1. EKONOMİK ÖNLEMLER
1.1. istihdam İle İlgili Önlemler
Türkiye'de görülen işsizlik iki türdür; açık işsizlik ve gizi işsizlik. Gizli işsizliğin en yaygın olduğu sektör tarımdır. Gizli işsizliğin tarım kesiminde yoğun bir hat almasının en belirgin nedeni, tarım ile diğer kesimler arasında akıcılığın olmaması veya yetersizliğidir.
Gizli işsizliğin iklim şartları ile de yakından ilişkisi olduğu söylenebilir. Elverişli ve iyi hava şartlarında tarımsal ürün artıyor ve verim de yükseliyorsa, gizi işsizlik oranı düşebilir. Buna karşılık, kötü iklim şartlarından dolayı ürün kıt ise, emeğin verimi azalır ve böylece işsizlik oranı artabilir .
Tarım kesiminde dikkati çeken diğer bir işsizlik türü de, mevsimlik işsizliktir Açık işsizlik ise, bugün için tarımda olduğu gibi, Türkiye'nin tüm sektör ve iş alanlarında kendini gösterir.
Gerek gizli ve mevsimlik, gerekse de açık işsizlik, yatırımların arttırılması ve sanayileşme hızının yükseltilmesi ile hafifletilebilir. Dikkat edilmesi gereken nokta şudur; yapılan yatırımlar, emek-yoğun türü yatırımlar olmalıdır. Bu tür yatırımlarda bilindiği gibi emek diğer üretim faktörlerinden daha ağır basmakta, bir başka deyişle emek ihtiyacı yüksek seviyede olmaktadır.
20.yüzyıldaki teknolojik gelişme, işsizlik sorununun büyümesine neden olmuştur. Ülkemiz, emek ihraç ettiğine ve büyük işsiz nüfus bulunduğuna göre, hemen her konuda teknoloji ithali yanlış bir tutum sayılabilir. Uluslararası rekabete konu olmayan, sadece ülke halkına hizmet edecek yatırım konularında emek-yoğun konular seçilmelidir. DPT'nin bu konuda Öncelikleri hızla belirlemesi gerekmektedir.
Emek-yoğun yatırımlar ve ekonomik faaliyetler kanımızca şu sektörler olabilir; 1 - Konut inşaası (200 kadar işkolunu harekete geçirmektedir), 2- Sulama işleri (baraj,yapımı ve sulama kanalları inşası büyük Ölçüde insan gücüne dayandırıiabilir), 3- Ulaştırma, şehirlerarası ve köy yolları yapımı ile demiryolu inşaası, büyük ölçüde insan gücüne ihtiyaç olan konulardır, 4- Orman İşleri ve Ağaçlandırma (devamlı şekilde çalışmayı gerektirir), 5- Turizm (alt yapı yatırımlarından sonra, devamlı şekilde eğitilmiş işgücü istihdamı gerektirir). Dikkat edileceği gibi, yukarıda belirttiğimiz tüm sektörler bugün için Türkiye'de hala ihtiyaç duyulan ve açığı olan kesimlerdir.
Ancak bu tür yatırımlar gerçekleştirilirken tüm kırsal yerler, kasabalar ve köylerdeki, daha açık bir deyişle tarımsal işgücü fazlasını bu tür yerleşim yerlerinden koparıp, sanayinin genişlediği kentsel alanlara getirmek ve yerleşmelerini sağlamak pek kolay olmamaktadır.
Çünkü, bir tarım işçisini sanayi işçisi haline getirebilmek için yapılacak yatınm çok büyük miktarları gerektirmektedir. Yani köydeki bir tarım işçisinin kente geldiği zaman işbulup çalışma imkanlarına kavuşturulabilmesi, devletin önemli yatırımları yapmasını gerektirir.
