Nero Claudius Caesar Augustus Germanicus
(15 Aralık 37 – 9 Haziran 68)
esas adı Lucius Domitius Ahenobarbus olan ve aynı zamanda Nero Claudius Caesar Drusus Germanicus olarak da bilinen, Julio-Claudian Hanedanı'nın beşinci ve son Roma İmparatoru. Nero, büyük amcası Claudius tarafından tahtın vârisi olarak evlatlık edinilmiştir. Nero Claudius Caesar Drusus olarak, İmparator Claudius'un ölümünün ardından, 13 Ekim 54'de Roma tahtına oturmuştur.
54 - 68 yılları arasında İmparatorluğu yöneten Nero, saltanatı boyunca dikkatini daha çok diplomasi, ticaret ve imparatorluğun kültürel sermayesinin arttırılması üzerine yöneltmiştir. Tiyatrolar yapılmasını emretmiş ve atletizm yarışmaları düzenlemiştir. Saltanatı sırasında, Part İmparatorluğu ile başarılı bir savaş yapılmış ve ardından barış müzakereleri yürütülmüş , 60–61 arasındaki Britinya İsyanı bastırılmış ve Yunanistan'la diplomatik bağlar güçlendirilmiştir. 68 yılında bir askeri darbe ile devrilen Nero, Roma Senatosu'nun idam tehdidi altında, katibi Epaphroditos'un yardımıyla kendini öldürmek zorunda kalmıştır.
Popüler tarih Nero'yu çapkın ve zorba olarak hatırlar; imparator ve Hıristiyanlara ilk zulmedenlerden biri olarak bilinir. Bu hikâyeler, bazı erken dönem Hıristiyan yazarlarla birlikte tarihçiler Tacitus, Suetonius ve Cassius Dio'un anlattıklarına dayanır. Öte yandan bazı eski kaynaklara göre Nero, halkın gözünde hükümdarlığı sırasında ve sonrasında oldukça popülerdi. Nero, güzel sanatlar, müzik ve spor etkinliklerinin coşkulu bir hamisiydi. Kendisini eleştirenler bunun imparatorluğun zararına olduğunu iddia etmişlerdir. Nero'nun saltanatını gerçekle kurguyu birbirinden tamamen ayırarak ele almak mümkün değildir. Fakat Nero'nun Roma yanarken lir çaldığı bilgisi yanlıştır. Yangın sırasında Nero, yangından 56 kilometre uzakta deniz kenarındaki yazlık evindeydi. Nero, haberi aldığında hemen Roma'ya gitti ve yangın söndürme çalışmalarına başladı.
Ailesi
Nero, 15 Aralık 37'de Lucius Domitius Ahenobarbus adıyla, Başkent Roma yakınlarındaki liman kenti Antium'da doğmuştur. Nero, Gnaeus Domitius Ahenobarbus ve İmparator Caligula'nın kız kardeşi Genç Agrippina'nın tek oğludur. Nero sözcüğü, Hint-Avrupa dil ailesine mensup Osco-Umbrian dil grubundan Sabelik dilinde: güçlü, yiğit ve mutlu anlamlarına gelir.
Lucius'un babası Lucius Domitius Ahenobarbus, aynı ismi taşıyan Konsül Gnaeus Domitius Ahenobarbus ve Aemilia Lepida'nın oğullarıdır. Gnaeus, aynı zamanda Marcus Antonius ve Küçük Octavia'nın kızları Yaşlı Antonia tarafından torunudur.Yine Octavia'dan dolayı İmparator Augustus'un 2. kuşak yeğenidir. Nero'un babası praetor olarak görev yapmıştır ve geleceğin imparatoru Caligula'ya doğu seyahatinde eşlik eden görevlilerinin arasından bulunmuştur. Nero'un babası, tarihçi Suetonius tarafından bir katil olarak tasvir edilmiş ve İmparator Tiberius tarafından vatana ihanet, zina ve ensest ile suçlanmıştır. Tiberius'un ölümü bu suçlamalardan kurtulmasını sağlamıştır.Gnaeus, Lucius henüz üç yaşındayken ödem (ya da "su toplanması") sonucu 39 yılında ölmüştür.
