Beş kıtayı temsilen ilk kez 1920 Olimpiyatlarında kullanılan Olimpiyat Bayrağı:
Mavi daire Avrupa'yı,
Sarısı Asya'yı,
Siyahı Afrika'yı,
Kırmızı Amerika'yı,
Yeşil ise Avustralya'yı temsil eder.
Bu beş kıtanın üzerinde bir tek güneş parlar.
Güneş ışınlarından yararlanılarak bir büyüteçle yakılan olimpiyat meşalesi de oyunlar devam ettiği sürece söndürülmez.
Meşale'nin ateşi nasıl hep yanıyor?
Meşale, butan ve propylene gazlarından oluşan bir karışım sayesinde yanıyor. Ortaya çıkan turuncu renkteki alev 20 dakika yanıyor.
Her meşale taşıyıcısı ateşi meşaleden meşaleye geçirerek canlı tutuyorlar. Yunanistan ve dünya genelinde 10 bin kişi meşale taşıyarak bu ateşin yayılmasına katkıda bulundu.
Yunanlı tasarımcı Andreas Varotsos'un tasarladığı meşalenin yapım aşamasında ağırlıklı olarak barışın simgesi olan zeytin dalından esinlenildi. Ağırlığı 700 gr olan meşalenin uzunluğu 68 cm.
Olimpiyat Oyunları'nın tarihçesi
Dünyanın en önemli spor olayı olarak kabul edilen Yaz Olimpiyat Oyunları, dört yılda bir tüm dünyanın gözünü spor olgusuna çevirmesi, barış ve kardeşlik duygularını aşılaması, ülke tanıtımına ve gelirlerine yaptığı katkılarla ülkeler için düzenlenmesi oldukça cazip bir organizasyon olarak varlığını sürdürüyor.
Birçok ilginç olayın gerçekleştiği Olimpiyat Oyunları'nın tarihi, eski Yunan uygarlığına dek dayanıyor. Olimpiyat Oyunları'nın kurucusu, efsanelere göre Herakles'tir.
Ama oyunlar, tarihte ilk kez yapıldığı İ.Ö.776 yılından itibaren anılmaya başlandı.
Bu dönemde oyunlar, beş yılda bir yapılır ve tapınağı elinde bulunduran Yunan site devleti tarafından düzenlenirdi.
İlk Olimpiyat Şampiyonu Coroebus
İ.Ö.776 yılında yapılan ve Birinci Olimpiyatlar diye adlandırılan bu oyunların programında,
192 metrelik sahanın boyuna eşit ''stadion'' diye adlandırılan tek bir yarışma vardır ve bu yarışmanın galibi olan Coroebus da ilk Olimpiyat Şampiyonu olarak kabul edilir.
Geleneklere göre her Olimpiyat Oyunu, bu yarışı kazanan atletin adıyla anılmaktadır.
Zamanla yarışma sayısı arttırıldı ve program da bir günden beş güne dek çıkarıldı. 12 yüzyıl bu biçimde süren oyunlarda, daha sonraları genç erkekler için bazı yarışmalar da programa alındı.
Klasik Olimpiyatlar'da bayanlara yer yoktur. Bayanlar, seyirci olarak dahi stada alınmazken zamanla, Olimpiyatlar sırasında ama saha dışında olmak üzere Tanrıça Hera adına bayanlar için de program düzenlendi.
Daha sonraki yıllarda Romalılar ile Yunanlılar arasında bir çekişme konusu olan oyunlara o dönemde en büyük darbeyi, oyunların yapılmasını yasaklayan Roma İmparatoru İkinci Theodosius vurdu.
İkinci Theodosius, Olympia'daki tapınakları yıktırdı ve binaları da kiliseye verdi.
Modern Olimpiyatlar
Modern Olimpiyat Oyunları'nın kurucusu Fransız Baron Pierre De Coubertin'dir. Fransız spor adamı, gençliğin yalnızca kapalı sınıflarda değil, aynı zamanda açık alanlarda spor yaparak yetişmesine inanmıştı.
Ülkesi Fransa'da bu görüşlerinde gerekli desteği bulamayan Coubertin, bunun üzerine ufkunu ülkesi dışına taşıyarak, dünya gençliğini bir yerde toplamak ve onların birbirlerini anlamalarına olanak yaratmak amacıyla 1894 yılında Sorbonne Üniversitesi'nde 12 ülkeden gelen 79 temsilcinin katıldığı ''Uluslararası Spor Kongresi'' sırasında Modern Olimpiyat Oyunları'nın ilkinin 1896 yılında Atina'da düzenlenmesi kararını aldırttı.
İlki, tüm sorunlara karşın 1896 yılında doğduğu ülke olan Yunanistan'da organize edilen oyunlarda, yıllar içinde terör ve boykot gibi çeşitli olaylar da oyunlar tarihine damgasını vurdu.
