• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Milli Mücadelede kadın Kahramanlar

Suskun

V.I.P
V.I.P
Milli Mücadelede kadın Kahramanlar

Milli Mücadele'nin Önemli safhalarından biride; kadınların kurduğu ve amaçları vatanın kurtarılmasına hizmet etmek olan bu cemiyetlerdir. Hakkında çok fazla bilgiye sahip olmadığımız, Kasaba İslam Kadınları Cemiyeti bunlardan biridir."

5 Kasım 1919'da Sİvas'da Anadolu Kadınları Müdafai Vatan Cemiyeti kurulmuştur. Kurucuları Sivas Valisi Resi! Pasa'nın eşi Melek Hanım ve arkadaşlarıdır. Cemiyetin kuruluş amacı açıklanırken tüm İslâm kadınlarının derneğin doğal üyesi olduğu kabul edilmiştir. Amasya, Kayseri, Niğde. Erzincan. Burdur, Pınarhisar. Konya, Denizli, Kastamonu ve Kangal'da Cemiyetin şubeleri açılmıştır. İşgallere karsı çeşitli devletlerin yetkililerine telgraflar gönderilmiştir. Dernek Mustafa Kemal'in de desteğini almış ve gönderdiği telgraf ile T.B.M .M.'in açılışına gösterdikleri ilgiye ve yurtsever hislerine teşekkür etmiştir. Dernek; Maraş ve İzmir'deki mücahitlere ve felaketzedelere verilmek üzere para yardımı kampanyası açmıştır.

Milli Mücadele'de doğu, batı ve güney cephelerinde ve cephe gerisinde görev alan kadınlarımızın sayısı hiç de az değildir. Milli Savunma Bakanlığımız tarafından yaptırılan bir araştırmaya göre; Milli Mücadele'ye katılarak düşmanla mücadele eden kadınlarımız arasında 62 şehit kadınımız tespit edilmiştir. Çankırı'lı Yusuf kızı Emine, Amasya'lı Adil kızı Zeynep, Erzincan'lı Osman kızı Emine, Adana'lı Ayşe. Gaziantepli Güldane şehit edilen arşiv belgelerinden tespit edilebilen birkaç şehit kadınımızın ismidir. "" Bu kadınlarımızın bir kısmı top mermisiyle, bir kısmı evinde kurşunlanarak şehit edilmiş, veya yaralı olarak hastahaneye getirilmiş ve orada vefat etmiştir.

Kurtuluş Savaşında Ermenilere ve Fransızlara karşı gösterdikleri mücadele ile ayrı bir öneme sahip olan Gaziantep ve Kahramanmaraş'ta 164 gazi Türk kadını tespit edilmiştir.
 
Nakiye Elgün

30 Mayıs !919'da ikinci Sultanahmet Mitinginde Nakiye Elgün: "Efendiler! Fatih'in, Selim'in, Süleyman'ın mezarını, ecdadının ebedî âbideleri olan camileri, türbeleri bırakıp çıkacak içinizde bir erkek var mıdır? Ben tasavvur etmiyorum, çıkmayacaksınız, bırakmayacaksınız. Biz de daima sizinle beraber olacağız... Önümüzde acık iki yol var: Biri, tarihimize sanımızla devam etmek, diğeri gözlerimizle beraber tarihimizi de kapayıp ebediyete götürmektir."

Milli Mücadele'nin Önemli safhalarından biride; kadınların kurduğu ve amaçları vatanın kurtarılmasına hizmet etmek olan bu cemiyetlerdir. Hakkında çok fazla bilgiye sahip olmadığımız, Kasaba İslam Kadınları Cemiyeti bunlardan biridir."