Lucius'un annesi Genç Agrippina, Augustus ve karısı Scribonia'nın kızları Yaşlı Julia ve kocası Marcus Vipsanius Agrippa tarafından torununun kızıdır. Agrippina'nın babası Germanicus, Augustus'un karısı Livia'nın ve öte yandan Marcus Antonius ve karısı Octavia'nın torunudur. Germanicus'un annesi Küçük Antonia, Genç Octavia ve Mark Antony'nin kızıdır. Octavia ise Augustus'un ikinci büyük kız kardeşidir. Germanicus aynı zamanda Tiberius'un evlatlık oğludur. Bir çok antik tarihçi Agrippina'yı üçüncü kocası İmparator Claudius'u öldürmekle itham ederler.
İktidara gelişi
Lucius'un imparator olması öngörülen bir şey değildi. Dayısı Caligula saltanatına başladığında yirmi dört yaşındaydı ve kendine bir vâris yapmak için yeterince zamanı vardı. Lucius'un annesi Agrippina, Caligula'nın gözünden düşmüş ve kocasının ölümünün ardından 39 yılında sürgüne gönderilmişti. Caligula, Lucius'un verasetini üstüne aldı ve yetişmesi için onu daha az varlıklı olan teyzesi Domitia Lepida'nın yanına gönderdi.
Caligula'nın hiçbir vârisi olmadı. Karısı Caesonia, küçük kızları Julia Drusilla ile birlikte 41 yılında öldürüldü.Bunun ardından Caligula'nın amcası Claudius imparator oldu.Claudius, Agrippina'nın sürgünden dönmesine izin verdi.
Claudius, Messalina ile evlenmeden önce iki evlilik yapmıştı.Önceki evliliklerinden aralarında genç yaşta ölen Drusus da olmak üzere üç çocuk sahibi olmuştu.Messalina ile olan evliliğinden Claudia Octavia (d. 40) ve Britannicus (d. 41) adlarından iki çocuğu daha olmuştu. Messalina, 48 yılında Claudius tarafından idam ettirildi. 49 yılında Claudius Agrippina ile dördüncü evliliğini yaptı. Claudius, politik olarak yardımı olacağını düşündüğü için Lucius'u resmi olarak 50 yılında evlatlık edindi ve adını Nero Claudius Caesar Drusus olarak değiştirdi. Nero, üvey kardeşi Britannicus'dan daha büyüktü ve böylece tahtın vârisi haline geldi.
Nero, 51 yılında henüz on dört yaşındayken yetişkin ilan edildi. Senatoya girmenin ilk basamağı olan prokonsül olarak atandı, Claudius'la birlikte halk önünde görünmeye başladı ve sikkeler üzerinde tasvir edilmeye başladı. 53 yılında üvey kardeşi, Claudia Octavia ile evlendi.
İmparator
Erken dönem saltanatı
Claudius 54 yılında öldü ve Nero imparator ilan edildi. Rivayetler oldukça fazla olmakla birlikte birçok eski tarihçi Claudius'un Genç Agrippina tarafından zehirlendiğini iddia eder. Nero'nun Cladius'un ölümü konusunda ne kadar bilgi sahibi olduğu ya da işin içinde ne ölçüde yer aldığı bilinmemektedir. Ancak Suetonius:
...[Nero] imparatorun öldürülmesini teşvik eden kişi değilse bile, en azından Cladius'un öldürülmesinde kullanılan mantarları "Yunan atasözünün dediği gibi tanrıların yiyeceği" diyerek övmesi ile açıkça kabul ettiği gibi onun sır ortağıdır
Nero, on altı yaşında o güne kadarki en genç imparator olarak başa geçti. Eski tarihçiler Nero'nun saltanatının ilk dönemlerinde, özellikle de ilk yılında, annesi Genç Agrippina'nın, hocası Lucius Annaeus Seneca ve Praetorian Prefect'i Sextus Afranius Burrus'un fazlasıyla etkisi altında kaldığını aktarırlar. Nero'nun yönetiminin ilk birkaç yılı "iyi bir yönetim" örneği olarak bilinir. İmparatorlukta olan bitenler etkin bir şekilde yürütüldü ve Roma Senatosu devlet işleyişinde elde ettiği etkinin keyfini çıkardı.