Modern Olimpiyatlar 1896 yılında başladı
6-15 nisan 1896 Atina: Politik ve mali zorluklar nedeniyle oyunların Atina'da yapılmasına karşı çıkan Yunan hükümetini sonunda razı eden Baron Pierre De Coubertin'in davet mektuplarını geç yolladığı için ilk oyunlara 13 ülkeden 295 sporcu katıldı ve dokuz dalda mücadele etti.
İlk şampiyon üç adım atlamada
İlk olimpiyat şampiyonu, üç adım atlamada birinci olan ABD'li James Connoly oldu. Bu oyunlarda bayan sporcular yer almadı.
14 Nisan-28 Ekim 1900 Paris: 22 ülkeden 11 bayan ve 1320 erkek sporcunun mücadele ettiği oyunlarda sporcular, 17 dalda yarıştı.
Bu oyunlardaki organizasyon bozukluğu eleştirilere yol açarken, bayanlar ilk kez bu oyunlarda kendilerini gösterme fırsatı buldu.
1 Temmuz-29 Ekim 1904 Saint Louis: ABD'nin uzaklığı nedeniyle yalnızca 12 ülkeden 682 erkek ve altı bayan sporcu katıldı ve 14 dalda mücadele etti.
Birçok Avrupa ülkesi oyunlara katılmazken, Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Baron Pierre De Coubertin'in bile gelmeyişi dikkati çekti.
13 Temmuz-29 Ekim 1908 Londra: 22 ülkeden iki bin erkek ve 36 bayan sporcu, 21 dalda mücadele etti.
Roma'da yapılması gereken bu oyunlar, İtalya'nın mali sorunları nedeniyle Londra'ya alındı. Oyunlar tarihe, Rusların Finlandiya, İngiltere'nin de İrlanda Cumhuriyeti bayrağını protesto etmesiyle geçti.
5 Mayıs-22 Temmuz 1912 Stockholm: 27 ülkeden iki bin 490 erkek ve 57 bayan sporcu, 13 dalda mücadele etti.
Burada uluslararası federasyonlar, oyunlardaki derecelerin otomatikman dünya rekoru olarak kabulünü kararlaştırdı.
1916 Berlin: Olimpiyat Oyunları, Birinci Dünya Şavaşı nedeniyle yapılamadı.
20 Nisan-12 Eylül 1920 Anvers: 29 ülkeden 2 bin 543 erkek ve 64 bayan sporcu, 21 dalda mücadele etti.
Organizasyonun başarılı olduğu bu oyunlarda, Uluslararası Olimpiyat Komitesi, büyük bir tarihsel hata yaparak, Birinci Dünya Savaşı'nın yenik devletleri Avusturya, Macaristan,Türkiye, Almanya ve Bulgaristan'ı oyunlara çağırmadı.
3 Mayıs-27 Haziran 1924 Paris: 45 ülkeden 2 bin 956 erkek ve 136 bayan sporcu, 17 dalda mücadele etti.
1920 Olimpiyatları'nda iki altın madalya alan ''Uçan Finli'' lakaplı Paavo Nurmi, bu kez dört altın madalya alarak, başarısının doruğuna ulaştı.
Almanya, bu oyunları Fransa ile olan sorunları nedeniyle boykot etti.
28 Temmuz-12 Ağustos 1928 Amsterdam: 46 ülkeden iki bin 724 erkek ve 290 bayan sporcu, 14 dalda mücadele etti.
Bu oyunlarda bayanlar, ilk kez atletizm yarışmalarına katılırken, ilk kez oyunlar sırasında olimpiyat meşalesi yakıldı.
Finli atlet Paavo Nurmi, katıldığı üçüncü oyunlarda yedinci altın madalyasını aldı.
30 Temmuz-14 Ağustos 1932 Los Angeles: 37 ülkeden 1281 erkek ve 127 bayan sporcu, 14 dalda mücadele etti. Organizasyonun başarısı dikkati çekerken, 100 bin kişilik Olimpiyat Stadı da katılanları büyüledi.
Dünyadaki ekonomik kriz ve Los Angeles'ın uzaklığı nedeniyle katılım az oldu. Otomatik zaman tutucu ve foto-finiş aleti ilk kez bu oyunlarda kullanıldı.
1-16 Ağustos 1936 Berlin: 49 ülkeden 3 bin 738 erkek ve 328 bayan sporcu, 19 dalda mücadele etti.
Bu yıllarda Almanya'nın lideri olan Adolf Hitler, oyunları sisteminin ve ideolojisinin propagandasını yapmak için kullandı ve başarılı oldu.
Ancak ABD Atletizm Takımı'ndan zenci atlet Jesse Owens, dört altın madalya alarak, Hitler'in ''üstün ırk'' kuramının geçersizliğini kanıtladı.
Bu oyunlarda, ilk kez Olympia'da yakılan ateş, yedi ülkeden geçerek, üç bin sporcu tarafından taşındı ve stada getirildi. Türkiye, tarihindeki ilk olimpiyat altın madalyasını, Berlin'de güreşçi Yaşar Erkan ile kazandı.
