Meddah (Arapça: مداح, meddâh) veya kıssahan bir topluluk önünde çeşitli hikâyeler anlatan ve taklit sanatı yapan kişiye denir. Bu oyuna ise meddah oyunu denir. Bir tek oyuncunun çeşitli kılıklara girerek bir oyunu canlandırmasıdır.
Meddah genellikle bir konu içinde geçen farklı karakterlerin seslerini, mimiklerini ve hareketlerini canlandırır. Genelde kahvehane gibi halkın topluca bulunduğu alanlarda, küçük bir sahne üzerinde gösteri yapar.
Anlatısı
Meddahın anlatısını, günlük yaşamdaki olaylar, masallar, destanlar, öyküler ve efsaneler oluşturur. Meddah oyun esnasında bir hata yaptıysa oyununun sonunda özür diler ve bir sonraki oyunun nerede oynanacağını söyler. Aşkî ve Sururî, 20. yüzyıldaki önemli meddahlar arasındadır.
Dekor
Meddah olayları canlandırırken seyircinin rahatça görebileceği şano türü yüksek bir yere oturur. Bir eline mendil bir eline değnek alır. Mendili farklı karakterlerin seslerini taklit edebilmek için kullanır. Değneği ise çeşitli sesleri
çıkarmak için kullanır.
Meddah oyunu, tek kişi ile oynanan bir oyundur. Oyunu can*landıran kişiye meddah denir. Aslında meddah, topluluk karşı*sında halk hikâyeleri anlatan kişidir. Bu kişi hikâyedeki kişilerin seslerini, hareketlerini taklit ederek canlandırdığı için bir tür oyuncu sayılır. Meddah, olayları temsil ederken, seyircilerin ra*hatça görebileceği yüksek bir yere oturur. Bir eline mendil (makreme), bir eline de sopa (değnek) alır. Mendili değişik tip*teki kişilerin kıyafetini göstermek ve ağzını kapatarak seslerini taklit etmek için kullanır. Sopadan da oyunu başlatmak ve de*ğişik sesler çıkarmak için yararlanır.
Meddah, Karagöz ve orta oyunundaki gibi gücünü taklit sana*tından alır. Meddah olabilmek için her şeyden önce tipleri, in*sanları, hayvanları çok iyi taklit edebilme yeteneğine sahip ol*mak şarttır.
* Meddahlık geleneği göstermeye bağlı edebî metinler içinde yer almak*la beraber, anlatma eyleminin ön planda olduğu geleneksel Türk tiyat*rosu türlerinden biridir. Çünkü meddahlar genellikle, taklit yeteneği ve geniş hikâye dağarcığıyla insanları eğlendirmeye çalışır.
* Meddahlık için tek adamlı tiyatro veya tek kişilik orta oyunu da diye*biliriz. Gerçekten de meddah oyuncusu, orta oyunundaki bütün tipleri, varlığında birleştirip kılıktan kılığa girerek sesini, değiştirerek, küçük aksesuarların da yardımı ile sahnede canlandıran bir aktördür. Yüksek*çe bir yerde oturarak bir öyküyü başından sonuna kadar, canlandırdığı kişileri ağız özelliklerine göre anlatır.
* Meddah da Karagöz ve orta oyunundaki gibi gücünü taklit sanatından alır. Meddah, kişilerin ağız özelliklerini taklit ettiği gibi hayvanların, do*ğanın ve cansız nesnelerin seslerini de taklit eder. Bu oyunun teme*linde taklit öğesinin bulunması, onun göstermeye bağlı edebî metinler içinde değerlendirilmesinde önemli bir etkendir.
* Karagöz ve orta oyununda zaman sınırlaması (bir-iki saat) olmasına karşılık meddah oyunlarının yer ve zaman sınırlaması yoktur. Anlattığı hikâyenin içeriğine uygun olarak meddahın gösterisi saatlerce, çoğu zaman ikindiden gece yarısına, hatta sabaha, bazen birkaç hikâyenin birbirine bağlanarak ve o anda doğaçlanarak (coşkuyla uydurularak) günlerce, haftalarca sürdüğü belirtilmektedir.
* Meddahlar, repertuarlarında her zaman hazır bulunan Köroğlu, Bat*tal Gazi, Hz. Alinin kahramanlık hikâyeleri, Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun, Arzu ile Kamber, Aslı ile Kerem gibi halk hikâyelerini anlatırlar. Bunun yanı sıra yaşanmış olayları, duydukları yeni aşkları derleyerek, sanatçı içgüdüleri ile bunları yeniden yorumlayarak, har*manlayarak, yerine göre uzatıp kısaltarak, seyircinin profiline ve izleme coşkusuna göre, o anda doğaçlama yoluyla anlatırlar. Diyebiliriz ki med*dahlar bazen anlatarak, bazen oynayarak mesleklerini icra ederler.
