Dedikodu, küçük düşürme, arkadan vurma...
Ofis içi çatışmalar, çalışma hayatını cehenneme çevirebilir.
Bu ortama kafa tutmayı aklınıza koyduysanız, yalnız olmadığınızı bilin!
"Beş yıl önce bir dergide editör olarak işe başladığımda, orada benden daha uzun süredir bulunan ama alt pozisyonda çalışan birisi vardı. Yerime geçmek istiyordu ve bunun için hayatımı cehenneme çevirmekte kararlıydı. Beni alt etmek için yöneticilere yalan söylemekten, hakkımda dedikodular yaymaya kadar denemediği oyun kalmadı" diye anlatıyor Deniz.
"Sonra işini yapmamaya başladı... Sürekli beni zor durumda bırakıyordu. Yöneticilerle arası iyi olduğu için de başı derde girmiyordu." Çalıştığınız ortama bir bakın. Herhalde sizin iş yerinizde de türlü türlü ayak oyunları dönüyordur.
Birileri birilerinin arkasından konuşur, bir grup insan bir kişiyi devre dışı bırakmaya çalışır ya da bir yönetici başkasının yaptığı projenin altına kendi imzasını atar.
İşyerindeki tüm bu karmaşanın yarattığı dalgalı sularda hayatta kalmaya çalışmak yorucu ve moral bozucu bir iş elbette.
Bu süre boyunca yapayalnız olduğunuzu hissedebilirsiniz.
Ama hemen herkes iş hayatının bir noktasında olumsuz ve yıpratıcı ofis politikalarıyla sorun yaşamıştır.
Bunlarla baş etmek için öncelikle kimliğinizden ödün vermemek ve işleri değiştirmek için sorumluluk almak zorundasınız.
Deniz de, sorunu çözmek için elini taşın altına koymuş: "En sonunda o kadar yoruldum ve sıkıldım ki, patrona onunla bir daha çalışmak istemediğimi söyledim. Bunun için mantıklı nedenlerimi de uzun uzun anlattım elbette. Aynı gün işine son verildi."
Görmezden gelin ama nasıl
Ofis oyunları mümkün olduğunca görmezden gelmek felsefeniz olmalı.
Bu tür oyunlarla zaman geçirenler genellikle dikkatlerini kendi işlerine yeterince veremezler. Bu da öne çıkmak için size fırsat yaratır.
Çok çalışmaya devam ettiğiniz sürece eninde sonunda çabalarınız fark edilir.Ancak oyunları görmezden gelmek her zaman mümkün olmayabiliyor. Yine de, hayatınızı zorlaştıran insanlara karşı bile oyunlara başvurmamalı, onlara olması gerektiği gibi davranmaya devam etmelisiniz.
Elbette bu, yapılanlara boyun eğmeniz anlamına gelmiyor.
Kendinizi kurban gibi görmek, dışarıdan da böyle görünmenize neden olur. İçinizde neler yaşarsanız yaşayın, kendinize güveniniz hiç sarsılmıyormuş gibi davrandığınız sürece size kimse dokunamayacaktır.
Size yalnız olmadığınızı göstermek için, başarılı kadınlara kendi deneyimlerini sorduk. Onların önerileriyle, uzman görüşlerini derleyip, işyeri oyunlarıyla başa çıkabilmeniz için tavsiyeler içeren bir rehber hazırladık.
İş yeri oyunlarından galip çıkın
Ortamda dönen oyunları gözleyin, ama dahil olmayın
Dışadönük ve samimi bir yapınız varsa, insanlardan oyunlara dahil olmayacak kadar uzak durmak size zor gelebilir, ama yapmanız gereken şey bu.
Fazla öne çıkmayın ve geri planda kalıp herkesi gözleyin. Bilgi güç demektir ve sizi iş yapmak yerine oyunlarla uğraşan insanlardan farklı kılar.
Her ortamda profesyonelliğinizi koruyun
Bu, iş hayatına dair alabileceğiniz en önemli derslerden biri.