1940 Helsinki ve 1944 Londra: İkinci Dünya Savaşı nedeniyle yapılamadı.
29 Temmuz-14 Ağustos 1948 Londra: 59 ülkeden üç bin 714 erkek ve 385 bayan sporcu, 17 dalda mücadele etti.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi, tarihsel hatasını bir kez daha yineleyerek, İkinci Dünya Savaşı'nın yenik devletleri Almanya ve Japonya'yı oyunlara çağırmadı.
Hollandalı 30 yaşındaki iki çocuk annesi Fanny Blankers Koen, atletizmde dört altın madalya kazanarak, tüm dikkatleri üzerine topladı.
Türkiye'nin güreşte kazandığı altı altın madalya da takdirle karşılandı.
19 Temmuz-3 Ağustos 1952 Helsinki: 69 ülkeden 4 bin 407 erkek ve 518 bayan sporcu, 17 dalda mücadele etti.
40 yıldan bu yana ilk kez oyunlara katılan Rus sporcuları, güçlerini gösterme fırsatı buldular.
Kendisine ''Çek Lokomotifi'' unvanı verilen atlet Emil Zatopek, uzun mesafe koşularda üç altın madalya kazanarak, oyunların yıldızı oldu.
22 Kasım-8 Aralık 1956 Melbourne: 67 ülkeden iki bin 958 erkek ve 384 bayan sporcu mücadele etti.
İlk kez kış mevsiminde gerçekleştirilen bu oyunları, Rusların Macaristan'ı işgalini protesto
eden Hollanda, İspanya ve İsviçre ile İsrail'in Süveyş Bölgesi'ni işgaline tepki gösteren Irak, Mısır ve Lübnan boykot ettiler.
Oyunlarda binicilik müsabakaları, Avustralya'ya dışarıdan hayvan sokulması yasak olduğu için İsveç'in başkenti Stockholm'de yapıldı.
25 Ağustos-1 Eylül 1960 Roma: 84 ülkeden dört bin 738 erkek ve 610 bayan sporcu, 17 dalda mücadele etti.
Bu oyunlarda pek çok ülke madalya kazanarak, büyük ülkelerin bu konudaki tekeline bir bakıma son verdiler.
Maratonda Etiyopyalı Abebe Bikila, çıplak ayakla koşarak, altın madalya kazandı.
Roma Olimpiyatları, Türkiye'nin yedi ile en fazla altın madalya kazandığı oyunlar oldu.
10-24 Ekim 1964 Tokyo: 94 ülkeden dört bin 457 erkek ve 683 bayan sporcu, 19 dalda mücadele etti.
Asya kıtasında ilk kez yapılan bu oyunlar da bu özellikten dolayı Kuzey Kore ve Endonezya'nın boykotuyla karşılaştı.
Etiyopyalı Abebe Bikila, bu kez ayakkabıyla koşarak, maraton dalında yine altın madalyanın sahibiydi.
12-27 Ekim 1968 Mexico City: 113 ülkeden 4 bin 750 erkek ve 781 bayan sporcu, 18 dalda mücadele etti.
Tarihte en yüksek rakımda yapılan bu oyunlarda, bu özellikten dolayı atletizm ve yüzmede pek çok dünya rekoru kırıldı.
Ancak mesafe koşularında az oksijen nedeniyle atletler zorluk da çektiler. Atletizmde ABD'li iki siyahi atlet Tommie Smith ve John Carlos, şeref kürsüsünde ABD bayrağı göndere çekilirken, siyah eldivenli yumruklarını havaya kaldırarak protesto gösterisinde bulununca takımdan çıkarıldılar.
Bu oyunlarda erkekler uzun atlamadaki Bob Beamon'ın rekoru, 27 yıl kırılamadı.
26 Ağustos-11 Eylül 1972 Münih: 122 ülkeden 6 bin 659 erkek ve 1171 bayan sporcu, 21 dalda mücadele etti.
ABD'li yüzücü Mark Spitz'in yedi dünya rekoru kırarak yedi altın madalya kazandığı bu oyunlara terör gölgesi düştü.
İsrail'de tutuklu bulunan arkadaşlarının bırakılmalarını isteyen Filistinli teröristler, Olimpiyat Köyü'nü basarak, 11 İsrailli sporcu ve yöneticiyi öldürdüler.
Bu olay nedeniyle oyunlara 34 saat ara verildi.
17 Temmuz-l Ağustos 1976 Montreal: 92 ülkeden 4 bin 915 erkek ve 1274 bayan sporcu, 21 dalda mücadele etti.
Afrika ülkelerinin pek çoğu, o dönemde ırkçı bir politika izleyen Güney Afrika'ya maç yapmaya giden Yeni Zelanda'yı protesto etmek için oyunlara katılmadı.
Organizasyonda aksaklıkların görüldüğü bu oyunlarda, Finli atlet Lasse Viren, Münih'de olduğu gibi beş bin ve 10 bin metrelerde altın madalya kazandı.
