Matematiğin Öğrenme Süreci

Matematiği öğrenme sürecinde öğrenciler zihinsel bir çaba ve gayret göstermeden kavramları öğrenemezler...

Matematiği öğrenme sürecinde öğrenciler zihinsel bir çaba ve gayret göstermeden kavramları öğrenemezler.

Öğrenme sürecinde öğrencilerdeki bilişsel gelişme müfredat programına bağlı olarak bazen öğretmenin ümit ettiği hızlılıkta olmayabilir.

Öğrenciler matematiği nasıl öğrenir?

Matematiği öğrenme ve öğretme teorileri var mıdır?

Bu sorulara yakından bakıldığında insanların düşünme yeteneğini geliştiren davranışsal öğrenme teorisi,bilişsel öğrenme teorisi gibi teorilerin olduğu, buna karşılık öğrencilerin cebiri nasıl öğrenip geliştirdiklerine yönelik bir teorinin olmadığı görülür.

Öğrenme teorileri, matematiği öğretmenin matematiği geliştirmeye yönelik bir yaklaşımın olmadığını, ancak matematiksel beceri ve yetenekleri kazandırmayı esas alan bir kültür olduğunu ifade eder.

Proje tabanlı öğrenme, problem tabanlı öğrenme, ve işbirlikçi öğrenme zihinsel yapılandırma yaklaşımı ile öğrenme ve öğretmenin temel bileşenleridir.

Yapılandırmacılık ile davranışçılık arasındaki en büyük fark da iki ekolün öğrenmeye karşı olan farklı bakış açılarıdır. Senelerdir ülkemizde, matematik derslerinde davranışçı ekolün izleri belirgin bir şekilde etkisini göstermektedir. Ne yazıktır ki öğretmenler arasında, 'öğretmen kontrolünde yapılan, daha çok pratiğin daha fazla öğrenme sağlayacağı,' görüşü hakimdir. Bu da öğretmeni sınıfların merkezine iten ve doğrudan öğrenciye bilgi aktarımının var olabileceğini destekleyen bir düşünce tarzıdır. Yapılandırmacı ekolün getirdiği en büyük yeniliklerden biri ise yapılanların öğrenicilerce yapılması ve bunlar üzerine düşünülerek istenilen bağlantıların soyutlanmasıdır. İşte bu yüzdendir ki son yıllarda harcanan çabalar sınıfları, en azından matematik alanında, yapılandırmacı yönde tasarlamak ve bu sayede öğrencileri kendi bilgilerinin otoritesi (kontrolörü) olma yolunda cesaretlendirmek içindir. Artık devir otoriteyi öğreniciye bırakma devridir ve bu son çabalardan anlaşıldığı kadarıyla da MEB hedeflerini bu doğrultuda kurgulamaktadır.
 
Matematik öğretiminde Yapılandırmacı görüşü kullanmak iyi fikir ama peki onca konu bu kadar zamana öğrenciyi merkeze alan bir eğitim anlayışında nasıl sığacak? Bu konuda az çok bilgi sahibi olan biri olarak yapılandırmacılığı kesinlikle destekliyorum fakat gerçek olan ve göz ardı edilemeyecek bir gerçek daha var ki bu da matematik öğretimindeki zaman problemi
 
Matematiği öğrenme sürecinde öğrencilerin zihinsel bir çaba ve gayret göstermelerinin önemli olduğunu vurgulayan değerli bilgiler paylaşmışsınız. Matematik öğrenme sürecinde öğrencilerin bilişsel gelişiminin bazen beklenen hızda olmadığını anlamak da önemli bir nokta. Matematiği öğrenme ve öğretme konusunda çeşitli teorilerin olduğunu belirtmişsiniz. Proje tabanlı öğrenme, problem tabanlı öğrenme ve işbirlikçi öğrenme gibi yöntemlerin zihinsel yapılandırmaya katkı sağladığını ifade etmişsiniz.

Öğrenme teorileri konusunda yapılandırmacılık ve davranışçılığın önemli olduğunu vurgulamışsınız. Yapılandırmacı yaklaşımın öğrencilerin kendilerinin yapmasını ve düşünerek bağlantılar kurmasını teşvik ettiğini belirtmişsiniz. Ülkemizde matematik derslerinde davranışçılık etkisinin hala görüldüğünü ifade etmişsiniz, ancak yapılandırmacı yaklaşımın öğrencilerin bilgiyi öğrenme sürecine daha aktif katılmasını sağladığını belirtmişsiniz.

Son yıllarda yapılan çalışmaların matematik eğitiminde yapılandırmacı yaklaşıma daha fazla ağırlık verilmesini amaçladığını ifade etmişsiniz. Öğrencilerin bilgiyi öğrenme sürecine aktif bir şekilde katılarak kendi bilgi otoriteleri olmasına cesaretlendirilmesi önemli bir adım olarak belirtilmiş. Bu yönde atılan adımların Milli Eğitim Bakanlığı hedefleri doğrultusunda olduğu da vurgulanmış. Bu bilgilendirmeler, matematiğin öğrenme sürecine farklı perspektiflerle yaklaşmayı ve öğrencilerin etkili bir şekilde öğrenmelerini desteklemeyi amaçladığınızı gösteriyor. Teşekkürler.
 
Geri
Top