Fakat yılda %2‘yi aşan bir nüfus artış hızını dikkate alırsak bu uygulamanın çok zor olacağı açıktır. Devletin ekonomik ve parasal gücü bunu yapmaya bugünkü koşullar içerisinde, hiçbir zaman elverişli görünmemektedir. O halde kırsal yarler» olduğu gibi kalkındırmak ve oralara iş imkanları götürmek gerekir. Bu gerçek, ekonomik bakımdan kalkınmak için tarıma mı, sanayiye mi öncelik vermek sorununa ışık tutmaktadır. Bugün için hızlı bir sanayileşmeyi geniş ölçüde gerçekleştirmek imkanına sahip olmadığımıza göre, bir süre için tarıma da gereken önem vermek bir zorunluluk gibi görünmektedir. Kırsal bölgeleri yerinde kalkındırmak için bölge plânlaması, halk eğitimi, toplum kalkınması (entegre kalkınma, OR-KÖY) gibi yöntemler tarımsal yayım hizmeti ile desteklenmelidir. Herhangi bir tarımsal yeniliğin köylüye götürülmesi ve benjmsetilmesinde tarımsal yayım faaliyetlerinin ve köy toplum bilim çalışmalarının rolü açıktır .
Bu tip çalışmalar 1.960'dan sonra 1961 Anayasasının kabul ettiği kurumlar aracılığı ile başlamıştır.II. ve III.BYKP'ında da bölge kalkınması ile ilgili bazı esaslar gösterilmiştir. Yatırımların yurt içinde dengeli bir biçimde dağıtmasını sağlayarak çeşitli bölgeler arasındaki bölgesel farklılıktan azaltmak, bölgelere düzenli bir gelişme sağlamak, bu bölgelerin gelişme imkânlarını ortaya çıkarmak bunların başiıcaiarıdır.
Tarım kesiminde işsizliği azaltıcı diğer önlemler tarak; küçük firmaların ve işletmelerin birleşmesi ve ekilebilir toprakların genişletilmesi göster itebilir. Bütün bunlardan başka, özel kesim üzerindeki bazı psikolojik etkenler kaldtrıimah. yatırımı teşvik edici yollar benimsenmeli böylelikle özel kesimin yatırım fanfanmü arttırılması yoluna gidilmelidir. Bununla beraber, vergi açıkları kapatttanalttköktü taiı denetim uygulanmalı ve elde edilen vergi fazlalığı yatırımlara bağianmaltdtf. Diğer çözüm yolu ise, yurt dışında, çalışan işçilerimiz tarafından gönderilen dövizlerin emek-yoğun yatırımlara ayrılmasıdır.
Üzerinde durulması gereken bir başka nokta da; yurt dışında işçilerimizin, halen çalıştıkları ülkelerde devamlı bir şekilde kalmaları bazı nedenlerden mümkün olmayacağından va İlk büyük ekonomik durgunluk halinde tahmin edildiğine göre, dönen kitleye yeni iş alanları sağlayacak yatırımlar yapmak üzere çalışmalara başlanması şarttır. Bunun için yurt dışındaki işçilerimizin tasarrutları ışç Yatırım Bankası ve benzeri kuruluşlar aracılığı ile büyük yatırımlara yöneltilmeli ve bu yerlerde onların yurda dönüşüne kadar yurtiçi işsizlerin bir kısmı yerleştirilmeli, onlar yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ise, bu yapılan iş alanlarında yurda kesin dönen işçiye çalışma imkânları verilmelidir.
1.2. Doğal Kaynaklar ve Optimum Kullanım
Nüfus miktarındaki hızlı artış yeryüzünde hammadde ve beslenme sıkıntısı problemini rtaya çıkarmaktadır. Birleşmiş Milletlerin yaptığı bir çalışmaya göre, İnsanlığın normal bir yaşama düzeyine ulaşması için, besin maddelerinin her yıl %10 oranında artması gerekmektedir, %5'lik bir artış ies, yavaş bir gerçekleşme demektir. Bugün sağlanan artış ise, %1 kadardır. Oysa gelişmekte olan ülkeler has olan bazı faktörler gelişmeyi elverişsiz bir duruma sokmaktadır. Bunlardan biri, doğal kaynaklardan tam olarak yararlanmanın sağlanamamastdtr.