Oyunların diğer bir yıldızı, jimnastikte 14 yaşında yedi adet 10 tam puanla altın madalyaları toplayan Rumen Nadia Comaneci'ydi.
19 Temmuz-3 Ağustos 1980 Moskova: 81 ülkeden 4 bin 320 erkek ve 1192 bayan sporcu, 21 dalda mücadele etti.
Eski SSCB'nin bir yıl önce Afganistan'ı işgalini protesto etmek için ABD ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu pek çok batılı ülke oyunları boykot etti.
Bu oyunlarda seyirci ve hakemlerin partizan ve taraflı tutumları iyi karşılanmadı.
28 Temmuz-12 Ağustos 1984 Los Angeles: 140 ülkeden beş bin 458 erkek ve 1620 bayan sporcu, 21 dalda mücadele etti.
Bu kez de eski SSCB ve Romanya dışındaki tüm Doğu bloku ülkeleri, güvenlik mazaretini öne sürerek, oyunlara katılmadı.
Çin Halk Cumhuriyeti, ilk kez katıldığı bu oyunlarda oldukça başarılı olurken, oyunların yıldızı ise atletizmde dört altın madalya alan ABD'li Carl Lewis oldu.
17 Eylül-2 Ekim 1988 Seul: 160 ülkeden dokuz bin 689 sporcu, 24 dalda mücadele etti.
Organizasyondaki bazı hatalar ve hakemlerin aşırı taraf tutmaları tepki çekerken, birkaç ülke dışında boykot görülmemesi sevindirici oldu.
Atletizmde erkekler 100 metrede dünya rekoru kıran Kanadalı atlet Ben Johnson'un yanısıra bazı Doğu bloku sporcularının da dopingli çıkmaları şok etkisi yarattı.
Türk halterci Naim Süleymanoğlu, altı dünya ve dokuz olimpiyat rekoru kırarak, ''Cep Herkülü'' unvanı kazandı.
25 Temmuz-9 Ağustos 1992 Barcelona: 172 ülkeden 11 bini aşkın sporcu, 27 dalda mücadele etti.
En fazla katılımlı ve boykotsuz bu oyunlarda dağılan SSCB, son kez Bağımsız Devletler Topluluğu adı altında mücadele ederek, birinciliği yine kimseye kaptırmadı.
Dört doping olayının yaşandığı Barcelona'da, yeni kurulan cumhuriyetler de ilk
madalyalarını aldı.
BDT'den jimnastikçi Vitaly Sherbo, altı altın madalyayla yıldızlaştı. Küba, iki boykottan sonra yeniden oyunlar sahnesine çıkarken, Çin Halk Cumhuriyeti de büyük bir patlama gerçekleştirdi.
19 Temmuz-4 Ağustos 1996 Atlanta: 197 ülkeden 10 bin 320 sporcu, 30 dalda mücadele etti. Geniş bir katılımın görüldüğü bu oyunlarda, Avrupa'da dağılan devletler ilk kez oyunlar sahnesine çıktı.
Oyunlarda ABD'li atlet Carl Lewis, dördüncü kez üstüste uzun atlamada altın madalya kazanırken, Michael Johnson da 200 ve 400 metrelerdeki muhteşem performansıyla göz kamaştırdı.
Bir kez daha terör gölgesinde gerçekleşen oyunlarda, Olimpik Park'ta patlayan bomba nedeniyle bir ABD'li ve bir de Türk TRT kameramanı yaşamını yitirdi.
Stat ve salonlarda dokuz milyon seyircinin izlediği oyunları, dört altın, birer de
gümüş ve bronz madalyayla kapayan Türkiye, 1960-Roma'dan sonra en iyi sonucu aldı.
15 Eylül-1 Ekim 2000 Sydney: 199 ülkeden 10 bin 500 sporcu mücadele etti.
Şimdiye kadarki en başarılı organizasyon olan ve en geniş katılımın gerçekleştiği oyunlarda, yedi doping olayı yaşandı.
Türk sporcuları açısından özellikle güreşte fiyasko ve skandallarla sonuçlanan bu oyunlarda, güreşte Hamza Yerlikaya, halterde de Halil Mutlu, ikinci kez üstüste altın madalya aldı.
Türkiye, ilk kez judoda altın, tekvandoda da bronz madalyaya ulaştı.
Halterde Naim Süleymanoğlu'nun dördüncü kez üstüste altın madalya alma düşü
gerçekleşmezken, yüzmede 15 dünya rekoru kırıldı.
Atletizmde ABD'li Marion Jones, yüzmede de Avustralyalı Ian Thorpe, üçer altın, ikişer de gümüş madalya alarak yıldızlaştılar.
İngiliz kürekçi Steven Redgrave, beşinci kez üstüste olimpiyat altın madalyası alarak tarihe geçerken, efsanevi Rus güreşçi Alexander Karelin, 13 yıl sonra ilk kez bu oyunlarda yenildi ve dördüncü olimpiyat şampiyonluğunun uzağında kaldı.
