Mensur Şiir
Şiir bizi bulunduğumuz bir ruh halinden alıp başka bir ruh haline götürebilen her türlü düz veya düzenli yazıdır. Ses uyumu, vezin, kafiye gibi güzellik öğelerile süslenmiş olup güzel hayâller taşıyan sanatlı sözlerdir. Bir bakıma şiiri tarif etmek güçtür . Çünkü şiir anlayışı herkese, her devre göre değişmektedir.
Kuvvetli heyecanlarla, sık duygularla örülü edebî eserlerin hepsine şiir dendiği için mensur şiir akımı bu inançtan doğmuştur. Bugünse şiiri nesre çevirmekle şiiri ortadan kaldırdığımız kanısı belirmiş, şiirle neşrin hiçbir ilgisi olmadığı düşüncesi uyanmıştır. Şiir dilin ve insanın Özüdür. Nazmın verdiği ritimden başka şiiri besleyen, zenginleştiren bir büyülü ses yanı vardır. Şiiri şiir yapan bu büyülü yan bir sözcüğün yer değiştirmesiyle bozulup dağılabilir.
Mensur şiir; bizde, XIX. yüzyılın sonlarında denenir. Servet-i fünûncuların nesir halinde yazdıkları şiir parçalan da bu adı alır. Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf Tevfik Fikret mensur şiirin yolunu açtılar; dünya edebiyatında Amerikan şairi Edgar Allan Poe'nun etkisiyle Baudelaire, Rimbaud bu tarzın en güzel örneklerini verdiler.
Mensur Şiir Türü Edebiyatımıza Hangi Kaynaktan Gelmiştir?
Mensur şiir,Fransız Edebiyatında "sanatkârane düzyazı" anlamına gelen ve "prose poetique" adıyla anılan bazı eserler kaleme alındıktan sonra, edebi bir tür olarak düzyazı şiirinin ilk örneklerine "Poeme en Prose" adıyla Aloysius Bertrand'n 1842'de yayımlanan "Gecelerin Gaspard'ını, Maurice de Guerin'in "Le Gentaure" ve "La Bacchante" adlı ürünleriyle izlemesi, bu dönemdeki Fransız sairlerin dikkatinin bu yeni tür üzerinde toplanmasına zemin hazırlar. Çok geçmeden, Baudelaire "Küçük Mensur Şiirler", Arthur Rimbaud "Renkli Gravürler", "Cehennemde Bir Mevsim", Mallarme "Hezeyanlar" adlı eserleri ile görülür. Tür, Fransa'da kimliğini bulduktan sonra diğer Batı Edebiyatlarına da yansır. Pek çok araştırmacı, özellikle Tanzimat'ın İkinci Dönemi ile Servet-i Fünûn Dönemlerinde yapılan mensur şiir çevirilerinin, mensur şiir türünün Türk Edebiyatında doğup gelişmesinde büyük bir etkisi olduğu görüşünde birleşmektedir.
MENSUR ŞİİRLE ŞİİR ARASINDAKİ BENZERLİKLER
1. Ahenk her ikisinde de var.
1. Mensur şiirde ölçü, kafiye, dize yoktur.
Şiir bizi bulunduğumuz bir ruh halinden alıp başka bir ruh haline götürebilen her türlü düz veya düzenli yazıdır. Ses uyumu, vezin, kafiye gibi güzellik öğelerile süslenmiş olup güzel hayâller taşıyan sanatlı sözlerdir. Bir bakıma şiiri tarif etmek güçtür . Çünkü şiir anlayışı herkese, her devre göre değişmektedir.
Kuvvetli heyecanlarla, sık duygularla örülü edebî eserlerin hepsine şiir dendiği için mensur şiir akımı bu inançtan doğmuştur. Bugünse şiiri nesre çevirmekle şiiri ortadan kaldırdığımız kanısı belirmiş, şiirle neşrin hiçbir ilgisi olmadığı düşüncesi uyanmıştır. Şiir dilin ve insanın Özüdür. Nazmın verdiği ritimden başka şiiri besleyen, zenginleştiren bir büyülü ses yanı vardır. Şiiri şiir yapan bu büyülü yan bir sözcüğün yer değiştirmesiyle bozulup dağılabilir.
Mensur şiir; bizde, XIX. yüzyılın sonlarında denenir. Servet-i fünûncuların nesir halinde yazdıkları şiir parçalan da bu adı alır. Halit Ziya Uşaklıgil, Mehmet Rauf Tevfik Fikret mensur şiirin yolunu açtılar; dünya edebiyatında Amerikan şairi Edgar Allan Poe'nun etkisiyle Baudelaire, Rimbaud bu tarzın en güzel örneklerini verdiler.
Mensur Şiir Türü Edebiyatımıza Hangi Kaynaktan Gelmiştir?
Mensur şiir,Fransız Edebiyatında "sanatkârane düzyazı" anlamına gelen ve "prose poetique" adıyla anılan bazı eserler kaleme alındıktan sonra, edebi bir tür olarak düzyazı şiirinin ilk örneklerine "Poeme en Prose" adıyla Aloysius Bertrand'n 1842'de yayımlanan "Gecelerin Gaspard'ını, Maurice de Guerin'in "Le Gentaure" ve "La Bacchante" adlı ürünleriyle izlemesi, bu dönemdeki Fransız sairlerin dikkatinin bu yeni tür üzerinde toplanmasına zemin hazırlar. Çok geçmeden, Baudelaire "Küçük Mensur Şiirler", Arthur Rimbaud "Renkli Gravürler", "Cehennemde Bir Mevsim", Mallarme "Hezeyanlar" adlı eserleri ile görülür. Tür, Fransa'da kimliğini bulduktan sonra diğer Batı Edebiyatlarına da yansır. Pek çok araştırmacı, özellikle Tanzimat'ın İkinci Dönemi ile Servet-i Fünûn Dönemlerinde yapılan mensur şiir çevirilerinin, mensur şiir türünün Türk Edebiyatında doğup gelişmesinde büyük bir etkisi olduğu görüşünde birleşmektedir.
MENSUR ŞİİRLE ŞİİR ARASINDAKİ BENZERLİKLER
1. Ahenk her ikisinde de var.
- Şairane konular işlenir.
- Temalar benzerdir.
- Dil ve anlatım yönünden benzerlik gösterir.
1. Mensur şiirde ölçü, kafiye, dize yoktur.
- Şiirin kendine has bir dili vardır.
- İmge, çağrışım, sanat, hayal ve müzikalite şiirde daha yoğundur.