Çocukların hayatlarında bir şeyler yolunda gitmiyor...
Birçok anne/baba, çocuğunun hayatında neyin doğru gitmediğini bilmiyor... ya da neyin doğru gittiğini...
Genelde herkes evladı için en iyisini yaptığını düşünüyor...
...oysa çocuklar?
Onların hayatında yolunda gitmeyenlerin neler olduğunu hiç merak ettiniz mi??
Kocaman, akıl almaz zorlukları yok onların biz büyüklerle... yetişkinlerle... anne-babalarla...
...
Onların bütün derdi önemsiz sanılan önemli şeylerle aslında
...
Çocuklara göre anne/babaları hiç sır tutmaz biliyor musunuz sevgili dostlar!
...hatta anneleri hiç sır tutmayı bilmez... olur olmaz her şeyi akşam olunca babasına anlatır... çocuğun utandığı, sıkıldığı, başkalarından gizlemek istediği her şeyi herkese söyler... çocuğun babasına, varsa ablasına, ağabeyine...
Hatta bunlar yetmiyormuş gibi kendi yakın arkadaşlarına...
"Ayyy şekerim biliyor musun? Bugün benim oğlan, sınıfındaki Ayşe'yi yanağından öpmüş..."
"...haaa haaa haaaa"
Anne ve arkadaşı kahkahalarla gülerken, oğul evde yerin dibine giriyordur da kimsenin haberi yoktur...
Çocuk utancından nereye saklanacağını şaşırır... haayyy AllAh... annesine niye söyledi ki... bak şimdi Fatma teyzeye de rezil oldu...
Ya da altını ıslatıyordur... anne ile kızının arasında kalması gereken bir sırdır... çocuk kimsenin bu durumu bilmesini istemiyordur.
Ama nafile...
...olanlar olur... anne anlatacak birilerini bulmuştur bile...
"Ahhh sorma arkadaşım... benim kız dün gece yine altını ıslatmış... yatak yorgan... bu saate kadar işim de bitmedi bu yüzden... kusura bakma seni arayamadım..."
Ya da öğretmene, çocuğu anlaması için masum bir biçimde aktarılır...
...ama olsun... annelerin aktarması ne kadar masum olursa olsun... ne kadar arkadaşını aramayı ihmal etmesinin faturasını, çocuğuna çıkarmak olursu olsun... olan olmuştur bir kere...
...anne sırrına ihanet etmiştir!
Çocuğun annesine hiçbir güveni kalmamıştır artık...
...
Çok sık küçük düşürülüyorlar mesela...
En ufak hataları yüzlerine vuruluyor...
"Kızım sen aptal mısın? Aynı şeyi sana kaç kez söyleyeceğim?"
"Oğlum şöyle boş boş suratıma bakma... bir şey söylediğimde cin gibi yap... oyalanma... anlamıyor musun söylediğim lafı...?"
Küçük düşürülmeleri, çocukları son derece saldırgan yapar. Kendilerine saldırgan bir tutumla davranıldığını hissettikleri için, başkalarıyla ilişki kurma yolu olarak aynı yöntemi kullanır.
Yapılan her türlü önemsiz sanılan önemli ayrıntılar, çocuğun hayatını olumsuz yönde etkileyebilir. Çocuklar hem kendileri hem de başkaları için dayanılması güç çocuklar haline gelirler.
...
Bir gün bir bayan çocuğu için yardım almaya gelmişti. Son derece saldırgan bir oğlu vardı. 7 yaşında huysuz, yaramaz bir çocuk...
Annesi oğlunu eğlendirmek için elinden geleni yaptığını anlatınca merak edip sordum:
"Onu eğlendirmek için neler yapıyorsunuz...?"
"Ben şakadan çok hoşlanıyorum... çok yaramazlık yapıp kudurduğunda kendimi koltuktan yere atıp bayılma numarası yapıyorum. O aksi çocuk nasıl fır dönüyor etrafımda bir görseniz inanamazsınız Mehtap Hanım..." diyordu anne...
...inanamıyorum...
...evet evet gerçekten inanamıyorum...
Ama çocuğun, annesinin etrafında fır fır dönmesine değil...