Nero'un saltanatının hemen başlarında Agrippina ve Nero'nun iki akıl hocası Seneca ve Burrus arasındaki nüfuz mücadelesi nedeniyle sorunlar baş gösterdi. 54 yılında Agrippina, Nero'nun Ermeni heyetini kabul ettiği sırada hemen yanına oturmayı denedi ancak Seneca onu durdurarak olası bir diplomatik skandalı büyümeden engelledi. Nero'nun arkadaşları da Agrippina'ya güvenmiyorlardı ve Nero'yu annesine karşı dikkatli olması konusunda uyarıyorlardı. Nero'nun Octavia ile olan evliliğinde mutsuz olduğu bu sebeple de eski bir köle olan Claudia Acte ile bir ilişkiye girdiği aktarılır. 55 yılında, Agrippina Octavia'dan yana olaya müdahil oldu ve oğlunun Acte'den ayrılmasını talep etti. Nero, Seneca'nın da desteği ile annesinin kişisel ilişkilerine karışmasına engel oldu.
Anlatılana göre Agrippina oğlu üzerindeki etkisinin azalmasıyla tahta çıkması için daha genç bir adaya yöneldi. O sırada henüz on beş yaşında olan Britannicus yasal olarak hâlen bir çocuktu ancak yetişkinliğe ulaşmasına az kalmıştı. Tacitus'un anlattığına göre, Agrippina kendisinin desteğyle Claudius'un öz oğlu Britannicus'un develet nezdinde Nero'nun yerine tahtın gerçek vârisi olarak görüleceğini umut ediyordu. Ancak genç adam yetişkinliğe adım atmasından bir gün önce aniden ve şüpheli bir şekilde öldü. Nero, Britannicus'un bir sara nöbeti sonunda öldüğünü ilan etti ancak eski tarihçilerin hemen hepsi Britannicus'un Nero tarafından zehirlettirildiğini iddia ederler. Tarihçi Suetonius olaydan şöyle bahseder;
[Nero], Britannicus'u zehirlemeye sadece sesini kıskandığından değil (kendi sesinden daha hoş olduğu için) halkın gözünde babasının hatırasından dolayı kendisinden daha fazla saygı görebileceği korkusu ile teşebbüs etmişti
Britannicus'un ölümünü ardından Agrippina, Octavia'ya iftira atmakla suçlandı ve Nero tarafından imparatorluk sarayından gönderildi.
Annesini öldürmesi ve gücünü sağlamlaştırması
Nero ve Poppea Sabina Sikkesi
Nero zaman içerisinde yavaş yavaş gücünü artırdı. 55 yılında, Agrippina'nın müttefilerinden Marcus Antonius Pallas'ı hazinedeki görevinden uzaklaştırdı. Pallas, Burrus'la birlikte imparatorluk tahtına Faustus Cornelius Sulla Felix'i geçirmeye çalışmakla suçlandı. Genç Seneca ise Agrippina ile ilişki kurmak ve zimmetine para geçirmekle itham edildi. Seneca, kendini, Pallas ve Burrus'u temize çıkarmayı başardı.
58 yılında, Nero arkadaşı ve aynı zamanda geleceğin imparatorlarından Otho'nun karısı Poppea Sabina ile romantik bir ilişkiye girdi. Anlatılanlara göre Octavia'dan boşanarak Poppaea ile evlenmesi Agrippina hayatta olduğu sürece siyasi açıdan mümkün olmadığından 59 yılında Nero annesinin öldürülmesini emretti. Bazı modern tarihçilere göre ise Nero'yu annesini öldürtmeye iten şey Agrippina'nın Nero'nun yerine tahta Rubellius Plautus'u geçirmeyi planlamasıydı. Suetonius'a göre, Nero annesini önceden planlanmış bir deniz kazasında öldürtmeyi planlamıştı ancak Agrippina kurtulunca, idam ettirdi ve intihar süsü verdi.
