• Merhaba Ziyaretçi.
    "Hoşgeldin sonbahar "
    konulu resim yarışması başladı. İlgili konuya BURADAN ulaşabilirsiniz. Sizi de beğendiğiniz 2 resmi oylamanız için bekliyoruz...

NECİP FAZIL KISAKÜREK ANILAR

  • Konuyu açan Konuyu açan aslann
  • Açılış tarihi Açılış tarihi

aslann

Ülken İçin Yaşa Aşkın İçin Öl!
Özel üye
Bir gün büyük şair Necip Fazıl Kısakürek'e sahilde rastlayan bir hayranı;
''Üstad, senin bütün mücadelelerin güzel, hizmetlerin eşsiz ama şu tarafın olmasa diye tenkit eder Bunun üzerine Necip Fazıl tebessüm ederek:
''şu boğaz'dan geçen lüks ve güzel gemiyi görüyor musun? Bak ne kadar lüks ve konforlu değil mi? İşte böylesine lüks geminin tuvaleti de vardır'' der

necip-fazil-kisakurek.webp
 
Bir gün Necip Fazıl, bir üniversitede konferansa katılmış
Çıkıp herzamanki gibi Din ve Allah kavramı hakkında konuşmuş
Konuşması bittikten sonra, onunla karşıt görüşlü olan bir Profesör, Necip Fazıl'a 'Siz önceden çıkıp farklı şeyler söylerdiniz, şimdi ise o sözlerinize çelişen şeyler söylüyorsunuz Yazdığınız şiirler hala ezberimdedir bu ne demek oluyor? '
Necip Fazıl'ın cevabı meleklere parmak ısırtacak bir cevap olur 'Benim geçmişim bir çöplüktür ve çöplükleri sadece köpekler kurcalar'
 
Nur Harmanı'nın pırıltılı kalemi Necip Fazıl'ın da içinde bulunduğu uçak, Yeşilköy Havaalanından kalktıktan kısa bir zaman sonra arızalanır ve geri döner Havaalanındakiler merakla, "Ne oldu, nasıl oldu?" diye sorarlar mübareğin cevabı hem teslimiyetçi hem de hikmetli:
"Ahirete kabul etmediler, geri döndük"
 
Mahkemede hakim, Necip Fazıl'a:
- Bak, der Seni bundan böyle bir daha huzurumda görmeyeceğim, öyle değil mi?
Necip Fazıl sorar:
- Hakim Bey, yoksa istifa mı ediyorsunuz?
 
Rahmetli Ustad bir yerde konferans verirken, Ustadi sevemeyen biri konusmayi biraz
dinledikten sonra salondan cikar gibi yapip ustadin onunden gecerken muz kabugunu
Ustadin on tarafina yere atar
Ustad umursamaz bir tavir;
-Burada bir kimlik bulunmustur kayib eden varsa gelip alsin der
 
1960’lı yıllar, Üstad’ın “Sahte Kahramanlar” konferansı ile Türkiye’yi salladığı yıllar İşte bu “Sahte Kahramanlar” dolayısıyla Ankara’ya gittiği zaman, devrin başbakanı bir adamını göndermiş Üstad’a adamın getirdiği mesaj şu:
—Muhterem Üstadım, sayın başbakanımızın size çok selamları var
-Aleyküm Selam ,ne diyor?
—Sahte kahramanlar konferansında kendilerinden söz edilmemesini istiyorlar
Başbakanın adamının sözü bitince şöyle gürlemiş Üstad:
—Var git söyle ona, sahte kahraman olmak da bir seviye işidir Onda bu seviye de yok, merak etmesin bahsetmeyeceğim
 
Kayseri'deydik, bir adam getirdiler, "şununla iki kelime konuş!" dediler bana Adam geldi Elinde sigara, Ramazan günü Anladım ne tip
olduğunu

Hitap ettim:

"- Sigaranı at da öyle gel karşıma!"

Gayet ucuz bir formülü vardır bu işin Günün hemen bütün formülleri gibi

O da aynı şekilde cevap verdi:

"- Allah'ın bildiğini kuldan niye saklıyayım?"

Bu umumî formül

Devam ettim:

"- Allah senin tenasül aletin olduğunu da biliyor Niye saklıyorsun?"

Bozuldu, kala kaldı, hiçbir şeye aklı eremedi "- Senin bu susman mağlûp olman
değildir Şimdi seni mağlûp edeyim dedim; Allah'ın bilmediği bir şey olabilir mi? O her şeyi biliyor Yalnız senin, Allah'ın bildiğini, yalnız ondan af dileyerek ona tahsis etmen ve onun bildiği şeyi ortaya açıkça, hayâsızca dökmemeni gerektiren bir fakülteye malik olman lâzım Sen bundan da mahrum bir bedbahtsın!"
 
Üstad Yenilgi ve mağlubiyeti kabul etmezdi Bir gün bir tren istasyonunda onun sinirli sinirli gezdiğini gören bir hayranı (bazı rivayetlere göre onu sevmeyen biri) sorar:
- Ne oldu Üstad, treni mi kaçırdınız?
Üstad böyle bir ithamı kabul eder mi? Treni kaçırmak bir eksiklik, bir yenilgidir
- Kovdum gitti, der

Yine bir gün Üstad'a sormuşlar:
-Üstad özel arabanız yok mu?
Üstaddüşünmedencevapverir:
-Ona en son bineceğiz.
 
Üstada bir konferans sırasında bir genç sorar:
-Osmanlı emperyalist değil miydi?Cevap dikkate şayandır:
-Evladım eğer Osmanlı emperyalist olsaydı şu anda bu soruyu fransızca değil türkçe sorardın.
 
Necip Fazıl bir konferansında isim vermeden gazetelerin tenkidini yapiyormuş. Fakat o şekilde açık konuşuyormuş ki, bu işlerle çok az ilgili olan dahi hangi gazeteden söz edildiğini anlarmış Dinleyenlerden biri hatibin sözünü keserek: Hangi gazeteden bahsediyorsunuz?
Necip Fazıl sorar:
-Siz ne iş yapıyorsunuz?
-Keresteciyim.
-Belli,otur!
 
Geri
Top