Mavi daire Avrupa'yı,
Sarısı Asya'yı,
Siyahı Afrika'yı,
Kırmızı Amerika'yı,
Yeşil ise Avustralya'yı temsil eder.
Bu beş kıtanın üzerinde bir tek güneş parlar.
Güneş ışınlarından yararlanılarak bir büyüteçle yakılan olimpiyat meşalesi de oyunlar devam ettiği sürece söndürülmez.
Meşale'nin ateşi nasıl hep yanıyor?
Meşale, butan ve propylene gazlarından oluşan bir karışım sayesinde yanıyor. Ortaya çıkan turuncu renkteki alev 20 dakika yanıyor.
Her meşale taşıyıcısı ateşi meşaleden meşaleye geçirerek canlı tutuyorlar. Yunanistan ve dünya genelinde 10 bin kişi meşale taşıyarak bu ateşin yayılmasına katkıda bulundu.
Yunanlı tasarımcı Andreas Varotsos'un tasarladığı meşalenin yapım aşamasında ağırlıklı olarak barışın simgesi olan zeytin dalından esinlenildi. Ağırlığı 700 gr olan meşalenin uzunluğu 68 cm.
Olimpiyat Oyunları'nın tarihçesi
Dünyanın en önemli spor olayı olarak kabul edilen Yaz Olimpiyat Oyunları, dört yılda bir tüm dünyanın gözünü spor olgusuna çevirmesi, barış ve kardeşlik duygularını aşılaması, ülke tanıtımına ve gelirlerine yaptığı katkılarla ülkeler için düzenlenmesi oldukça cazip bir organizasyon olarak varlığını sürdürüyor.
Birçok ilginç olayın gerçekleştiği Olimpiyat Oyunları'nın tarihi, eski Yunan uygarlığına dek dayanıyor. Olimpiyat Oyunları'nın kurucusu, efsanelere göre Herakles'tir.
Ama oyunlar, tarihte ilk kez yapıldığı İ.Ö.776 yılından itibaren anılmaya başlandı.
Bu dönemde oyunlar, beş yılda bir yapılır ve tapınağı elinde bulunduran Yunan site devleti tarafından düzenlenirdi.
İlk Olimpiyat Şampiyonu Coroebus
İ.Ö.776 yılında yapılan ve Birinci Olimpiyatlar diye adlandırılan bu oyunların programında,
192 metrelik sahanın boyuna eşit ''stadion'' diye adlandırılan tek bir yarışma vardır ve bu yarışmanın galibi olan Coroebus da ilk Olimpiyat Şampiyonu olarak kabul edilir.
Geleneklere göre her Olimpiyat Oyunu, bu yarışı kazanan atletin adıyla anılmaktadır.
Zamanla yarışma sayısı arttırıldı ve program da bir günden beş güne dek çıkarıldı. 12 yüzyıl bu biçimde süren oyunlarda, daha sonraları genç erkekler için bazı yarışmalar da programa alındı.
Klasik Olimpiyatlar'da bayanlara yer yoktur. Bayanlar, seyirci olarak dahi stada alınmazken zamanla, Olimpiyatlar sırasında ama saha dışında olmak üzere Tanrıça Hera adına bayanlar için de program düzenlendi.
Daha sonraki yıllarda Romalılar ile Yunanlılar arasında bir çekişme konusu olan oyunlara o dönemde en büyük darbeyi, oyunların yapılmasını yasaklayan Roma İmparatoru İkinci Theodosius vurdu.
İkinci Theodosius, Olympia'daki tapınakları yıktırdı ve binaları da kiliseye verdi.
Modern Olimpiyatlar
Modern Olimpiyat Oyunları'nın kurucusu Fransız Baron Pierre De Coubertin'dir. Fransız spor adamı, gençliğin yalnızca kapalı sınıflarda değil, aynı zamanda açık alanlarda spor yaparak yetişmesine inanmıştı.
Ülkesi Fransa'da bu görüşlerinde gerekli desteği bulamayan Coubertin, bunun üzerine ufkunu ülkesi dışına taşıyarak, dünya gençliğini bir yerde toplamak ve onların birbirlerini anlamalarına olanak yaratmak amacıyla 1894 yılında Sorbonne Üniversitesi'nde 12 ülkeden gelen 79 temsilcinin katıldığı ''Uluslararası Spor Kongresi'' sırasında Modern Olimpiyat Oyunları'nın ilkinin 1896 yılında Atina'da düzenlenmesi kararını aldırttı.
İlki, tüm sorunlara karşın 1896 yılında doğduğu ülke olan Yunanistan'da organize edilen oyunlarda, yıllar içinde terör ve boykot gibi çeşitli olaylar da oyunlar tarihine damgasını vurdu.