Hammadde ve enerji kaynaklarındaki ilginç durum ise şöyledir; özettikle kömür, petrol ve doğal gaz gibi, enerji kaynaklarının rezervleri günümüzde buyuk ölçüde azalmaktadır.
Bugün doğal kaynakların korunmasında ve kaynakların optimal kullanım alanı sağlamak için çeşitti yöntemler kullanılabilir.
Verimli Üretim ve Yararlanma:
Bazı öyle kaynaklar vardır ki bunlar doğadan bize s imik olarak sunul* muşlardır. Onları yenilemek veya tazelemek mümkün değildir. Nitekimbugün ıçm kömür, petrol ve doğal gaz gibi hammaddelerin rezervleri hayli azalmıştır. Bunun içki, bu tür kaynaklardan maksimum dereceye kadar yararlanmak gerekir. Bir besin maddesi olarak kullanılan ekmek ve benzeri maddelerin yemek artığı larafc atılması israftır. Almanya’da artık patates kabuklarının domuz yiyeceği olarak kullanılması ise, bu tür krunma ve yararlanma yönteminin en güzel örneğidir.
Yerine Koyma (İkame):
Burada kastedilen husus, tükenir kaynaklar yerine, tükenmez kaynaldafdi» yararlanılmasıdır. Kömür veya petrol gibi enerji maddeleri yerine, doğİfİ|H^^H güçlerinden eknomik faaliyetlerde yararlanma, örneğin; elektrik uretimMffİğ akarsulardan, değirmen çalıştırmasında rüzgardan faydalanma ,teknoloji paralelinde, bugün gelişmiş ülkelerde uygulanan güneş enerysindeOiifljj^H yararlanma çalışmaları, bu yöntemin en güzel örneğidir.
Kaynağı Korumak ve Saklamak:
Burada üzerinde durulması garakan nokta, kaynağın güzelliğim, faydasını ve etkinliğini korumak, saklamaktır. Bir başka dayişla kaynağı olduğu şakitda saklamak damaktır. Bugün için Türkiye'de ağacın va bitki Örtüsünün dağarının biiinmadiği kaçınılmaz bir garçaktir. Güzel manzaralı, özallikla turistik atanlarımız iyi korunamamaktadır. Bu görünümün düzeltilmesi için, devlet topraksız vatandaşlara toprak yardımında bulunmalı, bunun karşılığında vatandaştan verilen toprağın bakımını va korunmasını (örneğin; erozyona karşı) istenmelidir. Ayrıca ağaçlandırma haftasındaki tanıtıcı ve eğitici hizmet ve faaliyetler genişletilmeli, doğal güzelliğe sahip bölgelerimiz daha yoğun, etkin bir denetim akında tutul- malıdır.
Envanter va Değerlendirme:
Bir kaynaktan yararlanmak için o kaynağın kapasitesinin; rezerv durumunun, büyüklüğünün ve değerinin bilinmeSkgerekir. Eğer bir kaynağın belirlenen bu Özellikleri, bilinmiyor ve önceden belirlenmemiş ise, üretimin veya yarartanmamn ekonomik bir şekilde yapılıp, yapılamayacağı açıkça bellilenemez. Bu nedenle, doğal kaynaklarımız, özallikla madenlerimiz MTA, ETİBANK ve benzeri resmi kuruluşlarca incelenip, değerlendirilmelidir. Artık bu tip araştırma yöntemlerinde de masa başı uygulamalarından kaçınılmalıdır.