Annesini öldürten Nero'nun pişmanlığı, John William Waterhouse, 1878.
62 yılında Nero'nun akıl hocası Burrus öldü. Buna ilaveten, Seneca bir kere zimmetine para geçirmekle suçlandı. Seneca Nero'dan kamu işlerinden emekli olmak için izin istedi. Nero Claudia Octavia'dan kısır olduğu gerekçesi ile boşandı ve Poppaea ile evlenebilmek için onu sürgüne gönderdi.Halkın tepkisi üzerine, Nero Octavia'nın sürgünden geri dönmesini kabul etmek zorunda kaldı, ancak dönüşünden kısa bir süre sonra Octavia idam edildi.
Nero ve Senato'ya karşı ilk vatana ihanet suçlaması 62 yılında yapıldı. Senato, bir şölen sırasında Nero hakkında olumsuz konuşan praetor Antistius'u ölüme mahkûm etti. Daha sonra Nero bir kitabında Senato'ya iftira atan Fabricius Veiento'nun idam edilmesini emretti. Tacitus Gaius Calpurnius Piso önderliğindeki suikast komplosunun o yıl başladığını yazar. Gücünü sağlamlaştırmak için, Nero 62 ve 63 yılları boyunca aralarında Pallas, Rubellius Plautus, Faustus Cornelius Sulla Felix ve Doryphorus'un da bulunduğu birçok kişiyi öldürttü. Suetonius'a göre bu süreçte Nero, "her hangi bir ayrım ya da ılımlılık göstermeden canının çektiği herkesi öldürttü."
Nero gücünü sağlamlaştırmak için ufak ufak Senato'nun gücünü de el koyuyordu. 54 yılında, Nero Senato'ya Cumhuriyet döneminde sahip olduğuna eşdeğer güçler vaad etti. 65 yılına gelindiğinde, senatörler ellerinde hiç güç kalmadığından şikayet ediyorlardı ve bu Pisonia Tertibi'ne yol açtı.
Partlarla Savaşı ve Barış
Nero'un 55 yılında tahta geçmesinin hemen ardından, Roma'ya tabi Ermenistan krallığı kendi prensi Rhadamistus'u devirdi ve yerine Part prensi Tiridates'i getirdi. Bu hareket, Romalılarca topraklarının Partlar tarafında işgali olarak algılandı. Roma, genç imparatorun bu durumla nasıl başa çıkacağı konusunda kaygılıydı. Nero vakit kaybetmeden Gnaeus Domitius Corbulo komutasındaki orduyu bölgeye gönderdi.Partlar geçici olarak Ermenistan'ın kontrolünü Roma'ya bıraktılar.
Barış çok uzun sürmedi ve 58 yılında savaş tam anlamıyla başladı. Part Kralı I. Vologases kardeşi Tiridates'in Ermenistan'ı terk etmesine karşı çıktı. Persler Ermenistan topraklarının tamamını işgale başladılar. Komutan Corbulo, Part ordusunun büyük bölümünü aynı yıl içerisinde ortadan kaldırdı. Tiridates geri çekildi ve Roma, Ermanistan'ın büyük bölümünün kontrolünü ele geçirdi.
Nero'nun bu ilk zaferi halk tarafından coşkuyla karşılandı. Tigranes adında, Roma'da yetişmiş bir Kapadokya soylusu Nero tarafından Ermenistan'ın yeni yöneticisi olarak atandı. Corbulo, başarılarından dolayı Suriye valiliği ile ödüllendirildi.
Part İmparatorluğu, 60 yılı civarı, Nero'nun Part İmparatorluğu ile yapmış olduğu barış antlaşması içeride tam bir politik zaferdi ve bu sebeple Doğuda çok sevilmişti.
62 yılında, Tigranes Part şehri Adiabene'ye saldırdı. Roma ve Part İmparatorluğu bir kere daha savaştaydılar ve bu durum 63 yılına kadar devam etti. Partlar, Roma eyaleti Suriye'ye yönelik bir saldırı hazırlığına başladılar. Her ne kadar Corbulo Nero'yu savaşı sürdürmeye ikna etmeye çalıştıysa da Nero barış anlaşması yapamyı tercih etti.Roma'da, doğudan yapılan gıda tedariği ve bütçe açıkları konusunda bir endişe vardı.