* Perdesi, sahnesi, elbiseleri, dekoru, kişileri bulunmayan bu tiyatronun her şeyi meddah denilen o tek adamın zekâsına, bilgisine, söz söyle*medeki başarısına bağlıdır. Sanatlarını kahvehane veya benzeri yerler*de icra ettiklerinden bir sahne düzeni yoktur.
* Meddahların çoğu, klasikleşmiş, tekerlemeye benzeyen beyitlerle veya söz gruplarıyla öykülerine başlar ve bitirir. Meddah Haak dos*tum Haak! diyerek çoğunlukla şu beyitlerle öyküye girer:
Haak dostum Haak!
Sühansaz-ı gülistan-ı nezâket
Nihal-i gonca-ı bag-ı zarafet
Söyledikçe sergüzeşti, verir bezme letâfet
Dinle imdi bende-i âcizden bir hoş hidâyet
İdeyim meclise bir kıssa beyân
Kıssadan hisse âlâ ârif olan
İsim isme, kisib kisbe, semt semte benzer
Çeçmiş zaman söylenir, yalan-gerçek vakit geçer
* Meddahın iki aracı vardır; biri boynuna doladığı mendili, öteki de elinde tutuğu sopasıdır. Mendille çeşitli başlıklar yapar, terini siler. Sopayı da oyunu başlatmak, seyirciyi suskunluğa çağırmak, kapıyı vurmak için ya da saz, süpürge, tüfek, at yerine kullanır. (Osmanlının son dönemlerin*de sopa veya baston diye tabir edilen bu aletin önceki adı pastavdır.)
* Bitişte özür diler, oyundan çıkan sonucu (kıssa) bildirir. Bir sonraki anla*tacağı öykünün adını ve öyküyü nerede anlatacağını söyler.
* Meddahlıkta da Karagöz ve orta oyununda olduğu gibi yazılı bir metne bağlı kalmak söz konusu değildir.
* Tek kişilik gösteri olmaları yönüyle meddahlık ile günümüz sahne et*kinliklerinden olan stand up arasında benzerlikler vardır. Bu etkinliği gerçekleştiren şovmenler ile meddahlar arasında benzerlikler olduğu gibi farklar da vardır.
* Meddahlık sözlü gelenek içinde günümüze kadar gelmiştir. Günümüzde meddahlıkla ilgili birkaç dağınık yazma ve taş baskısı kitap dışında fazla kitap yoktur. İstanbul Üniversitesi Kitaplığında bulunan Mecmua-ı Fevaid meddahlar üzerine yazılmış önemli bir kaynaktır.
Meddah genellikle bir konu içinde geçen farklı karakterlerin seslerini, mimiklerini ve hareketlerini canlandırır. Genelde kahvehane gibi halkın topluca bulunduğu alanlarda, küçük bir sahne üzerinde gösteri yapar.
Anlatısı
Meddahın anlatısını, günlük yaşamdaki olaylar, masallar, destanlar, öyküler ve efsaneler oluşturur. Meddah oyun esnasında bir hata yaptıysa oyununun sonunda özür diler ve bir sonraki oyunun nerede oynanacağını söyler. Aşkî ve Sururî, 20. yüzyıldaki önemli meddahlar arasındadır.
Dekor
Meddah olayları canlandırırken seyircinin rahatça görebileceği şano türü yüksek bir yere oturur. Bir eline mendil bir eline değnek alır. Mendili farklı karakterlerin seslerini taklit edebilmek için kullanır. Değneği ise çeşitli sesleri
çıkarmak için kullanır.
Meddah oyunu, tek kişi ile oynanan bir oyundur. Oyunu can*landıran kişiye meddah denir. Aslında meddah, topluluk karşı*sında halk hikâyeleri anlatan kişidir. Bu kişi hikâyedeki kişilerin seslerini, hareketlerini taklit ederek canlandırdığı için bir tür oyuncu sayılır. Meddah, olayları temsil ederken, seyircilerin ra*hatça görebileceği yüksek bir yere oturur. Bir eline mendil (makreme), bir eline de sopa (değnek) alır. Mendili değişik tip*teki kişilerin kıyafetini göstermek ve ağzını kapatarak seslerini taklit etmek için kullanır. Sopadan da oyunu başlatmak ve de*ğişik sesler çıkarmak için yararlanır.
Meddah, Karagöz ve orta oyunundaki gibi gücünü taklit sana*tından alır. Meddah olabilmek için her şeyden önce tipleri, in*sanları, hayvanları çok iyi taklit edebilme yeteneğine sahip ol*mak şarttır.
Meddah ve Özellikleri
* Methedici (övücü), taklitler yapıp hoş öyküler anlatarak halkı eğlendi*ren sanatçıya meddah denir. Türk halk zekâsının ve halkın, olayları karikatürize etme gücünün büyük sanatlarından biri olan meddahlık, yüzyıllar boyunca usta-çırak ilişkisine bağlı kalınarak devam ettirilmiş ve Türk halkı arasında büyük ilgi görmüştür.* Meddahlık geleneği göstermeye bağlı edebî metinler içinde yer almak*la beraber, anlatma eyleminin ön planda olduğu geleneksel Türk tiyat*rosu türlerinden biridir. Çünkü meddahlar genellikle, taklit yeteneği ve geniş hikâye dağarcığıyla insanları eğlendirmeye çalışır.
