Joker7238
_Pure Love_
Eski zamanların birinde bir otlakta **** sürüsü yaşarmış. Yaşarmış yaşamalarına
ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazmış onları. Hemen her gün
saldırırlarmış bu sürüye. Öküz dediğın öyle yabana atılır bir hayvan değil
ki bir araya toplandılar mı kolayca defetmesini
bilirlermiş o koca aslanları. Gerçi bir iki sıyırık alırlarmış ama yine de boyun
eğmezlermiş aslanların zorbalığına. Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı.
Ancak tavşan fare gibi küçük hayvancıklarla beslenir
olmuşlar. Git gide güçten düşmüşler. Eee aslan bu hiç fareyle
doyar mı?
- 'Her halde bize bu otlağı terk etmek düşüyor' demiş
aslanlardan birisi.
- 'Evet' diye tasdik etmiş diğerleri.
Nereye
gideriz diye düşünürlerken 'bir dakika' diye bir ses duymuşlar gerilerden.
Herkes dönüp bakmış sesin geldiği tarafa. Sürünün en çelimsiz ama kurnaz mı
kurnaz bir ferdi olan Topal Aslan'mış söze atılan.
- 'Hayır' demis 'hiç bir yere gitmiyoruz. Siz bana
bırakın ben hallederim bu işi.'
İnanmamış
kimse ona ama haydi bir şans verelim ne çıkar diye düşünmüşler. O da almış
yanına bir iki aslan gitmiş ****lerin yanına. Beyaz bayrak çekmeyi de unutmamış.
Öküzlerin lideri olan Boz Öküz başta olmak üzere beş iri kıyım **** yaklaşmış
onlara. Sormuşlar ne istediklerini. Topal aslan başlamış konuşmaya. Bir yandan
da Boz Öküz'ün sivri ve kocaman boynuzlarına bakıp ürperiyormuş.
-
'Saygıdeğer **** efendiler' diye başlamış lafa. 'Bugün buraya sizden özür
dilemek için geldik. Biliyorum sizleri çok defa incittik kimbilir
kaçınızda şu pençemin izi vardır. Ama inanınız bunların hiç birini isteyerek
yapmadık.Biliniz ki biz aslanlar barışçı bir milletiz. Hele ****lerle hiç bir
alıp veremediğimiz olamaz. Ancak evet size defaatla saldırdık ama niye
biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdakı Sarı Öküz yüzünden. Onun rengi öyle
sizinkiler gibi değil ki. Gözümüzü kamaştırıyor aklımızı
başımızdan alıyor. Onu gördükmü ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size
saldırıyoruz ve sürünüze zarar veriyoruz. yoksa bizim
sizinle hıç bir alıp veremediğimiz yok. Onun yüzünden hepiniz zarar
görüyorsunuz. Bir türlü hayatınızdan emin rahat rahat otlayamıyorsunuz belki geceleri bile bizim kükrememiz sizin
uykunuzu kaçırıyor. Bunların hepsi Sarı Öküzün suçu. Verin onu bize siz kurtulun biz de barış
içinde yaşayalım' demiş.
Boz Öküz diğer önde gelenlerle
görüşmek üzere geri çekilmiş. Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife. Bir tek yaşlı
Benekli Öküz olmaz demiş ama kimseye dinletememiş sesini. Zavallı Sarı Öküz
kurban edilmiş aslanlara. Hepsi birden saldırmışlar zavallı ****ün üzerine. Bir
ikisini fırlatmış üstünden ama bitkin düşmüş az sonra. Çırpınmış haykırmış yardım istemiş yalvarmış ama yokmuş onu işiten.
Diğerleri üzülmüşler üzülmesine ama elden ne gelir ki. Bütün sürünün selameti
için bir **** gerekliymiş bu.
Gerçekten
de günlerce sürüye hiç bir saldıran olmamıs. Huzur içinde geçer olmuş günleri.
Ama aslan milleti bu ne kadar sabreder ki. Hele **** etinin tadını
aldıktan sonra. Acıktık demişler Topal Aslana daha bir kaç hafta bile
geçmemişken. O da yine almış yanına bir kaçını
bir defa
daha gitmiş Boz Öküz'ün yanına.
- 'Selam' diye girmiş söze. ' Gördünüz
ya biz aslanlar ne denli uysal milletiz. Doğru kararınız için sizi bir daha
kutlamak isterim. Siz de huzur içindesiniz biz de. Ne mutlu. Yalnız
buraya bunları söylemek için gelmedim. Büyük bir problemimiz var.'
