Çanakkale Savaşları sürüp giderken Istanbul’da pek çok genç, gönüllü askere gitmek ve cephelere koşmak için askerlik şubeleri önlerinde uzun kuyruklar oluşturuyordu. Mekteb-i Sultaninin (Galatasaray Lisesi) okul birincisi olan Celal Ibrahim, ne yapıp edip kendini bir numaralı gönüllü olarak yazdırmayı başarmıştı. Bunu duyan arkadaşları onu hem tebrik etmiş hem de kıskanmışlardı.
“Celal Ibrahim gene yaptın yapacağını.”
“Hem okulu birinci olarak bitirdin hem de bir numaralı gönüllü olarak askere yazıldın.”
“Hep birincisin.” (...)
Mehmet Muzaffer, arkadaşı Celal Ibrahim’in Çanakkale Cephesi’ne gitmesi üzerine okuldaki arkadaşlarına, “Vatan bizden hizmet bekliyor. Bizler de gönüllü yazılmalıyız.” dedi. (...)
“Ama ailelerimiz ne diyecek? Bakalım bize izin verecekler mi?” (...)
Mehmet Muzaffer, “Ben de Celal Ibrahim gibi yapacağım. (...) Aileme haber vermeyeceğim.” dedi.
“Haydi, o zaman gidip gönüllü yazılalım.” (...)
Gençler o gün son kez birbirleriyle görüştüler. Pek çoğu vatanını savunmak ve askere gönüllü gitmek için başvuruda bulundular. Kendilerine beklemeleri emredildi. Bir süre sonra evlerine gönderilen çağrı pusulalarında şunlar yazıyordu:
Şubemize gönüllü yazılmak istediğinizi belirterek vatan savunmasında görev almak üzere kararlılığınızı belirtmiş bulunmaktasınız. Talebiniz incelenmiş ve uygun görülmüş olup en yakın askerlik şubesine üç gün içinde başvurmanız gerekmektedir.
Bu çağrıyı alan gönüllülerden Mehmet Muzaffer, sevinsin mi üzülsün mü bilemedi. Aslında o seviniyordu ama anne ve babasına ne diyecekti? Nasıl söyleyecek, onlarla nasıl vedalaşacaktı? (...) Ama vatan zor durumdayken o kendini düşünemezdi. Şimdi bir şeyler yapmalıydı. Bu konuda kararlıydı. (...)
Akşam yemeğinden sonra konuyu annesi ve babasına açtı. Onlar ilk önce çok şaşırdılar. Ne diyeceklerini bilemediler. Sofrada derin bir sessizlik oldu. Sonra babası, ‘‘(...) Mademki gönüllü gitmek istiyorsun, seninle gurur duyduk. Sevindik. Ancak savaş bu, (...) kendine dikkat et; kendini kolla. (...) Biz hakkımızı sana helal ettik. Sen de bir evlat olarak bize hakkını helal et.’’ dedi.
Mehmet Muzaffer kalktı, annesinin ve babasının ellerini öptü: ‘‘Ben de hakkımı helal ediyorum. Merak etmeyin, sizleri utandıracak bir şey yapmayacağım.’’ (...)
Annesi yavaşça sofradan kalktı, mutfağa yöneldi. Sessizce ağlıyordu.
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız.
1. İstanbul'da pek çok gencin askerlik şubeleri önünde sıra olmalarının sebebi nedir?
...............................................................................................
2. Kendini bir numaralı gönüllü olarak yazdırmayı başaran kimdir? Bu duruma arkadaşları ne tepki vermiştir?
...............................................................................................
3. Mehmet Muzaffer, arkadaşı Celal İbrahim'in Çanakkale Cephesi’ne gitmesi üzerine okuldaki arkadaşlarına neler söyledi?
...............................................................................................
4. Çağrı pusulasını alan Mehmet Muzaffer neler hissetti?
...............................................................................................
