• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

Muhsin Yazıcıoğlu

yesim434

Hırçın Karadeniz Kızı Biricik Yeşim
AdminE
Doğum tarihi: 31 Aralık 1954, Şarkışla
Ölüm tarihi ve yeri: 25 Mart 2009, Göksun
Defin tarihi ve yeri: 31 Mart 2009, Ankara

31 Aralık 1954'te Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Elmalı köyünde doğan, ilk ve orta öğrenimini Şarkışla'da tamamlayan Yazıcıoğlu, Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesini bitirdi.

Muhsin Yazıcıoğlu

Yazıcıoğlu'nun ölümüne ilişkin 13 yıldır hukuk mücadelesi sürüyor
Siyasete giden yolda ilk adımı 14 yaşındayken Şarkışla'da Genç Ülkücüler Hareketine katılarak atan Yazıcıoğlu, 1972'de Ankara'ya geldikten sonra Ülkü Ocakları Genel Merkezinde görev yapmaya başladı. Yazıcıoğlu, devam eden yıllarda Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcılığı ve sonrasında da genel başkanlık görevini yürüttü.

Yoluna 1978'de Ülkücü Gençlik Derneğinin Kurucu Genel Başkanı olarak devam eden Yazıcıoğlu, 1980'de Genel Başkan Müşaviri olarak MHP'de görev aldı.

Ömrünün 7,5 yılı cezaevinde geçti​

Yaşamı boyunca Anadolu gençliğinin en iyi şekilde yetişmesi düşüncesiyle hareket eden Yazıcıoğlu, gençlerin iyi bir eğitim alıp, vatanına ve milletine hizmet etmesi gerektiğini her zaman dile getirdi.

Muhsin Yazıcıoğlu, 24 yaşındayken dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'e mektup yazarak, "Eller silah değil, kalem tutmalı." diyen lider olarak öne çıktı. Yazıcıoğlu, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi öncesi dönemin Ülkü Ocakları Genel Başkanı olarak gençliğin sürüklendiği kaos ve kardeş kavgasını gören bir siyasi ferasetin de sahibiydi.

Yazıcıoğlu, askeri darbenin ardından "MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nda" yargılandığı sırada 5,5 yılı hücrede olmak üzere 7,5 yıl Mamak Cezaevi'nde kaldı.

Dava sonunda herhangi bir ceza almayan Yazıcıoğlu, yaşadığı her türlü sıkıntıya rağmen milletini ve devletini bağlılığıyla dikkati çekti. Yazıcıoğlu, 1987'de yine milletine hizmet için siyasete kaldığı yerden devam etti, Milliyetçi Çalışma Partisinin (MÇP) Genel Sekreter Yardımcılığı görevine getirildi.

BBP'yi kurdu​

Yazıcıoğlu, 1991 yılındaki genel seçimlerde tercihli sistemle Sivas'tan milletvekili seçilirken, partisiyle 1992'de yol ayrımına geldi.
"Siyasi anlayışımız uyuşmuyor" diyerek bir grup arkadaşıyla MÇP'den ayrılan Yazıcıoğlu, 1993'te Kurucu Genel Başkanı olduğu Büyük Birlik Partisini (BBP) kurdu.

Muhsin Yazıcıoğlu, 24 Aralık 1995 erken genel seçimlerinde ANAP'la yaptıkları ittifakla yeniden Meclis'e girdi. Yazıcıoğlu, 1996'da ANAP'tan istifa ederek BBP'ye döndü.

Yazıcıoğlu, 22 Temmuz 2007'de yapılan seçimlerde Sivas'tan bağımsız milletvekili seçildi ve TBMM'ye girerek seçimden önce bıraktığı Genel Başkanlık görevini yeniden devraldı.

Darbelerin karşısında yer aldı​

Yazıcıoğlu, siyasi yaşamı boyunca darbelere her zaman karşı çıktı.