Doğal Sevlyanln Üstüne Çıkmak:
Doğa, kaynaklardan yararlanılması İçin biz te re bazı kolaylıklar sağlamıştır. Ancak, bir doğal kaynağın verimsiz veya pek az verimli olduğu zamanlar da yok değildir. İşte bu zamanlarda, doğal kaynaklardan yararlanma yofuna gidtfebiftoîr. Örneğin; kaynağın yerim ve faydısının modern ve teknolojik araçlarla yükseltilmesi.
Bölgeleme:
Bilindiği özere, gelişmekte olan ülkelerde ve özellikle Türkiye'de sanayi, konutlara sokulur, zarar verir (duman ve gürültü... gibi) bunu karşılık, kendisine bazı faydalar sağlar (ürünlerine pazar, kolay ve ucuz işçi bulma, taşıma maliyetlerinden' tasarruf... gibi). Havayı doğal bir çevre, kaynak olarak düşündüğümüz zaman, sanayinin beraberinde getirdiği zararlara dur demek gerekir. Bu gibi yan etkilerden dolayı, bireylerin yoğun bir şekilde yaşadıklar* kentlerde bu etkilerin önemi arttığından, devlet müdahalesi ve düzenlemeleri ile olumsuz etkiletin hafifletilmesi veya tamamiyle ortadan kaldırılmasına ilişkin ihtiyaçlar artar.
Yine sanayi, fabrikalar kendi üretim amaçlarını, tabiatla büyük zararlar yaratma pahasına gerçekleştirmeye çalışabilirler, örneğin: bir kağıt fabrikası bir gölün ekolojik dengesini umursamadan, göle kirli su ve sanayi artıkları boşaltabilir.
Bu ve benzeri sakıncaları gidermek, doğal kaynaklan etkin bir şekilde krumak içn, hükümetler veya yerel idareler (belediyeler) etkin önmelef atmalıdır. Bunların başında da bölgeleme, yapı ruhsatı alma zorunluluğu ve çevre zararı olan sanayi kurufuştanna üretim maliyeti yükleme gelir.
Şehircilikte Alan Kullanımı ve Bölgeleme:
Kent alanındaki üretim birimleri çevrede yaşayan bireylere ve doğal kaynaklara zarar vermekte ve yan etkilerde bulunmaktadırlar. Bunun ¡çin bu tür etkiler düzenleme kuralları İle azaltılmaya çalışılmalıdır.
Bu nedenle, bazı sanayi (gürültü, zararlı gaz ya da koku çıkaran, ulaşımı tıkayıcı etkileri olan sanayiler) için yerleşim yeri olarak bu etkilerin yaratılamayacağı veya konutlarda yaşayanlarca hissedilmeyeceği bölgeler gösterilir. Bununla beraber sanayi türleri de birbirleri için kuruluş yerinin bir fonksiyonu olarak piyasa dışı etkiler doğururlar. Bu nedenden dolayı, türleri arasında da olumsuz azaltmak için birini diğerinden ayıran kurallar konabilir. Genellikle aynı branşlardaki sanayiler birbirlerine dışardan zarar vermekten çok, dışardan fayda yaratır (girdi olarak emek, malzeme taşımacılığı, pazarlama kolaylığı gibi). Dışardan etkiler aynı tur sanayinin kent alanında bir yerde toplanmasına neden olur. Bölgelemede aynı sanayi kolların birlikte yer gösterilir, birlikte kent dışına çıkarılır.
Bu tür aksaklıkları ortadan kaldırmak ve bölgelemeyi etkin bir şekilde uygulamak için, hükümetlerce çalışmalar yapılmalı ve gerekti yasalar çıkartılma! »dır. Buna karşılık, daha ayrıntılı kullanımlar ana plânlarda (nazım plân) ve uygulama plânlarında belirtilmelidir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, doğal kaynakların korunma şekillerini ve bunların devamı için alınması gerekli önlemleri sıralamış bulunuyoruz. Yapılması gereken işlem, bu önlem ve korunma yollarının ülkemizde gerçekçi ve optimal şekilde uygulanmasıdır.
kaynak:
Koray Başol'un Demografi kitabından.