5. Mehmet Muzaffer’in annesi ve babası, onun cepheye gideceğini öğrenince nasıl tepki verdiler?
...............................................................................................
“Celal Ibrahim gene yaptın yapacağını.”
“Hem okulu birinci olarak bitirdin hem de bir numaralı gönüllü olarak askere yazıldın.”
“Hep birincisin.” (...)
Mehmet Muzaffer, arkadaşı Celal Ibrahim’in Çanakkale Cephesi’ne gitmesi üzerine okuldaki arkadaşlarına, “Vatan bizden hizmet bekliyor. Bizler de gönüllü yazılmalıyız.” dedi. (...)
“Ama ailelerimiz ne diyecek? Bakalım bize izin verecekler mi?” (...)
Mehmet Muzaffer, “Ben de Celal Ibrahim gibi yapacağım. (...) Aileme haber vermeyeceğim.” dedi.
“Haydi, o zaman gidip gönüllü yazılalım.” (...)
Gençler o gün son kez birbirleriyle görüştüler. Pek çoğu vatanını savunmak ve askere gönüllü gitmek için başvuruda bulundular. Kendilerine beklemeleri emredildi. Bir süre sonra evlerine gönderilen çağrı pusulalarında şunlar yazıyordu:
Şubemize gönüllü yazılmak istediğinizi belirterek vatan savunmasında görev almak üzere kararlılığınızı belirtmiş bulunmaktasınız. Talebiniz incelenmiş ve uygun görülmüş olup en yakın askerlik şubesine üç gün içinde başvurmanız gerekmektedir.
Bu çağrıyı alan gönüllülerden Mehmet Muzaffer, sevinsin mi üzülsün mü bilemedi. Aslında o seviniyordu ama anne ve babasına ne diyecekti? Nasıl söyleyecek, onlarla nasıl vedalaşacaktı? (...) Ama vatan zor durumdayken o kendini düşünemezdi. Şimdi bir şeyler yapmalıydı. Bu konuda kararlıydı. (...)
Akşam yemeğinden sonra konuyu annesi ve babasına açtı. Onlar ilk önce çok şaşırdılar. Ne diyeceklerini bilemediler. Sofrada derin bir sessizlik oldu. Sonra babası, ‘‘(...) Mademki gönüllü gitmek istiyorsun, seninle gurur duyduk. Sevindik. Ancak savaş bu, (...) kendine dikkat et; kendini kolla. (...) Biz hakkımızı sana helal ettik. Sen de bir evlat olarak bize hakkını helal et.’’ dedi.
Mehmet Muzaffer kalktı, annesinin ve babasının ellerini öptü: ‘‘Ben de hakkımı helal ediyorum. Merak etmeyin, sizleri utandıracak bir şey yapmayacağım.’’ (...)
Annesi yavaşça sofradan kalktı, mutfağa yöneldi. Sessizce ağlıyordu.
İsmail BILGIN
Bedeli Çanakkale’de Ödenmiştir (Kısaltılmıştır.)
Bedeli Çanakkale’de Ödenmiştir (Kısaltılmıştır.)
Aşağıdaki soruları metne göre cevaplayınız.
1. İstanbul'da pek çok gencin askerlik şubeleri önünde sıra olmalarının sebebi nedir?
...............................................................................................
2. Kendini bir numaralı gönüllü olarak yazdırmayı başaran kimdir? Bu duruma arkadaşları ne tepki vermiştir?
...............................................................................................
3. Mehmet Muzaffer, arkadaşı Celal İbrahim'in Çanakkale Cephesi’ne gitmesi üzerine okuldaki arkadaşlarına neler söyledi?
...............................................................................................
4. Çağrı pusulasını alan Mehmet Muzaffer neler hissetti?
...............................................................................................
5. Mehmet Muzaffer’in annesi ve babası, onun cepheye gideceğini öğrenince nasıl tepki verdiler?
...............................................................................................