferit ise... Ferit bambaşkaydı. O, iyilik dolu, güler yüzlü, ama göbeği adeta önünde yürüyen bir küçük çocuğu andıran, iri yapılı bir adamdı. İkilinin aşk hikayesi de şehir efsanesi kadar ilginçti.

Leyla, ünlü bir moda tasarımcısıydı. Koleksiyonlarının teması hep "incelik ve zarafet"ti. Ferit ise, şehri en lezzetli kurabiyelerle besleyen, kalbi kadar kocaman bir pastaneciydi. İlk karşılaşmaları, Leyla'nın yeni koleksiyonunun tanıtımında olmuştu. Ferit, sunum için sipariş ettiği pastayı teslim etmek için gelmişti. Leyla, Ferit'in tombul, gülümseyen yüzü karşısında alışılmış zarafetinden uzaklaşmış, kahkaha atmıştı. Ferit ise, Leyla'nın uzun bacaklarının zarif hareketlerini izlerken kalbinin göbeğine kadar yayılan bir sıcaklık hissetmişti.

İlişkileri, başlangıçta pek çok şakaya ve espriye konu olmuştu. "Leylek bacaklıyla fil karınlı mı?" diye fısıldayanlar hiç eksik olmuyordu. Ancak Leyla ve Ferit'in birbirlerine olan sevgisi, bu tür dedikoduların üzerinden kolayca geçmişti. Onların aşkı, farklılıkları değil, benzerlikleriyle güçleniyordu; her ikisi de iyimser, neşeli ve hayata dair güzel şeyleri takdir eden insanlardı.

Düğün günü geldiğinde, şehir adeta bayram yerine dönmüştü. Leyla'nın gelinliği, zarif ve sade, boyunun uzunluğunu daha da vurgulayan bir tasarım olmuştu. Ferit ise, üzerine tam oturan, açık mavi bir takım elbise giymişti. Göbeği elbette gözlerden kaçmıyordu, ama Ferit'in yüzündeki mutluluk, onu daha da çekici yapıyordu.

Nikah masasında, Leyla'nın uzunluğu Ferit'in genişliğine komik bir tezat oluşturuyordu. Nikah memuru, "Leyla Hanım, Ferit Bey'i eşi olarak kabul ediyor musunuz?" diye sorduğunda, Leyla Ferit'e sevgiyle bakarak "Evet, kabul ediyorum" dedi. Ferit'in cevabı ise, "Evet, kabul ediyorum, canım Leyla'm!" oldu. Bu "canım Leyla'm" ifadesi, tüm salonda kahkaha fırtınasına neden olmuştu.

Düğün yemeği de birbirinden komik olaylarla doluydu. Leyla'nın incecik bileği, Ferit'in kalın bileğinin yanında kaybolurken, Ferit'in büyük elinden çıkan küçük bir parmak, Leyla'nın zarif eline dokunuyordu. Düğün pastasını keserken Ferit'in göbeği pastaya yaslanmış, pasta üzerinde komik bir iz bırakmıştı. Davetliler buna da güldüler.

Dans pistinde, Leyla'nın incecik vücudu, Ferit'in iri vücuduyla birleşince ortaya mükemmel bir uyumsuzluk çıkıyordu. Ancak onların mutluluğu o kadar büyüktü ki, kimsenin bu uyumsuzluğa gülmeyi aklından geçirmeye cesareti yoktu. Gecenin ilerleyen saatlerinde, Ferit, Leyla'yı kollarına alıp dans ederken, Leyla'nın ayakları yerden kesiliyordu adeta. Ferit ise, yüzünde büyük bir gülümsemeyle, Leyla'nın saçlarını okşuyordu.

O gece, Leylek bacaklı Leyla ile fil karınlı Ferit, farklılıklarının bir araya geldiğinde ne kadar güzel bir tablo oluşturabileceğinin en güzel kanıtını sergilemişlerdi. Onların hikayesi, yıllarca şehre anlatıla gelen bir aşk masalı oldu. Çünkü gerçek aşk, şekillerde, boyutta değil, kalplerin uyumunda gizliydi. Ve Leyla ile Ferit'in kalpleri, birbirlerine mükemmel uyumluydu.
 
Geri
Top