...bir annenin kendisini koltuktan yere atıp, bayılma numarası yapmasına... çocuğuna bu kadar ciddi bir travma yaşatmasına... çocuğun bilinç altına korkunç mesajlar yüklemesine...
...inanamıyordum gerçekten...!
Ve daha neler neler var buna benzer sevgili okuyucular...
Boğazına ekmek kaçıp ölme numaraları mı ararsınız...
Eve hırsız girmiş gibi panik havası uyandırmalar mı istersiniz...
Banyo yaparken suda boğulma davranışları mı dersiniz...
İnanılır gibi değil ama bizim ülkemizde böyle garip şaka (!)lar yapılıyor maalesef...
...
Sevgili dostlar,
Çocukların şakası yoktur... lütfen bu cümleyi hiç unutmayınız...
Hayatı son derece ciddiye alırlar...
Kelimelerle oynanmasını sevmezler...
Mecazdan anlamazlar...
Şaka olsun diye dengesiz bir şey söylemeniz onları eğlendirmez... tam da tersine kaygılandırır... kendisini kötü hisseder... güvende hissetmez... endişelenir...
Tam da bu nedenle çocuklarla konuşurken son derece dikkatli olmalıyız.
Ağzımızdan ne çıktığına dikkat etmeliyiz...
Kelimelerimizi seçerken, şaka için bile olsa, incitici kelimeler olmamasına özen göstermeliyiz...
Gururlarını incitici, onları istismar edici tavırlarda bulunmamalıyız...
...
Belki hepimiz çocuk yetiştirmeye başlamadan önce kendimize bir soru sormalıyız...
Demeliyiz ki:
"Neden çocuğumu küçük düşürmekten bu kadar keyif alıyorum?"
Çünkü bizim şaka olsun diye dikkat etmeden söylediğimiz önemsiz sanılan önemli şeyler, onların hayatlarını alt üst edebiliyor...
Ve biz yetişkinler, onlar acı çekip üzülürken, iyi bir şey yaptık duygusuyla göğsümüzü gere gere ilgili anne/babayı oynayabiliyoruz...
Onların acıları bizim acımız olmalı...
...onları güldüren gerçek şakalar bizim için de keyif verici olmalı...
...
Sevgiyle kalın...
Alıntı~
Birçok anne/baba, çocuğunun hayatında neyin doğru gitmediğini bilmiyor... ya da neyin doğru gittiğini...
Genelde herkes evladı için en iyisini yaptığını düşünüyor...
...oysa çocuklar?
Onların hayatında yolunda gitmeyenlerin neler olduğunu hiç merak ettiniz mi??
Kocaman, akıl almaz zorlukları yok onların biz büyüklerle... yetişkinlerle... anne-babalarla...
...
Onların bütün derdi önemsiz sanılan önemli şeylerle aslında
...
Çocuklara göre anne/babaları hiç sır tutmaz biliyor musunuz sevgili dostlar!
...hatta anneleri hiç sır tutmayı bilmez... olur olmaz her şeyi akşam olunca babasına anlatır... çocuğun utandığı, sıkıldığı, başkalarından gizlemek istediği her şeyi herkese söyler... çocuğun babasına, varsa ablasına, ağabeyine...
Hatta bunlar yetmiyormuş gibi kendi yakın arkadaşlarına...
"Ayyy şekerim biliyor musun? Bugün benim oğlan, sınıfındaki Ayşe'yi yanağından öpmüş..."
"...haaa haaa haaaa"
Anne ve arkadaşı kahkahalarla gülerken, oğul evde yerin dibine giriyordur da kimsenin haberi yoktur...
Çocuk utancından nereye saklanacağını şaşırır... haayyy AllAh... annesine niye söyledi ki... bak şimdi Fatma teyzeye de rezil oldu...
Ya da altını ıslatıyordur... anne ile kızının arasında kalması gereken bir sırdır... çocuk kimsenin bu durumu bilmesini istemiyordur.
Ama nafile...
...olanlar olur... anne anlatacak birilerini bulmuştur bile...
"Ahhh sorma arkadaşım... benim kız dün gece yine altını ıslatmış... yatak yorgan... bu saate kadar işim de bitmedi bu yüzden... kusura bakma seni arayamadım..."
Ya da öğretmene, çocuğu anlaması için masum bir biçimde aktarılır...