Barış anlaşmasının sonucunda Tiridates yeniden Ermenistan kralı oldu ancak tacını Roma'da İmparator Nero'nun elinden giydi. Gelecekte, Ermenistan kralı bir Part prensi olacaktı ancak ataması Romalıların onayına tabi olacaktı. Tiridates, Roma'ya gelmeye merasimlerde bulunmaya zorlanması Roma'nın hâkimiyetini sembolize ediyordu. Roma halkının, bu anlaşma sayesinde kurtulan hayatlardan dolayı oldukça mutlu olduğu anlatılır.
63 yılında yapılan bu barış antlaşması, siyasi açıdan Nero için çok önemli bir zaferdi. Nero, İmparatorluğun Doğu eyaletlerinde ve doğal olarak Part İmparatorluğunda da oldukça popüler hale geldi. Partlar ve Romalılar arasındaki barış, Roma İmparatoru Trajan'ın Ermenistan'ı işgal ettiği 114 yılına kadar yaklaşık 50 yıl boyunca sürdü.
Hatta, Nero'dan son derece olumsuz bahseden Suetonius bile, Nero ve Partlarla ilgili olarak şöyle der:
Partların kralı Vologaesus, Senato'ya ciddi bir talep olarak müttefikliğin yenilenmesi için son sözünü gönderdiğinde, bunun onuru Nero'nun hatırasına yazıldı. Aslında, yirmi yıl sonra, ben genç bir adamken, karanlık kökene sahip biri olarak görünürken bile, Nero adı onu gayretle destekleyen ve düşmesini hiç istemeyen Partlar arasında hala bir teveccühtü.
Yönetimle ilgili politikaları
Saltanatı boyunca, Nero sık sık toplumun alt sınıflarını koruyan ve memnun eden politikalar yürüttü. Bu sebeple Nero popülerlik takıntısı olmakla eleştirilmiştir.
Nero, 54 yılında Senato'ya daha fazla otonomi sözü vererek hükümdarlığına başladı. İlk yılında, Senato'nun övgüleri arasında yasama konusunda başkalarının onu dikkate almasını yasakladı. Nero'nun başlangıçta yönetimden uzak durduğu ve bu süre içerisinde zamanının çoğunu genelevleri ya da tavernaları ziyaret ederek geçirdiği bilinir.
55 yılıyla birlikte, Nero yönetimde daha faza etkin bir rol almaya başladı. 55 ve 60 yılları arasında dört kez Konsül olarak görev yaptı. Bu dönemle ilgili eski tarihçiler kendisinden olumlu bahseder ve sonraki yıllardaki yönetimiyle olan farklılığına dikkat çekerler.
Nero, alt sınıfların haklarını korumak için çalışmıştır. Bu sınıfın muhatap olduğu kefalet ve cezalar için sınırlamalar getirilmiştir. Aynı zamanda, kanun adamlarının alacağı ücretler de sınırlıydı. Senato'da azat edilmiş köle sınıfının kötü davranışları üzerine tartışmalar vardı ve efendilerin gerekli durumlarda özgürlüğü geri alabilmesi talep ediliyordu. Nero azatlı köleleri destekledi ve patronların bu tip haklar elde etmesini engelledi. Senato'nun, bir kölenin işlediği suçtan ait olduğu evdeki tüm kölelerin sorumlu tutulmasına yönelik bir kanun geçirme denemesi Nero tarafından veto edildi.
Yolsuzlukları azaltmak Nero’nun saltanatında önemli bir yer tutmuştur. Yüksek dereceden memurların fakirlerden çok fazla vergi topladığı suçlamaları üzerine, Nero vergi toplama ayrıcalığını daha düşük seviyeden yetenekli komisyonculara verdi.Nero, magistra ya da vekillerin, rüşvet almak için bir toplanma yeri olabileceği korkusuyla, halka açık eğlencelere gitmesini yasakladı. Buna ilaveten, haraç ve rüşvet suçundan tutuklanan bir çok devlet görevlisi görevden uzaklaştırıldı.