5 Kasım 1919'da Sİvas'da Anadolu Kadınları Müdafai Vatan Cemiyeti kurulmuştur. Kurucuları Sivas Valisi Resi! Pasa'nın eşi Melek Hanım ve arkadaşlarıdır. Cemiyetin kuruluş amacı açıklanırken tüm İslâm kadınlarının derneğin doğal üyesi olduğu kabul edilmiştir. Amasya, Kayseri, Niğde. Erzincan. Burdur, Pınarhisar. Konya, Denizli, Kastamonu ve Kangal'da Cemiyetin şubeleri açılmıştır. İşgallere karsı çeşitli devletlerin yetkililerine telgraflar gönderilmiştir. Dernek Mustafa Kemal'in de desteğini almış ve gönderdiği telgraf ile T.B.M .M.'in açılışına gösterdikleri ilgiye ve yurtsever hislerine teşekkür etmiştir. Dernek; Maraş ve İzmir'deki mücahitlere ve felaketzedelere verilmek üzere para yardımı kampanyası açmıştır.
 
Halide Edip

İstanbul'da 19 Mayıs günü düzenlenen mitingde bir konuşma yapan Halide Edip: "Hanımlar! Bugün elimizde top. tüfek denilen alet yok; fakat ondan büyük, ondan kuvvetli bir silahımız var: Hak ve Allah Tüfek ve top düşer, hak ve Allah bakidir. Topun yüzüne tükürecek kadar evlatlar, analar, kalbimizde aşk ve iman. milliyet duygusu var. Biz dünyada millet sınıfına lâyık bir millet olduğumuzu, erkek, kadın, halta çocuklarımıza kadar ispat etlik" sözleriyle; bu savaşın milletin her ferdinin savası olduğunu belirtmiştir.
 
Kara Fatma (Fatma Seher Erden)

Kara Fatma (Fatma Seher Erden): 1888 yılında Erzurum'da doğdu. Subay Derviş Bey ile evlenmiş onunla birlikte Balkan Savaşına katılmıştır. I, Dünya Savaşında ailesinde 9-10 kadınla birlikte Kafkas Cephesine gitmiş, Mondros Ateşkesinden sonra eşi Ermeniler tarafından şehit edilince etrafına topladığı kadınlarla birlikte Ermenilere karşı çarpışmıştır. Erzurum'da Mustafa Kemal ile yaptığı görüşme sonucunda görev istemiş, kurduğu çetesiyle Bursa ve İzmit'in işgalden kurtulması için çalışmıştır Oğlu, kızı ve kardeşinin de bulunduğu müfrezesinde 35 kişi bulunuyordu. Sakarya ve Başkomutanlık Meydan Muharabesine katıldı. Afyon civarında Yunanlılara esir düşmüş ve yine kendi çabalarıyla kurtulmuş, ardından üsteğmen rütbesine yükseltilmiştir. Üsteğmenlik maaşını Kızılay'a bağışlamıştır. 1954 yılında T.B.M.M. tarafından yeniden maaş bağlanmıştır. Erzurum'da 1955 yılında vefat etmiştir.
 
Ayşe Hanım:

Yunanlıların İzmir'i işgali ile Milli Mücadele'ye katılmış [,] Aydın civarındaki mücadeleye ve I.-II. İnönü savaşlarına katılmıştır. Sakarya Savaşı'nda yaralanmış ve tedavisinin ardından müfrezesine geri dönmüştür. Başarılarından dolayı binbaşılığa yükseltilmiştir. Mücadele'nin kazanılmasından sonra Ankara'ya gelmiş ancak burada bavulunu çaldırdığı için evrakları kaybolmuştur. Okuması olmadığından [,] sonraları Merkez bankası'nda hademe olarak çalışmıştır.
 
NEZAHAT 0NBAŞI

Eşini yitiren 70. Alay Komutanı Hâfız Hâlid Bey, 8 yaşındaki kızı Nezahat'ı kimseye emanet edemeyip, yanına almıştı. Küçük Nezahat Çanakkale cephesinde muharebe havasına alışmış, Alay İzmit'e nakledildiğinde talimlere katılarak mükemmel at binmesini, silah kullanmasını öğrenmiş ve 12 yaşında "onbaşı" rütbesini almıştı. Babasının yanında cepheden cepheye koşmuş, çarpışmalara girmiş ve 100'den fazla düşman askeri öldürmüştü.