1.1. istihdam İle İlgili Önlemler
Türkiye'de görülen işsizlik iki türdür; açık işsizlik ve gizi işsizlik. Gizli işsizliğin en yaygın olduğu sektör tarımdır. Gizli işsizliğin tarım kesiminde yoğun bir hat almasının en belirgin nedeni, tarım ile diğer kesimler arasında akıcılığın olmaması veya yetersizliğidir.
Gizli işsizliğin iklim şartları ile de yakından ilişkisi olduğu söylenebilir. Elverişli ve iyi hava şartlarında tarımsal ürün artıyor ve verim de yükseliyorsa, gizi işsizlik oranı düşebilir. Buna karşılık, kötü iklim şartlarından dolayı ürün kıt ise, emeğin verimi azalır ve böylece işsizlik oranı artabilir .
Tarım kesiminde dikkati çeken diğer bir işsizlik türü de, mevsimlik işsizliktir Açık işsizlik ise, bugün için tarımda olduğu gibi, Türkiye'nin tüm sektör ve iş alanlarında kendini gösterir.
Gerek gizli ve mevsimlik, gerekse de açık işsizlik, yatırımların arttırılması ve sanayileşme hızının yükseltilmesi ile hafifletilebilir. Dikkat edilmesi gereken nokta şudur; yapılan yatırımlar, emek-yoğun türü yatırımlar olmalıdır. Bu tür yatırımlarda bilindiği gibi emek diğer üretim faktörlerinden daha ağır basmakta, bir başka deyişle emek ihtiyacı yüksek seviyede olmaktadır.
20.yüzyıldaki teknolojik gelişme, işsizlik sorununun büyümesine neden olmuştur. Ülkemiz, emek ihraç ettiğine ve büyük işsiz nüfus bulunduğuna göre, hemen her konuda teknoloji ithali yanlış bir tutum sayılabilir. Uluslararası rekabete konu olmayan, sadece ülke halkına hizmet edecek yatırım konularında emek-yoğun konular seçilmelidir. DPT'nin bu konuda Öncelikleri hızla belirlemesi gerekmektedir.
Emek-yoğun yatırımlar ve ekonomik faaliyetler kanımızca şu sektörler olabilir; 1 - Konut inşaası (200 kadar işkolunu harekete geçirmektedir), 2- Sulama işleri (baraj,yapımı ve sulama kanalları inşası büyük Ölçüde insan gücüne dayandırıiabilir), 3- Ulaştırma, şehirlerarası ve köy yolları yapımı ile demiryolu inşaası, büyük ölçüde insan gücüne ihtiyaç olan konulardır, 4- Orman İşleri ve Ağaçlandırma (devamlı şekilde çalışmayı gerektirir), 5- Turizm (alt yapı yatırımlarından sonra, devamlı şekilde eğitilmiş işgücü istihdamı gerektirir). Dikkat edileceği gibi, yukarıda belirttiğimiz tüm sektörler bugün için Türkiye'de hala ihtiyaç duyulan ve açığı olan kesimlerdir.
Ancak bu tür yatırımlar gerçekleştirilirken tüm kırsal yerler, kasabalar ve köylerdeki, daha açık bir deyişle tarımsal işgücü fazlasını bu tür yerleşim yerlerinden koparıp, sanayinin genişlediği kentsel alanlara getirmek ve yerleşmelerini sağlamak pek kolay olmamaktadır.
Çünkü, bir tarım işçisini sanayi işçisi haline getirebilmek için yapılacak yatınm çok büyük miktarları gerektirmektedir. Yani köydeki bir tarım işçisinin kente geldiği zaman işbulup çalışma imkanlarına kavuşturulabilmesi, devletin önemli yatırımları yapmasını gerektirir.