Nero’un eylemleri fakirlerin ekonomik durumlarına yardım etmeyi amaçlıyordu. Fakirlerin haddinden fazla vergilendirildiği yönünde yeni şikayetler gelmeye başlayınca Nero tüm dolaylı vergileri yürürlükten kaldırmaya teşebbüs etti. Senato bu eyleminin fazla aşırı olacağı konusunda onu ikna etti. Bir uzlaşma göstergesi olarak, vergiler % 4,5'dan % 2,5'a düşürüldü. Buna ilaveten, gizli devlet vergi kayıtları halka açık hale getirildi.Yiyecek ithalindeki giderleri düşürmek için, ticaret gemilerinin vergiden muaf olduğu ilan edildi.
Nero candan bir sanat ve gösteri aşığıydı. Bir dizi gymnasium ve tiyatro inşa ettirdi ve oyunculara Yunan tarzı elbiseler giydirdi. Çok büyük gladyatör oyunları düzenlendi. Ayrıca quinquennial Neronia festivalini başlattı. Festival, oyunlar, şiirler ve tiyatro gösterileri içeriyordu. Tarihçiler, o dönemde tiyatronun aşağı tabaka için olduğu şeklinde bir inanış olduğuna ve onları ahlaksızlık ve tembelliğe ittiğine inanıldığına işaret eder. Kimileri Yunan etkisini küçümsemişlerdir. Bazıları ise gösteriler için yapılan devasa harcamaları sorgulamışlardır.
63 yılında bütçe krizinin ilk göstergeleri ortaya çıkmaya başladı. Part savaşı ve gıda nakliyesi sırasında kaybolan kargolar Roma'daki yiyecek fiyatlarını tehdit etmeye başladı. Nero, kamu fonlarının yönetimine yeniden atamalar yaptı, bütçe sorumluluklarını sıkılaştırdı ve hazineye özel bir bağışta bulundu. Ardından Partlarla barış seçeneğini tercih etti. 64 yılında, Roma yandı.Nero, yeniden yapılanma için bir kamu yardım çabasını harekete geçirdi.Varsıl çiftlik sahiplerinin yaşadığı eyaletler yangının ardından ağır biçimde vergilendirildiler.
Nero'nun saltanatının sonlarına doğru bir seri büyük imar projeleri hayata geçirildi. Sıtmayı önlemek için, Nero Ostia bataklıklarını Roma yangınından çıkan molozlarla doldurttu.Yangının ardından büyük Domus Aurea sarayını yaptırttı. 67 yılında , Nero Korint Boğazı'na bir kanal kazdırmaya teşebbüs etti. Bu ve diğer projeler devlet bütçesinin yapısını daha kötü hale gelmesine yol açtı.
Büyük ayaklanmalar ve güç mücadeleleri
Selefleriyle karşılaştırıldığında, Nero'nun saltanatı sırasında Roma'ya görece bir barışın hakim olduğu söylenebilir. Part savaşı, iktidarda bulunduğu süre içinde meydana gelen hemen hemen tek büyük savaştır. Savaştan nefret etmesi nedeniyle hem eleştirilmiş hem de övülmüştür.Birçok Roma imparatoru gibi Nero da saltanatı boyunca çok sayıda isyan ve iktidar mücadelesiyle yüzleşmek zorunda kalmıştır.
Britanya Ayaklanması (Boudica'nın yükselişi)
60 yılında, Vali Gaius Suetonius Paulinus ve birliklerinin Druidlere ait Mona Adası (Anglesey Adası) kuşatmasıyla meşgul olduğu bir sırada, Britanya eyaletinin güneydoğu bölgesindeki kabilelerden Iceniler, kraliçeleri Boudica'nın önderliğinde ayaklandılar. Boudica ve birlikleri, Suetonius Paulinus'un 61 yılında geri dönerek kontrolü ele alıp isyanı bastırana kadar geçen süre içinde üç şehri yerle bir etti. Nero, Suetonius Paulinus'un başka isyanlara yol açabileceği kaygısıyla onun yerine daha pasif olan Publius Petronius Turpilianus'u atadı.