Nezahat 0nbaşı 30 Ocak 1921 yılında T.C.’nin İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmesi önerilen ilk vatandaşıdır. Bursa Milletvekili Operatör Emin (Erkul) Bey'in bununla ilgili önergesi şöyledir:

"Büyük Millet Meclisi Riyâsetine,
Muhtelif cephelerde, bilhassa son Gördes ve İnönü muhârebelerinde bilfiil çarpışmalara katılan ve her an askerleri teşcî eden 70. Alay Kumandanı Hâfız Hâlid Bey'in kerîmesi 12 yaşlarındaki Nezahat Hanım'a ilk İstiklâl Madalyası'nın verilmesini teklif ve bu teklifin hey'et-i umumiyenin tasdikine arz edilmesini ricâ ederim."

Bu öneri TBMM’ de hararetle kabul edilmiş, ancak Kurtuluş Savaşı’nın hengamesi içinde işleme konulamamış, daha sonra da kararın yerine getirilmesi unutulmuştu. Kendisi de hiçbir zaman ne "Madalyamı verin!" talebinde bulundu,
 
Tayyar Rahmiye:

Osmaniye'nin Kaziyeler köyünden olan Rahmiye Fransızlara karşı 9, Tümenin yaptığı mücadeleye müfrezesiyle katılmıştır, Temmuz 1920'de Fransızlara karşı harekete geçildiği sırada askerlerde bir duraksama olunca "Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum da, siz erkek olarak yerlerde sürünmekten utanmıyor musunuz?" demiş, aynı muharebe sırasında ateş hattında kalan iki arkadaşını korumak için İleriye atıldığında şehit düşmüştür.
 
Hatice (Kılavuz) Hatun:

Adana Pozantı'da Fransız kuvvetlerine Tekir Yaylasından Mersin'e ulaşacak en kısa yolu yanlış göstererek Türk askerinin eline düşmelerini sağlamıştır.
 
Gördesli Makbule:

1921'de eşi Ustrumcalı Ali Efe ile birlikte Milli Mücadele çete savaşlarına katılmıştır. 17 Mart 1922'de Akhisar'la Sungurlu hududu üzerinde bulunan Koca Yayla'da elinde silah [,] düşmanla en ön safta savaşırken başından vurularak şehit edilmiştir.
 
NENE HATUN--1857-1955

Erzurum’un Pasinler ilçesine bağlı Çeperler Köyü’nde dünyaya geldi.Henüz 20 yaşında bir gelinken 1877-1878 yılları arasında yapılan Türk-Rus Savaşı’nda (93 Harbi) Aziziye Tabyası’nı sopayla,taşla, kazma, kürekle savunanlara katılarak cesurca savaştı.Daha sonra oğlunu Çanakkale Savaşı’nda şehit verdi. Kurtuluş Savaşı başladığında yaşı ilerlediği için cepheye gidip eskisi gibi savaşamadı. Atatürk’ü çok sever ve takdir ederdi. 1954 yılında 3. Ordu Müfettişi Orgeneral Nurettin Baransel Paşa’nın gayretleriyle kendisine “3. Ordunun Nenesi” ünvanı verildi. Cüzi de bir maaş bağlandı.1955 yılında anneler gününde “Yılın Annesi” seçildi. Erzurum manevraları sırasında Amerikan Generali Ridgway bu yüce insanın elini öptü. Nene Hatun bir kahramanlık ve analık sembolü olarak 98 yaşına kadar yaşadı. 22 Mayıs 1955’te zatürre hastalığından vefat etti.Kabri, uğruna savaştığı topraklarda, Aziziye Şehitliği’ndedir.
 
Geri
Top