Fakat yılda %2‘yi aşan bir nüfus artış hızını dikkate alırsak bu uygulamanın çok zor olacağı açıktır. Devletin ekonomik ve parasal gücü bunu yapmaya bugünkü koşullar içerisinde, hiçbir zaman elverişli görünmemektedir. O halde kırsal yarler» olduğu gibi kalkındırmak ve oralara iş imkanları götürmek gerekir. Bu gerçek, ekonomik bakımdan kalkınmak için tarıma mı, sanayiye mi öncelik vermek sorununa ışık tutmaktadır. Bugün için hızlı bir sanayileşmeyi geniş ölçüde gerçekleştirmek imkanına sahip olmadığımıza göre, bir süre için tarıma da gereken önem vermek bir zorunluluk gibi görünmektedir. Kırsal bölgeleri yerinde kalkındırmak için bölge plânlaması, halk eğitimi, toplum kalkınması (entegre kalkınma, OR-KÖY) gibi yöntemler tarımsal yayım hizmeti ile desteklenmelidir. Herhangi bir tarımsal yeniliğin köylüye götürülmesi ve benjmsetilmesinde tarımsal yayım faaliyetlerinin ve köy toplum bilim çalışmalarının rolü açıktır .
Bu tip çalışmalar 1.960'dan sonra 1961 Anayasasının kabul ettiği kurumlar aracılığı ile başlamıştır.II. ve III.BYKP'ında da bölge kalkınması ile ilgili bazı esaslar gösterilmiştir. Yatırımların yurt içinde dengeli bir biçimde dağıtmasını sağlayarak çeşitli bölgeler arasındaki bölgesel farklılıktan azaltmak, bölgelere düzenli bir gelişme sağlamak, bu bölgelerin gelişme imkânlarını ortaya çıkarmak bunların başiıcaiarıdır.
Tarım kesiminde işsizliği azaltıcı diğer önlemler tarak; küçük firmaların ve işletmelerin birleşmesi ve ekilebilir toprakların genişletilmesi göster itebilir. Bütün bunlardan başka, özel kesim üzerindeki bazı psikolojik etkenler kaldtrıimah. yatırımı teşvik edici yollar benimsenmeli böylelikle özel kesimin yatırım fanfanmü arttırılması yoluna gidilmelidir. Bununla beraber, vergi açıkları kapatttanalttköktü taiı denetim uygulanmalı ve elde edilen vergi fazlalığı yatırımlara bağianmaltdtf. Diğer çözüm yolu ise, yurt dışında, çalışan işçilerimiz tarafından gönderilen dövizlerin emek-yoğun yatırımlara ayrılmasıdır.
Üzerinde durulması gereken bir başka nokta da; yurt dışında işçilerimizin, halen çalıştıkları ülkelerde devamlı bir şekilde kalmaları bazı nedenlerden mümkün olmayacağından va İlk büyük ekonomik durgunluk halinde tahmin edildiğine göre, dönen kitleye yeni iş alanları sağlayacak yatırımlar yapmak üzere çalışmalara başlanması şarttır. Bunun için yurt dışındaki işçilerimizin tasarrutları ışç Yatırım Bankası ve benzeri kuruluşlar aracılığı ile büyük yatırımlara yöneltilmeli ve bu yerlerde onların yurda dönüşüne kadar yurtiçi işsizlerin bir kısmı yerleştirilmeli, onlar yurda kesin dönüş yaptıktan sonra ise, bu yapılan iş alanlarında yurda kesin dönen işçiye çalışma imkânları verilmelidir.
1.2. Doğal Kaynaklar ve Optimum Kullanım
Nüfus miktarındaki hızlı artış yeryüzünde hammadde ve beslenme sıkıntısı problemini rtaya çıkarmaktadır. Birleşmiş Milletlerin yaptığı bir çalışmaya göre, İnsanlığın normal bir yaşama düzeyine ulaşması için, besin maddelerinin her yıl %10 oranında artması gerekmektedir, %5'lik bir artış ies, yavaş bir gerçekleşme demektir. Bugün sağlanan artış ise, %1 kadardır. Oysa gelişmekte olan ülkeler has olan bazı faktörler gelişmeyi elverişsiz bir duruma sokmaktadır. Bunlardan biri, doğal kaynaklardan tam olarak yararlanmanın sağlanamamastdtr.