Pisonia Komplosu
65 yılında, Gaius Calpurnius Piso adında bir devlet görevlisi, Nero'ya karşı aralarında praetorian tribün Subrius Flavus ve bir centurion olan Sulpicius Asper'in de olduğu kişilerin yardımıyla bir komplo düzenledi. Tacitus'a göre, komplocuların çoğunun arzusu "devleti imparatordan kurtarmak" ve Cumhuriyet'i yeniden tesis etmekti.Azat edilmiş bir köle olan Milichus bu tertibi öğrendi ve Nero'nun sekreteri Epaphroditos'a haber verdi. Bunun sonucunda tertip başarısız oldu ve aralarında Nero'nun eski arkadaşlarından şair Lucan'ın da bulunduğu komploya adı karışan kişiler idam edildi. Nero'un eski akıl hocası Genç Seneca komplocularla planı konultuğunu kabul etmesi üzerine intihara zorlandı.
Yahudi İsyanı (Birinci Yahudi-Roma Savaşı)
66 yılında, Yunanlılar ve Yahudiler arasında dinî gerilimlerden kaynaklanan Yahudi İsyanı baş gösterdi. 67 yılında Nero, Vespasianus'u düzeni sağlaması için Yahudiye eyaletine gönderdi. Sonunda isyan 70 yılında Nero'nun ölümünden sonra bastırılabildi.Bu isyan Romalıların Kudüs duvarlarını yıkmaları ve Kudüs Tapınağı'nı tahrip etmeleri nedeniyle ünlüdür.
Vindex'in İsyanı
67 yılı sonları ya da 68 yılı başlarında, Galya'daki Gallia Lugdunensis eyaleti valisi Vindex Nero'nun vergi politikalarına karşı ayaklandı. Yukarı Germania valisi Virginius Rufus isyanı bastırması için bölgeye gönderildi. Vindex, destek elde etmek amacıyla Hispanya'daki Hispania Citerior eyaleti valisi Galba'yı imparator olması için çağırdı.Virginius Rufus, Vindex'in birliklerini bozguna uğrattı ve Vindex intihar etti. Galba, bir devlet düşmanı ilan edildi ve lejyonu Clunia şehrinde kuşatıldı.
Galba'nın yükselişi
Nero, imparatorluğun kontrolünü askeri olarak sağlamayı denedi ancak Roma'daki düşmanları eldeki fırsatı hemen kullanıldı. 68 yılı Haziran ayıyla birlikte senato Galba'yı imparator seçti ve Nero halk düşmanı ilan edildi. Praetorian muhafızlara, kendisi de imparator olma hayalleri kuran praetorian prefect Nymphidius Sabinus tarafından Nero'ya ihanet etmeleri için rüşvet verildi. Praetorian muhafızlar Nero'yu tutukladılar ve sonradan aktarıldığına göre intihar etmeye zorladılar.
Nero'nun ölümünün ardından, Roma Dört İmparator Yılı olarak da bilinen bir iç savaş dönemine girdi. Nero'nun ardılları iktidar mücadelesine girdiler. Galba, Otho ve Vitellius, Nero'un generali Vespasianus'un Yahudiye eyaletinden dönerek Roma'da düzeni sağlamasına kadar geçen sürede bir birleri ardınca kısa süreler için imparator oldular.
Büyük Roma Yangını
Büyük Roma Yangını, 64 yılının 18 Haziran'ını 19 Haziran'a bağlayan gece patlak verdi. Yangın, Circus Maximus'un güneydoğu köşesinde çabuk tutuşan mallar satan dükkânlarda başladı.
Halk etkinlikleri
Nero Sikkesi, c. 66. Arka yüzde Ara Pacis.
Nero, dört atın çektiği yarış arabaları kullanmaktan, arp çalmaktan ve şiir okumaktan hoşlanırdı. Hatta imparatorluğun her tarafında diğer sanatçılar tarafından seslendirilen şarkılar düzenlemişti.] Başlangıçta, Nero sadece özel dinleyiciler için şarkı söylerdi.