Modern Olimpiyatlar 1896 yılında başladı
6-15 nisan 1896 Atina: Politik ve mali zorluklar nedeniyle oyunların Atina'da yapılmasına karşı çıkan Yunan hükümetini sonunda razı eden Baron Pierre De Coubertin'in davet mektuplarını geç yolladığı için ilk oyunlara 13 ülkeden 295 sporcu katıldı ve dokuz dalda mücadele etti.
İlk şampiyon üç adım atlamada
İlk olimpiyat şampiyonu, üç adım atlamada birinci olan ABD'li James Connoly oldu. Bu oyunlarda bayan sporcular yer almadı.
14 Nisan-28 Ekim 1900 Paris: 22 ülkeden 11 bayan ve 1320 erkek sporcunun mücadele ettiği oyunlarda sporcular, 17 dalda yarıştı.
Bu oyunlardaki organizasyon bozukluğu eleştirilere yol açarken, bayanlar ilk kez bu oyunlarda kendilerini gösterme fırsatı buldu.
1 Temmuz-29 Ekim 1904 Saint Louis: ABD'nin uzaklığı nedeniyle yalnızca 12 ülkeden 682 erkek ve altı bayan sporcu katıldı ve 14 dalda mücadele etti.
Birçok Avrupa ülkesi oyunlara katılmazken, Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Baron Pierre De Coubertin'in bile gelmeyişi dikkati çekti.
13 Temmuz-29 Ekim 1908 Londra: 22 ülkeden iki bin erkek ve 36 bayan sporcu, 21 dalda mücadele etti.
Roma'da yapılması gereken bu oyunlar, İtalya'nın mali sorunları nedeniyle Londra'ya alındı. Oyunlar tarihe, Rusların Finlandiya, İngiltere'nin de İrlanda Cumhuriyeti bayrağını protesto etmesiyle geçti.
5 Mayıs-22 Temmuz 1912 Stockholm: 27 ülkeden iki bin 490 erkek ve 57 bayan sporcu, 13 dalda mücadele etti.
Burada uluslararası federasyonlar, oyunlardaki derecelerin otomatikman dünya rekoru olarak kabulünü kararlaştırdı.
1916 Berlin: Olimpiyat Oyunları, Birinci Dünya Şavaşı nedeniyle yapılamadı.
20 Nisan-12 Eylül 1920 Anvers: 29 ülkeden 2 bin 543 erkek ve 64 bayan sporcu, 21 dalda mücadele etti.
Organizasyonun başarılı olduğu bu oyunlarda, Uluslararası Olimpiyat Komitesi, büyük bir tarihsel hata yaparak, Birinci Dünya Savaşı'nın yenik devletleri Avusturya, Macaristan,Türkiye, Almanya ve Bulgaristan'ı oyunlara çağırmadı.
3 Mayıs-27 Haziran 1924 Paris: 45 ülkeden 2 bin 956 erkek ve 136 bayan sporcu, 17 dalda mücadele etti.
1920 Olimpiyatları'nda iki altın madalya alan ''Uçan Finli'' lakaplı Paavo Nurmi, bu kez dört altın madalya alarak, başarısının doruğuna ulaştı.
Almanya, bu oyunları Fransa ile olan sorunları nedeniyle boykot etti.
28 Temmuz-12 Ağustos 1928 Amsterdam: 46 ülkeden iki bin 724 erkek ve 290 bayan sporcu, 14 dalda mücadele etti.
Bu oyunlarda bayanlar, ilk kez atletizm yarışmalarına katılırken, ilk kez oyunlar sırasında olimpiyat meşalesi yakıldı.
Finli atlet Paavo Nurmi, katıldığı üçüncü oyunlarda yedinci altın madalyasını aldı.
30 Temmuz-14 Ağustos 1932 Los Angeles: 37 ülkeden 1281 erkek ve 127 bayan sporcu, 14 dalda mücadele etti. Organizasyonun başarısı dikkati çekerken, 100 bin kişilik Olimpiyat Stadı da katılanları büyüledi.
Dünyadaki ekonomik kriz ve Los Angeles'ın uzaklığı nedeniyle katılım az oldu. Otomatik zaman tutucu ve foto-finiş aleti ilk kez bu oyunlarda kullanıldı.
1-16 Ağustos 1936 Berlin: 49 ülkeden 3 bin 738 erkek ve 328 bayan sporcu, 19 dalda mücadele etti.
Bu yıllarda Almanya'nın lideri olan Adolf Hitler, oyunları sisteminin ve ideolojisinin propagandasını yapmak için kullandı ve başarılı oldu.
Ancak ABD Atletizm Takımı'ndan zenci atlet Jesse Owens, dört altın madalya alarak, Hitler'in ''üstün ırk'' kuramının geçersizliğini kanıtladı.
Bu oyunlarda, ilk kez Olympia'da yakılan ateş, yedi ülkeden geçerek, üç bin sporcu tarafından taşındı ve stada getirildi. Türkiye, tarihindeki ilk olimpiyat altın madalyasını, Berlin'de güreşçi Yaşar Erkan ile kazandı.