Hammadde ve enerji kaynaklarındaki ilginç durum ise şöyledir; özettikle kömür, petrol ve doğal gaz gibi, enerji kaynaklarının rezervleri günümüzde buyuk ölçüde azalmaktadır.
Bugün doğal kaynakların korunmasında ve kaynakların optimal kullanım alanı sağlamak için çeşitti yöntemler kullanılabilir.
Verimli Üretim ve Yararlanma:
Bazı öyle kaynaklar vardır ki bunlar doğadan bize s imik olarak sunul* muşlardır. Onları yenilemek veya tazelemek mümkün değildir. Nitekimbugün ıçm kömür, petrol ve doğal gaz gibi hammaddelerin rezervleri hayli azalmıştır. Bunun içki, bu tür kaynaklardan maksimum dereceye kadar yararlanmak gerekir. Bir besin maddesi olarak kullanılan ekmek ve benzeri maddelerin yemek artığı larafc atılması israftır. Almanya’da artık patates kabuklarının domuz yiyeceği olarak kullanılması ise, bu tür krunma ve yararlanma yönteminin en güzel örneğidir.
Yerine Koyma (İkame):
Burada kastedilen husus, tükenir kaynaklar yerine, tükenmez kaynaldafdi» yararlanılmasıdır. Kömür veya petrol gibi enerji maddeleri yerine, doğİfİ|H^^H güçlerinden eknomik faaliyetlerde yararlanma, örneğin; elektrik uretimMffİğ akarsulardan, değirmen çalıştırmasında rüzgardan faydalanma ,teknoloji paralelinde, bugün gelişmiş ülkelerde uygulanan güneş enerysindeOiifljj^H yararlanma çalışmaları, bu yöntemin en güzel örneğidir.
Kaynağı Korumak ve Saklamak:
Burada üzerinde durulması garakan nokta, kaynağın güzelliğim, faydasını ve etkinliğini korumak, saklamaktır. Bir başka dayişla kaynağı olduğu şakitda saklamak damaktır. Bugün için Türkiye'de ağacın va bitki Örtüsünün dağarının biiinmadiği kaçınılmaz bir garçaktir. Güzel manzaralı, özallikla turistik atanlarımız iyi korunamamaktadır. Bu görünümün düzeltilmesi için, devlet topraksız vatandaşlara toprak yardımında bulunmalı, bunun karşılığında vatandaştan verilen toprağın bakımını va korunmasını (örneğin; erozyona karşı) istenmelidir. Ayrıca ağaçlandırma haftasındaki tanıtıcı ve eğitici hizmet ve faaliyetler genişletilmeli, doğal güzelliğe sahip bölgelerimiz daha yoğun, etkin bir denetim akında tutul- malıdır.
Envanter va Değerlendirme:
Bir kaynaktan yararlanmak için o kaynağın kapasitesinin; rezerv durumunun, büyüklüğünün ve değerinin bilinmeSkgerekir. Eğer bir kaynağın belirlenen bu Özellikleri, bilinmiyor ve önceden belirlenmemiş ise, üretimin veya yarartanmamn ekonomik bir şekilde yapılıp, yapılamayacağı açıkça bellilenemez. Bu nedenle, doğal kaynaklarımız, özallikla madenlerimiz MTA, ETİBANK ve benzeri resmi kuruluşlarca incelenip, değerlendirilmelidir. Artık bu tip araştırma yöntemlerinde de masa başı uygulamalarından kaçınılmalıdır.
Doğal Sevlyanln Üstüne Çıkmak:
Doğa, kaynaklardan yararlanılması İçin biz te re bazı kolaylıklar sağlamıştır. Ancak, bir doğal kaynağın verimsiz veya pek az verimli olduğu zamanlar da yok değildir. İşte bu zamanlarda, doğal kaynaklardan yararlanma yofuna gidtfebiftoîr. Örneğin; kaynağın yerim ve faydısının modern ve teknolojik araçlarla yükseltilmesi.