...ama olsun... annelerin aktarması ne kadar masum olursa olsun... ne kadar arkadaşını aramayı ihmal etmesinin faturasını, çocuğuna çıkarmak olursu olsun... olan olmuştur bir kere...
...anne sırrına ihanet etmiştir!
Çocuğun annesine hiçbir güveni kalmamıştır artık...
...
Çok sık küçük düşürülüyorlar mesela...
En ufak hataları yüzlerine vuruluyor...
"Kızım sen aptal mısın? Aynı şeyi sana kaç kez söyleyeceğim?"
"Oğlum şöyle boş boş suratıma bakma... bir şey söylediğimde cin gibi yap... oyalanma... anlamıyor musun söylediğim lafı...?"
Küçük düşürülmeleri, çocukları son derece saldırgan yapar. Kendilerine saldırgan bir tutumla davranıldığını hissettikleri için, başkalarıyla ilişki kurma yolu olarak aynı yöntemi kullanır.
Yapılan her türlü önemsiz sanılan önemli ayrıntılar, çocuğun hayatını olumsuz yönde etkileyebilir. Çocuklar hem kendileri hem de başkaları için dayanılması güç çocuklar haline gelirler.
...
Bir gün bir bayan çocuğu için yardım almaya gelmişti. Son derece saldırgan bir oğlu vardı. 7 yaşında huysuz, yaramaz bir çocuk...
Annesi oğlunu eğlendirmek için elinden geleni yaptığını anlatınca merak edip sordum:
"Onu eğlendirmek için neler yapıyorsunuz...?"
"Ben şakadan çok hoşlanıyorum... çok yaramazlık yapıp kudurduğunda kendimi koltuktan yere atıp bayılma numarası yapıyorum. O aksi çocuk nasıl fır dönüyor etrafımda bir görseniz inanamazsınız Mehtap Hanım..." diyordu anne...
...inanamıyorum...
...evet evet gerçekten inanamıyorum...
Ama çocuğun, annesinin etrafında fır fır dönmesine değil...
...bir annenin kendisini koltuktan yere atıp, bayılma numarası yapmasına... çocuğuna bu kadar ciddi bir travma yaşatmasına... çocuğun bilinç altına korkunç mesajlar yüklemesine...
...inanamıyordum gerçekten...!
Ve daha neler neler var buna benzer sevgili okuyucular...
Boğazına ekmek kaçıp ölme numaraları mı ararsınız...
Eve hırsız girmiş gibi panik havası uyandırmalar mı istersiniz...
Banyo yaparken suda boğulma davranışları mı dersiniz...
İnanılır gibi değil ama bizim ülkemizde böyle garip şaka (!)lar yapılıyor maalesef...
...
Sevgili dostlar,
Çocukların şakası yoktur... lütfen bu cümleyi hiç unutmayınız...
Hayatı son derece ciddiye alırlar...
Kelimelerle oynanmasını sevmezler...
Mecazdan anlamazlar...
Şaka olsun diye dengesiz bir şey söylemeniz onları eğlendirmez... tam da tersine kaygılandırır... kendisini kötü hisseder... güvende hissetmez... endişelenir...
Tam da bu nedenle çocuklarla konuşurken son derece dikkatli olmalıyız.
Ağzımızdan ne çıktığına dikkat etmeliyiz...
Kelimelerimizi seçerken, şaka için bile olsa, incitici kelimeler olmamasına özen göstermeliyiz...
Gururlarını incitici, onları istismar edici tavırlarda bulunmamalıyız...
...
Belki hepimiz çocuk yetiştirmeye başlamadan önce kendimize bir soru sormalıyız...
Demeliyiz ki:
"Neden çocuğumu küçük düşürmekten bu kadar keyif alıyorum?"
Çünkü bizim şaka olsun diye dikkat etmeden söylediğimiz önemsiz sanılan önemli şeyler, onların hayatlarını alt üst edebiliyor...
Ve biz yetişkinler, onlar acı çekip üzülürken, iyi bir şey yaptık duygusuyla göğsümüzü gere gere ilgili anne/babayı oynayabiliyoruz...
Onların acıları bizim acımız olmalı...
...onları güldüren gerçek şakalar bizim için de keyif verici olmalı...
...
Sevgiyle kalın...
Alıntı~