* Meddahlık için tek adamlı tiyatro veya tek kişilik orta oyunu da diye*biliriz. Gerçekten de meddah oyuncusu, orta oyunundaki bütün tipleri, varlığında birleştirip kılıktan kılığa girerek sesini, değiştirerek, küçük aksesuarların da yardımı ile sahnede canlandıran bir aktördür. Yüksek*çe bir yerde oturarak bir öyküyü başından sonuna kadar, canlandırdığı kişileri ağız özelliklerine göre anlatır.
* Meddah da Karagöz ve orta oyunundaki gibi gücünü taklit sanatından alır. Meddah, kişilerin ağız özelliklerini taklit ettiği gibi hayvanların, do*ğanın ve cansız nesnelerin seslerini de taklit eder. Bu oyunun teme*linde taklit öğesinin bulunması, onun göstermeye bağlı edebî metinler içinde değerlendirilmesinde önemli bir etkendir.
* Karagöz ve orta oyununda zaman sınırlaması (bir-iki saat) olmasına karşılık meddah oyunlarının yer ve zaman sınırlaması yoktur. Anlattığı hikâyenin içeriğine uygun olarak meddahın gösterisi saatlerce, çoğu zaman ikindiden gece yarısına, hatta sabaha, bazen birkaç hikâyenin birbirine bağlanarak ve o anda doğaçlanarak (coşkuyla uydurularak) günlerce, haftalarca sürdüğü belirtilmektedir.
* Meddahlar, repertuarlarında her zaman hazır bulunan Köroğlu, Bat*tal Gazi, Hz. Alinin kahramanlık hikâyeleri, Ferhat ile Şirin, Leyla ile Mecnun, Arzu ile Kamber, Aslı ile Kerem gibi halk hikâyelerini anlatırlar. Bunun yanı sıra yaşanmış olayları, duydukları yeni aşkları derleyerek, sanatçı içgüdüleri ile bunları yeniden yorumlayarak, har*manlayarak, yerine göre uzatıp kısaltarak, seyircinin profiline ve izleme coşkusuna göre, o anda doğaçlama yoluyla anlatırlar. Diyebiliriz ki med*dahlar bazen anlatarak, bazen oynayarak mesleklerini icra ederler.
* Perdesi, sahnesi, elbiseleri, dekoru, kişileri bulunmayan bu tiyatronun her şeyi meddah denilen o tek adamın zekâsına, bilgisine, söz söyle*medeki başarısına bağlıdır. Sanatlarını kahvehane veya benzeri yerler*de icra ettiklerinden bir sahne düzeni yoktur.
* Meddahların çoğu, klasikleşmiş, tekerlemeye benzeyen beyitlerle veya söz gruplarıyla öykülerine başlar ve bitirir. Meddah Haak dos*tum Haak! diyerek çoğunlukla şu beyitlerle öyküye girer:
Haak dostum Haak!
Sühansaz-ı gülistan-ı nezâket
Nihal-i gonca-ı bag-ı zarafet
Söyledikçe sergüzeşti, verir bezme letâfet
Dinle imdi bende-i âcizden bir hoş hidâyet
İdeyim meclise bir kıssa beyân
Kıssadan hisse âlâ ârif olan
İsim isme, kisib kisbe, semt semte benzer
Çeçmiş zaman söylenir, yalan-gerçek vakit geçer
* Meddahın iki aracı vardır; biri boynuna doladığı mendili, öteki de elinde tutuğu sopasıdır. Mendille çeşitli başlıklar yapar, terini siler. Sopayı da oyunu başlatmak, seyirciyi suskunluğa çağırmak, kapıyı vurmak için ya da saz, süpürge, tüfek, at yerine kullanır. (Osmanlının son dönemlerin*de sopa veya baston diye tabir edilen bu aletin önceki adı pastavdır.)
* Bitişte özür diler, oyundan çıkan sonucu (kıssa) bildirir. Bir sonraki anla*tacağı öykünün adını ve öyküyü nerede anlatacağını söyler.
* Meddahlıkta da Karagöz ve orta oyununda olduğu gibi yazılı bir metne bağlı kalmak söz konusu değildir.
* Tek kişilik gösteri olmaları yönüyle meddahlık ile günümüz sahne et*kinliklerinden olan stand up arasında benzerlikler vardır. Bu etkinliği gerçekleştiren şovmenler ile meddahlar arasında benzerlikler olduğu gibi farklar da vardır.
* Meddahlık sözlü gelenek içinde günümüze kadar gelmiştir. Günümüzde meddahlıkla ilgili birkaç dağınık yazma ve taş baskısı kitap dışında fazla kitap yoktur. İstanbul Üniversitesi Kitaplığında bulunan Mecmua-ı Fevaid meddahlar üzerine yazılmış önemli bir kaynaktır.