ahbeabi
Uzman
Muhakkak ki namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar.” (Ankebut, 29/45)
Bir insan namazını kâmil mânâda eda ederse, onun hayatındaki nurlu zaman dilimleri alabildiğine genişler; zulmetli ve karanlıklı anları da daralır. İç dünyasında şeytanlığa, nefsaniliğe açık menfezler küçülür; melekliğe, ruhaniliğe açılan kapılar da ardına kadar açılır. Ancak bütün bunlar namazın ehemmiyetinin idrak edilip; şuurluca eda edilmesine bağlıdır. Evet, kalbin hoplaması, duyguların şahlanması ancak içten içe bir ürpertinin duyulmasına bağlıdır.
Sadece emredildiği ve Allah’ın hoşnutluğu için eda edilen, ihlas yörüngeli ve rıza hedefli kılınan bir namaz, devamı gözetildiği takdirde bugün olmasa da yarın mutlaka insanı kötülüğün her çeşidinden alıkoyar. Onu fuhşiyat ve münkerattan alıkoyan bir ibadet, öncelikle şirk ve şirke götüren şeylerden, dalalet ve dalalete sürükleyen saiklerden uzaklaştırır. Zira namaz, baştan sona kavlî, fiilî ve halî zikrullah ile örülmüş bir ibadettir.
Bir insan namazını kâmil mânâda eda ederse, onun hayatındaki nurlu zaman dilimleri alabildiğine genişler; zulmetli ve karanlıklı anları da daralır. İç dünyasında şeytanlığa, nefsaniliğe açık menfezler küçülür; melekliğe, ruhaniliğe açılan kapılar da ardına kadar açılır. Ancak bütün bunlar namazın ehemmiyetinin idrak edilip; şuurluca eda edilmesine bağlıdır. Evet, kalbin hoplaması, duyguların şahlanması ancak içten içe bir ürpertinin duyulmasına bağlıdır.
Sadece emredildiği ve Allah’ın hoşnutluğu için eda edilen, ihlas yörüngeli ve rıza hedefli kılınan bir namaz, devamı gözetildiği takdirde bugün olmasa da yarın mutlaka insanı kötülüğün her çeşidinden alıkoyar. Onu fuhşiyat ve münkerattan alıkoyan bir ibadet, öncelikle şirk ve şirke götüren şeylerden, dalalet ve dalalete sürükleyen saiklerden uzaklaştırır. Zira namaz, baştan sona kavlî, fiilî ve halî zikrullah ile örülmüş bir ibadettir.