Millet iradesinin yanında yer alan, siyasi yaşamı boyunca görüşünü her zaman yüksek sesle dile getiren Yazıcıoğlu, 28 Şubat postmodern darbesine karşı duran liderlerden biri olarak da öne çıktı.

Yazıcıoğlu'nun "Ordu gözbebeğimizdir ancak namlusunu millete çevirmiş tanka selam durmam." sözü, o dönem ve sonrasında darbelere karşı adeta simge haline geldi.

BBP'nin kurucu lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun, siyasi yaşamı boyunca yaptığı bazı açıklama ve söylemleri de siyasete damga vurdu.

Yazıcıoğlu'nun o sözlerinden bazıları şöyle:
"Bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünya için, bu kadar fırıldak olmaya gerek yok.", "Firavun'a karşı çıkmak yetmez, Musa'nın yanında olmak gerekir.", "Ben devlete, millete kurşun sıkanlara değil, 'Ben okumak istiyorum' diyenlere af istiyorum." ve "Kan dökmeyi seven bir millet değiliz ancak söz konusu vatan ise dünyanın şah damarını keseriz."

İlk kez kiraladıkları helikopter düştü​

Yazıcıoğlu, 2009'da zor şartlarda yerel seçimler için ilk kez helikopter kiralayarak mitinge katıldı ve tüm imkansızlıklara rağmen seçimler için iddialıydı.

"Hazineden yardım almadan siyaset yapan tek partiyiz. İlk defa helikopter kiralayarak miting yapıyoruz. Seçimlerde iddialıyız." diyen Yazıcıoğlu'nun da içinde bulunduğu helikopter, Kahramanmaraş'ın Çağlayancerit ilçesindeki mitingin ardından Yozgat'ın Yerköy ilçesine giderken 25 Mart 2009'da Göksun ilçesi kırsalına düştü.

Bölgede yapılan arama çalışmaları sonrasında Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin cansız bedeni, Keş Dağı Kurudere Kanlıçukur mevkiinde bulundu.

Yazıcıoğlu, 31 Mart 2009'da Kocatepe Camisi'nden son yolculuğuna uğurlandı. Türkiye Büyük Millet Meclisindeki törende, Yazıcıoğlu'nun Türk bayrağına sarılı tabutunun üzeri, sevenleri tarafından çiçeklerle donatıldı. Binlerce seveni tarafından son yolculuğuna uğurlanan Yazıcıoğlu'nun naaşı, vasiyeti üzerine Taceddin Dergahı'na defnedildi.

Ölümünün ardından Yazıcıoğlu'nun ismi, memleketi Sivas başta olmak üzere Anadolu'nun birçok şehri ile Pakistan gibi dost ve kardeş ülkelerde cami, cadde, park, okul ve vakıflara verilerek yaşatılıyor.

Şiirleri hafızalarda​

Vatan ve millet sevgisiyle, ilkeli duruşuyla Türk siyasi hayatında iz bırakan liderlerden biri olan Yazıcıoğlu, siyasetçi kimliğinin yanı sıra şiire tutkusuyla da biliniyordu.

Yazıcıoğlu'nun na'şının, helikopter düştükten sonra karların üzerinde bulunması, sevenlerine "Üşüyorum" şiirini hatırlattı ve sevenleri tarafından adeta sembol haline getirildi.

Yazıcıoğlu'nun şiirinde, "...Huzur dolu içimde / Ben sonsuzluğu düşünüyorum / Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum / Durun kapanmayın pencerelerim / Güneşimi kapatmayın / Beton çok soğuk, üşüyorum..." dizeleri yer almaktaydı.

Mamak zindanlarının en acımasız döneminde bile bu acıdan bir mefkure oluşturan, umudunu kaybetmeyen Yazıcıoğlu'nun "Gül, gül ki gül yüzünde binlerce güller açsın / Gül bahçesi gül yüzünden sevgi topla demet demet / Sevgide güller açsın, güller sevgi dağıtsın / Sevgiyle bakıyor gül gibi görüyorsan sen bahtiyarsın..." şiiri hafızalarda yerini koruyor.
 
Geri
Top