1940 Helsinki ve 1944 Londra: İkinci Dünya Savaşı nedeniyle yapılamadı.
29 Temmuz-14 Ağustos 1948 Londra: 59 ülkeden üç bin 714 erkek ve 385 bayan sporcu, 17 dalda mücadele etti.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi, tarihsel hatasını bir kez daha yineleyerek, İkinci Dünya Savaşı'nın yenik devletleri Almanya ve Japonya'yı oyunlara çağırmadı.
Hollandalı 30 yaşındaki iki çocuk annesi Fanny Blankers Koen, atletizmde dört altın madalya kazanarak, tüm dikkatleri üzerine topladı.
Türkiye'nin güreşte kazandığı altı altın madalya da takdirle karşılandı.
19 Temmuz-3 Ağustos 1952 Helsinki: 69 ülkeden 4 bin 407 erkek ve 518 bayan sporcu, 17 dalda mücadele etti.
40 yıldan bu yana ilk kez oyunlara katılan Rus sporcuları, güçlerini gösterme fırsatı buldular.
Kendisine ''Çek Lokomotifi'' unvanı verilen atlet Emil Zatopek, uzun mesafe koşularda üç altın madalya kazanarak, oyunların yıldızı oldu.
22 Kasım-8 Aralık 1956 Melbourne: 67 ülkeden iki bin 958 erkek ve 384 bayan sporcu mücadele etti.
İlk kez kış mevsiminde gerçekleştirilen bu oyunları, Rusların Macaristan'ı işgalini protesto
eden Hollanda, İspanya ve İsviçre ile İsrail'in Süveyş Bölgesi'ni işgaline tepki gösteren Irak, Mısır ve Lübnan boykot ettiler.
Oyunlarda binicilik müsabakaları, Avustralya'ya dışarıdan hayvan sokulması yasak olduğu için İsveç'in başkenti Stockholm'de yapıldı.
25 Ağustos-1 Eylül 1960 Roma: 84 ülkeden dört bin 738 erkek ve 610 bayan sporcu, 17 dalda mücadele etti.
Bu oyunlarda pek çok ülke madalya kazanarak, büyük ülkelerin bu konudaki tekeline bir bakıma son verdiler.
Maratonda Etiyopyalı Abebe Bikila, çıplak ayakla koşarak, altın madalya kazandı.
Roma Olimpiyatları, Türkiye'nin yedi ile en fazla altın madalya kazandığı oyunlar oldu.
10-24 Ekim 1964 Tokyo: 94 ülkeden dört bin 457 erkek ve 683 bayan sporcu, 19 dalda mücadele etti.
Asya kıtasında ilk kez yapılan bu oyunlar da bu özellikten dolayı Kuzey Kore ve Endonezya'nın boykotuyla karşılaştı.
Etiyopyalı Abebe Bikila, bu kez ayakkabıyla koşarak, maraton dalında yine altın madalyanın sahibiydi.
12-27 Ekim 1968 Mexico City: 113 ülkeden 4 bin 750 erkek ve 781 bayan sporcu, 18 dalda mücadele etti.
Tarihte en yüksek rakımda yapılan bu oyunlarda, bu özellikten dolayı atletizm ve yüzmede pek çok dünya rekoru kırıldı.
Ancak mesafe koşularında az oksijen nedeniyle atletler zorluk da çektiler. Atletizmde ABD'li iki siyahi atlet Tommie Smith ve John Carlos, şeref kürsüsünde ABD bayrağı göndere çekilirken, siyah eldivenli yumruklarını havaya kaldırarak protesto gösterisinde bulununca takımdan çıkarıldılar.
Bu oyunlarda erkekler uzun atlamadaki Bob Beamon'ın rekoru, 27 yıl kırılamadı.
26 Ağustos-11 Eylül 1972 Münih: 122 ülkeden 6 bin 659 erkek ve 1171 bayan sporcu, 21 dalda mücadele etti.
ABD'li yüzücü Mark Spitz'in yedi dünya rekoru kırarak yedi altın madalya kazandığı bu oyunlara terör gölgesi düştü.
İsrail'de tutuklu bulunan arkadaşlarının bırakılmalarını isteyen Filistinli teröristler, Olimpiyat Köyü'nü basarak, 11 İsrailli sporcu ve yöneticiyi öldürdüler.
Bu olay nedeniyle oyunlara 34 saat ara verildi.
17 Temmuz-l Ağustos 1976 Montreal: 92 ülkeden 4 bin 915 erkek ve 1274 bayan sporcu, 21 dalda mücadele etti.
Afrika ülkelerinin pek çoğu, o dönemde ırkçı bir politika izleyen Güney Afrika'ya maç yapmaya giden Yeni Zelanda'yı protesto etmek için oyunlara katılmadı.
Organizasyonda aksaklıkların görüldüğü bu oyunlarda, Finli atlet Lasse Viren, Münih'de olduğu gibi beş bin ve 10 bin metrelerde altın madalya kazandı.