İş çevrenizde özel hayatınızla değil, işinizle tanının.
Birlikte bir şeyler içmeye çıktığınızda bile hayatınızın bütün detaylarım insanlarla paylaşmayın.
Dedikodunun, uygunsuz esprilerin ve aşkın iş yerinde yeri yoktur.
Saygı görmek, sevilmekten daha önemlidir.
Saygınlığınıza sahip çıkın
Eğer hakkınızda olmadık bir dedikodu yayıldığını fark ederseniz kendinizi koruyun. Eğer dedikodunun kaynağını biliyorsanız, ilgili kişiyle suçlamada bulunmadan sakin bir tavırla konuşun. Eğer konuşurken doğru sözcükleri seçemeyeceğinizi düşünüyorsanız, e-posta da yazabilirsiniz; ama bunun yazılı bir kayıt olduğunu asla unutmayın. Eğer sorunu kendiniz çözemezseniz, bir üstünüzden yardım alabilirsiniz, ama bu tür işlere yönetimi karıştırmamak her zaman en doğrusudur.
Kurum kültürünü yorumlamayı öğrenin
Yeni bir işe başladığınızda, insanların konuşma ve giyim tarzlarına bakın. Şirketin misyonunu inceleyin. Bunun çalışanlara ve işyerine nasıl yansıdığını gözleyin.
Örneğin, çevre dostu bir şirkette, bu konuda hassas insanlarla birlikte çalışıyorsanız, cip kullandığınızı öne çıkartmak sizi kesinlikle daha sevilir birisi yapmayacaktır.
Patron hakkında konuşmayın
İş arkadaşlarınızın patrondan şikayet etmesi hep zor bir sınavdır.
Eğer siz de katılırsanız, patronunuza sadakatsizlik etmiş olursunuz. Katılmazsanız, grubun dışında kalırsınız.
Bu gibi durumlarda patronunuzla ilgili başka bir konuya atlamayı deneyin ya da konuyu değiştirin.
İşleri yazılı yürütün
Gün gelir, sakladığınız e-postalar kariyerinizi kurtarır. Eğer bir konunun sorun çıkarabileceğini düşünüyorsanız, ofis içinde tüm iletişimi e-postayla ya da bir şekilde yazılı olarak yapın. Yazılı belgeler performans değerlendirmesinde de işe yarayabilir.
Kendinizi pazarlamayı öğrenin
Üstünüzdeki insanların görüşmelerde ve toplantılarda nasıl davrandıklarını izleyin. Onlar doğru insanlara kendilerini doğru şekilde tanıtmayı ve pazarlamayı bilirler. Bu pazarlamanın en büyük alam toplantı odalarıdır ve bunu sizin için başkaları asla yapmayacaktır.
'Kraliçe Arı' sendromuna girmeyin
Klişe olsa da, iş dünyasında kadınlar birbirine tutunmak ve destek vermek zorundalar. Oysa iş yerleri genellikle kadınların savaş alanı gibidir. İyi bir takım oyuncusu olun ve hedefinize ulaşmak için diğerleriyle birlikte çalışın. İyi fikirleri üstlenmeden desteklemeyi de unutmayın. İş dünyasındakadın olmak, birbiriyle savaşmadan da yeterince zor!
İnsanlara yardımcı olun
Elbette işinizde sorumluluklarınız önce gelir, ama fazla zamanınızı almayacaksa, başkalarına yardımcı olmak size büyük fayda sağlar. İş arkadaşınızı işten sonra gideceği yere bırakın, otomobilinin farlarını açık bırakan arkadaşınızı uyarın,
Excel kullanmayı bilmeyen birine anlatın.
Bu tür küçük yardımlar sadakat yaratır ve sizi ofis oyunlarının hedefi olmaktan uzaklaştırır!
Koşulsuz saygı gösterin
İş yeri kocaman bir takımdır ve üstlerine saygılı davranıp, temizlik görevlilerini azarlayarak saygı görmeyi beklemeyin.
Alıntıdır.