-
'Nedir?' demiş Boz Öküz merakla..
- 'Şu sizin Uzun Kuyruk' demiş Topal
Aslan. Öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor. O kuyruğunu
salladıkça bizim de aklımız başımızda gidiyor. Gözümüz dönüyor sürüye saldırmamak içın kendimizi zor
tutuyoruz. Halbuki siz öylemi ya hepiniz normal kuyruklusunuz. Bir onun
suçu yüzünden korkarım hepiniz zarar göreceksiniz. Gelin verin onu bize bu
mevzuyu burada kapatalım. Eskisi gibi barış ve sevgi içinde iki taraf da
hayatını sürdürsün.'
Boz Öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla.
Yine sadece Benekli Öküz ölmüş karşı çıkan. Hepsi de verelim gitsin demişler.
İstişare daha da kısa sürmüş bu defa. Dışlamışlar Uzun Kuyruk'u sürüden. Saatler
sürmüş zavallının çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş aslanlara. Tekrar
tekrar yinelenmiş bu olanlar. Her geçen gün daha da semirmiş
aslanlar.
Alabildiğince güçlenmişler. Öküzlerse her geçen gün daha da zayıflamışlar seyreldikçe seyrelmişler.
Aslanlar
küstahlastıkça küstahlaşıyorlarmış. Artık bir sebeb bile söyleme gereği
duymuyorlarmış. 'Verin bize şu ****ü yoksa karışmayız' derlermiş sadece. Zavallı
****lerin hayır diyebilecek güçleri kalmamış. Hepsi birer birer can
veriyorlarmış aslanların pençesinde. Boz Öküz de aralarında olmak üzere bir kaçı
kalmış en sona. Ne oldu bize ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara
karşı oysa ne kadar da güçlüydük? diye sormuş biri
Boz Öküz'e
'Biz' demiş Boz Öküz gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla
titreyerek :
- 'Sarı Öküzü verdiğimiz gün kaybettik bu harbi...'
ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazmış onları. Hemen her gün
saldırırlarmış bu sürüye. Öküz dediğın öyle yabana atılır bir hayvan değil
ki bir araya toplandılar mı kolayca defetmesini
bilirlermiş o koca aslanları. Gerçi bir iki sıyırık alırlarmış ama yine de boyun
eğmezlermiş aslanların zorbalığına. Gün geçtikçe aslanları almış bir kaygı.
Ancak tavşan fare gibi küçük hayvancıklarla beslenir
olmuşlar. Git gide güçten düşmüşler. Eee aslan bu hiç fareyle
doyar mı?
- 'Her halde bize bu otlağı terk etmek düşüyor' demiş
aslanlardan birisi.
- 'Evet' diye tasdik etmiş diğerleri.
Nereye
gideriz diye düşünürlerken 'bir dakika' diye bir ses duymuşlar gerilerden.
Herkes dönüp bakmış sesin geldiği tarafa. Sürünün en çelimsiz ama kurnaz mı
kurnaz bir ferdi olan Topal Aslan'mış söze atılan.
- 'Hayır' demis 'hiç bir yere gitmiyoruz. Siz bana
bırakın ben hallederim bu işi.'
İnanmamış
kimse ona ama haydi bir şans verelim ne çıkar diye düşünmüşler. O da almış
yanına bir iki aslan gitmiş ****lerin yanına. Beyaz bayrak çekmeyi de unutmamış.
Öküzlerin lideri olan Boz Öküz başta olmak üzere beş iri kıyım **** yaklaşmış
onlara. Sormuşlar ne istediklerini. Topal aslan başlamış konuşmaya. Bir yandan
da Boz Öküz'ün sivri ve kocaman boynuzlarına bakıp ürperiyormuş.