Oyunların diğer bir yıldızı, jimnastikte 14 yaşında yedi adet 10 tam puanla altın madalyaları toplayan Rumen Nadia Comaneci'ydi.
19 Temmuz-3 Ağustos 1980 Moskova: 81 ülkeden 4 bin 320 erkek ve 1192 bayan sporcu, 21 dalda mücadele etti.
Eski SSCB'nin bir yıl önce Afganistan'ı işgalini protesto etmek için ABD ve Türkiye'nin de aralarında bulunduğu pek çok batılı ülke oyunları boykot etti.
Bu oyunlarda seyirci ve hakemlerin partizan ve taraflı tutumları iyi karşılanmadı.
28 Temmuz-12 Ağustos 1984 Los Angeles: 140 ülkeden beş bin 458 erkek ve 1620 bayan sporcu, 21 dalda mücadele etti.
Bu kez de eski SSCB ve Romanya dışındaki tüm Doğu bloku ülkeleri, güvenlik mazaretini öne sürerek, oyunlara katılmadı.
Çin Halk Cumhuriyeti, ilk kez katıldığı bu oyunlarda oldukça başarılı olurken, oyunların yıldızı ise atletizmde dört altın madalya alan ABD'li Carl Lewis oldu.
17 Eylül-2 Ekim 1988 Seul: 160 ülkeden dokuz bin 689 sporcu, 24 dalda mücadele etti.
Organizasyondaki bazı hatalar ve hakemlerin aşırı taraf tutmaları tepki çekerken, birkaç ülke dışında boykot görülmemesi sevindirici oldu.
Atletizmde erkekler 100 metrede dünya rekoru kıran Kanadalı atlet Ben Johnson'un yanısıra bazı Doğu bloku sporcularının da dopingli çıkmaları şok etkisi yarattı.
Türk halterci Naim Süleymanoğlu, altı dünya ve dokuz olimpiyat rekoru kırarak, ''Cep Herkülü'' unvanı kazandı.
25 Temmuz-9 Ağustos 1992 Barcelona: 172 ülkeden 11 bini aşkın sporcu, 27 dalda mücadele etti.
En fazla katılımlı ve boykotsuz bu oyunlarda dağılan SSCB, son kez Bağımsız Devletler Topluluğu adı altında mücadele ederek, birinciliği yine kimseye kaptırmadı.
Dört doping olayının yaşandığı Barcelona'da, yeni kurulan cumhuriyetler de ilk
madalyalarını aldı.
BDT'den jimnastikçi Vitaly Sherbo, altı altın madalyayla yıldızlaştı. Küba, iki boykottan sonra yeniden oyunlar sahnesine çıkarken, Çin Halk Cumhuriyeti de büyük bir patlama gerçekleştirdi.
19 Temmuz-4 Ağustos 1996 Atlanta: 197 ülkeden 10 bin 320 sporcu, 30 dalda mücadele etti. Geniş bir katılımın görüldüğü bu oyunlarda, Avrupa'da dağılan devletler ilk kez oyunlar sahnesine çıktı.
Oyunlarda ABD'li atlet Carl Lewis, dördüncü kez üstüste uzun atlamada altın madalya kazanırken, Michael Johnson da 200 ve 400 metrelerdeki muhteşem performansıyla göz kamaştırdı.
Bir kez daha terör gölgesinde gerçekleşen oyunlarda, Olimpik Park'ta patlayan bomba nedeniyle bir ABD'li ve bir de Türk TRT kameramanı yaşamını yitirdi.
Stat ve salonlarda dokuz milyon seyircinin izlediği oyunları, dört altın, birer de
gümüş ve bronz madalyayla kapayan Türkiye, 1960-Roma'dan sonra en iyi sonucu aldı.
15 Eylül-1 Ekim 2000 Sydney: 199 ülkeden 10 bin 500 sporcu mücadele etti.
Şimdiye kadarki en başarılı organizasyon olan ve en geniş katılımın gerçekleştiği oyunlarda, yedi doping olayı yaşandı.
Türk sporcuları açısından özellikle güreşte fiyasko ve skandallarla sonuçlanan bu oyunlarda, güreşte Hamza Yerlikaya, halterde de Halil Mutlu, ikinci kez üstüste altın madalya aldı.
Türkiye, ilk kez judoda altın, tekvandoda da bronz madalyaya ulaştı.
Halterde Naim Süleymanoğlu'nun dördüncü kez üstüste altın madalya alma düşü
gerçekleşmezken, yüzmede 15 dünya rekoru kırıldı.
Atletizmde ABD'li Marion Jones, yüzmede de Avustralyalı Ian Thorpe, üçer altın, ikişer de gümüş madalya alarak yıldızlaştılar.
İngiliz kürekçi Steven Redgrave, beşinci kez üstüste olimpiyat altın madalyası alarak tarihe geçerken, efsanevi Rus güreşçi Alexander Karelin, 13 yıl sonra ilk kez bu oyunlarda yenildi ve dördüncü olimpiyat şampiyonluğunun uzağında kaldı.