Bölgeleme:
Bilindiği özere, gelişmekte olan ülkelerde ve özellikle Türkiye'de sanayi, konutlara sokulur, zarar verir (duman ve gürültü... gibi) bunu karşılık, kendisine bazı faydalar sağlar (ürünlerine pazar, kolay ve ucuz işçi bulma, taşıma maliyetlerinden' tasarruf... gibi). Havayı doğal bir çevre, kaynak olarak düşündüğümüz zaman, sanayinin beraberinde getirdiği zararlara dur demek gerekir. Bu gibi yan etkilerden dolayı, bireylerin yoğun bir şekilde yaşadıklar* kentlerde bu etkilerin önemi arttığından, devlet müdahalesi ve düzenlemeleri ile olumsuz etkiletin hafifletilmesi veya tamamiyle ortadan kaldırılmasına ilişkin ihtiyaçlar artar.
Yine sanayi, fabrikalar kendi üretim amaçlarını, tabiatla büyük zararlar yaratma pahasına gerçekleştirmeye çalışabilirler, örneğin: bir kağıt fabrikası bir gölün ekolojik dengesini umursamadan, göle kirli su ve sanayi artıkları boşaltabilir.
Bu ve benzeri sakıncaları gidermek, doğal kaynaklan etkin bir şekilde krumak içn, hükümetler veya yerel idareler (belediyeler) etkin önmelef atmalıdır. Bunların başında da bölgeleme, yapı ruhsatı alma zorunluluğu ve çevre zararı olan sanayi kurufuştanna üretim maliyeti yükleme gelir.
Şehircilikte Alan Kullanımı ve Bölgeleme:
Kent alanındaki üretim birimleri çevrede yaşayan bireylere ve doğal kaynaklara zarar vermekte ve yan etkilerde bulunmaktadırlar. Bunun ¡çin bu tür etkiler düzenleme kuralları İle azaltılmaya çalışılmalıdır.
Bu nedenle, bazı sanayi (gürültü, zararlı gaz ya da koku çıkaran, ulaşımı tıkayıcı etkileri olan sanayiler) için yerleşim yeri olarak bu etkilerin yaratılamayacağı veya konutlarda yaşayanlarca hissedilmeyeceği bölgeler gösterilir. Bununla beraber sanayi türleri de birbirleri için kuruluş yerinin bir fonksiyonu olarak piyasa dışı etkiler doğururlar. Bu nedenden dolayı, türleri arasında da olumsuz azaltmak için birini diğerinden ayıran kurallar konabilir. Genellikle aynı branşlardaki sanayiler birbirlerine dışardan zarar vermekten çok, dışardan fayda yaratır (girdi olarak emek, malzeme taşımacılığı, pazarlama kolaylığı gibi). Dışardan etkiler aynı tur sanayinin kent alanında bir yerde toplanmasına neden olur. Bölgelemede aynı sanayi kolların birlikte yer gösterilir, birlikte kent dışına çıkarılır.
Bu tür aksaklıkları ortadan kaldırmak ve bölgelemeyi etkin bir şekilde uygulamak için, hükümetlerce çalışmalar yapılmalı ve gerekti yasalar çıkartılma! »dır. Buna karşılık, daha ayrıntılı kullanımlar ana plânlarda (nazım plân) ve uygulama plânlarında belirtilmelidir.
Yukarıda da belirttiğimiz gibi, doğal kaynakların korunma şekillerini ve bunların devamı için alınması gerekli önlemleri sıralamış bulunuyoruz. Yapılması gereken işlem, bu önlem ve korunma yollarının ülkemizde gerçekçi ve optimal şekilde uygulanmasıdır.
kaynak:
Koray Başol'un Demografi kitabından.