-
'Saygıdeğer **** efendiler' diye başlamış lafa. 'Bugün buraya sizden özür
dilemek için geldik. Biliyorum sizleri çok defa incittik kimbilir
kaçınızda şu pençemin izi vardır. Ama inanınız bunların hiç birini isteyerek
yapmadık.Biliniz ki biz aslanlar barışçı bir milletiz. Hele ****lerle hiç bir
alıp veremediğimiz olamaz. Ancak evet size defaatla saldırdık ama niye
biliyor musunuz? Hep o sizin aranızdakı Sarı Öküz yüzünden. Onun rengi öyle
sizinkiler gibi değil ki. Gözümüzü kamaştırıyor aklımızı
başımızdan alıyor. Onu gördükmü ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size
saldırıyoruz ve sürünüze zarar veriyoruz. yoksa bizim
sizinle hıç bir alıp veremediğimiz yok. Onun yüzünden hepiniz zarar
görüyorsunuz. Bir türlü hayatınızdan emin rahat rahat otlayamıyorsunuz belki geceleri bile bizim kükrememiz sizin
uykunuzu kaçırıyor. Bunların hepsi Sarı Öküzün suçu. Verin onu bize siz kurtulun biz de barış
içinde yaşayalım' demiş.
Boz Öküz diğer önde gelenlerle
görüşmek üzere geri çekilmiş. Hepsi de sıcak bakmışlar bu teklife. Bir tek yaşlı
Benekli Öküz olmaz demiş ama kimseye dinletememiş sesini. Zavallı Sarı Öküz
kurban edilmiş aslanlara. Hepsi birden saldırmışlar zavallı ****ün üzerine. Bir
ikisini fırlatmış üstünden ama bitkin düşmüş az sonra. Çırpınmış haykırmış yardım istemiş yalvarmış ama yokmuş onu işiten.
Diğerleri üzülmüşler üzülmesine ama elden ne gelir ki. Bütün sürünün selameti
için bir **** gerekliymiş bu.
Gerçekten
de günlerce sürüye hiç bir saldıran olmamıs. Huzur içinde geçer olmuş günleri.
Ama aslan milleti bu ne kadar sabreder ki. Hele **** etinin tadını
aldıktan sonra. Acıktık demişler Topal Aslana daha bir kaç hafta bile
geçmemişken. O da yine almış yanına bir kaçını
bir defa
daha gitmiş Boz Öküz'ün yanına.
- 'Selam' diye girmiş söze. ' Gördünüz
ya biz aslanlar ne denli uysal milletiz. Doğru kararınız için sizi bir daha
kutlamak isterim. Siz de huzur içindesiniz biz de. Ne mutlu. Yalnız
buraya bunları söylemek için gelmedim. Büyük bir problemimiz var.'
-
'Nedir?' demiş Boz Öküz merakla..
- 'Şu sizin Uzun Kuyruk' demiş Topal
Aslan. Öyle uzun bir kuyruğu var ki nereden baksak görünüyor. O kuyruğunu
salladıkça bizim de aklımız başımızda gidiyor. Gözümüz dönüyor sürüye saldırmamak içın kendimizi zor
tutuyoruz. Halbuki siz öylemi ya hepiniz normal kuyruklusunuz. Bir onun
suçu yüzünden korkarım hepiniz zarar göreceksiniz. Gelin verin onu bize bu
mevzuyu burada kapatalım. Eskisi gibi barış ve sevgi içinde iki taraf da
hayatını sürdürsün.'
Boz Öküz yine istişare yapmış sürünün ulularıyla.
Yine sadece Benekli Öküz ölmüş karşı çıkan. Hepsi de verelim gitsin demişler.
İstişare daha da kısa sürmüş bu defa. Dışlamışlar Uzun Kuyruk'u sürüden. Saatler
sürmüş zavallının çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş aslanlara. Tekrar
tekrar yinelenmiş bu olanlar. Her geçen gün daha da semirmiş
aslanlar.
Alabildiğince güçlenmişler. Öküzlerse her geçen gün daha da zayıflamışlar seyreldikçe seyrelmişler.
Aslanlar
küstahlastıkça küstahlaşıyorlarmış. Artık bir sebeb bile söyleme gereği
duymuyorlarmış. 'Verin bize şu ****ü yoksa karışmayız' derlermiş sadece. Zavallı
****lerin hayır diyebilecek güçleri kalmamış. Hepsi birer birer can
veriyorlarmış aslanların pençesinde. Boz Öküz de aralarında olmak üzere bir kaçı
kalmış en sona. Ne oldu bize ne zaman kaybettik bu harbi aslanlara
karşı oysa ne kadar da güçlüydük? diye sormuş biri
Boz Öküz'e
'Biz' demiş Boz Öküz gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla
titreyerek :
- 'Sarı Öküzü verdiğimiz gün kaybettik bu harbi...'