64 yılıyla birlikte, Nero popülaritesini arttırmak için Neapolis'te halk önünde söylemeye başladı. Yine 65 yılında quinquennial Neronia fetivalinin ikincisinde de şarkı söyledi. Söylendiğine göre Nero ilgi arzuluyordu ancak tarihçilerin , aynı zamanda yazdığına göre Nero halk içinde şarkı söylemesi için Senato, yakın çevresi ve diğer insanlar tarafından cesaretlendirilmişti. Antik tarihçiler ısrarla şarkı söyleme konusundaki tercihini utanç verici bularak eleştirirler.
Bu eleştiriler, günümüzün meşhur "Roma yanarken keman çalıp şarkı söylüyordu" söylencesine de kaynaklık eder. Her ne kadar Nero lir çalabiliyor idi ise de keman çalamazdı; çünkü kemanın icat edilmesine daha çok vardı (Keman 13. yüzyılda icat edilmişti). 13. Yüzyılda ortaya çıkan "İtalyan Lir'i" (lira de braccio) modern keman'ın erken bir formudur ve bu karışıklık günümüz söylencesine yol açmıştır.
Nero, 67 yılında düzenlenen Olimpiyat Oyunları'na Yunanistan ile olan ilişkileri geliştirmek ve Roma hakimiyetini göstermek için katılmaya ikna edildi. Nero bir yarışmacı olarak on atlı araba yarışına katıldı ve arabadan düşmesi sonucu ölümün kıyısından döndü. Aynı etkinliklerde aktör ve şarkıcı olarak da boy gösterdi. Nero tüm bu yarış ve rekabet sırasında her ne kadar sendelemiş olsada, zafer tacları kazandı ve Roma'ya döndüğünde bunlar için bir geçit resmi düzenledi. Bu zaferler imparator olması nedeniyle hakemler tarafından Nero'ya rüşvet olarak verilmiştir
Ölümü
67 yılı sonları ya da 68 yılı başlarında, Gallia Lugdunensis eyaleti valisi Vindex Nero'nun vergi politikalarına karşı ayaklandı. Germanya superior valisi Virginius Rufus isyanı bastırması için bölgeye gönderildi. Vindex, destek elde etmek amacıyla Hispanya'daki Hispania Citerior eyaleti valisi Galba'yı imparator olması için çağırdı.Virginius Rufus, Vindex'in birliklerini bozguna uğrattı ve Vindex bir suikaste kurban gitti. Galba, devlet düşmanı ilan edildi ve lejyonu Clunia şehrinde kuşatıldı.
Nero, imparatorluğun kontrolünü askeri olarak sağlamayı denedi ancak bu fırsat Roma'daki politik düşmanları tarafından hemen aleyhinde kullanıldı. 68 yılı Haziran ayıyla birlikte Senato, artık Galba'nın imparator olmasını onaylamış. ve Nero "halk düşmanı" ilan edilmişti. Praetorian muhafızlara, kendisi de imparator olma hayalleri kuran praetorian prefect Nymphidius Sabinus tarafından Nero'ya ihanet etmeleri için rüşvet verildi.
Tarihçi Suetonius'a göre, Nero geride kalan arkadaşlarıyla beraber Roma'nın varoşlarında bulunan Via Salaria'ya kaçtı. Her ne kadar kaçması konusunda uyarıldıysa da, Nero kalarak intihara hazırlandı.Anlatılanlara göre, praetorian muhafızlar onu tutuklamak için odaya girdiklerinde o çoktan sekreteri Epaphroditos'un yardımıyla kendini hançerlemişti. Bir Roma askeri figürü görmesi üzerine "sadakat budur" dediği anlatılır. Cassius Dio'nun anlattığına göre, son sözleri " Ey Jüpiter, içimde nasıl bir sanatçı yok oluyor!" olmuştur
Ölümüyle birlikte, Julio-Claudian Hanedanı sona ermiştir. Bunu Dört İmparator Yılı olarak da bilinen bir kaos dönemi takip etmiştir.